Belediye mizahı

14 Kasım 1999


       Ä°stanbul Dolmabahçe'deki Gökkafes geçen Mayıs ayında mühürlenmiÅŸti. Bazı dostlar, mühüre raÄŸmen inÅŸaatın devam ettiÄŸini ve neredeyse bitmek üzere olduÄŸunu duyurunca durumu yetkililere soralım dedik... Arkadaşımız Aydın ArıcıoÄŸlu, ÅžiÅŸli Belediyesi Hukuk Müşaviri Ayhan Kızılöz'ü aradı. Aldığı yanıt:
      - Evet, içerde çalışma olduÄŸu duyumları bize de geldi. Hemen Ä°mar Müdürlüğü'ne bildirdik...
       Arkadaşımız bu yanıt üzerine Ä°mardan sorumlu Belediye BaÅŸkan Yardımcısı Osman Aslan'ı aradı:
       - Gökkafes'te mühre raÄŸmen çalışma yapıldığı iddiaları size iletilmiÅŸ. Ä°ÅŸlem yapıldı mı acaba?..
      - Yooo, ilk defa sizden duyuyorum. Haa, iki - üç gün önce bir yerde böyle birÅŸey konuÅŸulmuÅŸtu... Bakın ÅŸimdi ne yapalım biliyor musunuz, ben hemen bir ekip gönderip incelettireyim!..
       Bir saat kadar sonra telefon çalıyor. ÅžiÅŸli Belediyesi Özel Kalem'den arayan sekreter hanım, Aydın'a, Özel Kalem Müdürü'nün görüşmek istediÄŸini söylüyor. Ama karşıdan ÅŸu ses:

Yazının Devamı

Dublin notları...

13 Kasım 1999


       Milli takımımızın Ä°rlanda Cumhuriyeti ile yapacağı milli maçı izlemek için önceden Dublin'e inen arkadaşımız Haldun Ertem bildiriyor:
       "...Maç öncesi ön araÅŸtırmalarda bulunmak üzere geldiÄŸim Dublin'de ilk iÅŸim bir duble Ä°rlanda viskisi içmek oldu...
       Meyhanede viskimi yudumlarken tanıştığım Paddy adlı Ä°rlandalı benim Türk olduÄŸumu öğrenince hemen sordu:
      - Ãœstad, bizim size karşı hiçbir ÅŸansımız yok deÄŸil mi?..
       Kafamı salyayıp:
      - Evet PaddyciÄŸim, dedim, sen hem soruyu sordun hem de yanıtını verdin...       Dublin'deki barlarda genellikle canlı müzik çalınıyor... Bizim Karadeniz havalarını andıran Ä°rlanda müziÄŸini dinlerken horon tepmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz...       Ä°rlanda erkekleri gibi bayanları da son derece canayakın insanlar... Ne var ki, evlenmeden seviÅŸmek istemiyorlar. Bunu gözönüne alınca, maç için Dublin'e gidecek bekar vatandaşımız

Yazının Devamı

Politikanın kabzı

12 Kasım 1999


       Emektar gazeteci Kurtul Altuğ'un düzenlediği "Politikanın Nabzı" programının bir Demirel klasiğine dönüşmesi pek çok kişinin sabrını taşırdı. Sonunda ANAP İstanbul milletvekili Yılmaz Karakoyunlu'nun da sabrını taşırmış olmalı ki, TBMM'ye verdiği bir soru önergesinde bazı sorular yöneltti. Örneğin;
       * Bu programa genellikle Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Bakan gibi kişilerden başka kimler çağrılmaktadır.
       * Kurtul Altuğ, program hazırlığı öncesinde kimi davete edeceğini, hangi konuyu tartışacağını TRT yönetimine sorarak onay almakta mıdır, yoksa bu husus tamamen Kurtul Altuğ'un arzusuna mı bırakılmıştır?
       * Sayın Cumhurbaşkanımız bu programa kaç kez davet edilmiştir? Her davet edilişinde program yöneticisi bu tercihin gerekçesi için TRT yönetiminden onay almış mıdır?.. Alınmış ise bu tercih gerekçe listesi mevcut mudur?
       * Bu program süresince alınan reklamların TRT'ye sağladığı gelir, bu programın giderlerini karşılayacak düzeye ulaşmış mıdır?
       ***

