Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sene 2004. Beş ünlü işadamı ve profesyonel yönetici Formula One’ı Türkiye’ye getirmek için bir araya gelir. Hiçbiri cebinden bir kuruş koymak istemez. Çünkü projenin kâr etmesinin imkânsız olduğunu bilirler.
Bu tatlı çocuklar, o zaman başkan olan Mehmet Yıldırım’la konuşup İstanbul Ticaret Odası’nı projeyi sahiplenmeye ikna ederler.
Ama Formula One, ne işadamlarına ne de İTO’ya güvendiği için, parasal devlet garantisi ister. O zaman Spordan Sorumlu Devlet Bakan’ı Mehmet Ali Şahin “Ben ayarlarım” der. Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da takıma dahil olur. Şahin, Unakıtan ve işadamları en son Erdoğan’ı ikna ederler.
Kimse, “Bu proje fizibıl mıdır?” diye sormaz.
Yıldırım, Unakıtan’ın imzaladığı garanti mektubu ve çeki alıp Londra’ya gider ve dünyanın en paragöz ve açıkgöz işadamlarından biri olan Formula One patronu Bernie Ecclestone’la kontrat imzalar.
Formula One, İstanbul’a ün ve muazzam turizm geliri getirecek bir proje olarak satılır. Gazetelerde milyonlu, milyarlı rakamlar uçuşur. Projenin maliyeti hariç her şey abartılır.
Bütün rakamlar uydurma, bütün vaatler yalandır. Formula One’ın toplam gelirleri işletme giderlerini bile karşılayamayacaktır.
Zaten amaç spor değil, devletle iş yapıldığında daima olduğu gibi, Hazine’den para hortumlamaktır ki, bu TC’de sporların en büyüğüdür.
“Elli milyona biter” diye lanse edilen pist yüz milyonlarca dolara mal olur. İTO sıfırı tüketir. Bu kez TOBB devreye girer. Hazine’den para aktarılır. Bin bir skandal ve yolsuzluk haberi arasında proje biter. Ama beklenen yüz binlerce turist gelmez. Otel odaları dolmaz. Zengin Formula One müdavimleri İstanbul’un tüccarlarına para akıtmaz.

Haberin Devamı

Ferrari’nin isyanı...
Pisti işletmek için kurulan şirket işin altından kalkamaz ve tesis, fındık fıstık fiyatına, Bernie Ecclestone’a kiralanır.
Gel zaman git zaman global kriz patlak verir. Ecclestone pisti işletmeden çekilmek ister. Çünkü başında daha büyük dertler vardır. Formula One takımlarını finanse eden Toyota gibi büyük araç üreticileri zarardadır. Formula One lüks haline gelmiştir.
Geçen aralıkta Honda yarıştan çekilir. Diğer üreticiler de naz etmeye başlar. Her sezon Formula One takımlarına 200 milyon sterlin para dökmek artık kimsenin harcı değildir. Ayakta kalma savaşı veren ING, RBS, Allianz gibi büyük sponsorlar da kontratları bitince desteklerini geri çekeceklerdir.
Özetle, Formula, bizim gibi “ayranı yok içmeye” ülkeler için değil, dünyanın en büyük şirketleri için bile lüks haline gelmiştir.
Formula One kurallarını koyan Federation Internationale de l’Automobile, sporu iflastan kurtarmak için gelecek yıldan itibaren takımlara 40 milyon sterlin harcama tavanı koyar.
Sporun en büyük takımı Ferrari isyan eder çünkü tepede olmasını en fazla parayı harcayan olmasına borçludur. Diğer büyük takımları kendisiyle bir olup başkaldırmaya davet eder.
Sonuç? Formula One için akıbetin ne olacağı bilinmez ama Türkiye’nin akıbeti bellidir: TC’de devletin ve belediyelerin finanse ettiği projelerin azımsanmayacak bir bölümü az veya çok Formula One gibi dandiktir, hortumsaldır. Ve bundan dolayıdır ki, Türkiye ebediyen “kalkınmakta olan” bir ülke kalacaktır.