8’inci sınıf öğrencilerinin 4 yıllık eğitim hayatlarını belirleyecek LGS’ye (Liselere Geçiş Sistemi) bir hafta kaldı. Hazırlıkları yıllar önceden başlayan bu uzun maratonda öğrenciler kadar veliler de çabalıyor, zorlanıyor. Son virajda en az çocuklar kadar stres yüklü olan ebeveynlere kulak verdik ve uzmanlardan öneriler aldık.
2018 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen LGS’de (Liselere Geçiş Sistemi) yüksek bir not almak ve iyi bir liseye geçiş yapabilmek için çabalayan yüz binlerce öğrenci, yıllar öncesinden bu yarışa hazırlanmaya başlıyor. Öyle ki, 4., 5.sınıfa geçer geçmez okul dışında özel dersler başlıyor. Bu alanda uzmanlaştığı söylenen öğretmenlerden özel ders sırası kapabilmek için, veliler birbiri ile yarışıyor. Kimi zaman koçlar, psikologlar, beslenme uzmanları devreye giriyor. Çocukların okul, özel dersler ve test çözmek dışında nefes almaya bile zamanları kalmıyor. Ergenliğin gerek fiziksel gerek duygusal olarak kendini iyice hissettirdiği bu dönemde, aile içi çatışmalar, kaygı bozuklukları, iletişim sorunları ve bazen de sağlık sorunları baş gösteriyor. Bu süreçte çocuklar kadar ebeveynler de yıpranıyor çünkü bu velilerin de sınavı. Bir sektör haline gelen LGS hazırlık süreci manevi olduğu kadar maddi anlamda da yıpratıcı oluyor.
4 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek LGS’de son viraja girerken uzmanlardan akademik ve psikolojik anlamda yapılması gerekenlerle ilgili öneriler aldık ve sözü en az çocuklar kadar stresli ve kaygılı bir yıl geçiren LGS annelerine verdik.
LGS bir sonuç değil süreç işi. Sadece bilgiyi değil, beceriyi ölçüyor. Ölçtüğü en önemli beceriyse okuma ve okuduğunu anlama. Üstelik bunu hem sözel hem de sayısal alanda ölçüyor. Her gün dijital dünyanın daha da ustası haline gelen ve kitaplardan uzak duran çocuklarımız için bu beceriyi elde etmek pek de kolay değil ama çok gerekli.
Kalan günleri nasıl değerlendirelim?
Bir hafta kala artık yeni bir şey öğrenme zamanı değil, bol bol deneme sınavı yapma zamanı. Telaş yapmadan, tempolu bir çalışma düzeniyle son iki güne kadar gelinebilir. Riskli tatil planlarının, dozunu aşan ve yorgun düşüren çalışma performansının yeri ve zamanı değil. Hava sıcaklıklarının değişkenliğinden ve açık alanlardaki riskli etkinliklerden en azından bu birkaç gün uzak durmak şart.
“Şu okul kazandırır” demek yersiz
Velilerin öğrencilerden yüksek sonuçlar beklemesi nedeniyle, eğitimci ya da koçlara büyük bütçeler ayrılıyor. Tabii ki her çocuğun farklı ölçülerde ve alanda desteğe ihtiyacı var. Ancak burada çocuğun mevcut durumunu iyi bilmek ve potansiyeli üzerinden gitmek önemli. Ailenin ve öğrencinin yanında yürüyen eğitimciler bu konuda açık sözlü ve veriye dayalı yorumlar yapmalı. Aksi halde “Şu hoca kazandırır, şu okul kesin şuraya sokar vs.” demek çok yersiz. “Şu okul, şu etüt, şu öğretmen çocuğunuzu iyi tanır ve çocuğunuzun potansiyelini gerçekleştirir” diyen bir yoruma itibar edebilirsiniz. Bu nedenle bu konuda rasyonel ve tecrübeli isimlerle yürümek her ailenin tercihi olmalı.
