Şiddet simgesi: Silah

1 Kasım 2015

Toplumda erkek niteliği arasında yer alan atılım, girişim, kazanma, kahramanlık, koruma, onur, savaşma, üstün olma ve yiğitlik gibi kavramların ortak simgesi silahtır

Kan davası, namus cinayetleri, kadına şiddet eylemlerinden teröre kadar bütün olayların tek ortak paydası silahtır.

Ataerkil, erkek egemen geleneksel aile yapısının temelini, inanç sistemi, alışkanlık, gelenek, görenek, töre gibi birincil toplumsal kurumlar oluşturur. Baba, erkek ailenin başıdır, patronudur. Baskıcı, cezalandırıcı, katı, sert, sıkı tutumu aileye egemen olur. İlkeleri, kuralları, değerleri, yaşam biçimini belirler.

Toplumda, erkek niteliği, özelliği arasında yer alan atılım, beğeni, girişim, kazanma, kahramanlık, kollama, koruma, onur, savaşma, üstün olma, yenme, yiğitlik, zafer kazanma gibi kavramların ortak simgesi silahtır. Başka bir deyişle, silah, ortak bilinçaltında bulunur, baskıyla bilinç alanına çıkar. Simgeler, ayrıcalığı olan, bir inancı, duyguyu, düşünceyi, niteliği, özelliği, üstünlüğü anlatan, aktaran, gösteren somut nesneler ya da işaretlerdir.

Erkekliğin simgesi

Türkçe sözlükte yer alan erkek cinsel organı ve silah anlamına gelen sözcük bunun somut kanıtıdır. Bu nedenle

Yazının Devamı

Sevgi ve akıl

7 Ekim 2015

Evrenin en yüce değeri sevgidir; Allah’ın içimizdeki nefesi ve insanları birbirine bağlayan yüce enerjidir. İnsan sevgiyle var olur, sevgiyle yaşar. İnsanları birbirinden ayıran, yaşamdan koparan sevgisizliktir. Dünyaya gelişimiz kadın erkek arasındaki sevgi, istek ve birlikteliğin ürünüdür. Ana rahmi gerçek bir sevgi ve güven ortamıdır. Dünyaya bizi bağlayan ilk şey ise anne sevgisidir. Anne sevgisi olmadan çocuk yiyemez, içemez, yaşayamaz. Anne sütü en temiz, en sağlıklı, en şifalı ilaçtır. Çünkü annenin sevgisinden gelir,sevgiyle yoğrulmuştur. En koşulsuz, en hesapsız, en cömert sevgiyle…

Akıl devreye girince

Çocuk büyüdükçe aklı devreye girer, dünyası değişir; yarar, çıkar hesapları yapmaya başlar. Analar, babalar zaten akıllarıyla dünyayı yönetmeye çalıştıkları için, buna çocuklarını da eklerler ve uyarırlar: “Oyuncağını kaptırma, çikolatanı paylaşma, her şey senin olsun, sen ye” derler; çocuk hasisliğin, kaptırmamanın, paylaşmamanın kazancını farkeder. “Anneni mi daha çok seversin, babanı mı?” derler; çocuk rekabeti, insanları kıyaslamayı, dalkavukluğu öğrenir. Ağabeyi, ablası veya diğer çocuklar oyuncağını kapar, kırar; acı bir şekilde de olsa kıskançlığı görürve

Yazının Devamı

Öğretmenin yetişimi üzerine

6 Ekim 2015

Öğretmenliğin insan dünyasının en eski mesleklerinden biri olduğunu biliyoruz. “Öğretmenlik” kavramı, aynı zamanda, “eğitim”, “öğretim”, “öğrenim” kavramlarıyla birlikte, son derece zengin tarihsel arkaplanı olan bir kavram.Her toplum, her toplumsal ve kamusal düzenleniş kendi eğitim-öğretimsistemini yarattığı gibi, öğretmenini de yaratıyor. Öğretmenler toplumsal, tarihsel, kültürel ilişkilerinin bir sonucu olduğu gibi, bu ilişkilere biçim veren özneler aynı zamanda.

İnsanın eğiten, eğitebilen; eğitilen, eğitilebilen bir varlık olmasında varoluş temelini bulan öğretmenlik mesleği ve onun taşıyıcısı olarak öğretmen, günümüzde, değişen, farklılaşan yeni, çağdaş teknolojik iletişim ortamında, salt yüz yüze iletişim ilişkileriyle yetinmeyen, yetinemeyen, yetinmemesi gereken bir öznedir, hatta ağdaş öznedir. Böyle bir öznenin yetişiminin ne denli önemli olduğu da açıktır.

