İnsan vücudunun binlerce özelliği içinde iki çok önemli özelliği var.
- Kendini ve organlarını koruma
- Tamirat (rejenerasyon)
Hastalarınıza ve hastalıklarınıza bu açıdan bakmanız için bir pencere açacağım. Düşünün ki bu biyolojik bilgisayar hatasız çalışıyor. Çünkü yaradılışından bugüne kadar birçok özelliklere sahip olmuş. Ve yine düşünün ki her bir hücrenin DNA’sında binlerce sayfalık kayıt var.
Burada vücudumuzun bizden çok daha akıllı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha akıllı olduğunu iddia eden varsa o da büyük bir yanılgı içindedir. Çünkü bugün modern tıp insan vücudunun tahminen yüzde 20’si ile ilgili düşünme ve konuşma hakkına sahiptir. Hele moleküler biyoloji açısından bakarsak bu yüzdenin çok çok daha altına ineriz. Dolayısıyla vücudun yüzde 100’ü ile ilgili kanaat oluşturduğumuz zaman bilemediklerimize saygı ile yaklaşmak durumundayız. Hastalıklarımızı en aza indirmek açısından...
Önce hastaya zarar verme
Gut, kanda ve vücut dokularında ürik asit konsantrasyonunun yükseldiği bir metabolizma bozukluğudur.
Gut artriti dediğimiz, eklemlerde ürik asit kristallerinin birikmesinin sonucu oluşur. İki türlü gut vardır. Birincisi genetik olarak doğuştan gelen metabolik bozukluk olarak kendini gösterir. İkincisi ise başka bir hastalığın sonucu olarak veya bazı ilaçların uzun süreler kullanımı sonucu ortaya çıkan gut.
Doğuştan metabolizma bozukluğuna bağlı oluşan gut, genellikle erkeklerde görülür. Yüzde 90 oranında erkeklerde ergenlik yaşına kadar hiçbir belirti vermeyebilir.
Kadınlarda ise ileri yaşlara kadar belirti vermeyebilir.
Aşırı yemek, aşırı alkol gut krizinizi tetikleyebilir
Gut artritinde kanda yüksek ürik asitin bulunması sorumlu tutuluyorsa da atağı tetikleyen başka kimyasal ve fizyolojik değişikliklerinde olduğu düşünülmelidir. Bir ani oluşan gut krizinde fazla alkol, aşırı yeme, soğuğa maruz kalma,ameliyat, idrar söktürücü ilaçlar vücuttan sıvı kayıplarının oluşu gibi çok faktörün tetikleyici etkisi olduğu düşünülmektedir. Gut krizi en çok ayak baş parmağının olduğu yerde görülür. Hasta bunu o parmağının şişmesi ve kızarıklığı ile algılar.
Bir romatizmal hastalık olan ankilozan spondilit, bel, sırt ve boyundaki omurların kireçlenmesi ve sonunda köprüleşmesi sonucu omurgada giderek hareketlerin kısıtlanması şeklinde seyreder.
Vakaların çoğu erkektir. Kadınlardaki oranı ise yüzde 10 - 15’tir.
Hastalığın başlangıcı genellikle kalça içindeki eklemlerde oluşur. Daha sonra tüm omurları içine alan tutulumlar gösterebilir. Bazen omurların belli bir bölgesinde durabilir. Bazı hastalarda kalça içinde ve bel omurlarında tutulma varken diğerlerinde tüm omurga tutulabilir.
Hastaların yüzde 50’sinde kalça eklemleri, yüzde 33’ünde ise omuz eklemleri tutulur. Olay burada eklem kıkırdağının tahribi ile başlar, daha sonra bu tutulan eklem birbirine kaynar (ankiloz) ve eklemin hareket imkânı tamamen kaybolur.
Romatoid artrit’le çok benzerlik gösterir, fakat ikisini birbirinden ayıran çok tipik bulgular vardır:
- Genel olarak erkeklerde görülmesi
- Eklem dışı belirtilerinin çok görülmesi
Osteoartrit, eklem kıkırdağında harabiyet, eklem kenarlarında yeni kemik oluşumlarıyla ortaya çıkan ve ilerleyici olan bir romatizmal hastalıktır. Dejeneratif eklem hastalığı da denebilir. Yalnız bulgularında inflamasyon (ödem) yoktur.
Hastalığın başlangıcını ve ilerleme hızını etkileyen çok faktör olmasına karşın, insanın yaşlanma sürecinin bir sonucudur demek daha doğru olur.
Çoğu zaman romatizmal olmayan bir hastalığı araştırırken tesadüfen röntgenlerde çıkar. Daha çok yük taşıyan eklemlerin kıkırdaklarındaki yumuşamayla ortaya çıkar.
Yetişkin insanlarda kıkırdakta kan akışı olmadığından o bölgenin kendi kendini tamiri (rejenerasyon) imkânsızdır. Orada geri dönüşüm mümkün olmaz. Kıkırdağın altında ve üstünde yeni kemik oluşumları meydana gelir ve bölgedeki kemiklerde de bozulma başlar. Kistik kemik oluşumları meydana gelir. Eklem bölgelerinin yapışma yerlerinde de kistler oluşur ve o bölgedeki kemikte kemik yapısı zayıflar, bozulmaya başlar.
Burada etkilenen eklemin kenar kısımlarında halkımızın kireçlenme dediği çıkıntılar (osteofitler) oluşur. Kemiklerin kenarına doğru büyüyebildikleri gibi kıkırdağın içine doğru da ilerleyebilirler.
