Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Belediyeler kuruluş gayeleri gereği halka hizmet vermek durumundalar. Bu hizmetler yol, su, çöplerin toplanması olabileceği gibi çocuklar için oyun alanları, yaşlılar için özel hizmetler de olabilir. Külür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapmak, eserler neşretmek de hiç şüphesiz vermeleri gereken hizmetlerden biri.

Belediyeler genel olarak kültür-sanat faaliyetlerini düzenlerken popülist olan etkinliklere daha fazla yer verip seçmenlerine daha fazla ulaşmak istiyorlar. Bu bir bakımdan son derece anlaşılabilir bir durum. Lakin bununla beraber kalıcı bir takım eserlere de yer vermeleri gerektiği kanaatindeyim.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde Üsküdar Belediyesi tarafından yayımlanan Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet Dergisi’ni görünce gene birçok belediye yayını gibi adında kültür, sanat ve medeniyet gibi “altın kelimelerin” yer aldığını ve içinde kalıcı ve dikkate değer bir yazının bile olmayacağı bir yayın sandım. Ah bu önyargılar!

Önemli bir metin

Daha ilk sayfada yayın kurulunu görünce kazın ayağının öyle olmadığını hemen anladım. Erhan Afyoncu, M. Fatih Andı, Beşir Ayvazoğlu, Ahmet Emre Bilgili, Özkul Eren, Mustafa Sabri Küçükaşçı, İskender Pala, Yunus Uğur ve Coşkun Yılmaz. Genel yayın yönetmenliğini ise M. Fatih Andı ve Coşkun Yılmaz yapıyor. Kapakta 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümü vesilesiyle açılan Şehitler Makamı var. Sadece kapakta değil derginin içinde de bu konuya geniş yer verilmiş. Coşkun Yılmaz’ın geçen bir senede sanat ve kültür alanında yapılanları değerlendirdiği yazısı bir tarihçi olması nedeniyle tarihe düşülen bir not olarak da değerlendirilmeli. Aradan yıllar geçtikten sonra ilk bir yılda neler yapıldığına bakmak için önemli bir metin olarak karşımızda duracak. Şaban Teoman Duralı’nın “FETÖ’nün Arkasındakiler” yazısı ise belki de FETÖ’yü besleyen damarın en net şekilde açıklandığı yazılardan biri olmuş.

Son derece faydalı

Dergide ayrıca mimariye de yer verilmiş olması son derece önemli. Sadettin Ökten Hoca’nın “Osmanlı Medeniyet Yorumunda Mimar Sinan” ve Faruk Yaslıçimen’in “Amerika Diyanet Merkezi: Mimaride Bir Kimlik Arayışı” başlıklı yazıları gene son derece önemli.

Haberin Devamı

Derginin ilk bölümü ise en fazla istifade ettiğim merakla okuduğum ve çok fazla şey öğrendiğim kısım oldu. Yunus Uğur, Beşir Ayvazoğlu, İskender Pala, Fatih Andı, Ahmet Emre Biligili, Hayati Develi, Tufan Buzpınar, Kustafa Sabri Küçükaşçı, Halil İbrahim Düzenli ve Coşkun Yılmaz’la beraber yaptıkları yarım günlük Üsküdar yürüyüşünü son derece başarılı bir şekilde okura aktarmış. Bu yürüyüşte tema olarak 1500-1700 yılları arasında Üsküdar’da hanımlar tarafından yaptırılmış olan eserler gezilmiş, yazıda da bu eserler hakkında malumat var. Sık sık önünden geçtiğim halde farkına varmadığım bazı binalara dair bilgiler son derece faydalı oldu.

Beşir Ayvazoğlu “İstanbul’un Florası ve Edebiyatımız” başlıklı yazısında 2500 farklı bitkinin yer aldığı İstanbul’un bu bitkilerinin edebiyatımıza değil klasik sanatlara örneğin Levni’nin minyatürlerine nasıl yansıdığını ele almış.

Halen Topkapı Sarayı müdürlüğünü yapan Mustafa Sabri Küçükaşçı’nın önceki müdürlerden ve bir dönem Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşarlığını da yapan Haluk Dursun’la yaptığı “İstanbul ve Üsküdar’ın Florası” başlıklı röportajı beni en çok şaşırtan bölüm oldu. Haluk Hoca’nın bağ ve bahçe kültürü üzerine bu kadar yetkin olduğunu bilmediğim için kendime kızarken öğrendiğim bilgiler eşliğinde Üsküdar’a başka bir yerden bakmaya başladım. Üsküdar Belediyesi’ne bu kadar kaliteli bir yayının çıkmasına vesile olduğu için teşekkür etmek gerekiyor. Bu yaklaşım umarım diğer belediyelere de örnek olur.