İtirazım var!

1 Temmuz 2017

Bu ülkenin gördüğü en dehşet verici gecelerden birinin, bu milletin gösterdiği en büyük kenetlenmelerden birinin yıldönümü olan 15 Temmuz yaklaşıyor. Birçok devlet kurumu da bu ilk yıldönümüne özel hazırlıklarda bulunuyor. Darbe girişiminin savuşturulduğu ilk günlerde Kuleli Askeri Lisesi’nin Darbe Müzesi yapılması gerektiğini, ülkedeki bütün ortaöğrenim çağındaki gençlerin bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelerinin imkanının sağlanması gerektiğini, hatta Japonya’da Hiroşima’daki gibi zorunlu hale gelmesini söylemiş, yazmış birisi olarak yapılanları değerlendirmek istiyorum. Kuleli’nin akıbetinin hâlâ belirsiz olduğunu da tam burada belirtmek gerekiyor.

İki anıt örneği

İlk olarak asker üniforması giymiş teröristlerin acımasızca halka ateş ettiği, o dönemdeki adıyla Boğaziçi Köprüsü, bugünkü adıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde Avrupa istikametinden Asya’ya geçişte, sık sık Şehitler Tepesi’ne benzetilen tepede yapılan anıttan bahsetmek istiyorum.

Altunizade İlahiyat Camii’nin mimarı Hilmi Şenalp’in projesi şu günlerde hızla inşa ediliyor. Mimarının sözleriyle anıtı anlamaya çalışalım:

“Kubbe, şehitlerin aslında ölüler olmayıp sonsuz bir hayata mazhar olduğunu ifade etmektedir. Kubbeyi

Yazının Devamı

İslam’da tasvir

24 Haziran 2017

Klasik Yayıncılık’tan çıkan “Tasvir” adlı kitap her biri birbirinden önemli makalelerden oluşuyor. Bu kitap kendi alanında, en azından Türkçe olarak, en değerli kaynak

Uzun zamandır yayımlanmasını beklediğim bir kitaba ulaştığımda tarifi zor bir sevinç yaşarım. Mesela şu sıralar Beşir Ayvazoğlu’nun, üzerinde çalıştığı yeni romanını merakla bekliyorum. Romandan bir bölümün geçtiğimiz aylarda Dergah dergisinde yayımlanması merakımı daha da kamçıladı. Ama bu yazıda Nicole Kançal-Ferrari ve Ayşe Taşkent’in editörlüğünü yaptığı “Tasvir” başlıklı kitaptan bahsedeceğim.

“Teori ve Pratik Arasında İslam Görsel Kültürü” alt başlığını taşıyan kitap Klasik Yayıncılık tarafından neşredildi. Kitabın baskısındaki kalite nedeniyle matbaanın da adını burada zikretmek gerekiyor. Mas Matbaacılık’ın gene son derece titiz bir süreçle kitabın baskı sürecini gerçekleştirdiği rahatlıkla anlaşılıyor.

Dikkatimi çekenler

Her biri birbirinden değerli ve önemli makalelerden oluşuyor kitap. Ama bazıları benim şahsi okuma serüvenimde diğerlerinden ayrı bir yere sahip oldu. Örneğin, Bekir Zakir Çoban’ın kaleme aldığı ve Bizans ikonoklazmında İslam etkisini işlediği makale, Nicole Kançal-Ferrari’nin son

Yazının Devamı

Asya’ya açılırken

17 Haziran 2017

Bu haftanın kültür sanat alanındaki iki önemli haberinden biri Türkiye’nin Uluslarası Seul Kitap Fuarı’nın onur konuğu olması. İkincisi basında sıklıkla yer alan İstanbul Dünya Sanatları Müzesi

Bu köşede sıklıkla Türkiye’nin kültür ve sanat alanında gösterdiği gelişmeleri ele almaya çalışıyorum. Bunu yaparken de hep yumuşak gücün (soft power) öneminden bahsediyorum. Yumuşak gücümüzün artmasının, sert gücümüze de her daim katkı sağlayacak gelişmeler olduğunun altını çiziyorum.

