Özgür Kaynar

Özgür Kaynar

ozgur.kaynar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İzmir’de sıcak yaz günleri, gündemden hiç düşmeyen hararetli tartışma konularıyla daha da ısınıyor. Geçen yıl bu zamanlar arsenikli su sorunuyla zihinler meşguldü. İzmirliler, musluk suyunu ağzına değdirmiyor, ellerinden düşmeyen bidonlarla evlerine harıl harıl arseniksiz içme suyu taşıyordu. O günlerde kuraklık nedeniyle dibi görünen barajlar da kara kara düşündürüyordu. Gerilim yüklü korku filmi gibiydi.
Gelelim bu seneye... Hava yine çok sıcak, sorunlar ise ateşten gömlek, giyeni fena yakıyor... Susuzluk derdi yok ama onların yerine başkaları da eksik değil. Bir kez daha rötar yapan, “Biter mi bu metro” dedirten Üçyol-Üçkuyular hattı inşaatıyla, yeniden koktuğu iddia edilen Körfez şimdilerde baş ağrıtıyor. Bir de İzmir klasiğine dönen, peş peşe açılan davalarla engellenen yatırımlar var. Dünya Ticaret Merkezi yapılacak derken, tam 11 yıldır öylece duran Basmane’deki çukur yerinde saymaya, otlarını, ağaçlarını büyütmeye devam ediyor. Pas tutan demirlerin kızıla boyadığı yarım kalan o viyadük ayakları da hala bu tuhaf mahkumiyetin sona ermesini, belirsizliğin bitmesini bekliyor.
Bunları konuştukça insanın içi kararıyor. Güzel şeyler duymaya da ihtiyacımız var. Hep sorun hep sorun nereye kadar... Bir keyif molası da veremeyecek miyiz..?

Eleştirilere çay molası...

İşte bu düşüncelerle Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla bir araya geldim. Kocaoğlu, geçen yaz arsenik taarruzunu atlatmış, hemen ardından mart ayında girdiği seçimde aldığı yüzde 56’lık rekor oyla sıkıntılı günleri tarihi bir zafere çevirmişti. Ancak bahar havası çabuk geçmiş, yine yaz gelmişti ve yine gündem hayli terleticiydi. İzmirliler de krizdi, işsizlikti, sıcaktı derken, iyice bunalmıştı. İşte böyle bir dönemde Kocaoğlu’na, yüreklere su serpen, duymaya ihtiyacımız olan pembe bir tablo çizdirmekti amacım.
Günlerdir konuştuğumuz, konuşurken kederlendiğimiz sıkıntıların, o randevu için bir kenara bırakıldığı bu keyifli çay molasında Başkan’a sordum: “Önünüzde koca bir beş yıl var. Bu kent için, hemşehrileriniz için hayalleriniz ne?” Kocaoğlu, her gittiği yerde anlattığı projelerini peş peşe aktarmakla söze başladı. “Şu an eksikliğini hissettiğimiz 100 proje ya da konu varsa bunların yüzde 80-85’i beş yıl sonra tamamlanmış olacak” diye konuştu. Soluksuz devam etti. Açılacak kanalla su akışının artacağını, çok yakında Körfez’de yüzüleceğini söyledi. Metro projelerinin tamamlanacağını, hatta Aliağa-Menderes hattının Selçuk’a kadar uzatılacağını, operanın sanat hayatına kazandırılacağını, sahilde tramvayların seferlere başlayacağını, bir türlü yapılamayan marina için de Karşıyaka’da uygun yer hazırlanacağını bir çırpıda sıraladı.

Haberin Devamı

Gülen İzmir


Asıl hedef mutluluk vermek

Başkan’ın hedefleri bunlarla sınırlı değildi, en önemlisini sona saklamıştı. Kocaoğlu, mutlu, gülen, refah seviyesi yüksek bir İzmir hayal ettiğini anlattı. Aziz Kocaoğlu, metroyu bitirmenin, Körfez’i yüzülecek hale getirmenin insanları güldürmeye yetmediğinin farkında. Krizin cepleri boşalttığı, işsiz ve çaresiz bıraktığı bir dönemde halkı mutlu etmenin, ekonomik sıkıntıları azaltmaktan geçtiğini çok iyi biliyor.
Seçim bildirgesinde sosyal politikaların önem kazanacağı, yoksulluk ve işsizlikle mücadelede somut adımlar atılacağı mesajları veren Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ikinci görev döneminde ekonomi ön planda. Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulmasının, kente yabancı yatırımcı çekmek için İzmir Kalkınma Ajansı işbirliğiyle yurtdışında tanıtımlar gerçekleştirilmesinin perde arkasında bu var... Projelerle daha yaşanılır, daha güzel yapılacak kent, aynı zamanda zenginleştirilecek. Ekonomiyi sadece merkezi yönetimin inisiyatifine bırakmayan, yerel politikalarla da kalkınmanın sağlanabileceğini sergilemeyi amaçlayan bu yaklaşım destek görmeli. Daha kalkınmış, insanları ekonomik sıkıntılardan kurtulmuş bir İzmir, hepimizi mutlu eder...

