Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Toplumda erkek niteliği arasında yer alan atılım, girişim, kazanma, kahramanlık, koruma, onur, savaşma, üstün olma ve yiğitlik gibi kavramların ortak simgesi silahtır

Kan davası, namus cinayetleri, kadına şiddet eylemlerinden teröre kadar bütün olayların tek ortak paydası silahtır.

Ataerkil, erkek egemen geleneksel aile yapısının temelini, inanç sistemi, alışkanlık, gelenek, görenek, töre gibi birincil toplumsal kurumlar oluşturur. Baba, erkek ailenin başıdır, patronudur. Baskıcı, cezalandırıcı, katı, sert, sıkı tutumu aileye egemen olur. İlkeleri, kuralları, değerleri, yaşam biçimini belirler.

Haberin Devamı

Toplumda, erkek niteliği, özelliği arasında yer alan atılım, beğeni, girişim, kazanma, kahramanlık, kollama, koruma, onur, savaşma, üstün olma, yenme, yiğitlik, zafer kazanma gibi kavramların ortak simgesi silahtır. Başka bir deyişle, silah, ortak bilinçaltında bulunur, baskıyla bilinç alanına çıkar. Simgeler, ayrıcalığı olan, bir inancı, duyguyu, düşünceyi, niteliği, özelliği, üstünlüğü anlatan, aktaran, gösteren somut nesneler ya da işaretlerdir.

Erkekliğin simgesi

Türkçe sözlükte yer alan erkek cinsel organı ve silah anlamına gelen sözcük bunun somut kanıtıdır. Bu nedenle yaşamsal değeri vardır.

Freud, ayakta duran, dikili, kalkık olan ya da bu duruma geçmeye elverişli nesneler yanında, delme, geçme, girme özelliği taşıyan nesneleri, ateşli silahları, erkekliğin, cinsel organın simgesi olarak tanımlamaştır. Yung da benzer yorumlar yapmış, rüyasında silah gören kadının güçlü, yürekli olduğunu belirtmiştir. Kızgınlık ve öfke anında erkeğin cinsel organını çıkarıp sallaması simgesel olarak silah çekmektir.

Toplumda silah büyümenin, gelişmenin, olgunlaşmanın, toplumda rol, yer, saygınlık kazanmanın namuslu ve onurlu yaşamanın güvencesi olarak değerlendirmiştir.

Gençlik çağının arayışı içinde silah, ayrışmayı, başkaldırıyı, gücü belirleyen bir simge olarak gencin bilinçaltına yerleşmiştir. Zifaf gecesi, damadın cinsel birleşmeyi başarması silah atılarak duyurulur, kutlanır. Doğada yapılan, avcılık, atıcılık, gibi sporlar, silaha ayrıcalık, dokunulmazlık kazandırmıştır. Av hayvanını vuran, hedefi tutturan övgüye değer bulunmuş, üstün görülmüş, ödüllendirilmiştir.

Haberin Devamı

Övgüler yağdıranlar

Gözetleme, kollama, korunma, koruma amacı ile silah taşıyanlar, gerçek olsun olmasın, yaşadıkları ortamda, tehdit ve tehlike içinde olduklarına inanırlar. Kaygı ve korku duyarlar. Korunmak amacıyla silaha sığınırlar. Nişanda, düğünde, değişik nedenlerle yapılan törenlerde, sporda, futbol karşılaşmalarında, mutluluğu, galibiyeti silahla kutlamak gelenek durumuna gelmiştir.

Kökten dinci, mezhep, tarikat, etnik köken, politik siyasal görüşlerin oluşturduğu alt kültürlerin çoğu, silah kullanarak, terör yaratarak, toplumda kaygı, korku, kargaşa yaratırlar. Özetle beslenme, korunma hatta cinsellik gibi fizyolojik; ilgi, sevgi, özgürlük, özerklik, saygınlık, yaratıcılık, üreticilik, kendini gerçekleştirme gibi ruhsal toplumsal gereksinimlerin doyumu için silah kullanan insanlar, gruplar, toplum kesimleri vardır. Silah kullanma nedenleri insana ve topluma göre değişir. Günümüzde demokrasiyi savunan ya da savunur görünen kimi politikacılar etkili yetkili kişiler silahı ve bireysel silahlanmayı savunmaktadırlar. Vatandaşa örnek olması gereken kimi milletvekilleri, TBMM’ ne silahla gelmekte, toplantılara bile silahla katılmaktadır.

