Politik görüş

29 Eylül 2015

Halkın egemenliği temeline dayanan demokratik yönetimlerde sorunların çözümü, seçimle gelen politikacılardan oluşan parlamentonun görevidir.

Bu nedenle, seçmenlerin bu görevi yapacak politikacıları seçmesi, politikacıların bu görevi gerektiği gibi yapması, ülkenin durumu ve gelecek açısından yaşamsal önem taşır.

Türkçe sözlük, politika karşılığı iki açıklama vermiştir:

? Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı.?

?Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak; zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollarla işini yürütmek.?

Politikacı bu iki açıklamadan biri doğrultusunda politikayla uğraşan kimsedir. Sorunların çözümü birinci tip politikacılarla gerçekleşir.

Bin yıllar boyu, bir yandan ruh bilimciler, öte yandan toplumlar politikacıların kişilik yapıları ve özellikleri üzerinde durmuşlar, politikacı tipleri tanımlamışlardır.

Milattan önceki yıllarda, Atina demokrasisi, toplumu boş ve hoş sözlerle kandıran, toplumun duygularını okşayan, kendi çıkarlarını düşünen halk avcısı (demagog) önderlerin, politikacıların kurbanı olmuştur.

Yazının Devamı

Sevginin hedefi

27 Eylül 2015

İNAL AYDINOĞLU

İnal Aydınoğlu, Gaziantep doğumlu bir ekonomist ve işadamıdır. 1978 yılından beri işyaşamının yanında, karşılık beklemeden seven, veren, paylaşan bir gönüllü olabilmek için çalışmakta ve gönüllülüğün mutluluğunu yaşamaktadır. Marmara Üniversitesi ve bazı vakıf üniversitelerinde gönüllülük, sosyal girişimcilik, liderlik ve sevgi konulu dersler vermekte, yetişkin eğitimleri, kurslar, seminerlerdüzenlemekte, gazetelerde yazmakta, televizyon programları yapmaktadır. Sevgi ve gönüllülük üzerine yayınlanmış 10 kitabı bine yakın makalesi mevcuttur.


İnsanlar sevgi özlemi içinde, sevgi arayarak yaşıyorlar. Herkes sevgiden söz ediyor fakat dünya sevgisizlik içinde yanıp tutuşuyor. Ortadoğu, emperyalist devletlerin çıkar hesapları yüzünden yıllardan beri savaşıyor. Aynı savaş, aynı çıkar hesaplarıyla ülkemize de yansıyor. Kardeş kardeşe, yurttaş yurttaşa, dindaş dindaşa pusular kuruyor. Canlar yanıyor; analar, babalar kan ağlıyor. Milyonlarca insan yurdunu, toprağını, evini, barkını terk edip yollara düşüyor. Göç ettikleri yerlerde neler olacağı, nasıl karşılanacakları belirsiz ama bir umut bile canlarını hiçe saymaya yetiyor.
Türk Milleti’nin özündeki sevgi,

Yazının Devamı

KURBAN, TOPLUMSAL İŞLEVİ OLAN BİR İBADETTİR

24 Eylül 2015

İçinde bulunduğumuz 2015, Kur’an-ı Kerim’in nüzulünün (Allah tarafından yeryüzüne gönderilmesinin) 1405. yılı. Kur’an’ın nüzulünden 14 yıl sonra yani 624 yılında Müslümanlara ilahi bir armağan olarak verilmiş olan Ramazan ve Kurban bayramları da 1391 yıldan bu yana fasılasız kutlanmakta, sadece Müslümanların değil, tüm insanlık âleminin en büyük ve en derin kökleri olan iki bayramı olma özelliğini korumaktadır.

Hemen her dini bayramın barışçı, toplumsal yardımlaşmayı özendirici yönü vardır. Fakat Müslümanların bu iki bayramı kadar barışı, kardeşliği, yardımlaşmayı öne çıkaran; önemseyen; bayramın olmazsa olmazı kabul eden başka bayram yoktur. Müslümanların bayram gelenekleri her çağda iyiliklere, güzelliklere, acıların dindirilmesine, toplumsal sevince vesile olmuştur. İslami bayramların bu ihya edici, diriltici etkisine her çağdakinden çok günümüzde ihtiyaç duyulduğu bir gerçektir.

