Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İnsanın neresi ağrırsa canı oradadır. İnsanın cüzdanı ağrıyor. En değerli uzvu.
Global krizin neden olduğu işsizlik, ödenemeyen borçlar, kullanılamayan kapasite, servet erimesi bir tür cüzdan domuz gribi gibi dünyayı sardı.
Cüzdanlar çürük diş gibi sızlıyor.
Bu sızı küresel ısınma ve bunun yol açabileceği felaketleri unutturdu. Unutturmadı da dolaba kaldırıldı, kışlık giysi gibi.
İklim değişikliğine yol açan karbon salımını durdurmak veya durdurmaya çalışmak pahalı bir iştir ve hemen hemen herkese bir maliyeti vardır.
Üç yıl önce bu maliyeti ödemek isteyenlerin sayısı hızla artıyordu. Şimdi hızla azalıyor.
Birkaç sene önce Toyota’nın imal ettiği “çevre dostu” Prius marka araba yok satıyordu, Batı’nın zengin ülkelerinde. Aslında Prius pek çevre dostu değildir. Kimin umurunda? Tüketim suçluluğunun vicdan azabını biraz rahatlatıyordu ya.
Toyota ve Honda “çevre dostu” markalarının yeni modellerini piyasaya çıkarmaya hazırlanıyorlar. Ama uzmanlar “Eskisi kadar kolay satamazlar” diyor.

Sihirli dengeyi bozduk
Bilim adamları bile küresel ısınmadan pek bahsetmiyor artık. Onları etkileyen, finans krizinin yarattığı cimrilik değil. Bence, ne yapılırsa yapılsın, dünyanın ısınmasını durdurmanın mümkün olmadığını anladılar veya anlamaya başladılar.
İnsana dünyadaki varlıklar ayrı, kopuk ve birbirinden bağımsız gibi görünür. Ama her şey birbirine bağlıdır ve aynı bütünün bir parçasıdır. James Lovelock’un Gaia teorisine göre dünya atmosferi, denizleri ve kara parçaları, canlıları ve cansızlarıyla bir tek organizmadır.
Bir zamanlar, kâinatın su kuyusu olan bu mavi küre yaşam için ideal koşullara sahipti çünkü organizmadaki uzuvların hepsi uyum içinde çalışıyordu.
Bu sihirli dengeyi bozduk. İklim değişikliği tahmin edilenden de hızlı ilerliyor. En yeni bilimsel araştırmalar ısı artışını 2 derece santigradın altında tutmanın olanaksız olduğunu gösteriyor. Bu, normal olanının sınırını aşıp ne olduğunu tahmin bile edemeyeceğimiz bir felakete uğramamızın kaçınılmaz olduğu anlamına geliyor.
Bu nedenle olacak, piyasada bilimkurgu romanlarından fırlamışa benzeyen uçuk projeler dolaşıyor. Örneğin, bazı bilim adamları uzaya dev aynalar yerleştirerek güneş ışınlarını yere vurmadan uzaya aksettirmeyi denemek istiyor. Diğerleri gemilerden havaya deniz suyu püskürterek bulut yaratmak ve bu şekilde güneşi geri yansıtmaktan bahsediyor.
İnsan amacı kâr olan bir yaratıktır. Küre, kusura bakmasın, ısınmaya devam edecek. Biz şu anda finans krizini ters çevirip eskisi kadar tüketmek peşindeyiz. Cüzdanlarımızın sızısı sona ersin, evvela, sonra seni düşünürüz küre kardeş.