Az gören çocukların yaşadığı sorunlardan biri eğitim hakkından mahrum kalmak. TahtApp uygulaması, öğretmenin tahtaya yazdığı bilgiyi, öğrencinin tablet ekranına yansıtarak, görme güçlüğü çeken çocukların sınıfta ders takibini kolaylaştırıyor
Doğuştan görme kaybı olan çocuklar, toplumsal hayata karışmak ve akranlarıyla eşit imkâna sahip olma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Ancak engelsiz bir hayat için pek çok umut verici girişim ve proje var. TahtApp de bunlardan biri. Çocuğun tabletine yüklenen uygulama ve sınıfa kurulan bir kamera aracılığıyla öğretmenin tahtaya yazdığı bilgi kolayca takip edilebiliyor.
Yüzde 1 ile yüzde 10 arası görme yetisi ile doğan çocukların, “erken müdahale eğitimi” ile görme kapasitelerinin ciddi oranda arttığını biliyor muydunuz? Ben bu denli bir iyileşmenin sağlanabildiğini yeni öğrendim. Üstelik bu proje kapsamında eğitim alan çocukların yüzde 70’inin görme yetisi artmış. Bu son derece umut verici bir rakam.
Türk Telekom’un Günışığı Projesi
47 yaşında baba olan Arda Türkmen 7 aylık olan kızı Siena Ada’nın A’dan Z’ye her şeyiyle ilgilenen bir baba olduğunu söylüyor: “Ben babayım, anne baksın derseniz uzak kalırsınız. Benim ilk günden beri kızımla çok tatlı bir iletişimim var”.
Bugün ‘Arda’nın mutfağı’ndayız ama bir farkla... Kanal D’den evlerimize konuk olan, 7’den 70’e herkese yemek yapmayı sevdiren ünlü şef Arda Türkmen, Babalar Günü’nde 7 ay önce başlayan bir serüvenin, baba olmanın kendine göre tarifini veriyor bize. Kasım 2022’de eşi Melodi Elbirliler ile kızları Siena Ada’yı kucaklarına aldıkları gün Türkmen’in hayatında yepyeni bir dönem başlamış. Kızı Siena Ada’dan bahsederken gözlerinin içi gülüyor. Beyoğlu’ndaki stüdyosunda buluştuğumuzda röportaja başlamadan bana ilk sorusu “Aç mısın, sana yumurta yapayım mı?” oluyor. Her zamanki gibi işin mutfağında. 6 aydan sonra ek gıdaya geçtiklerinde buharda haşladığı sebzeleri kızının eline verip, kendi deneyimlemesi
1 Haziran Duygu Dostu Eğitim Farkındalık Günü’ydü... Peki, duygularımızı tanımak ve anlamak neden önemli? Emotion Coaching İngiltere Enstitüsü’nün duygu koçu eğitmeni Doç. Dr. Nalan Kuru ile konuştuk.
Çocuklarımızı istenmeyen ve hoşumuza gitmeyen davranışları nedeniyle eleştiririz, onlara kızar bazen cezalandırırız. Oysa atladığımız bir şey vardır ki; davranışların sebebi, ardında yatan duygulardır. Çocukların duygularını anlayamadığımızda, davranışlarını değiştirmek de mümkün değildir. Bir insanın kendini tanıması, duygularının farkında olması ve bunları ifade edebilmesi ile başlıyor. Duygularla dost olmak günümüz dünyasında çocuklarımıza kazandırabileceğimiz en önemli yetkinliklerden. Duygu Dostu Eğitim Derneği ve Emotion Coaching Türkiye Enstitüsü bu yıl ikinci kez Duygu Dostu Eğitim Farkındalık Günü’nü düzenledi. Türkiye’de sosyal duygusal öğrenme ve gelişimde duyguların rolü konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 40 şehir, 200 öğretmen, ebeveyn ve 5 bine yakın çocuğun katılımıyla bir
Sulak alanlar yeryüzünün en önemli ekosistemlerinden. Zengin bitki örtüsüyle Alaçatı Sulak Alanı ise çevre kirliliği tehdidi altında. Birds of Alaçatı platformuyla ilkokul öğrencileri ile Alaçatı Sulak Alanı’ndaydık
"Merhaba! Ben Uzunbacak” çocuk kitabının proje ortakları çocuk kitabı yazarı Defne Ongun Müminoğlu, Birds of Alaçatı platformu kurucusu Serap Yurdaer Erboy ile cıvıl cıvıl ilkokul öğrencileri ve aileleri de bizlerleydi. Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü vesilesiyle dolayısıyla düzenlenen etkinlikte Alaçatı 15 Eylül Mustafa Çapkan İlköğretim Okulu öğrencileri, dikkatleri günün önemine çekmek amacıyla hazırladıkları doğa temalı pankartlarla sulak alana yürüdüler. Biz de onlara eşlik ettik.
Önce Serap Yurdaer Erboy, biyoçeşitliliğin ne içerdiğini, ne anlama geldiğini anlattı. Sulak alanlar önemli çünkü suyu doğal olarak tuttuğu için sel oluşumunu engelliyor. Suyu filtreleyerek temizliyor. Yer altı su kaynaklarını besliyor.
