Küçük veya orta büyüklükteki bir şirket sağladığı banka kredisine kefalet bulmakta zorlanırsa başvurabileceği bir kurum var: Kredi Garanti Fonu*.
Kredi Garanti Fonu kısaca KOBİ olarak bilinen şirketlerin kredilerinin yüzde 80’ine kadar kefalet sağlayabilir. Kefaletin üst sınırı 750.000 ile 1.000.000 lira arasındadır.
Kredi Garanti Fonu’nu yöneten Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği (TOBB) hükümetten fonun halen 80 milyon lira olan özkaynaklarına beş milyar lira aktarmasını istedi.
Koşullar belli değil
Uzmanlardan öğrendiğime göre, bunun olması halinde fon 35-40 milyar lira civarında kefalet vererek sistemi rahatlatacak.
Olacak mı ama?
Bir şeyler olacağa benziyor. Birkaç günden beri gazetelerde çıkan haberlerden öğreniyoruz ki hükümet “Bankaların kullandırdığı kredilerin yüzde 60’ına kefil olmayı planlıyor.” Bunu da Kredi Garanti Fonu’na aktaracağı 1 milyar liralık fon aracılığıyla gerçekleştirecekmiş.
Ne zaman, nasıl, hangi koşullarda, belli değil. Para TOBB’un yönettiği Kredi Garanti Fonu’na mı, yeni bir fona mı devredilecek, meçhul.
“Kaynak aktarılması talebinde bulunmuştuk” diye konuştu bir TOBB yetkilisi. “Ama bu aşamada, yeni bir fon mu oluşturuluyor, yoksa eski fon mu kullanılacak, ben de bilmiyorum.”
Kredi Garanti Fonu’nun yüzde 51’i TOBB’a ait.
Yüzde 49’a yakın hisseyi ise Sanayi Bakanlığı’na bağlı Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı KOSGEB kontrol ediyor.
Bunun dışında Halk Bankası gibi birkaç kuruluşun küçük hisseleri var. Fon kâr amacı gütmüyor ve ortaklarına temettü dağıtmıyor.
Bankalar kafa yormuyor
Bu yapısıyla fon bir sivil toplum kuruluşudur ve politik etkilerden nispeten uzaktır. Eğer hükümet fonun 15 yıldır faaliyet gösteren altyapısını kullanmak yerine Hazine’de yeni bir yapı oluşturursa, kendi yandaşlarını desteklemek için bir düzen hazırladığını anlayacağız.
Denklemin bir ayağını teşkil eden bankalar bu aşamada konuya fazla kafa yormuyor.
“Çıksın bakalım, KOBİ’lere mi, herkese mi çıkacak?” diye konuştu bir bankacı. “Bunlar belli olmadığı için boşa vakit geçirmeyelim dedik.”
Bankalar Birliği’nden bir yetkili de “Aylar önce bankalardan görüş alıp bildirdik” dedi.
Açıklık yok çünkü hükümet, her zaman bütün hükümetlerin yaptığı gibi, ilgili kurumlarla işbirliği yapmak yerine kendi başına iş yapıyor. Veya iş yapıyor görüntüsü altında piyasayı oyalıyor.
“Üç aydır konuşuluyor, ortada bir şey yok” diye konuştu konuya yakından izleyen bir yetkili. “Fazla beklenti yaratılıyor.”
Bu olay da gösteriyor ki ekonomik önlemler konusunda geç kalmak AKP’nin alameti farikası haline geldi.
* https://www.kgf.com.tr