Parti kapatılmadı. Bu karar, Türk siyasi hayatı bakımından iyi oldu. Bu kararın alınmasında, hem Amerika’nın hem de Avrupa’nın devamlı baskılarının büyük rolü vardı. Demek ki, tarihte benzerleri görüldüğü gibi, iç işlerimize karışılmaya devam ediliyor. Dışişleri Bakanı bile, Türkiye’yi dış odaklara şikâyet etmişti.
Ülkemizi kötülemek her zaman işe yarıyor. Pamuk da Nobel’i bu sayede almıştı. Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonrası, Başbakan’ın daha da sertleşmesi ve ayrıca Mahkeme’nin yetkilerini tırpanlaması bekleniyor. İnşallah, olmaz.
Hükümet, ekonomideki kötü gidişi parti kapatmaya bağlamaya çalışıyordu. Şimdi, ekonomideki bütün sorumluluk hükümetin üzerinde ve asıl sınav yeni başlıyor. Bu hükümet gerçekte, ekonomi bakımından pek fazla bir şey yapamadı.
Ekonomiye, dibe vuruştan sonraki zorunlu toparlanma ve küresel gelişmeler yardım etti. Hiçbir yapısal değişiklik yapılamadan, devam ediliyor. Sıcak para-yüksek faiz-düşük kur “şeytan üçgeni” sürdürüldü.
İthal mallar pahalanacak
Merkez Bankası’nın her şeyden fedakarlık etme pahasına direttiği Enflasyon hedefi de iflas etmek üzere. Çünkü, şimdi sıcak para gelmeye devam edecek. Gelen dövizler, zorunlu olarak Merkez Bankası’na satılacak ve karşılığında para basılacak.
Bu para, enflasyonu daha da artıracak ama yine de iyi. Çünkü, likidite yokluğundan bunalmış olan ekonomi, biraz rahatlayacak. Asıl enflasyon baskısı, ithalatla gelecek. İthal malları ciddi biçimde pahalanacak; çünkü, küresel enflasyon her yeri kasıp kavuruyor. Böylece, enflasyon hedefine de elveda denilecek; yüzde 15’lere yaklaşılabilecek.
Peki şimdi, ekonomide ne olacak? Sıcak para girişi devam edecek. Borsa artacak. Döviz fiyatı, bir süre daha yükselemeyecek. IMF ile yeniden anlaşma yapılacak. Merkez Bankası, minik faiz değişiklikleriyle vaziyeti idare edecek, milleti oyalayacak, böylece, “ekonomi yönetiliyor” havası verilecek.
Kriz bize sıçrayıncaya kadar oyun ve ülkenin yabancılar tarafından ütülmesi devam edecek. Kriz bize gelince de, “Ne yapalım, küresel kriz yüzünden krize yakalandık. El ile gelen, düğün bayram” denilecek.
Yatırıma ara verildi
Business Week’in bu haftaki sayısında, bizimki gibi gelişmekte olan piyasalara yapılan yatırımların öncüsü sayılan Mark Mobius bakınız neler diyor:
- En çok Türkiye ve Çin yüzünden yaklaşık yüzde 16 (dolar bazında) kazançtan olduk.
- Türkiye’deki zararımız, politik gelişmelerden kaynaklandı. Büyüme beklenenin üzerinde gerçekleşmesine rağmen, borsada beklenen çıkış olmadı.
- Krizin hallinden sonra, yatırıma devam edeceğiz.
- Türkiye’de bizi içeride tutmak adına iyi bir yönetim var.
- Gelişmiş ülkeler yüzde 1 büyürken, gelişmekte olan ülkelerin büyümesi yüzde 6’yı buluyor. Bu yüzden, kazanç gelişmekte olanlarda daha fazla.
- Doların euro’dan fazla değer kaybedeceğini, altın fiyatlarının daha da artacağını düşünüyorum.
Yabancıların, AKP’nin kapatılmamasını ve siyasi krizin bir an önce bitmesini neden hararetle destekledikleri belli olmuyor mu? Bizim gibiler dışında, para yatıracak bol kazançlı yer kaldı mı?