Özel sektörün sahip olduğu ilk borsa geliyor

11 Ağustos 2008

Bankaların aracı kurumlarının da dahil olduğu Sermaye Piyasası Kurumları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile kurulacak olan borsada çalışmak üzere bir protokol imzaladı. Bu gelişme, Türkiye’nin ilk özel borsasının temellerini atıyor. İlk özel borsa, TOBB’un öncülüğünde kurulacak ve KOBİ’ler olarak adlandırılan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin hisse senetleri bu borsada işlem görecek.
Bu fikri, yaklaşık 2 yıl önceki görüşmemizde, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na yazılı olarak ben vermiştim. KOBİ Borsası kurulması için, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, bir ön düzenleme yapılmıştı; ancak, TOBB’un işin üzerine gitmemesi üzerine, haziran ayı başlarında bu düzenlemenin yürürlükten kaldırılması gündeme geldi. Şimdi, bu borsanın hayata geçirilmesi, Türk sermaye piyasası için son derece önem taşıyor. Girişimi, hepimizin desteklemesi lazım.

Halka açık firma kolay kredi alır
Türkiye’de büyük bir vergi kaçağı var.  Borsa

Yazının Devamı

IMF ne diyor?

9 Ağustos 2008

IMF, Türkiye ile ilişkisine devam ediyor. Önceden yaptığı “stand-by” benzeri bir uygulamaya devam edecek ama ilave para vermeyecek. Yani, her şeyimizi eskiden olduğu gibi kontrol altında tutacak; hükümeti, Merkez Bankası’nın sıkmaması için zorlayacak; reformların sürdürülmesini takip edecek ama para vermeyecek.
Bu iyi bir anlaşma olacak. Çünkü, paraya ihtiyacımız yoktu ama ne yaptığımızın birileri tarafından şeffaf biçimde takip edilip yabancılara anlatılması gerekiyordu. Çünkü, bu işi Türkiye’de yapan bir kurum hâlâ oluşturulamadı; Devlet Planlama Teşkilatı uyuyor ve ne de olsa, bu hükümetin ekonomik sistemi dışarıdan gelecek sıcak para üzerine kurulu.
IMF, benim yorumumla, diyor ki:
-  Borçlanmanın, gayri safi milli hasılaya ve diğer büyüklüklere olan oranı azaltılmaya devam edilmelidir. Yani, Hazine’nin içeriden ve dışarıdan aldığı borcun, yaratılan pastaya oranı azalmalıdır. Bunun sağlanması için de büyüme devam ettirilmelidir.
-  Enflasyonla mücadele

Yazının Devamı

Sonraki 11

5 Ağustos 2008

Bugünlerde uluslararası ekonomi çevrelerinde en çok konuşulan konu, önümüzdeki 40 yıl içinde hangi ülkelerin büyük ekonomiye sahip olacakları. Bilindiği gibi, halen “G7’ler” denilen, en büyük 7 ekonomik gücün bulunduğu bir grup var. Bu grup yöneticileri zaman zaman bir araya gelirler ve hem kendi çıkarlarının nasıl korunacağını hem de dünya ekonomisinin nasıl yönlendirileceğini konuşurlar.
Goldman Sachs’ın yaptığı araştırmaya göre, 2050 yılında, dünyanın ekonomik güçleri değişiyor. ABD hâlâ süper güç olmaya devam ediyor. Onu izleyen 7 “Zenginler Kulübü” üyesi ülke var. Bunlar, Kore, İngiltere, Rusya, Kanada, Fransa, Almanya ve Japonya. Bu grubun arkasından, Meksika, İtalya, Brezilya, Çin ve Türkiye’nin bulunduğu, “Üst-Orta Sınıf Zenginler” üyesi ülkeler geliyor. Bizden sonraki zengin ülkeler grubunda ise, Vietnam, İran, Endonezya ve Hindistan var.

Unutulan noktalar...
IMF’nin yaptığı araştırmaya göre ise,

Yazının Devamı

Yeni global dalga

4 Ağustos 2008

Global ekonomik kriz, gün geçmeden yeni sıkıntılar oluşturuyor. Bu seferki dalga çok büyük. Yeni dalga, Amerika’da İhale Faizli Tahviller veya Mevduat Sertifikaları’nın (Auction Rate Security-ARS) geri ödenememesi nedeniyle çıkıyor. Bu seferki dalganın, mevcut global krizi, önceden tahmin edilenin yüzde 60’ı kadar daha büyüteceği hesap ediliyor. ARS’ler nedeniyıe, Amerikan bankacılık sistemi, yaklaşık 330 milyar dolar daha batağa saptandı.
ARS’ler, birkaç yıl önce icat edilen bir sistemle satılan, uzun vadeli şirket tahvilleri. Tahvillerin faizleri her hafta yapılan ihalelerle belirleniyordu. Citibank, UBS, Merrill Lynch, J.P. Morgan, Bank of America, Goldman Sacks, Lehman Brothers, Morgan Stanley gibi büyük oyuncular, hem bu tahvilleri pazarladılar hem de piyasa yapıcı olarak her hafta bu enstrümanlar için faiz fiyatı önermeyi kabul ettiler. 

Banker krizini andırıyor
Sistem, bizim yıllar önce karşılaştığımız banker krizini andırıyor. Sertifikaların birçoğu bankalar ve finans kuruluşları tarafından tarafından alınıp satılıyor,

Yazının Devamı

Şimdi ne olacak?