Sınav arasını iyi yönetin
Bu sınav aslında bir dayanıklılık sınavı. Özellikle sözel ve sayısal oturumlar arasındaki boş zamanda bile birçok öğrenciyi eliyor. İlk oturumdan çıkan çocukların birbirleriyle sorular üzerinde konuşmaları ve hatalı oldukları soruları fark etmeleri ikinci bölüme endişeli girmelerine neden oluyor. Arayı iyi yönetmek, sınavdan bahsetmemek ve dinlenmek önemli.
Uyku ve beslenme düzeni
Öğrencilerin uyku ve beslenme ritmi bozulduğu için sınav sabahında ya da sınav sırasında rahatsızlandıklarına şahit oldum. Sınava az zaman kala uyku düzenini kurmaya ve sınavdan önce değişik besinler almamaya dikkat edilmeli. Son gün erken yatarak ya da son gece besleyici olur diye, daha önce hiç denenmemiş yiyecekleri yiyerek başarı elde etmek imkânsız.
Sınav sonrası velilerin tutumu önemli
Velilerin bu süreçte desteğe ihtiyacı olabiliyor. Mutlaka alanının uzman isimlerinden görüş ve yönlendirme almalarını öneririm. Burada en önemli şey çocuğumuza, gelecek planlarımıza ve cebimize uygun sürdürülebilir tercihler yapmak. Bu sınav bir çocuğun şu anki hazır bulunuşluğu konusunda bize fikir verebilir ama gelecekteki başarılarını tanımlayamaz. Her çocuğun kendini gerçekleştirebileceği bir fırsatı olduğunu ona göstermek en önemli sorumluluğumuz.
Pandemi dönemindeki online eğitim sürecinde yaşanılan eksikliklerin ardından geçen sene örgün eğitime uyum sağlama süreci bazı bireyleri oldukça zorlamıştı. Ardından yaşanan deprem felaketi ile LGS hazırlık süreci, depremin yaşandığı şehirlerimizdeki bireyleri büyük derecede etkilemekle birlikte ülkedeki her bireyde farklı sıkıntılara yol açtı. LGS ülkemizde ailelerin ve bireylerin eğitime bakış açılarına göre büyüme sürecinde aşılması gereken bir kriz olarak algılanıyor. Bu sene de LGS temelli şikayetlerin başında; dikkat ve konsantrasyonda bozulma, çalışma verimliliği ve özgüvenin azalması, kendini yetersiz ve değersiz görme, uyku-iştah sorunları, okula veya dershaneye gitmede isteksizlik gibi durumların geldiğini söyleyebilirim.
Çocuğun mizacı önemli
Her çocuk farklı olsa da, bir ergenin genel olarak iyi olma halini belirleyen dört unsur; fiziksel, akademik, sosyal ve atletik gelişim süreçleridir. Aslında ebeveynler pandeminin eve kapanma süreçlerinde bu farklılıkları daha yakından gözleyerek mizacın bazı özelliklerini kabul etme veya çocuklarına düşünce esnekliği kazandırma, davranışsal aktivasyon alanları oluşturma gibi zor zamanlarda işlevselliği artırmaya dönük çabalar sergilediler. Ebeveynlerin en çok arzuladıkları durum LGS’ye hazırlanma sorumluluğunu çocuklarına kazandırabilmek. Ancak ebeveynler de sistemin akışına kapılarak anne baba olarak “diğerlerine göre eksik mi kaldıkları” düşünceleriyle kaygı belirtileri göstermekte, duygu durumu regüle edemediklerinde baskı ve kontrolcü tutumlara girdiklerinde iletişim sorunları ortaya çıkıyor.
Negatif düşünceler pozitife çevrilmeli
Sınavla ilgili gerçekçi olmayan düşünce biçimlerine sahip olmak kaygının oluşmasında en önemli etken. Kaygı mükemmeliyetçi ve rekabetçi kişilik yapılarında daha gözlenir boyuta çıkıyor.
