Küresel cüzdan

13 Mayıs 2009

İnsanın neresi ağrırsa canı oradadır. İnsanın cüzdanı ağrıyor. En değerli uzvu.
Global krizin neden olduğu işsizlik, ödenemeyen borçlar, kullanılamayan kapasite, servet erimesi bir tür cüzdan domuz gribi gibi dünyayı sardı.
Cüzdanlar çürük diş gibi sızlıyor.
Bu sızı küresel ısınma ve bunun yol açabileceği felaketleri unutturdu. Unutturmadı da dolaba kaldırıldı, kışlık giysi gibi.
İklim değişikliğine yol açan karbon salımını durdurmak veya durdurmaya çalışmak pahalı bir iştir ve hemen hemen herkese bir maliyeti vardır.
Üç yıl önce bu maliyeti ödemek isteyenlerin sayısı hızla artıyordu. Şimdi hızla azalıyor.
Birkaç sene önce Toyota’nın imal ettiği “çevre dostu” Prius marka araba yok satıyordu, Batı’nın zengin ülkelerinde. Aslında Prius pek çevre dostu değildir. Kimin umurunda? Tüketim suçluluğunun vicdan azabını biraz rahatlatıyordu ya.

Yazının Devamı

Trilyonlarca dolar nasıl uçtu? Vallahi çok basit

9 Mayıs 2009

Global finans krizinin az anlaşılan yönlerinden biri, trilyonlarca doların nasıl tebahhur etmiş olduğudur.
Dünya tarihinin en büyük servet yok oluşu nasıl meydana geldi? Yok oluşun mekanizması neydi?
Bunu basit bir şekilde anlatmaya çalışacağım.*
Paranın bol, faizlerin düşük olduğu bir ortam düşünün. Cebimde 100.000 dolarım var. Yüzde 10 faiz getirecek bir fırsat yakalıyorum. Fırsatı kullanıyorum ve 10.000 dolar kazanıyorum. Bu iş hoşuma gidiyor. Borçlanarak daha büyük oynamak istiyorum. Yüzde 5 faizle 900.000 dolar kredi buluyorum. 100.000 dolarımı ekleyerek bir milyonu yüzde 10 faizle yatırıyorum.
Eğer beklediğim getiriyi alırsam, param 1.100.000 dolar oluyor. Borcumu veee yüzde 5 olan ve 45.000 dolar tutan faizi ödüyorum. Elimde temiz 55.000 dolar kalıyor.
Ne oldu?
100.000 dolarım yüzde 55 gelir getirdi. Yaşasın!

Yazının Devamı

Formula One: İşkenceye devam

7 Mayıs 2009

Sene 2004. Beş ünlü işadamı ve profesyonel yönetici Formula One’ı Türkiye’ye getirmek için bir araya gelir. Hiçbiri cebinden bir kuruş koymak istemez. Çünkü projenin kâr etmesinin imkânsız olduğunu bilirler.
Bu tatlı çocuklar, o zaman başkan olan Mehmet Yıldırım’la konuşup İstanbul Ticaret Odası’nı projeyi sahiplenmeye ikna ederler.
Ama Formula One, ne işadamlarına ne de İTO’ya güvendiği için, parasal devlet garantisi ister. O zaman Spordan Sorumlu Devlet Bakan’ı Mehmet Ali Şahin “Ben ayarlarım” der. Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da takıma dahil olur. Şahin, Unakıtan ve işadamları en son Erdoğan’ı ikna ederler.
Kimse, “Bu proje fizibıl mıdır?” diye sormaz.
Yıldırım, Unakıtan’ın imzaladığı garanti mektubu ve çeki alıp Londra’ya gider ve dünyanın en paragöz ve açıkgöz işadamlarından biri olan Formula One patronu Bernie Ecclestone’la kontrat imzalar.
Formula One, İstanbul’a ün ve muazzam turizm geliri getirecek bir proje olarak satılır. Gazetelerde milyonlu, milyarlı

Yazının Devamı

Arılar, global finans krizi ve dürüstlük

6 Mayıs 2009

Dürüstlük en önemli ahlak kuralıdır.    Kâinatın kendisi de dürüstlük kuralına uygun kuruldu. Eğer yaratan “malzemeden” en küçük bir “parça” çalmış olsaydı, kâinat kısa zamanda içine çöküp başladığı yere geri dönecekti. Ne kâinat olacaktı, ne hayat, ne de o hayatın içinde bu satırları yazan ve okuyan kişiler.
Her insanın içinde ona neyin doğru, neyin yanlış olduğunu gösteren bir pusula var. Dürüstlük bu pusulanın doğruyu işaret ettiği yerdedir.
İnsan, böyle bir pusulaya sahip olma açısından, bütün canlılar içinde tektir. Bu nedenledir ki, onda başka hiçbir yaratıkta bulunmayan bir özellik daha var: Ayrım yapabilme yeteneği.
Amerika Birleşik Devletleri’nden kaynaklanan global krizden sonra birçok Batı ülkesinde yetkililer bu tür krizlerin tekrarlanmaması için çare arıyorlar. Değişik yayınlardan öğrendiğime göre, bu arayış sadece ekonomi veya finansa münhasır değil. Doğal sistemlere de bakıyorlar.

