Samos’ta akşam yemeği

21 Ağustos 2011



Temmuz ve ağustos sıcaklarını Orta Ege’de geçirmek her zaman için iyi bir fikir. Çeşme, Sığacık gibi bizim kıyılarda dolaşmak ve Sakız, Samos gibi komşu adalara uğramak keyifli oluyor.
Elinizde transitlog varsa, Sakız’dan aşağı inerken Samos adasına uğramak daha kolay. Adanın kuzeyindeki Karlovassi limanına demir atabilirsiniz. Burada yeni yapılan büyük ve rahat bir liman var. Eğer transitlogunuz yoksa doğrudan adanın merkezi olan, kuzeydoğudaki Vathi limanına girmek zorundasınız. Burada giriş işlemlerinizi yaptırdıktan sonra hemen tekne ile kuzeyde Karlovassi ya da güneyde Pitagorya limanına gitmekte fayda var. Vathi kuzey rüzgarlarına açık ve burada demir atmak konforlu olmayabilir.
Adanın güneyinde Pitagorya merkezinde korunaklı ve büyük bir liman var. Limanın çevresinde çok sayıda tavernada uygun fiyata taze deniz ürünleri bulabiliyorsunuz. Bu limanın hemen bir mil kadar kuzeyinde, çoğu Yunan adasında görmediğimiz büyüklükte güvenli ve sağlam bir marina bulunuyor.
Pitagorya bizim bildiğimiz ünlü matematikçi Pisagor’un doğum yeri. Limanın ortasında elinde gönyesi ile heykeli var. Pisagor denince akla meşhur denklemi geliyor. Ne işimize yarar derseniz... Biz

Yazının Devamı

Amatör denizci yolunacak kaz mı?

14 Ağustos 2011

Maliye Bakanlığı bazı marinaların kiralarında 10 kata varan artışlara gitti. Kabak amatör denizcilerin başında patlayacak


Türk amatör denizciliğinin gelişmesindeki engellerin başında, tekne bağlama kapasitesinin yetersizliği ile tekne bağlama fiyatlarının yüksekliği geliyor. Bundan iki yıl öncesine kadar fuarlarda tekne almak için satıcılarla pazarlık yapanlar, tekneyi bağlayacak yer bulamayınca tekne satın almaktan vazgeçiyorlardı. Son yıllarda özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nın girişimleri ile ihaleye çıkartılan marinaların hizmete girmesiyle bağlama yeri sıkıntısı kısmen çözülse de, Maliye Bakanlığı’nın amatör denizcilere yolunacak kaz gözüyle bakması, marinalardaki bağlama fiyatlarının her yıl aşırı artmasına neden oluyor.
Maliye Bakanlığı marinalardan karadaki tesislerle denizde kullandıkları alan için her yıl kira alıyor. Kiraları da tüketici ve üretici fiyatları ile enflasyon ortalamasına göre artırıyor. Ancak üç ya da beş yılda bir yeniden değer tespiti yapıp tek taraflı olarak kiralarda 10 kata kadar varan artışlara gidiyor.
Bir bölgede emlak ve arazi fiyatları artabilir. Ancak şurası da bir gerçek ki, o bölgedeki emlak değerlerini artmasına

Yazının Devamı

Sakız’a yelken basalım keyfimize bakalım...

7 Ağustos 2011


Limana girişte iskelenizde kalan bölümde (limanın güney kesimi),yatlar için bağlama bölümü var.


