Bu nasıl seçim?

24 Kasım 1999


       Ankaralı arkadaşımız ve meslektaşımız Attila AÅŸut, yıllar önce bir konut kooperatifine üye oldu. Bu ÅŸekilde ev sahibi olmaya niyetlenen pek çok kiÅŸinin başına gelen olay arkadaşımızın da başına geldi. ÇoÄŸunluÄŸunu Sayıştay'da çalışan denetçi ve üst düzey bürokratların oluÅŸturduÄŸu kooperatifin 10 yıl süreyle baÅŸkanlığını yapan kiÅŸi, hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkınca, genel kurul tarafından oybirliÄŸiyle bu görevinden uzaklaÅŸtırıldı. Ayrıca, hazırlanan yolsuzluk dosyası savcılığa intikal ettirilerek hakkında birçok hukuk ve ceza davaları açıldı. Olayın ilginç bir yanı da yolsuzlukla suçlanan kiÅŸinin Sayıştay'da denetçi, onu yolsuzlukla suçlayan ve dava açan üyelerden birinin de aynı kurumda daire baÅŸkanı olmasıydı..
       Arkadaşımız Attila AÅŸut, geçenlerde aldığı bir haberle adeta sarsıldı. Yolsuzlukla suçlayıp mahkemeye verdikleri "Sayıştay Uzman Denetçisi" ünvanına sahip eski baÅŸkanları, YÖK Denetleme Kurulu üyeliÄŸine aday gösterilmiÅŸti.
       Bu zat nasıl mı aday gösterilmiÅŸti?
       Sayıştay içinde yapılan bir

Yazının Devamı

Akkuyu karakuyu...

23 Kasım 1999


       9 Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Atilla Uluğ, önceki gece Kanal 6'daki tartışmada anlattı...
       Akdeniz'de sismik araştırmalar yapan Piri Reis gemisinin saptadığı bulguları bilimsel bir dergide yayımlamış bir tarihte... Ve bulgular ışığında Akkuyu nükleer santralinin kurulacağı yöreden geçen Ecemiş fayının "aktif" olduğuna dikkat çekmiş.. Devlet ricalinin dikkatinden kaçmamış tabii... Hemen harekete geçmişler... Ne mi yapmışlar?.. Prof. Uluğ anlatıyor:
       - Devletin en üst düzeyindeki yerlerden "Rum casusu musun?" diye baskı gelmeye başladı. "Raporunu geri al" dediler. Halbuki sözü edilen bir "rapor" değil, bilimsel makale.. Nasıl geri alayım?.. "Ben bilim adamayım, bulgularım böyle. Siz daha iyisini buluyorsanız lütfen açıklayın, biz de öğrenelim!" dedim... İlginçtir, arkasından Adana depremi oldu...
       ***
       Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'le dünkü sohbetimizde kendisine Akkuyu nükleer santralıyla ilgili sorular sorduk. Bakan, Akkuyu'nun inşasından yanaydı:
       - Peki Ecemiş fayı... Deprem tehlikesi?

Yazının Devamı

Açların hakkı!

21 Kasım 1999


       ABD BaÅŸkanı Bill Clinton'ın geçen gün Ä°stanbul'da görüştüğü sivil örgüt liderleri arasında TEMA Vakfı BaÅŸkanı Hayrettin Karaca da bulunuyordu. Hayrettin Bey, toplantıda söz sırası kendine gelince "insan hakları"ndan sıkça söz eden (tabii iyi de eden) ama somutla deÄŸil soyutla vakit geçiren Clinton'a bir küçük ders verdi... Dedi ki:
      - Bugün dünyada 1.5 milyara yakın insan günde bir doların altında gelire sahip, yani açlık sınırında... Bunun anlamı, 1.5 milyar kiÅŸinin en temel insan haklarından yoksun olduÄŸudur. Karnını doyurmak insanın en temel hakkıdır.
       Hayretin Karaca'ya dün sorduk:
      - Bu açlığı kim yaratıyor ve sizce çözümü nedir?
       - Günümüzde dünyaya egemen olan liberal kapitalizm hem dünyamızı insafsız bir ÅŸekilde sömürüyor, hem de açlar ordusunun sayısını hızla büyütüyor. Geçen yıl Avrupa Parlamentosu Ä°nsan Hakları Komisyonu'nda sorduÄŸum soruyu burada da soruyorum; Ä°nsanları aç bırakanlar, insan hakları açısından yargılanmamalı mı?
     &

Yazının Devamı

Tank ihalesi...