Yoksulları koruma

İslam dininde kurban, sosyal yönü ağır basan bir ibadettir. Bu ibadetin yoksulları kollama amacı göz ardı edilemez. İslam, ruhaniliğin ve cismaniliğin dengelendiği bir dindir. Ahiret âlemine yönelik çabaların yanında, dünyevi (seküler) çabalar da asla ihmal edilmemiştir. Kurbanın bir

Yazının Devamı

İnsanlık krizi mülteci krizi

18 Eylül 2015

Dünyamız krizlerle dolu yılların içine girdi. Ekonomik kriz içinde artan ekonomik sorunlar, AB ülkeleri içindeki krizli ülkeler, ABD’nin feth kararları hepimizi ekonomiye yönlendirdi. Ülkemizdeki ekonomi de bu krizler içinde yüzüyor. Fakat dünyayı ilgilendiren bir kriz son aylarda meydana geldi.

Asıl yük kimde?

Öncelikle Afrika ülkelerinden İtalya’ya, Yunanistan’a botlarla kaçan mültecilerin, botları battığı zaman İtalyan polisleri insanları kurtarmadı. Bir adım daha ileri gidelim. Yapılan araştırmalarda İtalyan polisinin bazı botları batırdığı haberini de almış bulunuyoruz. Aynı gelişme Yunanistan’da da geçerliydi. Yunanistan, aldığı mültecilere bir dilim ekmek bile vermezken, mülteci krizinin yükünü çeken iki ülke ortaya çıktı. Birincisi; Türkiye. İkincisi; Lübnan.

Türkiye 2,2 milyon Suriyeli mülteci alırken Lübnan’da bu sayı en az bizdeki kadar. Afganistan’dan kaçanlar, Iraklı Kürtler, Suriyeliler, Afrika ülkesinden gelenler Avrupa’ya hücum ediyor. İlginç tarafı, Müslüman ülkelerin Suudi Arabistan başta olmak üzere Katar, Birleşik Emirlikler, Kuveyt gibi ülkelerin kılı bile kıpırdamıyor.

Türkiye donanımlı

Mülteciler konusunda Amerika’dan hiçbir açıklama yok. Yürüyerek veya yüzerek

Yazının Devamı

BİR SON MU, BİR BAŞLANGIÇ MI?

7 Eylül 2015

Artan göçmen dalgası Avrupa’nın kapılarına dayandı. Mülteciler; AB ve Avrupa’nın Ortadoğu, Afrika ve Afganistan politikalarını gözden geçirmelerine sebep olabilir mi?

Bodrum sahillerinde cansız yatan 3 yaşındaki Suriyeli çocuğun görüntüsü Avrupa’ya yönelik artan göçmen dalgasının en dramatik halkasını oluşturuyor. Son bulan küçük yaşam, aynı zamanda AB ve ABD’nin Ortadoğu, Afrika ve Afganistan’a yönelik politikalarını gözden geçirmek içinde bir başlangıca sebep olabilir mi? Bu sorunun cevabının ‘evet’ olabilmesini tüm dünyada oluşacak kamuoyu baskısı gösterecek.
Son yüzyıldır Batı kendi yaşam kalitesini artırırken, bazı hayatları yaşanmaz hale getirdi. Batı ülkelerinde artan refahtaki enerjinin kaynağı yerin altında enerji zengini ama yer üstünde enerji fakiri olan devletlerden geliyor.
Kısır döngü
Petrolün, doğalgazın olduğu Ortadoğu’da işleyen enerji akış çarkına baktığımızda, adaletsizlik bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Çarkın işlemesinde ise enerjiyi çıkaranların, işleyenlerin ve paraya dönüştürenlerin Batılı grupların olması tesadüfü değil. Bununla beraber enerjinin geçiş güzergâhındaki devletlerde benzer istikrarsızlıkların olmasının da

Yazının Devamı

Dış politikamızı yenilemeliyiz

2 Eylül 2015

Türkiye erken seçime giderken dış politikanın güncelliği de Türkiye’nin gündemine sıcak bir şekilde oturmuş görünüyor. Türkiye’nin önünde dış politika alanında 12 önemli sorun var. Bunların iyi ilişkilerle tekrar yola sokulması Türkiye’nin önünü açacaktır.

