Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Depremde ailesini kaybettikten sonra gönüllü olarak çalıştığı Kahramanmaraş’ta insanlara umut aşılayan Eda Bayrak “Annem güçlü, neşeli ve toparlayıcı bir kadındı. Neşeli olmayı ve o güneşin ışığını ben annemden aldım” diyor.

“Neşeli olmayı annemden öğrendim”

Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden yeni mezun 25 yaşındaki Kahramanmaraşlı Eda Bayrak, 6 Şubat gecesi aynı evde yaşadığı ailesini kaybetti. 5 saat enkaz altında kaldıktan sonra, gönüllülerin çabaları ile enkaz altından sağ çıkabildi. Ailesini enkazdan çıkarıp defnettikten bir süre sonra yeniden bölgeye gitmiş ve Sosyal Hizmetler’in bünyesinde bir proje kapsamında çadırlarda çocuklara ve yetişkinlere yönelik psikolojik destek vermeye başlamış. “Edindiğimiz tüm bilgiyi şimdi kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız” diyor Eda. İnsanları iyileştirmenin, iyileşmeye yaradığını söyleyen Eda, sesini de bu anlamda daha çok duyurmak istiyor. Deprem bölgesinde hâlâ dayanışmaya büyük ihtiyaç olduğunu ve oranın insanı olarak, kendini dayanışma sürecinde elçi olmaya adamış. “Eğitim ve sağlık alanında ihtiyaçlar hâlâ çok fazla. Sürdürülebilir bir eğitim süreci için çalışacağım. Şu an orada yangın belki söndü ama o kor hâlâ yanıyor. Temel ihtiyaçların dışında rutin oluşturmak için insanların moral motivasyona ihtiyaçları var.”

Haberin Devamı

*Nasıl başlamak istersin Eda?

İçinde bulunduğumuz gerçekten çok zor bir süreç. Sadece ben değil, binlerce insan bunu yaşıyoruz. Bazen iyi olduğumuz için kendimizi sorguluyoruz. Yas sürecindeyim nasıl iyi hissedebilirim ki diyorum, sonra hayır iyi hissetmeliyim ki başkalarına o umudu vermek için devam edeyim diyorum. Anı anına tutmayan bir süreç. Ama bu süreçte bile ayakta durmak diğer insanlara umut veriyor. Sadece bu süreçte ‘Seni anlıyorum’, ‘İyi misin’ gibi kelimeler bize iyi hissettirmiyor. Deprem hepimizi aynı anda aynı şekilde etkilemedi. Her birimizin etkilenme derecesi farklı. Hepimizin acıyla baş etme yöntemleri de farklı. İnsanlar rutinlerini kaybetti. Yardım demek istemiyorum. Şu an oradaki olay dayanışma.

Haberin Devamı

“Neşeli olmayı annemden öğrendim”

*Her şeyini kaybeden çok fazla genç var ve psikolojik toparlanma kısmı uzun sürecek. Gençlere neler söylemek istersin?

Benim gibi yakınlarını kaybeden, dayanışma içinde olduğum ve birlikte gönüllü çalıştığım arkadaşlarım var. Birbirimizi destekliyoruz. Evet çok zor ama ailemizin adını yaşatmamız için devam etmemiz gerekiyor. Belki biz görevlendirildik. Bazen insan ben cezalandırıldım mı diye de düşünüyor. Neden diye sorguluyorum. Ama nasıl baktığınıza bağlı. Cezalandırıldığına mı, görevlendirildiğine mi inanmak istiyorsun? Bazen arkadaşlarımla birbirimize ne kadar ortak yönümüz var diyoruz. Hepimiz evimizi kaybettik, yakınlarımızı kaybettik diyoruz. Bazen ağlıyoruz bazen gülüyoruz. Ama böylece devam edebiliyoruz. Bu süreçte, deprem öncesi iyi gelen şeyleri sürdürmek de iyi geliyor. Ben yazmayı çok severdim. Şu anda da yazmaya başladım, duygularımı yazmak çok iyi geliyor. İyi gelen şeyleri devam ettirebilmek gerekiyor. Ama kendimize ait alana ihtiyaç büyük. Üniversite ve lise öğrencilerinin çalışmak için, bazen sadece yalnız kalmak için alana ihtiyaçları var. Duygularını yaşayamamak insanları çok etkiledi. Acımızı erteledik. Duygularımızı paylaşabileceğiniz ortamlara ihtiyaç var.

Haberin Devamı

*Okuduğun bölüm iyileşmene yardımcı oluyor mu?

Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Hem bu alandan mezun olmak hem de bu alanda gelişimime devam etme çabam çok işe yaradı. Bir öğretmenim bana “hayatına kim çıkarsa çıksın, o kişiyi yargılamadan önce bu insan ne yaşamış ki, bu hale gelmiş ve sana bu davranışı yapıyor diye düşün” demişti. Empati ve bu düşünce benim bakışımı çok etkiledi. Şu anki sürecimde bile iyi geliyor. Ayakta durabilmek ve devam edebilmeme bu psikoloji ve yas bilgisi etki etti.

*Psikolojik destek alıyor musun?

Evet alıyorum. İlk başta şokta oluyor insan. Ama sonrasında kendimi hazır hissettiğimde bir hocamdan yardım istedim ve şu anda bir terapi sürecindeyim. Bu da iyi geliyor.