2 Ağustos 2008

Parti kapatılmadı. Bu karar, Türk siyasi hayatı bakımından iyi oldu. Bu kararın alınmasında, hem Amerika’nın hem de Avrupa’nın devamlı baskılarının büyük rolü vardı. Demek ki, tarihte benzerleri görüldüğü gibi, iç işlerimize karışılmaya devam ediliyor. Dışişleri Bakanı bile, Türkiye’yi dış odaklara şikâyet etmişti.
Ülkemizi kötülemek her zaman işe yarıyor. Pamuk da Nobel’i bu sayede almıştı. Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonrası, Başbakan’ın daha da sertleşmesi ve ayrıca Mahkeme’nin yetkilerini tırpanlaması bekleniyor. İnşallah, olmaz.
Hükümet, ekonomideki kötü gidişi parti kapatmaya bağlamaya çalışıyordu. Şimdi, ekonomideki bütün sorumluluk hükümetin üzerinde ve asıl sınav yeni başlıyor. Bu hükümet gerçekte, ekonomi bakımından pek fazla bir şey yapamadı.
Ekonomiye, dibe vuruştan sonraki zorunlu toparlanma ve küresel gelişmeler yardım etti. Hiçbir yapısal değişiklik yapılamadan, devam ediliyor. Sıcak para-yüksek faiz-düşük kur “şeytan üçgeni”

Yazının Devamı

İslamda ticaret

29 Temmuz 2008

Kudüs Üniversitesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsameddin Affane’nin “Fıkhi ve Ahlaki Yönleriyle İslam’da Ticaret” isimli kitabı Dr. Servet Bayındır tarafından Türkçeye çevrildi.
Bu kitap bize İslamda ticaret adabı konusunda birçok ipucu veriyor. Kitapta İslamda ticaret hakkında, “Ticaretle uğraşan her Müslüman bu alanla ilgili dini konuları öğrenmelidir (Gazzali). Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır (Bakara ayeti). Tüccarlar, kıyamet günü günahkârlar olarak diriltileceklerdir; Allah’ın yasaklarından kaçınan, iyi davranan ve sadaka verenler hariç (Resulullah’a atfen Tırmızi)” hükümleri yer alıyor.
İslama uygun ticaret yapılması konusunda ise şu bilgiler var:

Bayan sekreter haramdır
Cuma günü ezan okununca, namaz vaktinde işyerini kapat. Cuma namazı dışında başka işlerle meşgul olma.
Pazar, şeytanın savaş meydanıdır. O, sancağını orada diker (hadis).

Yazının Devamı

İslam ekonomilerinde ne yanlış gitti?

28 Temmuz 2008

İslam, belki de yanlış biçimde yorumlanması nedeniyle, birbirlerini takip eden ve tamamlayan ekonomik hatalar yapmış:
a) “Sanat”ı, “Matbaa”yı yasaklayarak işe başlamış; bir “Yasaklar ve Kapalılar” toplumu yaratılmış, (Aslında, kadının kapatılması da bu dünya görüşünün bir parçası.)
b) “Sanat” yasaklanınca, “Yaratıcılık” yok olmuş; “Öne Geçmek” olanaksızlaşmış; “Takip Edebilmek” bile güçleşmiş.
c) “Yaratıcılık” yok olunca, “Kişilik Sahibi” insanlar yerine, “Kurallara Uyan” insanlar oluşmuş; “Düşünce” sınırlanmış ve “Paylaşılamaz” olmuş; “Yeni İcatlarla Üretim” yapılamamış, sadece tarımsal ürünlerin üretimiyle yetinilmiş.

Ticaret dar kalıplar içine itilmiş
d) “Üretim” olmayınca, “Ticaret” hiç olamamış; zaten, “Ticaret” dar kalıplar ve zorlamalar içine itilmiş, (İçki, sigara, haç, heykel ticareti yapmak, köpek satmak yasaklanmış. Üzerinde ayet olması

Yazının Devamı

Global krizin neresindeyiz?

26 Temmuz 2008

Global ekonomik kriz tüm ülkeleri etkileyecek gibi görünüyor. Dünya çapında açıklanan toplam zararların tutarı 417 milyar dolara ulaştı. Bu zarar karşılığında, şimdiye kadar bulunan sermaye ve borç ise yaklaşık 326 milyar dolar. Bu rakamlarla bile, krizin ancak ortalarına yaklaşılıyor.
Kriz, hem Amerika’da hem de Avrupa’da bütün şiddetiyle sürüyor. Bloomberg’e göre, Amerika’da toplam 190 milyar dolar zarar açıklanmışken, bu tutar Avrupa’da 205 milyar dolar. Bu zararlara karşılık, Amerika’da 159 milyar dolar sermaye artırımı sağlanmışken, Avrupa’da 148 milyar dolarlık sermaye artırımı sağlanabilmiş.
Çok çarpıcı olan bir veri daha var. O da, toplam zararların Amerikan Gayri Safi Milli Hasılası’nın (GDP) % 5’i olduğu halde, Avrupa’nın GDP’sinin % 7-8’i olması. Yani, sonunda krizden daha fazla etkilenen Avrupa olacak. Yukarıdaki veriler gösteriyor ki, Amerika’da krizin etkileri azalırken, Avrupa’daki düzelme süreci daha uzun sürecek.  

Şirketler zarar yazıyor
Öte

Yazının Devamı