‘Uçan’ ayakkabılar!

1 Aralık 2014

İstanbul Erenköy Gümrüğü’nde belki de son yılların en önemli gümrük vurgunlarından birisi ortaya çıkarıldı.
Milliyet’in kamuoyuna duyurduğu vurgunun içeriği, Çin’den ithal edilen ve kanserojen madde taşıdığı gerekçesiyle gümrük tarafından ithalat işlemleri yapılmayarak imha kararı verilen ayakkabılardı. Buraya kadar geçmişte benzerleri yaşanan olayın farkı daha sonra anlaşıldı. Gümrük idaresinin gözetiminde yapılan imha işlemi sırasında, kutulardaki ayakkabıların Çin’den ithal edilenler olmadığı ve kanserli madde içeren ayakkabıların piyasada satıldığı tespit edildi.
Maddi değeri daha önceki gümrük vurgunları kadar olmasa da toplumu ilgilendiren “halk sağlığı” boyutu nedeniyle bu vurgun, kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu.
Yaşanan bu olay, devletin ve toplumun zarara uğratılmasının acı bir örneği olarak değerlendirilmesine karşın aslında Türk Gümrük İdaresi’nin içinde bulunduğu durumun net olarak yansıtılmasına büyük katkı sağladı.

İki başlılık hâli
Dünyada geçerli olan gümrük sistemlerine uyumu gerçekleştirip ülkenin ithalat ve ihracat işlemlerinde öncelikli söz sahibi olan gümrük idaresinin, yapılan son düzenlemeler sonrasında özellikle adli soruşturmalarda

Yazının Devamı

AB’de Türkiye’yi ne bekliyor?

24 Kasım 2014

Ülkenin yoğun gündemine karşın son üç hafta içinde Çin ve Lüksemburg’a yaptığım arka arkaya iki geziyle dünyanın son ekonomik gelişmelerini yerinde inceleme ve değerlendirme olanağı buldum.
Urumçi - Pekin hattındaki iki haftalık süreçte, halen dünyanın 2 numarası olarak tanımlanan Çin’in yakın gelecekteki planlarını Çinli yetkililerden dinledim.
Çinli yetkililer, ülkenin üretim odaklı finans konusundaki hedefini “en kısa sürede dünyanın bir numarası olmak” diye tanımlamaktan geri kalmıyor. Şu anda Çin’in gündeminde AB tarzı bir oluşum gözükmezken, tek amacını önlerindeki tek ülke olan ABD ekonomisini yakalamak ve geçmek olarak özetlemek mümkün.

İpekyolu projesi
Ne ki bilgilendirme yapan Çinli yetkililer, AB’yi artık sadece bazı hammaddeler ve eldeki hammaddeyi üretim bandına sokmak için gereken bazı kimyasalların kaynağı olarak görüyor. Buna paralel, gerek finans gerek AR-GE gerekse yoğun iş gücünü aynı potada birleştirmeyi başaran Çin ekonomisi, bugün gelinen noktada büyük pazar olarak tanımladıkları AB’yi kesinlikle “rakip” olarak görmeyen bir politika yaratıp uyguluyor.
Bu nedenle Çinliler, rakip olarak görmedikleri AB’yi tamamen devre dışı bırakmak amacıyla

Yazının Devamı

Polis teşkilatı yol ayrımında

17 Kasım 2014

Hükümetin, iç güvenlikte gerçekleştireceği yeni yasal düzenlemeler çerçevesinde; emniyet teşkilatının yeniden yapılandırılması konusu gündemdeki yerini koruyor.
Önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından soruları yanıtlarken, emniyet teşkilatında yapılacak düzenlemelerle ilgili değerlendirmesinde, “emniyet teşkilatındaki şemanın bozuk olduğunun ve düzelmesi gerektiğine” dikkati çekti.
Ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Avustralya gezisine çıkmadan hemen önce yaptığı basın toplantısında, yasal düzenlemelerin TBMM’ye gönderilme aşamasına geldiğini açıkladı.
Böylelikle, yılbaşından önce 300 bine yaklaşan polisi barındıran Türk Emniyet Teşkilatı yeni bir teşkilat şemasına kavuşarak, yeni bir görünümle 2015’e adım atacak.
Düzenlemenin en önemli aşaması “kadro fazlalığı nedeniyle kendisine yer bulamayan emniyet müdürlerinin emekli edilmesi” olacak.
Hükümet sözcüsü Arınç’ın, emniyette 2 bine yakın 1. sınıf emniyet müdürünün bulunduğunu ve bin 500 kadar fazlalık olduğunu belirtmesiyle birlikte emniyet kulisleri de kaynamaya başladı.
Hükümet kanadı, yaptığı açıklama ve değerlendirmelerle emniyetteki düzenlemenin “tasfiye” olmadığını

Yazının Devamı

Hükümetten polise sürpriz!