Yazının Devamı

Nobun ve istihka

11 Kasım 1999


       Maliye Bakanlığı müfettiÅŸ yardımcılığı sınavına giren SBF mezunu bir adaya "BimiÅŸafe, nobun, istihka" gibi garip deyimlerin anlamlarının sorulduÄŸunu, delikanlının bunları bilemediÄŸini ve sınav sonunda baÅŸarısız sayıldığını babasının aÄŸzından yazmıştık.
       Maliye Bakanı Sümer Oral arayarak TeftiÅŸ Kurulu BaÅŸkanıyla konuyu görüştüğünü, ÅŸikayetlerin sınavı yapanlarca doÄŸrulanmadığını söyledi. Sümer Bey, sınavda torpil iddialarına karşılık, TeftiÅŸ Kurulu'na Bakan dahil kimsenin baskı yapamayacağını kaydetti.
       Sayın Bakan'ın ardından aynı sınava giren ve çakan bir baÅŸka SBF mezunu aradı... Bu delikanlıya da "noktayı nazar" deyiminin anlamı... "Åžohben" sözcüğünün bu ÅŸekilde yazılışının doÄŸru olup olmadığı... "Osmanlı'nın ekmeÄŸi dizindedir" veya "Nekes ile cömertin harcı birdir" gibi deyimlerin anlamı sorulmuÅŸtu.
       Bu sorularla neyin ölçülebileceÄŸini genç adam anlamamıştı.
       Maliye TeftiÅŸ Kurulu'nun ülkenin "yüzakı" kurumlarından biri olduÄŸunu biliyoruz. O yüzden... Kurul'un

Yazının Devamı

Mavi kuÅŸkular..

10 Kasım 1999


       Rus gazını Karadeniz üzerinden Ankara'ya taşıyacak olan Mavi Akım projesiyle ilgili kuÅŸkular sürerken... Konuyu bir de projenin içinde yer alan yetkili bir isimle konuÅŸtuk... Mavi Akım projesinin Samsun - Ankara bölümünü inÅŸa edecek üçlü konsorsiyumun (ÖztaÅŸ - HazinedaroÄŸlu - Stroytransgaz) üç patronundan biri Turan HazinedaroÄŸlu'na merak ettiÄŸimiz soruları sorduk...
       - Bu proje neden size verildi? ANAP'la bir yakınlık söz konusu mu?
      - Biz 1993'ten bu yana Rusya'da inÅŸaat yapıyoruz. ÇeÅŸitli yatırımlar yanında Gazprom ÅŸirketine de üç fabrika inÅŸa ettik. 1996'da DoÄŸu Beyazıt - Erzurum gaz boru hattına Gazprom'la ortak girdik. Ä°haleyi alamadık.
       - Mavi Akım'a gelirsek...
      - Gazprom ÅŸirketi projeyi Türkiye'ye sunarken Samsun - Ankara hattının inÅŸasına da talip oldu. Daha önceki iliÅŸkilerimiz nedeniyle ortak olarak bizi yani HazinedaroÄŸlu ve ÖztaÅŸ'ı tercih etti.
       - Projenin 2001 Nisan'ında bitirilmesi öngörülüyor. Ya biz Samsun -

Yazının Devamı

Uçun babalar...

