İzmir’de sıcak yaz günleri, gündemden hiç düşmeyen hararetli tartışma konularıyla daha da ısınıyor. Geçen yıl bu zamanlar arsenikli su sorunuyla zihinler meşguldü. İzmirliler, musluk suyunu ağzına değdirmiyor, ellerinden düşmeyen bidonlarla evlerine harıl harıl arseniksiz içme suyu taşıyordu. O günlerde kuraklık nedeniyle dibi görünen barajlar da kara kara düşündürüyordu. Gerilim yüklü korku filmi gibiydi.
Gelelim bu seneye... Hava yine çok sıcak, sorunlar ise ateşten gömlek, giyeni fena yakıyor... Susuzluk derdi yok ama onların yerine başkaları da eksik değil. Bir kez daha rötar yapan, “Biter mi bu metro” dedirten Üçyol-Üçkuyular hattı inşaatıyla, yeniden koktuğu iddia edilen Körfez şimdilerde baş ağrıtıyor. Bir de İzmir klasiğine dönen, peş peşe açılan davalarla engellenen yatırımlar var. Dünya Ticaret Merkezi yapılacak derken, tam 11 yıldır öylece duran Basmane’deki çukur yerinde saymaya, otlarını, ağaçlarını büyütmeye devam ediyor. Pas tutan demirlerin kızıla boyadığı yarım kalan o viyadük ayakları da hala bu tuhaf mahkumiyetin sona ermesini, belirsizliğin bitmesini bekliyor.
Bunları konuştukça insanın içi kararıyor. Güzel şeyler duymaya da ihtiyacımız var. Hep sorun hep
İzmir büyülü bir şehir. Geçmişi neredeyse 10 bin yıl öncesine dayanan, her karış toprağındaki tarihi etkileyici bir kültüre dönüşmüş bir kent İzmir... Buraya adım atıp da güzellikleri karşısında hayran kalmayan yok gibidir. Bu kentin yüzü her daim gülümseyen insanları arasında yürürken, Kordon’da imbatın serin esintisini yüreğinde hissederken, Pasaport’ta müthiş manzaraya karşı keyifli bir çay molası verirken, Kemeraltı’nın cıvıltısına kapılırken, burada olduğu için kim şikayet edebilir ki? Bir yakadan diğerine Körfez vapuruyla yol alırken, seyre daldığı İzmir’e aşık olmayan var mı? Ya da, batarken deniz üzerinde renkten renge giren güneş karşısında hayranlıkla donup kalmayan?
Dört iklimin doyasıya yaşandığı bir coğrafyanın hediyesidir bizlere bu kent. Çağdaş insanıyla Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı, aydınlık yüzüdür İzmir. Daha pek çok güzel sözcük peş peşe sıralanabilir. Ama hepsi bu kadar değil. Ne yazık ki bardağın bir de pek görmek istemediğimiz boş tarafı var. Bunu göstermek bizim görevimiz. Aslında bunu en iyi, bu kente konuk olanlar fark ediyor. Alsancak’ta, Bostanlı’da, Göztepe’de, İnciraltı’nda dolaşırken, karşılaştıkları güzellikler karşında gözleri kamaşanlar,
Kendi dönemiyle bugünü karşılaştıran Özfatura, yapılan yanlışları tek tek sıraladı, bundan sonrasının sağlıklı ilerlemesi için yol da gösterdi. Eski başkan, “Yeni yapım ihalesi öncesi, ‘yeterlilik ihalesi’ şart”dedi
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura, yapımı bir kez daha duran Üçyol-Üçkuyular arası 5.5 kilometrelik metro hattını değerlendirdi. Görev döneminde mevcut 11 kilometrelik hattı hizmete açan Özfatura, geçmişi ve bugün gelinen noktayı yorumladı. Özfatura, yapımına 2005’in haziran ayında başlanan yeni hattın güzergahında zemin koşullarının kötü olmasına sığınılmaması gerektiğine dikkat çekti. Eski Başkan, geçmişte çok daha zorunun başarıldığına dikkat çekti, “Fevzipaşa Caddesi’nin altından büyük bir nehir geçiyor. Konak Meydanı’nın altında deniz var. Biz buralardaki tünelleri 2.5 yılda tamamladık. Şu an seferlerin yapıldığı tüneller mühendislik harikasıdır. Zoru, doğru ekiple ve doğru hazırlıkla başardık. Üçyol’la Üçkuyular arası, Fevzipaşa Caddesi’yle ve Konak Meydanı’yla karşılaştırılamaz. Orası çok daha kolay ve hızlı geçilmeliydi” dedi. Özfatura bu açıklamasıyla ‘denizi geçtik, derede boğulduk’ sözüne işaret etti.