Bu bağlamda bu hafta da iki önemli olaydan bahsedeceğim. İlki Türkiye bu yıl Uluslararası Seul Kitap Fuarı’nın onur konuğu. Fuarın açılışı Güney Kore Cumhurbaşkanı’nın eşi Kim Jung Sook tarafından yapıldı. Türkiye geniş bir heyetle fuarda yerini aldı. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi Turşucu, Türkiye’nin Seul Büyükelçisi Arslan Hakan Okçal, Güzel Sanatlar Genel Müdürü Murat Salim Tokaç, Telif Hakları Genel Müdürü Dinçer Ateş, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Basın Yayın Birliği (BasYayBir) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Melike Günyüz, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfur Esen, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ve Yayımcı Meslek

Yazının Devamı

Metinden imgeye

10 Haziran 2017

Geçtiğimiz günlerde Pera Müzesi’nde son zamanların en beğendiğim sergisi açıldı. 6 Ağustos’a kadar açık kalacak sergi “Çiftdüşün: Çiftgörü” başlığını taşıyor. Ulusal ve uluslararası koleksiyonlardan yapılan seçki son derece başarılı bir şekilde yerleştirilmiş. Metin ve imge arasındaki ilişkiyi bir araya getiren serginin küratörü Türkçede “Global Sanat Pusulası” adıyla, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan kitabın da yazarı olan Alistair Hicks. Uzun süre Deutsche Bank sanat koleksiyonunda küratörlük yapan Hicks’in Türkiye’deki ilk sergisi. Yaptığımız sohbette tek olarak kalmayacağının sinyalini aldım.

Alistair, serginin başlığını George Orwell’in “1984” isimli meşhur romanından almış. Orwell distopik romanında devletin tahakküm yolu ve propaganda metodu olan çiftdüşün vasıtasıyla halkı tepkisizliğe sürüklenebileceğini anlatıyor.

En çok beğenilen eserler

Robert Burton’ın “Melankolinin Anatomisi”, Hera Büyüktaşçıyan’ın 2015 yılında Venedik Bienali Ermenistan Pavyonu’nda sergilenen “Kayıp Cennet’in Dili”, Ali Kazma’nın Alberto Manguel’in kütüphanesini anlatan videosu, Waqas Khan’ın eserleri ve Keith Tyson’ın “Stüdyo Duvarı Resimleri” benim en beğendiğim eserler.

Sosyal medya

Yazının Devamı

Yusuf İslam ve gitarı

3 Haziran 2017

Yusuf İslam ya da daha çok bilinen adıyla Cat Stevens’ın son kitabı “Neden Hâlâ Gitar Taşıyorum” geçtiğimiz günlerde Asır Ajans tarafından neşredildi. Müslüman olduğu dönemde büyük tartışmalara neden olan sanatçının hayat hikayesini kendi ağzından dinliyoruz. Kitabın alt başlığı “Cat Stevens’ın Yusuf’a Ruhani Yolculuğu” da bunun ipuçlarını veriyor.

Öncelikle nasıl Müslüman olduğunun hikayesini anlatıyor Yusuf İslam. Medyanın, özellikle Batı medyasının bu olayı nasıl karşıladığı, Müslümanların nasıl karşılık verdiği, yaşadığı zorluklar vs. hepsi tüm çıplaklığıyla kitapta yerini alıyor. Kitapta en önemli kısım, bence, müziği bırakması ve tekrar başlaması.

Şarkıların önemi

Malum müziğe tekrar başladığında bir kesim tarafından çokça eleştirilmişti. Acaba inaçlarından vaz mı geçmişti? Hayır! Bakın Yusuf İslam hangi sözlerle ve gerekçelerle müziğe tekrar başlıyor:

“Bu konuda İslam âlimlerinin verdiği kesin bir karar yok. Seks, uyuşturucu ve rock&roll denen hayata kesinlikle dönmeyecektim. İslamiyet sayesinde hayatım, artık müzik işinin temel cazibelerine veya yozlaştırıcı etkilerine esir değildi. Amacım müziği istihsan yoluyla olumlu amaçlar, iyi haberler ve davet için kullanmaktı.

Avrupa’nın

Yazının Devamı

İyi bilirdim

27 Mayıs 2017

Akif Emre vefat etti. Türkiye’nin en önemli entelektüellerinden biriydi. Çok az kişiye nasip olacak bir kalabalıkla son yolculuğuna uğurlandı. Sadece dostları, arkadaşları yoktu cenazesinde. Benim gibi birkaç kez sadece selamlaşmış olanlar veya sadece yazılarını takip edip kitaplarını okumuş olanlar da oradaydı. Yepyeni bir heyecanla haberiyat.com adresinde yayına başlayan bir haber sitesinin genel yayın yönetmenliğini yapıyordu. Dünya Bülteni’nden sonra burada yeni bir soluk amaçlıyordu. Yeni Şafak’ta yazılarına devam ediyordu. Yazılarını, üslubunu anlamak için cenazesinin defnedildiği gün yayımlanan “Riyad’da bir Marvel filmi” başlıklı yazısını okumak bile yeterlidir.