Haberin Devamı

Aslan, haklı çıktı
Önceki yazımda Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan’ın TOKİ’yi eleştiren sözlerine yer vermiştim. Ne diyor du Aslan? “TOKİ, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal dönemindeki misyonundan uzaklaştı. Dar gelirlileri konut sahibi yapmak için kurulan bu kurum, artık hastane, duble yol, baraj inşa ediyor...”
Hüseyin Aslan, görevini kötüye kullandığını, suç işlediğini söylediği TOKİ’yi, bu yanlışa bir an önce son vermeye çağırıyordu.
Ege-Koop Genel Başkanı’nın bunları söylediğinin ertesi günü, ne kadar haklı olduğunu belgeleyen haber İstanbul’dan geldi. İhalesi 5’inci kez iptal edilen Seyrantepe Stadı’nı TOKİ’nin tamamlayacağı belirtildi.
Hüseyin Aslan, şimdi tekrar soruyor ve uyarıyor: “Türkiye’de bu kadar konut açığı varken, dar gelirli kesim kiralarda sürünürken, insanlar maaşlarının üçte ikisini kiraya verirken, TOKİ neden stat yapıyor? Ülkemizin en önemli sorunlarından birinin konut açığı olduğunun artık farkına varılmalı. Enflasyon yüzde sekiz, maaşlara yapılan zam yüzde dört... Kira artışları ise yüzde 25’leri buluyor. Burada bir dengesizlik var. Bu sorun yakında ciddi sosyal patlamalara neden olacak. Bunu önlemek hükümetin, TOKİ’nin görevi. TOKİ, kaynaklarını konut projelerini desteklemek için kullanmalı. 1980’li yıllardaki gibi, konut sahibi olmayan vatandaşlara yönelik kredi desteği sağlanmalı.”

Haberin Devamı

Gülen İzmir
En anlamlı vefa
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ın Zübeyde Hanım Mahallesi’ne kazandırdığı Türkan Saylan Kız Öğrenci Yurdu, sadece ilçe halkında değil, tüm İzmirlilerde büyük sevinç yarattı. Çünkü Saylan çok özel, simge bir isim... Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Prof. Dr. Türkan Saylan, hayatını sağlık ve eğitim gibi iki ulvi konuya adamıştı. Yaşamını kaybetmeden kısa süre önce, eğitime katkıları nedeniyle layık görüldüğü 100 bin dolarlık Vehbi Koç Ödülü’nü her birini kendi evladı gibi sevip koruduğu kız çocuklarının eğitimi için bağışlamıştı. Başkanı olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle, kız çocuklarının okula gönderilmesi için, 15 yıldır savaştığı hastalığını bile bir kenara bırakıp yorulmadan mücadele eden Saylan’ın adını taşıyacak yurtta 104 kız öğrenci barınacak.
Türkan Saylan’ın isminin verileceği en doğru yer, onun üzerlerine titrediği kız çocuklarının eğitim göreceği, barınacağı bir kurumdan başkası olamazdı. Bu nedenle Cevat Durak’ı kutlamak, alkışlamak gerekiyor. Durak’ın, “Hepsi bu kadar değil. Ayrıca bir kız öğrenci yurduyla, bir erkek öğrenci yurdu daha açacağız. Atatürk’ün çizgisinden kopmak istemeyen, aydınlık yoldan ilerleyen çocuklarımıza sahip çıkmak istiyoruz” sözleri de insanın yüreğini ferahlatıyor.

Direk ayakbağı oldu
Çiğli Şaraphane Durağı yakınında oturanlar kaldırımdaki aydınlatma diğerinden şikayetçi. Anadolu Caddesi’nde çalışan görevlilerin bu direği yaya yoluna bırakıp gittiği belirtiliyor. Geçişi engellediği, adeta ayakbağı olduğu ifade ediliyor. “Yayaların rahatça yürümesi için bir oraya bir buraya taşıyıp duruyoruz. Yetkililerin götürmesini istiyoruz” deniliyor.

Megafonlu satıcı kabusu
Bornova’nın Evka 4 Mahallesi’nden OKUR HATTI’na şikayet yağıyor. Nedeni ise megafonlu seyyar satıcılar. Bu kişilerin adeta terör yaşattığı belirtiliyor. Sabah erken saatlerden itibaren araçlarıyla sokak sokak gezmeye başladıkları, yaptıkları yüksek sesli anonslarla herkesi rahatsız ettikleri ifade ediliyor, belediyeden yardım isteniyor: “Evimizde huzura hasret kaldık, gürültü bitmek bilmiyor. Ne yaşlıları ne de bebekleri düşünüyorlar. Zabıtanın engel olması gerektiği belirtiliyor. Ancak şimdiye kadar semt pazarının kurulduğu cumartesi günü dışında burada zabıta ekibi göremedik. Belediye neden engel olmuyor?”