Son yıllarda Çeşme çok moda oldu. Ancak Çeşme’de fiyatlar, Bodrum’u, İstanbul Boğazı’nı solladı, Fransa’nın Cote de Azur’ü ile yarışır oldu. “Az harcayan turist yerine çok harcayan turist gelsin” diyenler için güzel bir örnek olabilir. Ama Çeşme’de yabancı turist yok. Hepsi yerli...
Hal böyle olunca Çeşme ile aynı iklime ve doğaya sahip Sakız Adası’nda durum nedir diye merak ettim. Çeşme’nin hemen 8 mil karşısındaki Sakız Adası’nı dolaştım. Gençliğimin beton canavarına teslim olmamış Ege’sini gördüm. Sakız merkezinin dışındaki mahallelerde sandalyelerini sokağa atıp sohbet eden insanları görünce 40 yıl öncesinin İzmir’ini teneffüs ettim.
Balıkçı köylerinde mükellef bir sofraya oturup önden birkaç soğuk meze ardından da kalamar, karides, ahtapot, balık ve salata yiyip uzo içtim. Bir kişi için 12 ile 15 avro arasında (25-35 TL) hesap ödedim. “Burası kazık” dedikleri yerde hesap kişi başı 18 avro (43 TL) idi. Aklıma Çeşme geldi. Adam başı 125 avrolardan bahsediliyordu. Doğru ya da yanlış, Alaçatı’da kişi başı 400 lira hesap geldiğini bile işittim.

Yazının Devamı

Lezzetli bir demir yeri

24 Temmuz 2011




Mavi yolculuğun en gözde rotalarının bulunduğu Güney Ege kıyıları temmuz ve ağustos aylarında çok sıcak olur. Zamanı çok olan denizciler, bu aylarda orta ve kuzey Ege’yi tercih ederler. Sığacık, Çeşme, Ayvalık, Bozcaada ilk akla gelen yerlerdir. Özellikle son yıllarda Çeşme ve Alaçatı ön plana çıktı. Gazete sayfalarında ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri arasında Bodrum-Çeşme rekabeti yaşanır oldu. Bu mevsimde favorim Çeşme. Sonbahar ve kış aylarında ise Bodrum’un güzelliğine doyulmaz.
Harika bir yemek, pırıl pırıl bir deniz
Çeşme’de önceki yıllarda da sık sık gittiğim Dalyan’da harika bir demir yeri keşfettim. Dalyanköy’ün hemen girişinde Dalyan Plaza Oteli var. Uzun dönem Hürriyet Gazetesi İzmir temsilciği de yapan, kentin tanınmış siması Nedim Demirağ’a ait olan bu otelin önündeki Beach Club, İstanbul eğlence hayatının önemli mekanı Etiler Şamdan’ın işletmecisi Mehmet Tuna ile işbirliğine girmiş. Memo’s By Şamdan Etiler adıyla hem havadan ve karadan gelen misafirlere hem de kulübün önünde alargaya demir atmış teknelere hizmet veriyor.
Mehmet Tuna, 21 yıldan beri Etiler Şamdan’ın şefi olan Şerif Güneş başta olmak üzere mutfak ve servis ekibini de

Yazının Devamı

Rüya gibi bir rota - 2

17 Temmuz 2011


Rotanın son gününde Orhaniye’ye geçmeden önceİnbükü’ne demir atıp denize girebilirsiniz.


Dördüncü gün: Bozburun’dan çıkış

Gidilecek liman Dirsekbükü çok yakın olduğu için eğer biraz rüzgar varsa Datça yarımadasına doğru yelken seyri yapılarak denizin keyfi çıkarılır. Yelken keyfinden sonra Dirsekbükü’nün muhteşem turkuaz renkli denizine demir atarsınız. Sahildeki restoranda güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Burada elektrik yoktur. Akşamüstü saatlerinden gece saat 23.00’e kadar restoranının jeneratörü çalışır. Restoranı işleten Mehmet, Bozburunludur ve sempatik kişiliği ile tekneciler arasında sevilir.