Akif Emre olayları müthiş bir sükunetle değerlendirirdi. Birçok konuda ona bakıp kendini “hizaya sokan” arkadaşlarımız vardı. Özlellikle İslam dünyasını ilgilendiren konulardaki yorumları son derece isabetli ve dikkate değerdi. Savaşın en yoğun dönemlerinde Saraybosna’yı gündemde tutma çabası vardı. Saraybosna’nın efsanevi lideri, “bilge kral” Aliya İzzetbegoviç’le son röportajlardan birini yapmıştı. Vefatının ardından Saraybosna’da da gıyabi cenaze namazı kılınması orada da sevenlerinin olduğunun bir göstergesi.

Dili

Yazının Devamı

Zoru başarmak

20 Mayıs 2017

Katar’ın başkenti Doha’da eşine az rastlanır bir sergi açıldı. Ünlü koleksiyoner ve İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı Başkanı Mehmet Çebi’nin koleksiyonundan seçmelerin yer aldığı sergi 17 Haziran’a kadar açık kalacak. Sergilenen eserler kadar serginin yapıldığı mekan da son derece önemli.

Son olarak Iraklı, dünya çapında tanınan Dia Al Azzawi sergisine ev sahipliği yapan Al Riwaq Galerisi sadece Körfez ülkelerinin değil, dünyanın önemli sanat galerilerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Takashi Murkami, Damien Hirst, Luc Tuymans, Richard Serra ve Mal Lawal daha önce galeride sergileri düzenlenen sanatçılardan bazıları. Belki de en çok bu galeride bu sergiyi açmayı başardığı için Mehmet Çebi’yi tebrik etmek gerekiyor.

Sergideki eserler de hayli önemli. Malumunuz, geleneksel sanatlar ya da bazılarının şimdilerde hayli yaygınlaştırdığı adıyla gelenekli sanatlar son yıllarda hayli yaygınlaştı. Bunun çeşitli nedenleri var. Bu nedenleri sosyologların da araştırması gerekiyor. Sıklıkla söylüyorum, burada da tekrar edeceğim, geleneksel sanatlar artık miadını doldurdu. Sanattan çıkıp zanaat haline geldi. Örneğin Osmanlı dönemi hat sanatının en usta isimlerinin eserlerinden daha

Yazının Devamı

Yumuşak gücümüz artarken

13 Mayıs 2017

Türkiye her geçen gün farklı açılımlar yapıyor. Artık tek bir yöne bakmıyoruz. Yıllardır “Aman Pakistanlı kardeşlerimiz ne der?” diye düşünerek görmezden geldiğimiz Hindistan’la ilişkilerimizi farklı bir boyuta taşımak son zamanlardaki en önemli gelişmelerden biri. Bir diğer gelişme ise geçtiğimiz günlerde Malezya’da yaşandı. Malezya’nın en önemli işadamlarından biri olan Syed Mokhtar Albukhary’nin (Seyid Muhtar Elbuhari) Albukhary International University adıyla kurduğu üniversite Türkiye’den İbn Haldun Üniversitesi’yle çok önemli bir işbirliğine başladı.

Önemli bir anlaşma

Seyid Muhtar Elbuhari yıllarca öğrencilere burs verdikten sonra kendi üniversitesini kurmaya karar verir. 2010 yılında kurduğu üniversite bir müddet sonra umduğu gibi gitmez. Yaklaşık üç-dört yıl boyunca öğrenci kabul edemez. Merkezinde bir caminin bulunduğu üniversitenin kampüsünde yetimhane, lise, kütüphane ve derslikler var. Yaklaşık 250 dönümlük bir arazi üzerine inşa edilen kampüsün inşaat maliyeti de 200 milyon doların üzerinde.

Elbuhari’nin üniversiteyi kurarken temel motivasyonu dünyanın her bölgesinden eğitim imkanı zayıf olan Müslüman öğrencileri bir araya getirmek ve bu öğrenciler ülkelerine

Yazının Devamı