Üsküdar’dan örnek bir dergi

2 Eylül 2017

Belediyeler kuruluş gayeleri gereği halka hizmet vermek durumundalar. Bu hizmetler yol, su, çöplerin toplanması olabileceği gibi çocuklar için oyun alanları, yaşlılar için özel hizmetler de olabilir. Külür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapmak, eserler neşretmek de hiç şüphesiz vermeleri gereken hizmetlerden biri.

Belediyeler genel olarak kültür-sanat faaliyetlerini düzenlerken popülist olan etkinliklere daha fazla yer verip seçmenlerine daha fazla ulaşmak istiyorlar. Bu bir bakımdan son derece anlaşılabilir bir durum. Lakin bununla beraber kalıcı bir takım eserlere de yer vermeleri gerektiği kanaatindeyim.

Geçtiğimiz günlerde Üsküdar Belediyesi tarafından yayımlanan Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet Dergisi’ni görünce gene birçok belediye yayını gibi adında kültür, sanat ve medeniyet gibi “altın kelimelerin” yer aldığını ve içinde kalıcı ve dikkate değer bir yazının bile olmayacağı bir yayın sandım. Ah bu önyargılar!

Önemli bir metin

Daha ilk sayfada yayın kurulunu görünce kazın ayağının öyle olmadığını hemen anladım. Erhan Afyoncu, M. Fatih Andı, Beşir Ayvazoğlu, Ahmet Emre Bilgili, Özkul Eren, Mustafa Sabri Küçükaşçı, İskender Pala, Yunus Uğur ve Coşkun Yılmaz. Genel yayın

Yazının Devamı

Bakanlıkta yeni dönem

26 Ağustos 2017

Kültür ve Turizm Bakanlığı için “milli kültürel bağımsızlık” son derece önemli bir hedef. Türkiye artık sanat alanında da birikimini gün yüzüne çıkartacak.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş geçtiğimiz perşembe kültür ve sanat alanında çalışan medya mensuplarıyla bir araya geldi. Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen toplantıda Bakanlığın önümüzdeki dönem vizyonuna dair çok önemli açıklamalarda bulunuldu.

Kamuoyunu sıklıkla meşgul eden Atatürk Kültür Merkezi projesinde sona yaklaşıldığı ve yakın zamanda projenin kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi örneğin Bakan Kurtulmuş. Yapılacak projenin İstanbul’a ve Türkiye’ye yakışır, uluslararası alanda saygın bir proje olacağını da eklemeyi ihmal etmedi. Uzun zamandır yılan hikayesine dönen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasının ise iki yıl içinde faaliyete geçeceğinin müjdesini de verdi.

24 saat kütüphane

Ayrıca geçtiğimiz aylarda hazırlanan ve detayları kamuoyuyla paylaşılan yeni Telif Hakları Yasası’nın da Meclis tatili biter bitmez gündeme geleceğini, yapılan yeni düzenlemeyle özellikle Yeşilçam emekçilerinin haklarına kavuşacağını belirtti. Meclis’te görüşülecek önemli bir kanun da Yunus Emre Enstitüleri’yle

Yazının Devamı

İşte bu!

19 Ağustos 2017

Semih Kaplanoğlu’nun uzun süredir üzerinde çalıştığı ve geçtiğimiz günlerde fragmanının yayınlandığı “Buğday / Grain” isimli filmi 23. Saraybosna Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu. Film aynı zamanda festivalin ana yarışmasında yarışıyor ve gözlemlerime göre En İyi Film ödülünü mutlaka kazanacağını düşünüyorum. Eğer bu filme En İyi Film ödülü verilmezse bunun tek nedeni son iki yıldır Saraybosna’da En İyi Film ödülünü Türk filmlerinin kazanmış olmasıdır. Filmden bahsetmeden önce bu filmin mutlaka Türkiye’yi Oscar’da temsil etmesi gerektiğini belirtmeden geçemeyeceğim.

Son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden biriydi “Buğday”. Prodüksiyon kalitesi üzerine bir şey söylemeye gerek bile yok çünkü Türkiye’de bu kalitede bir film yapılabileceğine filmi görmesem inanmazdım.