Yazının Devamı

Korkmayın, boştur

2 Mayıs 2009

LAW, İngilizcede Light Anti-tank Weapon’un kısaltılmışıdır. Hafif Tanksavar Silah, anlamında.
Uzmanlardan öğrendiğime göre LAW, 1960’larda imal edilmeye başlandı ve daha gelişmiş modelleri yerini alıncaya kadar Amerikan ordusunda omuzdan ateşlenen, standart tanksavar silahı olarak kullanıldı.
Türk ordusu silahlarının çoğunu ABD’den temin ettiği için LAW, bir ara, bizde de diğer NATO ülkelerinde de standart haline geldi.
İlk çıktığında omzu fırlatıcı rampası olarak kullanan bu aygıt devrimsel bir gelişmeydi: İçine fabrikada bir roket yerleştiriliyor, kullanıldıktan sonra, gazoz tenekesi gibi, çöpe atılıyordu.
Ama kimsenin bilmediği bir nedenle bunlardan bazıları kullanıldıktan sonra eski İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ın kurduğu bir üniversite sahibi vakfın İstanbul Beykoz’daki bir arsasında gömülmüş olarak bulundu. Ergenekon araştırmacıları tarafından.

Boş tabak karın doyurursa...

Yazının Devamı

Kriz falan yok, siz beceriksizsiniz

1 Mayıs 2009

Geçtiğimiz aralıkta İzmir, Eski Foça’da küçük bir imalathane çalıştıran eski bir arkadaşımdan, Attila Bozoğlu’ndan bir mektup aldım. Attila krizden nasıl etkilendiğini, çaresizliğini, kasvetini yazıyordu. Mektubu aynen yayımladım çünkü bana aynı durumda olan binlerce işadamının haline tercüman oluyormuş gibi geldi. O mektubu milliyet.com.tr’deki yazımın altında bulabilirsiniz.
Dün Attila’dan bir mektup daha aldım:

Sevgili Metin,
Sesimi duyurduğun için sana müteşekkirim. Yüzlerce mail aldım. Benim durumumda birçok şirket ve üretici olması bir nebze beni teselli etse de ülkem için çok üzüntülüyüm.
Beni şahsen, bir İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam (sağ olsun) ve bir de Kuşadası’ndan, “Tanrıya sığın” diye Yahova Şahitleri aradı. Başka da resmi kanallardan ilgilenen, maalesef, kimse çıkmadı.
Mehmet Ali Bey’in konuyu hükümete aksettireceğini söylemesi üzerine kredi veren resmi kuruluşa tekrar gittik, acaba herhangi bir gelişme var mı, diye. Önce, senin

Yazının Devamı

Yeni kredi, eski hikâye

30 Nisan 2009

Küçük veya orta büyüklükteki bir şirket sağladığı banka kredisine kefalet bulmakta zorlanırsa başvurabileceği bir kurum var: Kredi Garanti Fonu*.
Kredi Garanti Fonu kısaca KOBİ olarak bilinen şirketlerin kredilerinin yüzde 80’ine kadar kefalet sağlayabilir. Kefaletin üst sınırı 750.000 ile 1.000.000 lira arasındadır.
Kredi Garanti Fonu’nu yöneten Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği (TOBB) hükümetten fonun halen 80 milyon lira olan özkaynaklarına beş milyar lira aktarmasını istedi.
Koşullar belli değil
Uzmanlardan öğrendiğime göre, bunun olması halinde fon 35-40 milyar lira civarında kefalet vererek sistemi rahatlatacak. 

Olacak mı ama?

Yazının Devamı

Yeni bir IMF kolaylığı: Esnek palavra hattı

29 Nisan 2009

Pazartesi günü birçok gazetenin ekonomi sayfalarında devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı’ndan (AA) alınan bir haber vardı.
Habere göre, Uluslararası Para Fonu ile görüşme halinde bulunan Türkiye, fonun “Esnek Kredi Hattı” imkânının “maliyetli olması nedeniyle “kabul etmiyor”muş. “Yetkililer” Türkiye’nin uluslararası para piyasalarından “daha az maliyetli kredi bulabileceğini” belirtiyorlarmış. “Fonla yapılacak üç yıllık stand-by ise “piyasanın altında maliyet imkânı getiriyor”muş.
Korkarım bu bilgiler doğru değildir.
Bir defa “Esnek Kredi Hattı”ndan alınan kredinin maliyeti ile normal stand-by anlaşmasının maliyeti aynıdır. Bu, fonun web sitesinde, kurumun yeni kredi felsefesi ile enstrümanlarını açıkladığı sayfalarında açıkça belirtiliyor.*

AA bu haberi niye yaptı?
Her iki kredinin de faizi yüzde 2.32.9’dur. Vadeye göre 2.73.6’ya kadar çıkıyor.
Her iki kredinin maliyetinin eşit olması yanında maliyet Türkiye’nin başka kaynaklardan elde

Yazının Devamı