Hata üstüne hata
Valiliğin, Büyükşehir Belediyesi aleyhinde açtığı 159 davanın yarattığı rüzgar, şiddetli bir o kadar da hiddetli fırtınaya dönmüş durumda. Günlerdir bu köşede tüm yönleriyle kaleme aldığım yazıların ardından CHP’lilerin yaptığı araştırmada diğer kentlerde böyle bir durumun olmadığının ortaya çıkması sinirleri daha da gerdi. Kentin geleceğine yön verecek imar planlamalarında daha mürekkep kurumadan gelen, yaşanan sevinci ve heyecanı hayal kırıklığına çeviren itirazların gerginliği, en sonunda İzmir’den Başkent’e sıçradı. Hatta CHP üst yönetiminin önüne kadar gitti.
Perde arkasında hükümetin bulunduğunu düşünen, kasıtlı bir engellemeyle karşı karşıya olunduğuna inanan CHP’liler işin peşinde. Milletvekili Ahmet Ersin’in, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması için verdiği, bir önceki yazıda ayrıntılarını aktardığım soru önergesinin cevabı bekleniyor. Gelecek yanıta göre izlenecek yollar da şimdiden belirleniyor. Uzun süredir bizim konuşup yazdığımız bu konu Meclis koridorlarında da yankı bulacağa benziyor.
Çünkü, valiliğin son dönemde yargıya taşıdığı düzenlemelerden ikisi (en önemlileri), sabrı iyice taşırdı. Alsancak’la Turan arasındaki 550 hektarlık alanı gökdelenlerle ticaret
Alsancak’la Turan arasını New York Manhattan gibi gökdelenler bölgesi yapacak planla, Basmane’de 11 yıldır temel çukurunda kalan Dünya Ticaret Merkezi de valilik tarafından yargıya taşındı.CHP İl Başkanı Nalbantoğlu, İzmir dışındaki büyükşehirlerde valiliğin belediyeye açtığı imar planı davası olmadığını savundu. Milletvekili Ersin de Başbakan Erdoğan’a, “İzmir cezalandırılıyor mu” diye sordu
Çarpıcı sonuçlara ulaşıldı
İZMİR Valiliği’nin Büyükşehir Belediye Meclisi’nden geçen imar planlamaları için son dört yılda açtığı 159 davanın yankısı sürüyor. CHP İl Başkanlığı, konuyu mercek altına aldı. Diğer kentlerde benzer durum olup olmadığı araştırıldı. İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, “Henüz son dört yılda İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da ve Konya’da açılmış bir tane bile dava bulamadık” dedi.