Yazının Devamı

Çok özel bir rota

10 Temmuz 2011





Geçtiğimiz günlerde çok eski bir dostum aradı. İkinci evliliğini yaptığını, kaptanıyla birlikte 14 metrelik bir yelkenli tekne kiraladığını, balayı için bir haftalık rota önermemi istedi.
Tekneyi Bodrum Turgutreis D Marin’den kiralamışlar. Gündüzleri sakin yerlerde yüzmek istiyorlar. Balayında oldukları için de teknede yemek pişirmek yerine akşamları dışarıda romantik yerlerde mum ışığında yemeğe çıkmak istiyorlar. Kendisini ve eşinin yeşil pasaportu varmış, vize sorunları da yokmuş.
Gökova çok güzeldir ama bu mevsimde çok kalabalık olur. O yüzden onlara ilk gün beş-altı saatlik bir seyir, sonraki günler için de 2-4 saatlik seyirler içeren bir rota hazırladım. Tur bittip döndüğünde rüya gibi bir balayı yaşadıklarını anlatıp tekrar tekrar teşekkür etti. Bu rota için ille de yeniden evlenip balayına çıkmanız şart değil. Herkes yapabilir. Uzunca bir rota olduğundan ikiye bölüp anlatacağım. İlk üç günle başlayalım...

Yazının Devamı

Ünlü Hugo Boss’un dümenine geçtim

3 Temmuz 2011



Dünyanın en iyi açık deniz yarış tekneleri arasında ilk sıralarda yer alan Hugo Boss IMOCA 60 ve kaptanı Alex Thomson İstanbul’a geldi. Aralarında benim de bulunduğum 10 kadar yelkenci ve gazeteci bu muhteşem tekneyi gezdik, İstanbul sularında yelken yaptık, yelken trimini ayarladık, dümen tuttuk.
27 Haziran Pazartesi günü davetliydik. İki gün önce İstanbul’da fırtına ve yağmur vardı. 27 Haziran günü ise rüzgar kalmıştı ama hava bulutlu ve serin idi. Tekneye geldiğimizde rüzgar saatte 4 deniz mili hızında esiyordu. Bu hızda bir rüzgarda yelken yapılmaz; ya rüzgar çıkmasını beklersiniz, yarışta değil de seyirde iseniz de makine çalıştırıp gidersiniz. Alex ve ziyaretçi ekipten bir arkadaş birlikte genoa yelkenin (ön yelken) vincine geçtiler, ben de dümene... Yelkenlerin trimini (rüzgara göre ayarını) yaptık. 4 deniz millik, yok gibi esen rüzgara rağmen tekne, startı bekleyen bir yarış atı gibi Marmara’nın sularında fırladı. Çok kısa bir sürede 4 mil rüzgara karşın 8 mil gibi bir seyir hızını yakaladık. Öğle saatlerinde rüzgarın hızı 6 ile 8 deniz miline kadar yükseldi. Yine yetersizdi ama bu kez hızımız 10-11 deniz miline ulaştı. Tekne 20-25 millik bir rüzgarda 30

Yazının Devamı

Mega yatlara özel bakım

19 Haziran 2011


Marmaris Yat Marina’da büyük tekne ve mega yatlarabakım yapan ekip.

Genelde marinalar tekne bağlamanın dışında tamir, bakım ve onarım işlerine girişmezler. Bu işleri marinaların çekek sahalarında yer kiralayan küçük şirketler ve ustalar yapar. Küçük ve orta boy tekneler için bu sistem iyi çalışır. Ancak tekne boyu büyüdükçe, hele iş mega yatlara gelince, birkaç boya ustası, marangoz, elektrikçi ve motor ustasının kurduğu ya da taşeron olarak çalıştığı küçük şirketler yetersiz kalır. Bakım onarım esnasında ustalardan kaynaklanan herhangi bir zarar meydana geldiğinde, bu küçük şirket ya da ustaların bu zararı karşılayacak mesuliyet sigortası da yoktur. İş baştan savma yapıldıysa, hesap soracak muhatap da bulunamaz.
O nedenle büyük tekneler ve mega yatlar yıllık bakımları için tersanelere, genellikle İstanbul Tuzla’ya ya da İtalya’ya giderler.
Oysa Türkiye, mega yat üretiminde dünyanın ilk üç üreticisinden biridir. Ama mega yatların bakım onarımı konusunda aynı ataklığı yoktur. Burada en büyük sorun, yüksek tonajlı tekneleri karaya çekecek liftin yanı sıra, mega yat sahiplerinin karşılarında büyük ve ciddi bir firma arama talebi vardır.
400 tonluk lift kapasitesi

Yazının Devamı