Ebeveynler çocuklarının “Sınavlar gereksiz”, “Hiçbir şey aklımda kalmıyor” gibi otomatik olumsuz düşüncelerini; durum-duygu-düşünce ve alternatif düşünce biçimleri ile olumlu şekilde yeniden düzenleyici rolde destekleyici olabilirler. “Yapabileceğimin en iyisini yapabilirim”, “dünyanın sonu değil, yaşamımda başka olanaklar ile de hedeflerime ulaşabilirim” düşünceleri aşılanmalı.
Önümüzdeki 1 haftalık süreçte felaket senaryolarından uzaklaşmak önemli olacak. Bunun için kontrollü nefes egzersizleri, dikkatin başka yöne kaydırılması örneğin; ayak tabanınızı toprağa temas ederek duyularınızı başka yönde hareket ettirmeniz işe yarayabilir.
G.S.: Kızım 4. sınıftayken asla benim çocuğum LGS stresi yaşamayacak demiştim. Şu anda geldiğim noktaya inanamıyorum. Okulumuzun lisesi açılmayınca ve özel okul fiyatları inanılmaz artmaya başlayınca 7. sınıfta bu yarışa bir şekilde girmek zorunda kaldık. Sabah 9:30’da başlayan ve 13:00’de biten bir sınav için çocuklara yanlarına sandviç verip, verememeyi konuşuyoruz. “Kulağındaki küpeyi çıkarmalısın” diyoruz. “Bari ceviz, meyve suyu alayım” diyor. “Hayır yasak” diyoruz. Çocuğum özel günü olsa yanına ped bile alamayacak. Bu anlamda kızlar daha dezavantajlı. Duygular, hormonlar ve ders çalışmak istememek ama aynı zamanda başarılı olmak istemek. Eşim her seferinde kızıma “Hayatını çöpe atmana izin vermeyeceğiz. Sen çalış başaramazsan da bizim gözümüzde 500 puanlıksın” diyor. Anne baba olarak biz de çok stresliyiz. Hafif bir kalp çarpıntısı edindim bu dönemde. 4 Haziran öğleden sonra tüm veliler sadece bittiği için zil takıp oynayacağız kesin.
Aslıhan Aydın: LGS hem çocuk hem aile için zor bir süreç. Bize göre ailenin birinci görevi, bu uzun ve zorlu süreçte çocuğun psikolojisini takip ederek en az zararla atlamasına yardımcı olmak. Kızımız sınava hazırlanırken “ne yapıyoruz biz çocuğumuza” diye kendimizi sorguladığımız çok zaman oldu. Ama sonrasında gördük ki, çocuk oturup ders çalışmayı, takip etmeyi ve rekabet etmeyi bu süreçte öğreniyor. Bu da lise ve üniversitede çok işine yarayacak, hayatını kolaylaştıracak diye düşünüyorum. Böyle bakarak kendi psikolojimizi de sağlam tutmaya çalışıyoruz. Psikolojiler sağlam olursa, başarı da gelir diye düşünüyorum.
İlksen Utlu: Kızımın sınav yolculuğuna kendi özgür iradesiyle çıkmak istemiş olması, yaşama ihtimalimiz olan bazı sorunları kendiliğinden elese de, bir yandan ergenlik bir yandan sınav stresi tabii ki gerginlikler yaratıyor. Konuya kişisel yaklaşmamam gerektiğini kendime hatırlatarak ona moral ve motivasyon sağlamaya çalıştım. Kendi iyi oluş hallerime özen gösterdim ve bu haller eylemlerim ve kullandığım dille kızıma da yansıdı diye düşünüyorum. Kendi sınav deneyimlerimden de yola çıkarak, bu sınavın çocuklarımızın hayat başarısını tanımlamaya yetmeyeceği gerçeğini kendime hep hatırlattım. Çocuğumun elinden geleni yapıyor olduğunu bilmek ve gözlemlemek bana güven verdi. Ben hayata güven duyan bir kişiyim. Kızım da elinden geleni yaptığı sürece hakkında hayırlı olacağına inanıyorum. Şans bütün emek veren gençlerimizle olsun.