9 Kasım 1999


     ÂBaba 1980 sonrası muhalefetteyken yıllarca Cavit ÇaÄŸlar'ın uçağını kullanmıştı. ANAP Genel BaÅŸkanı Mesut Yılmaz gerek özel seyahatlerinde gerekse partisinin seçim kampanyası dönemlerinde Bursalı iÅŸadamı Yalçın SünnetçioÄŸlu'nun uçağında boy göstermiÅŸti. Dünün "Zeytin Kralı", bugünün "cinayet azmettiricisi" Erol Evcil'in Emniyet'te verdiÄŸi ifadelerden öğreniyoruz ki, o da bir zamanlar uçağını Mehmet AÄŸar'ın emrine vermiÅŸ. Mehmet AÄŸar bu konuda kendisine yöneltilen soruyu yanıtlarken olayı inkar etmiyor, baÅŸka bilgiler de veriyor:
     Â"Evet, seçim kampanyam sırasında Erol Evcil'in uçağından ben de yararlandım. Ama kendisinden para yardımı almadım. Bu konuyla ilgilenenler bana deÄŸil, asıl baÅŸka bakanlara baksınlar. Eski bakanlardan Evcil'in parasıyla yiyip içenler var..."     ÂDünkü gazetelerde buna benzer bir haber daha gözümüze çarpıyor: DYP Genel BaÅŸkanlığa adaylığını koyan Köksal Toptan, Antalya'daki toplantıya iÅŸadamı Mehmet Ali Yılmaz'ın uçağıyla gitmiÅŸ.
       Uçağın siyasetimizdeki rolü giderek artıyor. Bursa Emniyeti'ndeki sorgusunda Erol Evcil'e soruluyor:
     Â- Bir uçak senin neyine yetmiyordu ki, kalkmışsın, üç uçak birden

Yazının Devamı

Duyarlı yurttaş!

7 Kasım 1999


       Osmanlı zamanında tüm ülkede isyan çıkmış. Arnavutlar, Sırplar, BoÅŸnaklar, Araplar hepsi hareketlenmiÅŸ. Osmanlı hükümeti ve padiÅŸah endiÅŸeli bir ÅŸekilde geliÅŸmeleri takip ederken ülkede sadece bir bölgede isyan çıkmadığı görülmüş.
       PadiÅŸah ve vezir bu iÅŸe ÅŸaşırmışlar...
       Vezir padiÅŸaha demiÅŸ ki:
      - EÄŸer bu bölgedeki insanları isyan ettirebilirsek diÄŸerlerinin neden isyan ettiÄŸini bulmuÅŸ oluruz...
       PadiÅŸah fikri beÄŸenmiÅŸ. Veziri o bölgedeki insanları isyan ettirmekle görevlendirmiÅŸ.
       Bir kasaba pilot bölge seçilmiÅŸ.

Yazının Devamı

Milan sonrası...

6 Kasım 1999


       Galatasaray'ın Milan'ı 3 - 2 yenmesi yurt içinde, yurtdışında, yavru vatan Kıbrıs'ta, dış temsilciliklerimizde ve dünyada büyük yankı yarattı. Hemen herkes bu sonucu kendince deÄŸerlendirdi, yorumladı. Peki, kimler nasıl mı yorumladı? Ä°ÅŸte birkaçı...
       Galatasaray BaÅŸkanı Faruk Süren: Çok anlamlı bir galibiyet. Bir sürü Swiss frank gelecek, Florya'daki personelin birikmiÅŸ maaÅŸ alacakları ödenecek. Benim için bu galibiyetin anlamı bu...
      Fatih Terim: Acılı Adana kebabı ile pizza arasındaki lezzet farkını anlamayanlar vardı. Sahada gösterdik. Daha ne gösterelim?..
       GS kalecisi Claudio Taffarel: Çok güzeel, çok güzeel...
       FB BaÅŸkanı Aziz Yıldırım: Ä°spanyol hakem açıkca Galatasaray'ı tuttu. Anlaşılıyor ki bunlar UEFA'yı da kafakola almışlar. Milan yöneticileri kendi kulüplerinin hakkını koruyamıyor. O yüzden harekete geçerek hakemi UEFA'ya, UEFA'yı da hakeme ÅŸikayet edeceÄŸiz...
      Mehmet AÄŸar: Susurluk'un 3'üncü yıldönümünde aldığı 3 gollü

Yazının Devamı