20 Kasım 1999


       Önümüzdeki yıllarda 8 milyar dolar sarfıyla Silahlı Kuvvetler'e 1000 tank ekleneceÄŸini duyurmuÅŸ, kamuoyundaki bu konuya iliÅŸkin bilgi eksikliÄŸinden söz etmiÅŸtik. Genelkurmay BaÅŸkanlığı bu konuda bir bilgi notu gönderdi. TeÅŸekkürlerimizi sunarak bu bilgi notunu özetliyoruz:
       "...Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde halen kullanılmakta olan 3445 adet muharip tank bulunmaktadır. Tankların yaÅŸları 20 - 48 arasında deÄŸiÅŸiklik göstermektedir. Bölge ülkeleri dahil birçok ülke Kara Kuvvetleri envanterindeki ana muharebe silahı olan 2'inci nesil eski tankları 3'üncü nesil tanklarla deÄŸiÅŸtirmiÅŸ ve halen deÄŸiÅŸtirmeye devam etmektedir.
       Türk Silahlı Kuvvetleri ana muharebe tankı projesi de ömür devri sistemine göre ekonomik, fiziksel ve teknolojik ömürlerini tamamlayan ve harekat ihtiyacına cevap veremeyecek duruma gelmeye baÅŸlayan tankların 2000 yılı başından itibaren ayıklama planı gereÄŸince envanterden çıkarılmaya baÅŸlanması ihtiyacından doÄŸmuÅŸtur. Projenin amacı mevcut tankların yurt içinde üretilecek modern ana muharebe tanklarıyla deÄŸiÅŸtirilmesidir. Bu

Yazının Devamı

ABD I love you!

19 Kasım 1999


     ÂGünaydın gazetesinin 70'li yıllarda verdiÄŸi unutulmaz mizah eki Ustura'dan iÄŸneli bir aÅŸk ÅŸiiri... Okyanus ötesindeki büyük aÅŸka adanmış... Mukadder Özakman yazıp postalamış...
       Bize hayat verensin
       America I love you!
       En büyük nimet sensin
       America I love you!
       ***

Yazının Devamı

Bursa üvey mi?

18 Kasım 1999


       Asağıdakilerden hangisi yurdumuzun bir ÅŸehridir:
      A) Ä°stanbul B) Bursa C) Balıkesir D) TekirdaÄŸ E) Hepsi...
       Bu sorunun doÄŸru cevabının "Hepsi" olması lazım. Ancak medyamızdaki yayınlara bakarsak bu sorunun doÄŸru cevabı A şıkkı... Bizim medyamıza göre diÄŸer ÅŸehirler bize ait deÄŸil. Neden mi?
       Çünkü 17 AÄŸustos tarihinden beri konuÅŸulan tek konu Ä°stanbul'da depremin olup olmayacağı.
       Bilim adamları teker teker ekrana çıkıyor, haritalar ortaya dökülüyor, tartışmalar reytinge dönüştürülüyor.
       Ama soru hep aynı.

Yazının Devamı

Gidi münafıklar

17 Kasım 1999


       Sevgili Clinton'a TBMM'mizin, medyamızın, halkımızın gösterdiği ilgiye bakınca... Geçmişte yapılan haksızlıklar daha iyi kendini gösteriyor:
       Yok efendim ABD emperyalist ülkeymiş de..
       Bütün az gelişmiş ülkelerle birlikte Türkiye'yi de sömürüyormuş da...
       Falanmış da filanmış... Yıllarca bu çatlak sesleri dinlemedik mi?
       Oysa gördünüz... Clinton Türkiye'yi evlat edinmek isteyen bir Baba gibiydi önceki gün... Bizi bizden fazla düşündüğü dikkatli gazetecilerin hiçbirinin gözünden kaçmamıştı. Tabii münafıklar yine eksik değildi kenarda ve özellikle kimi "köşe"lerde.
     ÂClinton Türkiye'nin deÄŸil ABD'nin çıkarlarını düşünüyormuÅŸ...

Yazının Devamı

Patron Meclis'te!..

16 Kasım 1999


       Ankara ve TBMM olağanüstü bir gün yaşıyor. Ne Ankara'da ne TBMM'de kuş uçurulmuyor. Yollar kesilmiş. Trafik felç. Ne o?.. Büyük Patron geliyor.
       Büyük Patron'un bir gün önce Esenboğa'da kendisini karşılayanların elini sıkarken diğer elini paltosunun cebinden çıkarmaması dikkati çekmiş. Nezaketsizlik mi? Hayır hayır... Samimiyet... Patron hem samimi hem cömert! Nitekim dün Çankaya'daki törende:
     Â- Bir milyar dolarlık Eximbank kredisi için gayret göstereceÄŸini,
       müjdeliyor. Kredi sonra bir yerlere takılır mı? Önemli değil. Önemli olan jest... Devletimiz banka batıran işadamına bir teşekkür dahi beklemeden 2 milyar dolar vermiş... Bir milyar dolara mı tamah edecek...
       Büyük Patron öğleden sonra Meclis'e iniyor. Genel Kurul salonunda partiler tam kadrolarıyla hazır. Clinton ayakta uzun uzun alkışlanıyor. Eski milletvekillerinden Ali İhsan Elgin televizyondan manzarayı izlerken:
     Â- Bu adamı kendi parlamentosu bu kadar alkışlamaz, diyor, göreceksiniz önümüzdeki hafta yine gelecek...       BaÅŸkan konuÅŸmasında, arkasındaki panoda yazılı olan ünlü söze atıf yaparken:       - Hakimiyet kayıtsız ÅŸartsız,

Yazının Devamı