Dini göndermelerle dolu bir film

Metaforlarla dolu bir filmden bahsediyoruz, Hz. Musa ve Hızır aleyhisselam olduğuna inanılan ve Kuran-ı Kerim’de Kehf Suresi’nde anlatılan kıssa ya da Hz. Peygamber’in “İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar” hadis-i şerifi, tohumları ararken taşlanmaları, aç kaldıkları için karınlarına taş bağlamaları vs. gibi dini referanslı çok fazla gönderme var.

Bütün bu göndermeler nedeniyle filmin

Yazının Devamı

Türkülerle ilgili titiz bir çalışma

12 Ağustos 2017

Anadolu coğrafyası bugüne kadar son derece çeşitli kültürlere ev sahipliği yaptı. Bu sürekli söylenegelen bir klişe. Müslüman Türklerin gelişinden önce de bu coğrafyada farklı kültürler olduğu gibi sonrasında da farklı kültürler yaşamaya devam etti. Maalesef Cumhuriyet dönemiyle birlikte “azınlık” olarak tabir edilen farklı kültürlerde diğer kültürel alanlarda olduğundan çok daha hızlı bir erime söz konusu oldu.

Osmanlı dönemine baktığımız zaman kültürler arası alışverişin ne kadar geçişken olduğunu gözlemlemek mümkün. Ayrıca her topluluk kendi anane ve gelenekleri içinde, toplumun geneliyle müthiş bir ahenk oluşturacak şekilde yaşamını sürdürüyordu.

Yakın zamanda bu toplumsal çeşitliliğin boyutunu gösteren bir kitap yayımlandı. Literatür Yayınları etiketiyle çıkan kitabı yayıma hazırlayan Evangelia Balta ve Ari Çokona. Stavros Stavridis’in 1896 yılında yayımladığı eserin günümüz Türkçesi ve tıpkıbasımının bir arada olduğu kitabın adı “Anatol Türküleri”. Kitap “Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Türkü Mecmuası” alt başlığını taşıyor.

Kitabı elinize aldığınızda son derece özenli ve dikkatli bir basım olduğunu anlıyorsunuz. Kağıt seçiminden mizanpajına, kapak tasarımından font seçimine

Yazının Devamı

220 milyonluk yenileme

5 Ağustos 2017

Topkapı Sarayı’ndaki restorasyon çalışması yoğun biçimde sürdürülüyor. Saray’da ayrıca son derece gelişmiş bir güvenlik sistemi de kuruluyor.

Topkapı Sarayı’nda tarihinin en büyük restorasyonu yapılıyor. Söz konusu meblağ (220 milyon lira) o kadar yüksek ki bu tutara neredeyse Saray’ı yeniden inşa etmek mümkün. Şu anda Fatih Köşkü, Seferli Koğuşu, III. Ahmet Kütüphanesi, Harem (yaklaşık yarısı), Beşirağa Camii, Saray Mutfakları yani Matbah-ı Amire Koğuşları, Gülhane Hastaneleri, Sultan Abdülaziz dönemine ait depo binaları ve Sur-i Sultani’de çalışmalar devam ediyor. Matbaa-ı Amire ve yurt binalarının güçlendirme projeleri yapılıyor, yakında buralarda da uygulamalar başlayacak.

Avlularda da peyzaj çalışmaları eşzamanlı olarak sürüyor. Hazine Koğuşu’nun basit onarımı yapıldıktan sonra Yazma Eserler Kütüphanesi sergi salonu olarak hizmet verecek. Restorasyonu yapılan tüm yapılarda Saray koleksiyonlarının sergilenmesi için projeler hazırlanmış durumda. Saray’da ayrıca son derece gelişmiş güvenlik sistemi de kuruluyor.

Hassas bir çalışma

Restorasyon biraz yavaş ilerliyor gibi görünebilir, lakin gerçek hiç de öyle değil. Bir tarihi eseri restore etmek için gerekli ön hazırlıkları yaptıktan

Yazının Devamı

Antalya Film Festivali ve Saraybosna

29 Temmuz 2017

Türkiye’nin en dikkate değer film festivallerinden biri olan Antalya Film Festivali, bu yıl nasipse ekim ayında 54. kez düzenlenecek. Geçtiğimiz günlerde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in katılımıyla yapılan basın toplantısında bu yılki yenilikler aktarıldı.

