Topkapı Sarayı’ndaki restorasyon çalışması yoğun biçimde sürdürülüyor. Saray’da ayrıca son derece gelişmiş bir güvenlik sistemi de kuruluyor.
Topkapı Sarayı’nda tarihinin en büyük restorasyonu yapılıyor. Söz konusu meblağ (220 milyon lira) o kadar yüksek ki bu tutara neredeyse Saray’ı yeniden inşa etmek mümkün. Şu anda Fatih Köşkü, Seferli Koğuşu, III. Ahmet Kütüphanesi, Harem (yaklaşık yarısı), Beşirağa Camii, Saray Mutfakları yani Matbah-ı Amire Koğuşları, Gülhane Hastaneleri, Sultan Abdülaziz dönemine ait depo binaları ve Sur-i Sultani’de çalışmalar devam ediyor. Matbaa-ı Amire ve yurt binalarının güçlendirme projeleri yapılıyor, yakında buralarda da uygulamalar başlayacak.
Avlularda da peyzaj çalışmaları eşzamanlı olarak sürüyor. Hazine Koğuşu’nun basit onarımı yapıldıktan sonra Yazma Eserler Kütüphanesi sergi salonu olarak hizmet verecek. Restorasyonu yapılan tüm yapılarda Saray koleksiyonlarının sergilenmesi için projeler hazırlanmış durumda. Saray’da ayrıca son derece gelişmiş güvenlik sistemi de kuruluyor.
Hassas bir çalışma
Restorasyon biraz yavaş ilerliyor gibi görünebilir, lakin gerçek hiç de öyle değil. Bir tarihi eseri restore etmek için gerekli ön hazırlıkları yaptıktan sonra uygulama esnasında karşınıza hiç de hesapta olmayan aksilikler çıkabilir. Bu
aksilikler karşısında ayrıca yeni izinler almak, projede revizeler yapmak gerekebilir. Ayrıca son derece hassas bir şekilde çalışılıyor. Tahribata mahal verebilecek aletler asla kullanılmıyor. Süslemelerde çok daha ince işçilik gerekiyor. Belki de restorasyonun yavaş ilerlemesinin en büyük nedeni, Topkapı Sarayı’nın müze olarak değil saray olarak inşa edilmiş olmasıdır. Bugün eserlerin sergilenmesi için de ayrıca projeler geliştirilmesi gerektiği için bazı noktalarda çeşitli gecikmelerin olması da kaçınılmaz oluyor.
Peki ilerleyen dönemlerde başka hangi bölümlerde ne gibi değişiklikler olacak? Beni en çok heyecanlandıran Aya İrini’nin uluslararası bir projeyle restorasyonunun yapılacak olması. Ayrıca Saray’ın Marmara Denizi tarafında Sultan Abdülaziz döneminde inşa edilen askeri depolar ve Gülhane Hastaneleri, geçmişte hiç sergilenmeyen ya da yeterince sergilenemeyen koleksiyonların sergi salonları olarak ziyaret edilebilecek. Saray’ın koleksiyonu o kadar zengin ki İstanbul’a yakışan büyük bir müzenin yapılması ve ilerleyen dönemlerde bazı eserlerin burada da sergilenmesi kaçınılmaz duruyor.
Geçmişte belli bir güzergaha göre ziyaret edilen Harem yapıları, şu an içinde bulunan hizmet birimleri taşındıktan sonra ziyarete açılacak. Böylece Harem’in daha önce sadece profesyoneller tarafından görülen kısımlarına müze ziyaretçileri de ulaşabilecek.
Bakanlık karşılıyor
Bütün bu bilgileri geçtiğimiz günlerde bizzat Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı’dan dinleme fırsatım oldu. Bütün bu restorasyonun bütçesinin de Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan karşılandığını belirtmek isterim.
Topkapı Sarayı’nın hemen yakınında, İstanbul dendiğinde tüm dünyada akla gelen yapıların başında sayılan Sultanahmet Camii’nde de restorasyon hazırlıkları hızla devam ediyor. Hayırsever bir işadamı tarafından bütün masraflarının karşılanacak olması da takdire şayan bir davranış.
Aslına ve tarihi dokusuna uygun olarak yapılacak her türlü restorasyona ihtiyacımız varken, tarihi eserleri yepyeniymiş gibi bir görünüme büründüren restorasyonlardan kaçınmamız gerekiyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024