Global ekonomik kriz, gün geçmeden yeni sıkıntılar oluşturuyor. Bu seferki dalga çok büyük. Yeni dalga, Amerika’da İhale Faizli Tahviller veya Mevduat Sertifikaları’nın (Auction Rate Security-ARS) geri ödenememesi nedeniyle çıkıyor. Bu seferki dalganın, mevcut global krizi, önceden tahmin edilenin yüzde 60’ı kadar daha büyüteceği hesap ediliyor. ARS’ler nedeniyıe, Amerikan bankacılık sistemi, yaklaşık 330 milyar dolar daha batağa saptandı.
ARS’ler, birkaç yıl önce icat edilen bir sistemle satılan, uzun vadeli şirket tahvilleri. Tahvillerin faizleri her hafta yapılan ihalelerle belirleniyordu. Citibank, UBS, Merrill Lynch, J.P. Morgan, Bank of America, Goldman Sacks, Lehman Brothers, Morgan Stanley gibi büyük oyuncular, hem bu tahvilleri pazarladılar hem de piyasa yapıcı olarak her hafta bu enstrümanlar için faiz fiyatı önermeyi kabul ettiler.
Banker krizini andırıyor
Sistem, bizim yıllar önce karşılaştığımız banker krizini andırıyor. Sertifikaların birçoğu bankalar ve finans kuruluşları tarafından tarafından alınıp satılıyor, teminat olarak gösteriliyordu.
Yani, adı konmamış olmakla birlikte, tahviller, mevduat sertifikalarına dönüşmüştü. Piyasadaki likidite de bankalar ve finans kuruluşları tarafından sağlanıyor, ARS’leri alanlar da, piyasada kriz arttıkça daha yüksek faiz elde etme olanağına kavuşuyorlardı. Üstelik, sahip oldukları tahvilleri istedikleri zaman satabiliyorlardı.
Ne olduysa, geçtiğimiz şubat ayında oldu. Bazı piyasa yapıcı rolü üstlenmiş olan bankalar ve finans kuruluşları, ihalelerde faiz önermemeye, yani, piyasaya geri satılmak istenen ARS’leri almamaya başladılar. Bu gelişme sonucu, diğer piyasa yapıcı kuruluşlar da faiz kotasyonu vermediler. Sonuçta, ARS’lere faiz ödenemez oldu ve piyasada likidite kalmadı. ARS sahipleri, artık, sahip oldukları tahvilleri istedikleri zaman satamıyorlardı ve paralarını alabilmek için, tahvil vadesini beklemek zorunda kalmışlardı.
Piyasa dışı satışlar yapılıyor
ARS’ler, finans kurumları tarafından icat edilmiş fakat, sorumlu otoritelerce mevzuatı geliştirilememiş olan enstrümanlar. Daha önce, UBS’ye yapıldığı gibi, Amerikan Sermaye Piyasası Kurumu (SEC), birkaç gün önce Citibank’ı da incelemeye aldı. Sadece Citibank’ta 30 milyar dolar civarında ARS biriktiği, bankanın şimdiden bu nedenle, 1.5 milyar dolar zararda olduğu söyleniyor. New York savcısı, Citibank’ın müşterilerini yeterince bilgilendirmediği ve müşterilerle yapılan telefon görüşme kayıtlarının yok edildiği iddialarını araştırıyor.
ARS’lerin piyasası yok olduğu için, piyasa dışı satışlar yapılıyor. Sonuçta, ARS’ler büyük iskontolarla müşteri bulabiliyor. Oysa, başlangıçta, güvenli, istenildiğinde paraya çevrilebilen ve iyi faiz getiren enstrümanlar olarak satılmışlardı.
Bu gelişmeler Amerikan piyasasından sermaye çıkışı sonucunu doğuruyor. Batılıların güvenle sığınabilecekleri limanlar, bizimki gibi gelişmekte olan piyasalar. Bu nedenle, artık, faiz artırmasak bile, sıcak para gelecek.
Zaten bunun için, ılımlı İslamdan vazgeçme pahasına, siyasi kriz yaratılmadı.
Sevinmeli mi?