İnsan vücudunun binlerce özelliği içinde iki çok önemli özelliği var.
- Kendini ve organlarını koruma
- Tamirat (rejenerasyon)
Hastalarınıza ve hastalıklarınıza bu açıdan bakmanız için bir pencere açacağım. Düşünün ki bu biyolojik bilgisayar hatasız çalışıyor. Çünkü yaradılışından bugüne kadar birçok özelliklere sahip olmuş. Ve yine düşünün ki her bir hücrenin DNA’sında binlerce sayfalık kayıt var.
Burada vücudumuzun bizden çok daha akıllı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha akıllı olduğunu iddia eden varsa o da büyük bir yanılgı içindedir. Çünkü bugün modern tıp insan vücudunun tahminen yüzde 20’si ile ilgili düşünme ve konuşma hakkına sahiptir. Hele moleküler biyoloji açısından bakarsak bu yüzdenin çok çok daha altına ineriz. Dolayısıyla vücudun yüzde 100’ü ile ilgili kanaat oluşturduğumuz zaman bilemediklerimize saygı ile yaklaşmak durumundayız. Hastalıklarımızı en aza indirmek açısından...
Önce hastaya zarar verme
Normal düzeni ilaçla veya bir müdahale ile değiştireceğimiz zaman bu akıllı yapının işleyişine zarar verip vermediğimiz ilk düşüneceğimiz tedbirler arasındadır.
Hipokrat da 1. maddesinde buna değinir, “Önce hastaya zarar vermeyin” der.
Bu da hekimlere büyük sorumluluk getirir. İlk önce bu organizmanın kendini korumasından bahsedeceğim.
Vücut kendini koruyor
Bir tohum tanesi toprakta böceklerden ve kuşlardan kendini korumak için zehirli enzim salgılayabiliyor da bu büyük yapı neler yapmaz? Birkaç örnek verelim:
Gözünüze taş atıldığında gözünüzü kapamanız gibi, yanlış bir gıda yediğinizde onu içerde tutmaması gibi (kusarak veya ishalle çıkarması), parmağınıza bir kıymık parçası battığında onu atmak için çırpınması gibi. Bir mikrop, bir virüs, bir bakteri vücuda girdiğinde onunla düzenli ordularını kurarak savaşması gibi...
Mesela bacağınız kanıyor ve o kanın durma ihtimali yok. Bunu algılayıp kanı, yaşamını devam ettirebileceği hayati organlara; kalbe, akciğerlere, beyne taşıması gibi. Burada dikkat edin, bacaktan vazgeçiyor. Çünkü yaşamını devam ettirmesi lazım.
İşte bu vücudun kendini koruma sürecinin binlercesinden bazıları.
Doğumdan ölüme tamirat var
Kendisini tamiratına (rejenerasyon) gelince biliyoruz ki doğumdan ölüme kadar insan vücudunda tamirat var.
Makina değil, yedek parçaya ihtiyacı yok.
1 yaşındaki çocuğun yarası iyileşiyor, 90 yaşındaki insanın da. 90 yaşındaki biraz daha geç iyileşiyor. Bu tamiratın tam açıklamasını bugün modern tıp yapamıyor!
Bir şey daha var. Vücudun dışında bu tamiratları yapıyor da vücudun içine karışmıyor diye bir düşünce olabilir mi?
Aynen vücudun dışındaki iyileşme gibi vücudun içinde de bu iyileşmeleri sağlıyor. Vücudun içindeki birçok ağrımız kendiliğinden, bazen ilaç kullanmadan geçmiyor mu?
İşleyişe saygı duyulmalı
Dağ başındasınız, eliniz kesilmiş ve devamlı kanıyor (damar kesilmişse). Bir süre sonra bu kan pıhtılaşıyor ve kanama duruyor. Sonra orada bir yara oluşuyor. Daha sonra yara kabuk bağlıyor ve bir süre sonra da bu kabuklar dökülüp yara tam iyileşiyor.
Bunu birçoğunuz yaşamışsınızdır. Bu onarımı yapan bu büyük bilgisayarın, “ben vücudun içinde oluşan problemlere karışmam” deme lüksü var mı? Hayır yok!
Pekala buna benzer işleri insan vücudunun içinde de yapıyor. Ve bu işleyişin birçok safhasını modern tıp olarak algılamakta eksiklerimiz var.
Dolayısıyla bu iki önemli özeliği; kendini koruma ve kendini yenileme özelliklerini gözardı ederek, insan vücuduna bir hekim olarak yaklaşamazsınız. Bu işleyişe saygı duymak zorundasınız.
Tıp ilerleyecek ama...
Bu safhalarda devreye girerken çok dikkatli olmalısınız. O takdirde hastalarımızı da azaltmış oluruz.
Günümüz modern tıbbı bu safhaları bazen negatif etkileyen ilaçları ile müdahaleleri ile bu işleyişi negatif etkileyebil-mektedir.
Şimdi düşünün ki bundan 50 yıl sonra bizler de olmayacağız. Ve tıp bilimi de elbetteki değişecek, ilerleyecek...
Fakat insan vücudunun doğruları eğer genetiği ile oynanmazsa hiçbir zaman değişmeyecek. O muhteşem yapı yeni kazandığı deneyimleriyle DNA’larındaki kayıtları artarak devam edecek...
Vücudun doğruları
Uygulamalarda yapılması gereken kendi içinde muhteşem olan bu yapının savunma ve kendini yenileme özelliklerini etkilemeden, bastırmadan o vücudun kendi kendine yaptığı doğruların peşinden giderek, onu göz ardı etmeden tedaviyi yapabilmektir. Tedavi ederken onun doğrularını da yanında bulundurabilmektir.
O bedenin ruhunu, felsefesini, yüceliğini,becerisini kavramak hepimizin birincil görevidir. Özellikle hekimlerin...
ÖZVERİ
Kibir, öfke, kin kişiyi öldürür
Ömür uzar hoşgörülü olunca
İftirayla yalan ocak söndürür
Can mutludur, özverili olunca
Kim korursa yoksul ile öksüzü
Kim kınarsa ekabiri haksızı
Yüreğinde varsa dürüstlük hazı
O mutludur, özverili olunca
Yaşamı severse barış içinde
Gözü yoktur yad yabancı tacında
Müsterihtir vecdile inancında
O mutludur, özverili olunca
Dini tanrısıyla kendi yorumlar
Ne ki görse kader der tüm sorunlar
Erişmeyen bu kemalden ne anlar
Kişi mutlu olur, özverili olunca.
HATİCE ALPTEKİN