Açıkçası bu yıl yapılan değişiklikler beni hiç tatmin etmedi. Öncelikle yıllardan beri devam eden ulusal ve uluslararası yarışmalar tek bir çatı altında birleşip sadece uluslararası yarışmanın kalmasını anlayamadım. Önceki yıllarda da bazı yerli yapımların ulusal bölümde değil de uluslararası bölümde gösterilmesine anlam veremiyordum, yani anlamsızlık devam ediyor.

Verilen değer gösterilmeli

Beni şaşırtan bir diğer husus da festivalin yönetimindeki değişiklik. Festivalin artistik direktörlüğüne Mike Downey, danışmanlığına Saraybosna Film Festivali’nden tanıdığımız Mirsad Purivatra getirildi. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Film Forum direktörlüğünü yapımcı Zeynep Atakan üstlenmiş durumda.

Türel yapılan basın toplantısında “Tek yarışmaya yerli ve yabancı filmler katılacak. Böylece Türk sinemasının dünyaya açılımını daha güçlü şekilde desteklemiş olacağız. Türkiye’de artık 30’a yakın ulusal film festivali

Yazının Devamı

Aradan geçen bir yılın ardından

15 Temmuz 2017

Her şey bundan tam bir yıl önce, 15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde başladı. Asker üniforması içine saklanmış teröristler ülkeyi işgal etmeye kalktıklarında karşılarına hiç ummadıkları, beklemedikleri bir güç çıktı: Türk milleti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine meydanlara akın eden bu yüce millet kanlı girişimi durdurmayı başardı. O kanlı girişim ki milletin meclisine, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne F16’lardan bombalar atarken, o zamanki adıyla Boğaziçi Köprüsü, bugünün 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde halkın üzerine hedef gözeterek kurşun sıkıyordu.

Henüz çok erken

Aradan geçen bir yıl içinde maalesef bu hazin ve asla unutulmaması gereken gece layıkıyla anlatılamadı. Ortaya olayın tamamen yabancısı bir kişinin okuduğunda etkileneceği, Türk milletinin kahramanlığını anlatacak eser konulamadı. Bu bahsettiğim üzücü durum hikaye, roman, şiir, çağdaş sanat ve resim de için geçerli. Evet, ortaya konulan bazı eser çabaları var ama dediğim gibi layıkıyla değil. İçinde bulunduğumuz bu durumun bazı nedenleri var.

Bu kadar travmatik ve 250 vatandaşımızın şehit olduğu, bu ülkenin yaşadığı en uzun geceyi anlatabilmek için henüz erken. Bir edebi metnin ortaya çıkması, hele söz

Yazının Devamı

Kutluğ Ataman’ın mecrası

8 Temmuz 2017

Edirne’nin ötesinde tanınan ve bilinen, hatta eserleri takip edilen çok az sanatçımız var. Bunların başında aynı zamanda film yönetmeni de olan Kutluğ Ataman geliyor. Ataman geçtiğimiz günlerde radikal bir karar alarak filmlerini internet üzerinden ücretsiz yayınlamaya başladı. Kurduğu YouTube kanalı Witch üzerinden eserlerinin bir kısmını yayınladı. Şimdiye kadar yayınlanan eserler şunlar: “İki Genç Kız”, “Ruhuma Asla”, “Stefan’ın Odası”, Ataman’ın hareketli resim sanatları alanında yarattığı öncü nitelikteki eserleri, sanat teorisi ve pratiği üzerine odaklanan, Metin Çavuş’un yönetmenliğini yaptığı belgesel ve Türkiye’nin ilk “çakma” belgeseli “Ay’a Seyahat”.

Oyuncu kadrosunda Metin Alagaş, Gözde Aran, Ahmet Aslan gibi isimlerin olduğu “çakma” belgeselde Murat Belge, Nilüfer Göle, Etyen Mahçupyan gibi isimler de konuşmacı olarak izleyici karşısına çıkıyor.

Festivallerde gösterildi

Yıl 1957. Erzincan’ın küçük bir köyünde dört kişi Ay’a seyahat etmek üzere yola çıkar. Tuhaf, çarpıcı ve komik bir çakma belgesel. Londra, Moskova ve İstanbul gibi önde gelen uluslararası festivallerde gösterildi. Televizyonda izlemek neredeyse imkansız olan bu belgeseli herkese tavsiye ediyorum.

Yakın

Yazının Devamı