Haberin Devamı

1980’li yılların sonunda, 1990’lı yıllarda kimi üst düzey yöneticiler, bakanlar milletvekilleri ateşli silahların kolaylaştırmaya yönelik girişimlerde bulunmuşlardır. Milletvekillerine, dış ülkelerden aldıkları çok değerli silahları hediye etmişlerdir. Basında, medyada bu duruma övgüler yağdıranlar da olmuştur.

Yıllar önce, Siyaset Meydanı programında, “Bireysel Silahlanma” tartışmasına katılmıştım. Silahın şiddet aracı olduğunu anlatırken programa katılan bir bakan sözümü kesti. “Hocam siz Türk değil misiniz? Türkler silahı sever.” Diyerek silaha övgüler yağdırdı.

2005 yılında dönemin başbakanı “silahlı magandalık” olaylarını “kaygı verici” olarak değerlendirmiş; bireysel silahlanmanın önlenmesi için ilgili birimlere talimat vermiş, TBMM Başkanlığına yasa tasarısı sunulmuş. O günden günümüze dek yapılan iyi niyetli girişimlere karşın Türkiye silahla işlenen suçlarda ilk sıralarda yer almış, bu tür suçların artmasını önleyememiştir. Silahlı terör eylemleri bu suçların politik siyasal yönüdür.

Silah simgesinin neden olduğu bireysel ve toplumsal şiddet olayları, kısa ve uzun zamanda uygulanacak önlemlerle çözülebilir.Kısa zamanda yürürlükteki yasaların dikkatli, eksiksiz, özenli uygulanması; yasal boşlukların doldurulması; silah satışının sınırlandırılması; silah bulundurma ve taşıma izninin kurallarının belirlenmesi, silah taşıyanların izlenmesi, gerekirse silah almanın, taşımanın önlenmesi düşünülebilir.

Ana-baba okulları

Toplumun her kesiminde, kurumunda kadın erkekle eşit olarak algılanmalıdır. 1948 “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”, 1989 “Çocuk Hakları Bildirgesi” doğrultusunda “Zamanın Ruhu” ile örtüşen “Çağdaş Toplum” oluşturma amacını, çabasını toplumun bütün kurumları, kuruluşları günlük hayata geçirmelidir.

Uzun sürede çözüm için 1960’ lı ve 1990’ lı yıllarda yürütülen “Ana-Baba Okulu” uygulamaları yeniden hayata geçirilebilir. Ana- Baba Okullarında uzmanlar, birçok ilde ve ilçede, hafta sonları ailelerle söyleşiler yapmıştır. Söyleşilerin başında ve sonunda uygulanan anket araştırmaları, erkek egemen aile iletişiminde anlamlı değişme, dönüşüm, gelişme olduğunu göstermiştir.

Çatışma, sürtüşme, kargaşa olmayan, uyumlu yaşayan bir toplumda silah simgesi barışı, başarıyı, esenliği, huzuru, mutluluğu anlatan aktaran biçimlere, renklere dönüşür.

PROF. DR. ÖZCAN KÖKNEL

Prof. Dr. Özcan Köknel, 1954 yılında İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğine asistan olarak girmiş, 1995 yılına kadar uzman, doçent, profesör, yönetici olarak çalışmıştır. 1995 yılında emekli olmuş; 2002-2008 yılları arasında Ticaret Üniversitesi’nde ders vermiştir. Bilimsel çalışma, araştırma ve yayınları gençlik sorunları, ruh sağlığı, ilaç tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı alanlarında yoğunlaşmıştır. Yabancı dergilerde 50, yerli dergilerde 200’den fazla yayını vardır. Yirmi beş kitabı yayımlaşmış; yirmi kitabın bir ya da birkaç bölümünde yazıları yer almıştır. İki uluslararası, beş ulusal bilimsel derneğin üyesidir. Dört ödül kazanmıştır.