Nedeni anlaşılamıyor
Romatoid artrit tedavisinde hasta eğitimi çok önemlidir. Bu hastalar en çok, kalıcı bozukluklar ve sakat kalma endişesi taşır. Bu hastalara verilecek psikolojik destek çok önemlidir. Kişilere hastalığının her hastada aynı şekilde ve hızda ilerlemediğini, bazen duraklamalar görülebildiğini bazen de tamamen ortadan kalkabildiğini anlatmak gerek.
Kesin iyileşme mümkün olmasa da uygun tedavilerle hastalığın ilerlemesinin yavaşlatıldığı, ciddi deformitenin önlenebildiği söylenmelidir.
Sadece ilaçla tedavi edilemez
Romatoid artrit için tek bir tedavi uygulaması yeterli değildir. Hastalığın tedavisinde her hasta ve dönem için değişebilen uygulamaların olabildiği hastalara anlatılmalıdır. Yani bu da şu demektir: Romatoid artrit sadece ilaçla tedavi edilemez.
Bu tedavi programlarının amacı hastalığın ilerlediği dönemde oluşan sorunlara karşı da tedbir alınmasıdır. Burada da önemli olan hastalarda kas gücünün ve eklemlerdeki hareket açıklığının korunmasına yönelik çalışmalardır.
Hastalarda ödemlerin oluşmasının engellenmesi, uygun beslenmenin sağlanması bu hastalıktan doğacak olan yan sorunların da düşünülerek hastanın genel durumunun korunmasıdır. Ayrıca hastalardaki eklem
Rutubetli ve soğuk havalarda genellikle romatizmal hastalıklarda şikâyetler artar. Romatoid Artrit’te hastalarda eklem içi belirtilerin dışında eklem dışında da bulgular oluşur. Çünkü Romatoid Artrit vücudun genelini ilgilendiren bir hastalıktır. Bazı vakalarda bu eklem dışı bulguların daha ön planda olduğunu görebiliriz. Romatoid nodüller, Romatoid Artrit’li hastaların yüzde 15’inde görülür.
Nodüllerin sık görüldüğü yerler, kasları kemiğe bağlayan bağlar (tendonlar) boyunca, eklem kapsülleri boyunca cilt ve cilt altı dokularıdır. Cildin altındaki nodüller serbestçe hareket edebilir. Kemikten kökenini alan nodüller ise hareketsizdir. Bu Romatoid nodüller tek başlarına olduğu gibi küme şeklinde de olabilirler.
Çevresinde yumuşak doku bulunan Romatoid nodüller ağrısızdır. Bu nodüller 1 mm ile 2 cm arasındaki büyüklükte olabilir. Kemik çıkıntılarının üzerindeki nodüller üzerlerine basıldığında ağrılıdır. Romatoid nodüllerin varlığı Romatoid Artrit’in teşhisini kolaylaştırır. Çünkü diğer kronik romatizmal hastalıklarda görülmez. Yalnız Gut hastalığında ayak baş parmağında veya ayak parmak eklemlerinde ya da ellerde görülebilir. Eğer bu nodüler şişliğin yapısı belli değilse
Romatizma diye bir hastalık var mı? Yoksa halk bunu yanlış mı ifade ediyor?
Halk arasında “romatizma” yanlış kullanılan bir terimdir. Çünkü romatizma tek bir hastalık değildir, bir hastalıklar grubudur. Biz de bunlara romatizmal hastalıklar diyoruz. Romatizmal hastalıklar terimi insanın eklemlerinde veya eklem çevresinde oluşan ağrı ve hareket kısıtlamasıyla kendini gösteren tüm hastalıklardır.
Bunlar başlangıçta kabaca ikiye ayrılırlar. Birinci olanlar eklemleri tutan tipleri (Artritler).
İkinci bölüm ise doğrudan eklemleri etkilemeden eklem çevresindeki bağ dokusunu tutan eklem dışı romatizmalar olarak adlandırılır.
ROMATOİD ARTRİT
Yeni yılın ilk haftasında gönül isterdi ki sağlık ve sağlıkta eğitim sorunları çözümlenmiş; insanların hastane kapılarında itilip kakılmadığı, her türlü sağlık hizmetinin insanca verilebildiği ortamlar içinde bu yazıları kaleme alabilmiş olalım.
Fakat mümkün olmuyor. Bu gidişle olamayacak da! Çünkü sağlık eşittir ekonomi haline geldi. Ekonomi de dünyada ve ülkemizde iyiye gitmediğine göre sağlık hizmetlerinin uygulanan politikalarla ve bu ekonomik şartlarda daha iyi olacağını beklemek hayal olur.
Hizmet alt yapısı tam planlanmadan günübirlik tedbirlerle ve tepkilerle bu sürecin iyi işleyeceğini söylemek biraz fazla iyimserlikten ileri gitmez.
İnsanımızın bir eksikliği var. Sağlığıyla ilgili bilgileri ciddi olmayan kaynaklardan almaktadırlar. İlköğretimde verilen eğitimde sağlığına nasıl dikkat edeceği, hastalıklardan nasıl korunacağı veya hasta olduğunda neler yapacağı konusunda bir ön eğitim maalesef eğitim programları-mızda yok. Dolayısıyla insanımız kulaktan dolma bilgilerle veya internetten aldığı yanlış yönlendirme-lerle sağlık çizgisini belirlemekte. Ya da komşularının tavsiyeleriyle...
Dünyada ve Türkiye’de sağlık sistemi maalesef biraz korku ve korkutmak üzerine