1. AB ile yeniden başlangıç: AB ilişkilerimiz son yıllarda dibe vurmuş durumda. AB de bundan oldukça memnun. Türkiye’yi her açıdan uzak tutmaya çalışırken, Türkiye de attığı yanlış adımlarla AB’ye gerekli olanakları veriyor. Öncelikle diyaloğumuzu geliştirmemiz lazım. AB konusunda şov yapma şansımız yok.

2. Kuzey Afrika Ülkeleri: Libya’dan 200 bine yakın insanımız geri dönmüş durumda, iş yapan şirketler mal varlıklarını kaybederek çekildiler. Libya önümüzdeki yıllarda çabuk kazanılacak bir ülke değil fakat ciddi bir büyükelçiyle adımlar atılabilir. Cezayir ve Tunus da ekonomik açıdan yararlanılabilecek ülkeler.

3. Mısır sorunu: Türkiye’nin, Süveyş Kanalı sorunundan tutun Afrika Ülkeleri ve İslam dünyasıyla olan ilişkilerinde çok büyük bir engel. Mısır - Türkiye ilişkileri yumuşatılmalı, Mursi’nin idamı önlemek için her türlü adım atılmalı. Fakat bu Sisi’yi tanımamazlıktan geçmez.

4. İsrail ile ilişkiler düzelmeli: Mavi Marmara

Yazının Devamı

Başbuğ’a mektup

14 Ağustos 2015

Prof. Dr. Cengiz Kuday
16 Haziran 1942’de doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1967’de, Yüksek Lisans eğitimini ise Nöroşirurji alanında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1972’de tamamlandı. Doçentliğini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahpaşa Nöroşirurji Anabilim Dalı’ndan 1978 yılında, profesörlük unvanını ise yine aynı bölümde 1987 tarihinde aldı. Ulusal ve uluslararası dergilerde pek çok makalesi yayımlanan Kuday, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Kafa Travmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Başkan Yardımcılığı ve İstanbul Üniversitesi Senatosu üyeliği yaptı. Kuday halen Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümünde görev yapıyor.

Rocky Versace Vietnam’a gönüllü giden Virginialı bir gençtir, savaştan sonra din adamı olmayı planlamaktadır. 1963 yılında bir çarpışma sırasında bacağından yaralanır, Viet Kong gerillaları tarafından yakalandığında eve dönmesine

Yazının Devamı

Terör alt kültürü

11 Ağustos 2015

1959 yılında, Vatan gazetesinde yayımlanan ilk yazım “Geri Fikirlerin Doğuşu” başlığını taşıyordu. TBMM’de iktidar partisi başkanının anayasa, yasalar ve milletvekili yemini ile konuşmasının düşünce düzeyinde gerileme olduğunu, bu durumun toplumsal ayrışmaya neden olabileceğini irdelemiştim.

1959 yılından günümüze kadar bütün kitaplarımda, radyo ve televizyon konuşmalarımda, gazete yazılarımda gençlik sorunlarını, toplumsal çatışma ve şiddet konularını, ruhbilim, toplumsal ruhbilim ve iletişim açısından anlamaya ve anlatmaya çalıştım.

2013 yılında yayınlanan “Şiddet Dili” kitabımda şiddet ve terör ortamında yetişen, yaşayan çocukların, gençlerin, insanların ruhsal, toplumsal sorunları üzerinde durdum. Olası tehlikeleri belirttim.

Bilindiği gibi, birincil, ikincil toplumsal kurumlardan kaynaklanan çatışmalar şiddete, şiddet teröre zemin hazırlar. Terörün toplumsal alt yapısını oluşturur.

Tutum değişmedi

1976 yılında, Milliyet gazetesi, Düşünenlerin Düşüncesi sütununda yayınlanan “Gençlik Çatışmaları Neden Önlenemi yor?” başlıklı yazımda politikacıların, siyasi partilerin çatışmalara, şiddet eylemlerine çözüm aramadığını, bu nedenle çatışmaların şiddetin arttığını vurguladım.

40 yıl önce

Yazının Devamı