‘Arkasında hükümet var’
NALBANTOĞLU, Vali Cahit Kıraç’ın dava açmak zorunda bırakıldığını, perde arkasında hükümetin olduğunu öne sürdü, şöyle konuştu: “Ne yatırım yapıyorlar ne de izin veriyorlar. Belediyelerin önünü açsınlar, engel olmasınlar. İzmir halkının gönlünü kazanmaya çalışsınlar. İzmir kendine yapılan iyiliği de, kötülüğü de unutmaz. İzmir’le zıtlaşmaktan artık
İzmir Valiliği’nin yargıya taşıdığı düzenlemelerden biri de 11 yıldır içinden çıkılamayan Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi’nin temel çukuruna ilişkin... 35 dönümlük alandaki proje için yapılan plan değişikliğinin, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu öne sürüldü, idare mahkemesinde dava açıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, “Bizi üzüyor” dediği davaların önemli bölümünün arkasında İzmir Valiliği var. Büyükşehir Meclisi’nden geçen imar planı düzenlemeleriyle ilçe belediyeleriyle imzalanan devir protokollerine karşı valiliğin son dört yılda açtığı davaların sayısı 159... Rekor 2005’te. O yıl tam 100 planlama dava edilmiş. 2006’da 22, 2007’de 9, 2008’de 19 ve bu yıl 9 dava açılmış. Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü teknisyenlerinin yaptığı inceleme sonucunda tutulan raporlara göre gerçekleştirilen bu hukuki girişimler, kelimenin tam anlamıyla belediyeyi kilitliyor, elleri-kolları bağlıyor. İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı’yla hukuk servisi, itiraz edilen, uygun bulunmayan bölümler için harıl harıl savunmalar hazırlıyor, bu uğurda yoğun mesai harcanıyor. Bir yandan da iptal durumunda izlenecek yollar belirleniyor. Her dosyanın süresi en az
Yürütmesi durdurulan “Üçüncü İzmir” projesiyle Alsancak-Turan arasının, dünyanın ticaret merkezi olarak kabul edilen New York’taki Manhattan gibi gökdelenlerle donatılması amaçlanıyordu.
“Proje çok, sonuç yok” yazımın ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla uzun uzun sohbet ettik. Aziz Bey, kentin geleceğini şekillendirecek, yabancı yatırımcı çekecek, binlerce kişiye iş kapısı aralayacak en önemli projelere ardı ardına açılan davalar için ilk kez bu kadar net konuştu. Valiliğin, Bayındırlık İl Müdürlüğü raporlarına göre imar planlarına açtığı belirtilen 150 davayla İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu toplantısında da gündeme gelen bu konuda oldukça çarpıcı mesajlar verdi.
Başkan Kocaoğlu, pek çok kez itiraz edildikten sonra zemin etütleri yapılmadığı gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı çıkan “Yeni Kent Merkezi-Üçüncü İzmir” projesi ve en son geçen hafta şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle tekrar yargıya götürülen İnciraltı planının önemini bir kez daha anlattı. Ama önce çözümü için uzun süre uğraştığı, TMSF’nin satmasını son anda önlediği Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi temel çukuruna değindi. Hatırlayın Başkan Kocaoğlu,
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) uzmanlarının ellerinde bavullar ve dosyalar ülke ülke gezdiğini, bu yıl gidecek daha çok yerleri olduğunu bir önceki yazıda ifade etmiştim. İzmir’in gelişmesi, daha yaşanılır ve güzel bir kent olması için çıkılan bu yolda neler yapıldığını anlatmıştım. Buraya kadar her şey güzel. Bir de sıkıntılar var ki, öyle böyle değil... Yurtdışında ajanslar, iş dünyası temsilcileri ve yatırımcılarla görüşülürken, konu dönüp dolaşıp belirsizliklere geliyor!
Yabancıları buraya çekecek dosyada sadece 18 organize sanayi bölgesi, 2 de serbest bölgenin bulunması yetmiyor. İZKA, liman arkasında planlanan “Üçüncü İzmir”i; yıllar sonra umut ışığının yandığı, turizme ayrılan İnciraltı’yı da yabancılarla paylaşmak istiyor. Bir de yüksek teknoloji bölgesi var. Buralar tanıtılıyor, büyük de ilgi görüyor. Ancak istenmeyen sürprizler uykuları kaçırıyor. Nasıl kaçırmasın ki..?
Zengin Araplar ilgili ama...
Alsancak Limanı’yla Turan arasındaki bölgeyi New York’taki Manhattan gibi gökdelenlerle donatmayı amaçlayan “Yeni Kent Merkezi-Üçüncü İzmir” projesi Körfez sermayesinin iştahını kabartıyor. Petrolden kazandıkları parayı, dünyanın en cazip yerlerinde emlak yatırımlarına