İMKB 25 yaşında

13 Aralık 2010

İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası)’nin kuruluşunun 25. yıl dönümü nedeniyle yapılan konferansın açılışında Sayın Başbakan da konuşma yaptı. Kutlama Haliç Kongre Merkezi’ndeydi. Ana kapı girişi sayın Başbakan için ayrılmıştı. Sayın Başbakan ve yanındakiler dışındaki herkes, yan kapıdan girdi ama Sayın Başbakan gidinceye kadar girdikleri kapıdan çıkamadı. Sayın Başbakan 1.5 saat geç geldiği için toplantı geç başladı. Sayın Başbakan, hepimizin hatırını sordu; yaptığı konuşmada İMKB’deki tahvil piyasasının daha da geliştirilmesini ve İMKB’nin Ataşehir’e taşınmasını istedi.

Övündükleri
İMKB, “Tahvil ve Repo Piyasası” ile övünüyor. Tahvil ve Repo Piyasası’nı ben kurmuştum. Kuruluş esaslarını ve talimatı bir gecede yazmıştım. Sayın Başbakan konuşmasını yaparken, o günler bir bir gözümün önünden geçti.
İMKB, 400’e yakın okul yaptırdığıyla övünüyor. Okullar, “Tahvil ve Repo Piyasası”nda kazanılan paralarla yaptırıldı. Bence en iyi biçimde harcandı.
İMKB, mevcut binası ile övünüyor. Şimdi, değeri 3 milyar dolar olduğu söylenilen arsayı, zamanın siyasilerinin de desteği ile özelleştirme yoluyla aldım. İnşaatın planını yaptırmak, ruhsatını da iskânını da almak bana nasip oldu.

Yazının Devamı

Avrupa direniyor

7 Aralık 2010

İrlanda ekonomisini kurtarmak amacıyla, bu ülkenin Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH)’sının % 50’sine varan oranda, 85 milyar euro tutarında bir kaynak sağlandı. İspanya dahil, zor durumda olan Avrupa Birliği(AB) ülkelerinde işsizlik % 20 oranına ulaşıyor. Bu ülkelerde, büyük bütçe açıkları ve büyüme problemleri de var. Türkiye’nin 10 yıllık devlet borçlanmaları esas alındığında % 1.8 olan borçlanma faiz ilavesine (spread) karşın, zor durumdaki AB ülkeleri, % 6.7’ye varan ek faizler(İrlanda) ödüyorlar.
Eurostat’tan alınan aşağıdaki tabloda, 2010 yılı ilk çeyreği itibariyle, AB’nin zor durumdaki ülkeleri ile Türkiye’nin devlet borcu ve bu borcun GSMH karşısındaki durumu gösteriliyor.



Tablodan da görüldüğü gibi, Türkiye Maastricht Kriterleri’de belirtilen borçluluk oranlarını rahatça tuttururken, zor durumdaki AB ülkeleri için bu kriterin önemi bile kalmamış.
Öte yandan, başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB bankalarının, zor durumdaki ülkelerden 2010’un ilk çeyreği itibariyle, 1704.7 milyar ABD dolarına ulaşan alacakları var. Neyse ki, Türk bankalarının bu ülkelerde ancak sınırlı büyüklüklere ulaşan riskleri bulunuyor. ABD bankalarının zordaki AB ülkelerindeki riskleri de

Yazının Devamı

Sıcak para girişine tedbir aranıyor

6 Aralık 2010

Gelişmekte olan ülkeler sıcak para girişine karşı tedbir almaya başladı. Geçen hafta, Brezilya Merkez Bankası kanuni karşılıklarda artış yaptı. Merkez Bankamız da benzer bir tedbir almıştı. Merkez Bankamızın kriz öncesi seviyelere yükselttiği kanuni karşılıkların daha da yükseltileceği anlaşılıyor. Merkez Bankamız kanuni karşılıklara faiz ödemeyi de durdurdu. Bunlara ek olarak, Hükümet kriz sırasında düşürdüğü tüketici kredileri üzerindeki Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisini yeniden kriz öncesi seviyeye, % 15’e getirdi.
İsrail, Tayland, Çin, Macaristan ve Hindistan faiz artımına gittiler. Faiz artırımı, daha çok sıcak para girişini özendirme anlamına geliyor ve çoğu kez mali istikrarı bozuyor. Merkez Bankamız ise, faizleri artırmak yerine kanuni karşılıklarla oynayarak, sıcak parayı özendirmeyen ama ekonomideki büyümeyi azaltıcı, balon oluşturmayı önleyici bir politika sürdürüyor.
Merkez Bankası, Bloomberg ve Akbank kaynaklarından alınan aşağıdaki tablo, gelişmekte olan ülkelerdeki reel faizlerin durumunu gösteriyor:
Tablodan görüldüğü gibi, Türkiye enflasyon beklentisinin üzerinde bir faiz vermiyor ve böylece kendisini sıcak parayı özendirici bir konumda tutmuyor.