Öğretmenlikle ilgili kamusal kurumların, ülkemiz örneğinde öğretmeni yetiştiren kurum olarak Yükseköğretim Kurulunun ve Üniversitelerin, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü aracılığıyla çeşitli çalışmalar yürüten ve öğretmeniişlendiren (istihdam eden) kurum olarak Millî Eğitim Bakanlığının, tüm örgütlenişi

Yazının Devamı

İran Anlaşması: Türkiye için Fırsatlar ve Riskler

30 Eylül 2015

İran’ın Nükleer Anlaşması sonrası zenginleşip Türkiye’den alışveriş yapacak algısı var. Ancak Türk dış ticareti petrokimya gibi enerji yoğun sektörlerde zararlı çıkabilir.

İran’ın Batılı devletler ile yaptığı anlaşma ile uluslararası sisteme entegrasyonu tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. Bir kapı komşumuz olarak İran’ın tekrar piyasalara dönüyor olması bizim için çok daha büyük önem arz ediyor. BP’nin istatistiklerine göre İran 34 trilyon metreküp doğalgaz rezervi ile dünyadaki en büyük gaz kaynağına sahip ülke konumunda bulunuyor. Petrol rezervleri bakımından ise dünyada Venezuela, Suudi Arabistan ve Kanada’nın ardından dördüncü sırada yer alıyor. Uygulanan ambargo ve yaptırımlar nedeniyle İran sahip olduğu bu kaynakları bu zamana kadar çok fazla ticarileştirme imkanı bulamadı. 1970’li yılların ortalarında günlük 6 milyon varil petrol üreten İran’ın bugün günlük üretimi 2,8 milyon varile kadar indi. Yine doğalgazda zengin rezervlere rağmen İran’ın net doğalgaz ihracatı neredeyse sıfıra yakın bir seviyede bulunuyor.

İran Gazı Türkiye Üzerinden Avrupa’ya Ulaştırılabilir

İran’a yönelik yaptırımların kademeli olarak kalkması İran’ın sahip olduğu petrol ve doğalgaz yataklarını

Yazının Devamı

Politik görüş

29 Eylül 2015

Halkın egemenliği temeline dayanan demokratik yönetimlerde sorunların çözümü, seçimle gelen politikacılardan oluşan parlamentonun görevidir.

Bu nedenle, seçmenlerin bu görevi yapacak politikacıları seçmesi, politikacıların bu görevi gerektiği gibi yapması, ülkenin durumu ve gelecek açısından yaşamsal önem taşır.

Türkçe sözlük, politika karşılığı iki açıklama vermiştir:

? Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı.?

?Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak; zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollarla işini yürütmek.?

Politikacı bu iki açıklamadan biri doğrultusunda politikayla uğraşan kimsedir. Sorunların çözümü birinci tip politikacılarla gerçekleşir.

Bin yıllar boyu, bir yandan ruh bilimciler, öte yandan toplumlar politikacıların kişilik yapıları ve özellikleri üzerinde durmuşlar, politikacı tipleri tanımlamışlardır.

Milattan önceki yıllarda, Atina demokrasisi, toplumu boş ve hoş sözlerle kandıran, toplumun duygularını okşayan, kendi çıkarlarını düşünen halk avcısı (demagog) önderlerin, politikacıların kurbanı olmuştur.

Yazının Devamı

Sevginin hedefi

27 Eylül 2015

İNAL AYDINOĞLU

İnal Aydınoğlu, Gaziantep doğumlu bir ekonomist ve işadamıdır. 1978 yılından beri işyaşamının yanında, karşılık beklemeden seven, veren, paylaşan bir gönüllü olabilmek için çalışmakta ve gönüllülüğün mutluluğunu yaşamaktadır. Marmara Üniversitesi ve bazı vakıf üniversitelerinde gönüllülük, sosyal girişimcilik, liderlik ve sevgi konulu dersler vermekte, yetişkin eğitimleri, kurslar, seminerlerdüzenlemekte, gazetelerde yazmakta, televizyon programları yapmaktadır. Sevgi ve gönüllülük üzerine yayınlanmış 10 kitabı bine yakın makalesi mevcuttur.


