İrlanda ekonomisini kurtarmak amacıyla, bu ülkenin Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH)’sının % 50’sine varan oranda, 85 milyar euro tutarında bir kaynak sağlandı. İspanya dahil, zor durumda olan Avrupa Birliği(AB) ülkelerinde işsizlik % 20 oranına ulaşıyor. Bu ülkelerde, büyük bütçe açıkları ve büyüme problemleri de var. Türkiye’nin 10 yıllık devlet borçlanmaları esas alındığında % 1.8 olan borçlanma faiz ilavesine (spread) karşın, zor durumdaki AB ülkeleri, % 6.7’ye varan ek faizler(İrlanda) ödüyorlar.
Eurostat’tan alınan aşağıdaki tabloda, 2010 yılı ilk çeyreği itibariyle, AB’nin zor durumdaki ülkeleri ile Türkiye’nin devlet borcu ve bu borcun GSMH karşısındaki durumu gösteriliyor.
Tablodan da görüldüğü gibi, Türkiye Maastricht Kriterleri’de belirtilen borçluluk oranlarını rahatça tuttururken, zor durumdaki AB ülkeleri için bu kriterin önemi bile kalmamış.
Öte yandan, başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB bankalarının, zor durumdaki ülkelerden 2010’un ilk çeyreği itibariyle, 1704.7 milyar ABD dolarına ulaşan alacakları var. Neyse ki, Türk bankalarının bu ülkelerde ancak sınırlı büyüklüklere ulaşan riskleri bulunuyor. ABD bankalarının zordaki AB ülkelerindeki riskleri de sınırlı. Bu nedenle, AB’nin bu 4 ülkeyi esas itibariyle kendi kaynaklarıyla kurtarması, IMF’den de yardım istemesi gerekiyor. Zor durumdaki 4 ülkenin GSMH’leri toplamı, AB’nin toplam GSMH’sinin 18.3’ünü temsil ediyor. Zaten sıkıntı da burada.
Tedbir ne?AB, ABD ve gelişmekte olan ülkeler, mali istikrarı sağlayabilmek için çeşitli ve birbirleriyle örtüşmeyen tedbirler alıyorlar. Bazı uluslararası tanınmış ekonomistlerin önümüzdeki yıllarda bazı AB ülkelerinin ve hatta bazı Uzakdoğu ülkelerinin de borçlarını ödeyemeyebilecekleri (default) yönünde kehanetleri bile var.
2011 yılında, AB’nin daha katı tedbirler alması zorunluluğu bulunuyor. AB’nin içinde bulunduğu darboğaz, ekonomimiz ve başta ihracatçılarımızla turizmcilerimiz için de sıkıntı kaynağı.