Yazının Devamı

Çok seslilik

30 Kasım 2010

Kızımın okulunda bir klasik müzik konseri vardı. Konserin amacı, çocuklara ve velilere bir dinleti sunmak değil, çok sesli müziğin nasıl yapıldığını anlatmaktı. Çocuklar, orkestranın etrafını saracak biçimde yerleştirildi. Önce, Mozart’ın aşina olduğumuz 40. senfonisinin başlangıcı çalındı. Anlaşılan Mozart, 40’tan fazla senfoni yazmıştı. Sonra, aynı müziği orkestranın tümü değil, önce birinci kemanlar, sonra ikinci kemanlar, obualar vs. ayrı ayrı çaldılar. Aynı müziği çaldıkları halde, her enstrümandan birbiriyle ilgili olmayan nağmeler çıkıyordu. Ancak, hepsi bir arada çalındığında bir müzik ortaya çıkabiliyordu. İşte, “çok seslilik”in anlamı buydu.
Vücudumuzda da bütün organlar kendi kendilerine değişik işlevler görürler. Ancak, hepsi birden çalıştığında organların işlevleri bir mana ifade eder. “Çok seslilik” bir anlamda “cumhuriyet rejimi”nin de bir tanımıdır. Yok etmeye çalıştığımız “kuvvetler ayrılığı” aslında çok sesliliğin bir gereğidir. Rahmetli Muhan Hoca, yılın ilk iş yönetimi dersinde tango dansının nasıl yapılacağını anlattı ve bu konuda sözlü yapacağını söyledi. Hoca, gelecek derse elinde bir gramofonla girdi. Bir tango plağı çalmaya başladı. Sonra, sırayla bütün

Yazının Devamı

Kriz İspanya’da

29 Kasım 2010

Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’den sonra Avrupa Birliği(AB), İspanya’daki ekonomik sıkıntılarla boğuşacak. Yunanistan’a verilen 150 milyar dolarlık yardım, bu ülkedeki yaraları saramadı; kriz daha da büyüyecek. Çünkü, bu ülkenin dış borcu önümüzdeki 4 yıl boyunca, Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH)’nın 4 katı boyutunda olmayı sürdürecek. İrlanda’nın kamu ve özel sektör dahil dış borcu ise, GSMH’larının 10 katını aştı.
Euro’ya bağlı ekonomilerdeki merkez bankaları istedikleri gibi para basamadıkları için (Oysa, ABD Merkez Bankası bu konuda zorlanmıyor), dış yardımlar ve bütçe kısıntıları yoluyla krizi çözmek zorundalar. Bu ülkelerdeki bütçe kısıntıları % 32’ye ulaştı. Gelecek yıl bütçe açıklarını % 3 daha küçültmek zorunda kalacak olan Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’de bu nedenle toplumsal hareketler gündeme gelebilecek.
1 trilyon dolarlık bir kurtarma fonu oluşturan AB’nin başı bu sefer İspanya ile dertte. Ancak, İspanyol ekonomisinin büyüklüğü, bu ülkedeki krizin AB’de büyük ve sistemik bir hasara yol açabileceği riskini gündeme getiriyor. İşte bu nedenle de, Alman Merkez Bankası Bundesbank Başkanı gerekirse kurtarma fonunun büyütülebileceğini söyledi. Zaten, aksi halde Euro para

Yazının Devamı

24 derste yatırımda başarı (II)

