Bugünlerde uluslararası ekonomi çevrelerinde en çok konuşulan konu, önümüzdeki 40 yıl içinde hangi ülkelerin büyük ekonomiye sahip olacakları. Bilindiği gibi, halen “G7’ler” denilen, en büyük 7 ekonomik gücün bulunduğu bir grup var. Bu grup yöneticileri zaman zaman bir araya gelirler ve hem kendi çıkarlarının nasıl korunacağını hem de dünya ekonomisinin nasıl yönlendirileceğini konuşurlar.
Goldman Sachs’ın yaptığı araştırmaya göre, 2050 yılında, dünyanın ekonomik güçleri değişiyor. ABD hâlâ süper güç olmaya devam ediyor. Onu izleyen 7 “Zenginler Kulübü” üyesi ülke var. Bunlar, Kore, İngiltere, Rusya, Kanada, Fransa, Almanya ve Japonya. Bu grubun arkasından, Meksika, İtalya, Brezilya, Çin ve Türkiye’nin bulunduğu, “Üst-Orta Sınıf Zenginler” üyesi ülkeler geliyor. Bizden sonraki zengin ülkeler grubunda ise, Vietnam, İran, Endonezya ve Hindistan var.
Unutulan noktalar...
IMF’nin yaptığı araştırmaya göre ise, “G7’ler”i yakından takip eden 4 ülke var. Bunlar, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin. Bu 4 ülkenin arkasına ise, “Sonraki 11 (Next 11)” adıyla bizim de bulunduğumuz ülkeler grubu konulmuş. “Sonraki 11” grubunda, Türkiye, Kore, Meksika, Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Nijerya, Pakistan, Filipinler ve Vietnam var. “Sonraki 11” grubunda, en büyük büyüme potansiyeli olan ülkeler Kore, Meksika ve Türkiye olarak sıralanıyor.
Doğal olarak, bu araştırmalar yapılırken, küresel ve dahili kriz olasılıkları ile politik istikrarsızlıklar göz ardı edilmiş. Her istikrarsızlık ve krizden sonra kâğıtlar yeniden dağıtılacağı için, 40 yıl sonra kimin nerede olacağı çok da belli olamıyor.
Ancak, gelişme arttıkça ve oyunun kuralları öğrenildikçe, kriz ve istikrarsızlıklarla başa çıkma olasılıkları da artıyor. Anayasa Mahkemesi’nin en son kararı buna bir örnek değil mi?
Ek tedbirler listesi
IMF’nin yaptığı projeksiyona göre, Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri 2050 yılında 45.600 dolar olacak ve ABD’nin tam yarısı kadar kişi başına düşen milli gelir sahibi olacağız. Türkiye’nin bu hedefi yakalaması için yapması gerekenler ise şunlar:
- Makroekonomik istikrarın ve enflasyon dahil, kamu hesap dengelerinin korunması,
- Vergi reformu yapılarak vergi gelirlerinin artırılması ve tabana yayılması,
- Vergi toplama mekanizmalarının güçlendirilmesi,
- Kayıtdışı ekonomiyle savaşılması,
- Özel sektörün araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin artırılması,
- Verimliliğin ve rekabet gücünün artırılmasına yönelik tedbirler alınması,
- İç ve dış ticaretin geliştirilmesi ve şeffaflaştırılması.
- İç ve dış ticaret hacminin katlanarak devam ettirilmesi.
Doğal olarak, bu tedbirlere eklenecek daha çok şey var. Çünkü, gelişmiş olmak ve bu süreci sürdürebilmek için kültür ve eğitim faaliyetlerine de çok önem vermek gerekiyor.
45.600 dolarlık kişi başına düşen milli gelire sahip olmak kolay olmayacak.