Romatizma diye bir hastalık var mı? Yoksa halk bunu yanlış mı ifade ediyor?
Halk arasında “romatizma” yanlış kullanılan bir terimdir. Çünkü romatizma tek bir hastalık değildir, bir hastalıklar grubudur. Biz de bunlara romatizmal hastalıklar diyoruz. Romatizmal hastalıklar terimi insanın eklemlerinde veya eklem çevresinde oluşan ağrı ve hareket kısıtlamasıyla kendini gösteren tüm hastalıklardır.
Bunlar başlangıçta kabaca ikiye ayrılırlar. Birinci olanlar eklemleri tutan tipleri (Artritler).
İkinci bölüm ise doğrudan eklemleri etkilemeden eklem çevresindeki bağ dokusunu tutan eklem dışı romatizmalar olarak adlandırılır.
ROMATOİD ARTRİT
En sık görülen şekli Romatoid Artrit dediğimiz, hastanın eklemlerinde bozulmalara (dejenerasyonlara) neden olan türdür. Romatoid Artrit eklem hareketlerinde kısıtlılık, eklem bozuklukları ve sakatlık düzeyinde problemlerle kendini gösterir.
Aylar ve yıllar içinde devam eden bu hastalıkta zamanla eklemlerde ödemler (enflamasyon) kaybolur. Bu ödemlerin zaman zaman arttığı bazen de durduğu dönemler vardır. Ödemler ortadan kalktıkça da ağrılarda bir azalma görülür. Fakat sakatlıklar oluşmaya başlar. Eklemlerde sertlik, deformasyon ve işlev kaybına neden olur. En önemli bulgularından bir tanesi de sabah sertliği veya sabah tutukluğu dediğimiz belirtidir. Tüm romatizmal hastalıkların ana belirtisi olarak kabul edilir.
Ellerdeki tutukluk sabah bir - iki saat sürebilir
Hastalarda ilk görülen belirtiler bir veya birkaç eklemin tutulmasıyla başlar. Tutulan eklemlerde şişlik, hassasiyet ve ısı artışı gözlenir. Hastaların eklem hareketleri ağrılıdır. Eklemlerdeki şişlik eklemlerde sertlik hissi yaratır. Yaygın eklem sertliği uzun süre hareketsiz kalındığında özellikle sabah kalkışta daha belirgindir.
Sabah tutukluğu dediğimiz bu hadise bir - iki saat sürebilir. Hastalar bunu şöyle ifade ederler: “Sabah çok ağrılı kalktım. Yavaş yavaş hareket edince ağrılarım azalmaya başladı.”
Romatoid Artrit’in erken döneminde bile hasta işlev kaybına uğrayabilir. Hastalığın başlangıcında tutulan eklemler genellikle kollarda ve bacaklarda ki eklemlerdir. Yıllar sonra omuz ekleminde, köprücük kemiği ile göğüs kemiği arasındaki eklemde bazen çene eklemlerinde de tutulmalar olabilir.
Hastalık ne kadar uzun süre aktif kalırsa kalsın bazı eklemlerin tutulmadığı da gözlenmektedir.
Ayrıca erken tutulan eklemlerde sakatlığa varacak kadar değişiklikler görülür. El ve el bileği eklemleri en sık tutulan bölgelerin başında gelir. Başlangıçta etkilenen eklemlerde hafif hareket kısıtlanması olmasına rağmen eklem sertliği, şişlik ve ağrı hastanın sıkı bir yumruk yapmasına engel olur. Ve de elin kavrama gücünü azaltır. Hastalık ilerledikçe eklem hareketleri giderek kısıtlanır. Ve ellerde şekilde de görüleceği gibi deformiteler oluşmaya başlar.
Hastalık yıllar sürerse eklem hasarı ağırlaşır. Eklemin civarındaki kaslar zayıflar ve kasları kemiğe bağlayan tendonlar kopmaya başlar. Kalıcı bozukluklar kendini gösterir. El de dışa doğru dönmeye başlar.