23 Kasım 2010

Önceki yazımda konu ettiğim “Investor’s Business Daily”nin kurucusu William J. O’Neil’in “Yatırımda Başarı için 24 Temel Ders (24 Essential Lessons for Investment Success)” isimli kitabındaki yatırım prensiplerinden bahsetmeye devam ediyorum:
- En iyi alım zamanı o hisse senedinin fiyat eğrisinin yandan bakıldığında “kulpu olan bir tas” çizimi verdiği zamandır. Yani, hissenin değeri düşmüş ve yükselmeye başlamıştır. Hele, bu eğilim sırasında, son hafta veya günler içinde hissedeki alım miktarının yükselmiş olması, alım zamanının geldiğinin göstergesidir. Değer kaybedecek hisseler için ise tersi geçerlidir. İşlem miktarının giderek düşmesi, alış veya satış baskısının azaldığını gösterir.
- Çift dip yapıp çıkan ve ikinci çıkışı gittikçe yükselen hisseler kazandırır. Kulp veya diplerin uzun süre düz bir çizgide gittiği hisseler tehlikelidir. Çöküş sırasında işlem miktarı düşen hisseler de tehlikeli addedilir. “Düşükte al, yüksekte sat” prensibi geçerliliğini yitirmiştir. Geçerli prensip, “yüksekte al, daha yüksekte sat” prensibidir.
- Borsada her zaman tarih tekerrür eder. Bu yüzden tecrübe önemlidir. Üçüncü veya dördüncü defa dip yapıp hâlâ yükselemeyen hisseler, tehlikeli

Yazının Devamı

24 derste yatırımda başarı

22 Kasım 2010

Investor’s Business Daily’nin kurucusu William J. O’Neil “Yatırımda Başarı için 24 Temel Ders (24 Essential Lessons for Investment Success)” isimli bir kitap yazdı. 2000 yılında ilk baskısı yapılan kitap, kısa sürede konusunda en çok satan kitaplar arasına girdi. Yatırdığınız parayı en az riskle nasıl katlayacağınızı anlatan kitapta bakın hangi prensipler öneriliyor:
- Borsada kazanmak için oynanır. Dolayısıyla, anaparanızdan yüzde 7-8 civarında zarar ettiyseniz, hemen zararı kabul edip hisselerinizi satın. Çünkü, koyduğunuz para yüzde 50 değer yitirirse, koyduğunuz miktarı yakalayıncaya kadar yüzde 100 kazanmanız gerekecektir.
- Borsada oynayan küçük zararlar etmeyi göze alır. Borsada kararlı biçimde oynamaya devam eden yatırımcı sonunda kazanacaktır. Yeter ki, büyük zararlar doğacağı belli olduğunda çıkış yapılsın.
- Borsaya girmek için şimdiki zamandan daha iyi bir zaman yoktur. Yatırımınız yüksekse, 6 hisse senedine kadar yatırım yapabilirsiniz. 10.000 TL’ye kadar yatırımlarda, en fazla 2 hisse senedi seçilir.
- Borsaya yeni giren yatırımcı, yabancı senetler, opsiyonlar, hedge fonlar gibi çok dalgalanmaya açık senet ve yatırım biçimlerinden kaçınmalı; borsaların ilk

Yazının Devamı

İnternet güvenliği

16 Kasım 2010

İnternet, hâlâ en büyük terör tehdidi olmaya devam ediyor. Çünkü, teorik olarak devlet ve büyük yazılım şirketlerinin bilgisayarlar sistemlerine girilerek, bunları çökertmek mümkün. Sistemlerine girilmesini önlemek amacıyla, devletlerin ve büyük şirketlerinin her gün geliştirilen çalışmaları var. Ancak, halen bilgisayar sistemlerini tam anlamıyla koruyabilen bir önlem alınabilmiş değil. Dolayısıyla, teorik olarak teröristlerin özellikle devlet sistemlerine girerek tüm kara, hava, deniz trafiğini çökertmeleri, ülkenin enerji ağını kontrol etmeleri, bankalardaki tüm hesaplarla oynamaları mümkün.
Bir ATM makinesinin kontrol edilmesiyle bile o bankanın tüm müşteri bilgilerine ulaşılabiliyor. Ocak 2003’te internet üzerinden bilgisayar sistemlerine giren “Slammer” isimli virüs, her 8.5 saniyede kendini ikiye katlayarak bilgisayarlara bulaşıyor ve 3 dakika içinde neredeyse tüm açık bilgisayarlara ulaşabiliyordu. “Slammer” tam gücüne ulaştığında, her saniyede 55 milyon bilgisayarı tarayabiliyordu.
“Conficker” isimli virüsün yayılmasının önlenmesi için uluslar arası bir çalışma grubu oluşturulması ve devletlerden de yardım istenmesi zorunlu olmuştu.

Süratli ve kararlı tedbir

Yazının Devamı