*Bölgeye geri dönüp başkalarına yardım etmek nasıl hissettirdi?

Burada motivasyonum ailemdi. Annem ve babam cenazelere ve düğünlere önem veren insanlardı. Mutlaka birlikte giderdik. Birbirimize sarılırdık hiç unutmuyorum. İnsanların en mutlu ya da en zor günlerinde de, insanların yanında olup desteklemeyi önemserlerdi. Ben onlardan aldım bu öğretiyi. Melankolik insanlar değillerdi. Annem güçlü, neşeli ve toparlayıcı bir kadındı. Neşeli olmayı ve o güneşin ışığını ben annemden aldım.

*Zor olaylara nasıl bakacağımızı, nasıl mücadele edeceğimizi de ebeveynlerimizden öğreniyoruz...

Kesinlikle. Duygularımızı tüm doğallığıyla yaşadığımız bir ailede büyüdüm. Kendimizi hep değerli hissettik. Kahvaltı ve akşam yemeklerinde birlikteydik. Sohbet ederdik. Birbirimizin üzüntüsünü, sevincini hep bilirdik. Terapistime, ‘Annemin çok istediği bir şeyi başardım ama anlamı yokmuş gibi’ dedim. ‘Neden?’ dedi. Çünkü annem güzel bir şey olduğunda sevdiğim bir yemeği yapardı ya da çikolata alırdı. Küçük şeyler bile olsa kutlar ve bana iyi hissettirirdi. O da onlar varmış gibi bunlara devam et dedi. Acıyı da korkuyu da paylaşabilmek gerekli. Bugün beni annemin neşesi, babamın verdiği destek ve ablamın yoldaşlığı ayakta tutuyor. Bugün 98. gün ve bugün burada bu acıdan bahsedebiliyorsam onlarla bağımı devam ettirebildiğim için. Bu süreçte başka insanlara umut olmak istiyorum. Deprem bölgesinde dışarıdan gelen insanlardan ziyade, depremden etkilenen bizlerin birbirine yoldaş olması gerekiyor. Bak yalnız değilsin ben de o korkuyu yaşadım, devam edebiliriz birlikte demek. Dram yapmadan, insanlara iyi gelmek istiyorum. Çünkü annem de böyle yapardı.

*Seni tekrar Kahramanmaraş’a döndüren şey neydi?

Evimi görmek istedim. Gitme kötü olursun dediler ama o gerçekliği algılamak istedim. Enkazın olduğu yere gittim sonra ailemi ziyaret ettim. Ve yeniden başlamaya karar verdim. Bu şehrin tekrar ayağa kalkması gerek ve bunu oranın kültürünü bilen bizler yapmalıyız. İnsanlara iyi gelmek bana da çok iyi geldi. Burada yaşamaya devam etmek istiyorum. Gönüllü çalışmalara devam edeceğim. Psikolojik danışman rolümü en verimli şekilde uygulayacağım. Gelen yardımı en verimli şekilde nasıl kullanacağımıza dair elçi görevi üstleneceğim. Sonrasında da çocuk ve ailelerle çalışmak istiyorum. Tüm bilgimi insanların iyiliği için kullanacağım. Anneler daha dik ayakta durabildiğinde, çocuklar da daha sağlıklı oluyor.

“Neşeli olmayı annemden öğrendim”

‘Burada dayanışma devam etmeli’

Orada hâlâ gönüllülere çok ihtiyaç var. Bazen yardım yapmak istersin ama bilemezsin yapamazsın. Şu an maddi olarak değil sadece bir insana ağladığında sarılabilirim sana diyebilmek için bile tam zamanı. Bilgimizi şu an kullanamayacaksak ne zaman kullanacağız. Bu yüzden dayanışmanın devam etmesi lazım. Her ne yapıyorsanız gelin oradan yapın. Oradaki insanlar için uzaklardan birinin kalkıp gelmiş olması bile iyileştirici bir şey. Oturup bir çay içmek bile.

Ailelere ne söylemek istersin?

Anne babalar sürekli çocuklarının akademik olarak çok iyi olmasını, gelişmesini istiyor. Neden peki? Çocuklarının hayatta başına bir şey geldiğinde daha iyi baş edebilsin diye. Şu an belki acıya rağmen devam edebiliyorsam bunun sebebi ailemin öğrettikleri ve beni hep desteklemesidir. Sürekli akademik değil, sosyal anlamda da geliştirmesidir. Bazen matematik bizi kurtarmaz ama empati bizi alır dünyanın öbür ucuna götürür. Başkalarını yargılamamak, başkalarının hayatlarına dokunmamızı sağlıyor. Annem hep “her şeyi öğren, hayatın ileride ne getireceği belli olmaz” derdi. Ben her şeyi denemek isterdim ve beni hep desteklediler. Acı ve korku bir gün kapımızı çalacak ve o kapı çaldığında kendimizi biraz olsun hazır hissedebilmek önemli.

Çadır kentlerde nelere ihtiyaç var?

Çadır kentlerde eğitim sürüyor ama düzenli ve verimli değil. Psikososyal destekler konusunda da durum aynı. Gerçekten uzman bir kadronun sistemli bir şekilde devam etmesine çok ihtiyacı var çocukların. Evet pek çok gönüllü ekipler geldi ve devam ediyor. Ama daha yaygın ve koordineli bir eğitime ihtiyaçları var. Gerek akademik gerek duygusal öğrenme anlamında.