Yeni yılın ilk haftasında gönül isterdi ki sağlık ve sağlıkta eğitim sorunları çözümlenmiş; insanların hastane kapılarında itilip kakılmadığı, her türlü sağlık hizmetinin insanca verilebildiği ortamlar içinde bu yazıları kaleme alabilmiş olalım.
Fakat mümkün olmuyor. Bu gidişle olamayacak da! Çünkü sağlık eşittir ekonomi haline geldi. Ekonomi de dünyada ve ülkemizde iyiye gitmediğine göre sağlık hizmetlerinin uygulanan politikalarla ve bu ekonomik şartlarda daha iyi olacağını beklemek hayal olur.
Hizmet alt yapısı tam planlanmadan günübirlik tedbirlerle ve tepkilerle bu sürecin iyi işleyeceğini söylemek biraz fazla iyimserlikten ileri gitmez.
İnsanımızın bir eksikliği var. Sağlığıyla ilgili bilgileri ciddi olmayan kaynaklardan almaktadırlar. İlköğretimde verilen eğitimde sağlığına nasıl dikkat edeceği, hastalıklardan nasıl korunacağı veya hasta olduğunda neler yapacağı konusunda bir ön eğitim maalesef eğitim programları-mızda yok. Dolayısıyla insanımız kulaktan dolma bilgilerle veya internetten aldığı yanlış yönlendirme-lerle sağlık çizgisini belirlemekte. Ya da komşularının tavsiyeleriyle...
Dünyada ve Türkiye’de sağlık sistemi maalesef biraz korku ve korkutmak üzerine kurulmuş. Korkuyla alınan bilgide yeni korkuları, yanlışları birlikte getirir. Yaşanan hastalığa bir de psikolojik travma eklenir.
Yardım edecek kurumlar
Sağlık konusunda yapılan bilimsel araştırmaların çoğunun içine ekonomi girmiştir. Sağlıkla ilgili yapılan birçok bilimsel araştırmanın sponsoru sağlık sektörünün içindeki firmalardır. Dolayısıyla bu araştırmalardan çıkan sonuçlarında bu firmaların kazancına hizmet edeceğini düşünürsek bu konuda halkın bilinçlendirilmesi devletin en önemli görevleri arasına girer.
Yoksa sağlığımızı birçok yararsız ilaca ya da teknolojiye kurban etmiş oluruz ya da birçok ilaca ömür boyu gereksiz yere bağlanmış oluruz. Üzülerek söyleyebilirim devamlı ilaç kullanımı teşvik edilmekte. İlaçların aşırı veya gereksiz yere kullanılmasının insan vücudunda oluşturacağı zararlara ise kimse değinmemekte. Ne bu konuda insanların bilinçlenmesine yardım edecek sosyal kurumlar var. Ne de bu konuda halkı aydınlatan konferanslar yapılıyor. Nedeni basit. Çünkü bu çalışmaları yapabilmeniz için sponsor bulamazsınız. Ama bir ilacın veya sağlıkla ilgili bir teknolojinin tanıtımı için gereken alt yapı hemen hazırlanır.
Halkı bilinçlendirmenin önemi
İşte burada sosyal devletin ve onun getireceği sağlık hizmetlerinin önemi ortaya çıkar. Halkını bilinçlendirme görevi devletin işidir. Halkını eğitmek devletin işidir. Yine halkın sağlığı ile oynanmasına müsaade etmemek de sosyal devletin görevlerinin başındadır.
İlaç tüketiminin artması birtakım kurumların ve kişilerin hoşuna gidebilir.
İlaç sektörünün dörtte üçünden fazlası yabancı firmaların eline geçmişse, yabancı da senin sağlığını düşünmeye çok mecbur değil. Onun istediği senin her bir insanının ilaç kullanır hale gelmesidir. Ve kâr amaçlı çalıştığı için de kendi tüketiminin ve kazancının artmasıdır. Burada da devletin görevi bu tür yapılan sağlık harcamalarını denetleyebilmektir. Çünkü bir süre sonra ülke olarak bu tüketimi karşılayamaz hale gelebilirsiniz. Bu defada gerekli olan bir takım sağlık harcamalarını da yapamazsınız. Duvara çarparsınız.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa Birliği ülkelerinde bile bu sağlık harcamaları o ülke ekonomilerinde ciddi sıkıntılar ve sorunlar yaratmakta. Biz ise çok daha düşük olan fert başına düşen milli gelirimizle bu sorumsuz harcamaların altından çok zor kalkarız. Yapılması gerekenleri de yapamaz hale geliriz. Bu doğruların halka ve sivil toplum örgütlerine çok daha iyi anlatılması gerektiğine inanıyorum.
Yarın çok geç olmasın
İnsanımız sabırlıdır. İnsanımız dayanıklıdır. İnsanımız devletine saygılıdır. Aydınlarımıza düşen görev de tarihimizi saptırmak veya küçük düşürmek değil. İnsanımıza sağlığı konusunda daha bilinçli olmasıyla ilgili mesajlar verebilmeleridir. Özür dilenecekse halkından bu konuda özür dilemeleridir. O zaman bu halkın aydını olurlar.
Ülke sevgisi de insanını sevmekle başlar. Eğer insanınızı sevmiyorsanız bir ülkeyi de sevemezsiniz. İnsan sağlığının da sevgi olduğunu unutmayın. Çünkü bu topraklarda yaşayan tüm insanlar sevgiye layıktır. Kendi insanınızla ve tarihinizle barışın. Tüm güzelliklerin de barışla oluştuğunu unutmayın. Dilerim 2009 sağlık, mutluluk ve barışla gelmiş olsun.
DÜNYAMIZ BİZE AZ MI?
Birleşirse bir yerde mazlumlar zulme karşı
Dünya daha güzel daha aydın olmaz mı
İnsanlar uyarılsa olmaz uzay savaşı
Varından faydalansak dünyamız bize az mı?
Canları yok etmeye bin bir çare ararken
Yokluğa yavaş giden bir yol var olmaz mı?
Aynı koşullardayız bilmelisin sen ve ben
Varından faydalansak dünyamız bize az mı?
Atom, uranyum derken yeni dertler ürerken
Fezalarda savaşmak sapık delice haz mı?
Refaha hazırlasak yeri etsek üretken
Varından faydalansak dünyamız bize az mı?
Zeka ile doğayı gelişime yöneltsek
Aç açılan gönlümüz bu varlığa doymaz mı?
Yeryüzünden savaşı, hırsı, kini tüketsek
Varından faydalansak dünyamız bize az mı?
HATİCE ALPTEKİN