İnsanlar sevgi özlemi içinde, sevgi arayarak yaşıyorlar. Herkes sevgiden söz ediyor fakat dünya sevgisizlik içinde yanıp tutuşuyor. Ortadoğu, emperyalist devletlerin çıkar hesapları yüzünden yıllardan beri savaşıyor. Aynı savaş, aynı çıkar hesaplarıyla ülkemize de yansıyor. Kardeş kardeşe, yurttaş yurttaşa, dindaş dindaşa pusular kuruyor. Canlar yanıyor; analar, babalar kan ağlıyor. Milyonlarca insan yurdunu, toprağını, evini, barkını terk edip yollara düşüyor. Göç ettikleri yerlerde neler olacağı, nasıl karşılanacakları belirsiz ama bir umut bile canlarını hiçe saymaya yetiyor.
Türk Milleti’nin özündeki sevgi,

Yazının Devamı

KURBAN, TOPLUMSAL İŞLEVİ OLAN BİR İBADETTİR

24 Eylül 2015

İçinde bulunduğumuz 2015, Kur’an-ı Kerim’in nüzulünün (Allah tarafından yeryüzüne gönderilmesinin) 1405. yılı. Kur’an’ın nüzulünden 14 yıl sonra yani 624 yılında Müslümanlara ilahi bir armağan olarak verilmiş olan Ramazan ve Kurban bayramları da 1391 yıldan bu yana fasılasız kutlanmakta, sadece Müslümanların değil, tüm insanlık âleminin en büyük ve en derin kökleri olan iki bayramı olma özelliğini korumaktadır.

Hemen her dini bayramın barışçı, toplumsal yardımlaşmayı özendirici yönü vardır. Fakat Müslümanların bu iki bayramı kadar barışı, kardeşliği, yardımlaşmayı öne çıkaran; önemseyen; bayramın olmazsa olmazı kabul eden başka bayram yoktur. Müslümanların bayram gelenekleri her çağda iyiliklere, güzelliklere, acıların dindirilmesine, toplumsal sevince vesile olmuştur. İslami bayramların bu ihya edici, diriltici etkisine her çağdakinden çok günümüzde ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir.

Yoksulları koruma

İslam dininde kurban, sosyal yönü ağır basan bir ibadettir. Bu ibadetin yoksulları kollama amacı göz ardı edilemez. İslam, ruhaniliğin ve cismaniliğin dengelendiği bir dindir. Ahiret âlemine yönelik çabaların yanında, dünyevi (seküler) çabalar da asla ihmal edilmemiştir. Kurbanın bir

Yazının Devamı

İnsanlık krizi mülteci krizi

18 Eylül 2015

Dünyamız krizlerle dolu yılların içine girdi. Ekonomik kriz içinde artan ekonomik sorunlar, AB ülkeleri içindeki krizli ülkeler, ABD’nin feth kararları hepimizi ekonomiye yönlendirdi. Ülkemizdeki ekonomi de bu krizler içinde yüzüyor. Fakat dünyayı ilgilendiren bir kriz son aylarda meydana geldi.

Asıl yük kimde?

Öncelikle Afrika ülkelerinden İtalya’ya, Yunanistan’a botlarla kaçan mültecilerin, botları battığı zaman İtalyan polisleri insanları kurtarmadı. Bir adım daha ileri gidelim. Yapılan araştırmalarda İtalyan polisinin bazı botları batırdığı haberini de almış bulunuyoruz. Aynı gelişme Yunanistan’da da geçerliydi. Yunanistan, aldığı mültecilere bir dilim ekmek bile vermezken, mülteci krizinin yükünü çeken iki ülke ortaya çıktı. Birincisi; Türkiye. İkincisi; Lübnan.

Türkiye 2,2 milyon Suriyeli mülteci alırken Lübnan’da bu sayı en az bizdeki kadar. Afganistan’dan kaçanlar, Iraklı Kürtler, Suriyeliler, Afrika ülkesinden gelenler Avrupa’ya hücum ediyor. İlginç tarafı, Müslüman ülkelerin Suudi Arabistan başta olmak üzere Katar, Birleşik Emirlikler, Kuveyt gibi ülkelerin kılı bile kıpırdamıyor.

Türkiye donanımlı

Mülteciler konusunda Amerika’dan hiçbir açıklama yok. Yürüyerek veya yüzerek

Yazının Devamı