8’inci sınıf öğrencilerinin 4 yıllık eğitim hayatlarını belirleyecek LGS’ye (Liselere Geçiş Sistemi) bir hafta kaldı. Hazırlıkları yıllar önceden başlayan bu uzun maratonda öğrenciler kadar veliler de çabalıyor, zorlanıyor. Son virajda en az çocuklar kadar stres yüklü olan ebeveynlere kulak verdik ve uzmanlardan öneriler aldık.
2018 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen LGS’de (Liselere Geçiş Sistemi) yüksek bir not almak ve iyi bir liseye geçiş yapabilmek için çabalayan yüz binlerce öğrenci, yıllar öncesinden bu yarışa hazırlanmaya başlıyor. Öyle ki, 4., 5.sınıfa geçer geçmez okul dışında özel dersler başlıyor. Bu alanda uzmanlaştığı söylenen öğretmenlerden özel ders sırası kapabilmek için, veliler birbiri ile yarışıyor. Kimi zaman koçlar, psikologlar, beslenme uzmanları devreye giriyor. Çocukların okul, özel dersler ve test çözmek dışında nefes almaya bile zamanları kalmıyor. Ergenliğin gerek fiziksel gerek duygusal olarak kendini iyice hissettirdiği bu dönemde, aile
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle umudumuzu asla kaybetmememizi hatırlatan ve bu alandaki kazanımlarıyla akranlarına ilham olacak girişimci gençlere kulak verdik
Gençlerin iş yaşamına aktif katılımlarını sağlamak amacıyla iş dünyası ile aralarında köprü olan, girişimci zihin yapısını destekleyen oluşumlar günümüzde öne çıkıyor. Genç Başarı Eğitim Vakfı kapsamındaki GençBizz Lise Girişimcilik Programı; lise öğrencilerinin, iş dünyası gönüllüleri mentörlüğünde ve öğretmenlerinin rehberliğinde; kendi küçük ölçekli şirketlerini sıfır sermaye ile kurdukları, okul sınırları içerisinde gerçek ürün / hizmet üreterek satış yaptıkları yaparak öğrenmeye dayalı bir ekonomik eğitim programı. Bu programa dahil olan gençler anlatıyor.
Yasin Biçeroğlu: Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okuyor. Vefa Lisesi’nin hazırlık sınıfındayken GençBizz programında geçirdiği iki yılın sonunda, ekip arkadaşlarıyla liselerarası
Depremde ailesini kaybettikten sonra gönüllü olarak çalıştığı Kahramanmaraş’ta insanlara umut aşılayan Eda Bayrak “Annem güçlü, neşeli ve toparlayıcı bir kadındı. Neşeli olmayı ve o güneşin ışığını ben annemden aldım” diyor.
Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden yeni mezun 25 yaşındaki Kahramanmaraşlı Eda Bayrak, 6 Şubat gecesi aynı evde yaşadığı ailesini kaybetti. 5 saat enkaz altında kaldıktan sonra, gönüllülerin çabaları ile enkaz altından sağ çıkabildi. Ailesini enkazdan çıkarıp defnettikten bir süre sonra yeniden bölgeye gitmiş ve Sosyal Hizmetler’in bünyesinde bir proje kapsamında çadırlarda çocuklara ve yetişkinlere yönelik psikolojik destek vermeye başlamış. “Edindiğimiz tüm bilgiyi şimdi kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız” diyor Eda. İnsanları iyileştirmenin, iyileşmeye yaradığını söyleyen Eda, sesini de bu anlamda daha çok duyurmak istiyor. Deprem bölgesinde hâlâ dayanışmaya büyük ihtiyaç olduğunu ve oranın
Yapay zekânın yakın gelecekte öğretmenlerin yerine geçebileceği; 18 ay gibi kısa sürede okuma-yazma becerilerini öğretebileceği, hatta basit matematik denklemlerini anlatır hale geleceği öngörülüyor. Teknolojinin geldiği nokta, eğitimin geleceğini nasıl etkileyecek?
Teknoloji hızla gelişiyor. Yapay zekâ robotların yakın gelecekte pek çok mesleğin yerini alacağı yıllardır tartışılıyor. Ancak robotların duygusal zekâya sahip olmadığı, bu nedenle birebir iletişim, duygulara anlık yanıt verme, empati gibi insani pek çok özelliği karşılayamayacağı da konuşulanlar arasında. Fakat geçtiğimiz günlerde Microsoft’un kurucusu Bill Gates, chatbotların yakında öğretmenlerin yerini alacağını, öyle ki çocuklara 18 ayda okuma öğreteceğini, yapay zekânın herhangi bir insanın yapabileceği kadar iyi bir öğretmen olacağını açıkladı. Bu robotlar sayesinde eğitimde fırsat eşitsizliği sorununun da ortadan kalkacağını vurguladı. Bu gerçekten mümkün mü? Bir yapay zekâ, öğretmenin yerini alabilir mi? Akademik bilgiyi verse de