3 Kasım 2014

Kobani’de yaşanan olayların yurt genelinde protesto edilmesi sırasında yaşananların yarattığı kısmi travmayı atlatan hükümet, polise yetki paketinde önemli bir hamleye imza attı.
17 ve 25 Aralık sürecinin ardından emniyet teşkilatında yeniden yapılanma çalışmaları başlatan İçişler Bakanlığı, geçen hafta Başbakanlık’a yetki düzenlemesini gönderdi.
Bu çerçevede, emniyet teşkilatını ilgilendiren diğer konu ise kadro düzenlemesini sağlayacak mevzuat çalışmasıydı.
Daha önce jandarma ve emniyetin aynı çatı altında birleştirilmesi yönündeki çalışmada yaşanan bürokratik sorunlar nedeniyle bu kez İçişleri Bakanlığı yeni formül oluşturdu.
Mülki İdare’den gelen bir bakan olarak, devletin dinamiklerini ve yönetim yapısını iyi bilen Bakan Efkan Ala’nın talimatıyla, hazırlanan düzenlemenin yasalaşması halinde; emniyet teşkilatında radikal değişiklikler gerçekleşecek.
Yeni düzenlemenin ilk ayağını, İçişleri Bakanlığı’nın iş ve işlemlerini düzenleyen 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasa’nın 37. maddesindeki değişiklik oluşturdu.

Yazının Devamı

Emniyet’in çarpıcı uyarıları

27 Ekim 2014

Kobani’de yaşananların protesto edilmesi amacıyla yurt genelinde gerçekleştirilen eylemlerin üzerinden iki hafta geçti.
Çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu’da, 40’a yakın kentteki eylemlerin sokak çatışmalarına dönüşmesiyle başlayan sürecin, çözüm sürecine olumsuz yansımaları kaçınılmaz oldu.
Yüksekova’da, çarşı iznine giden sivil kıyafetli ve silahsız üç askerin sokak ortasında şehit edilmesiyle bugün gelinen noktada, İmralı’nın mesajlarının etkisinin beklenenin altında kaldığı görülüyor.
Büyüteç’te geçen hafta, çözüm sürecinde, siyasetteki olumlu havanın sahaya yansımadığından söz etmiş ve PKK’nın kırsal kesimdeki faaliyetlerinin devam ettiğini vurgulamıştım.
Örgütün Kandil’deki ana karargahından, şehir ve kırsaldaki gruplara sürekli eylem yapılması yönündeki talimat ve baskıları sonrasında Bingöl’de başlayan “eylem süreci”, azalmak bir yana artarak devam ediyor.
Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde, sürecin nasıl olacağı konusunda önemli sinyaller geliyor.

Yazının Devamı

PKK, ne yapıyor?

20 Ekim 2014

Yaşanan son olaylardan sonra hükümet, çözüm sürecini yeniden hareketlendirmek için adımlar atıyor.
Ancak siyasetteki pozitif görüntü şimdilik ne yazık ki; sahaya aynı şekilde yansımıyor.
İstihbarat birimleri, çözüm süreci çalışmalarına karşın çalışmalarını askıya almış değil. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’dan Ankara’ya ulaşan bilgiler, PKK’nın kırsal alan faaliyetlerini kış üslenmesine kadar seri şekilde devam ettireceği yönünde.
Örgüt kadroları, gerek şehir merkezlerinde, gerekse kırsalda keşif ve istihbarat çalışmalarına son hızla devam ediyor.
Abdullah Öcalan’ın tansiyonun düşürülmesi yönündeki açıklamalarına rağmen, örgütün Kandil’deki ana karargahı silahlı eylemler gerçekleştirilmesi ve keşif çalışmaları yapılması yönünde sürekli telsiz talimatları veriyor. Ana karargah, üstelik bu talimatları telsizlerin güvenlik birimlerince takip edildiğini bilerek yapıyor.
Diyarbakır’da iki polisin şehit edilmesinin hemen sonrasına rastlayan “Diyarbakır - Zaho” hattındaki gezide, örgütün neredeyse her polis ve jandarma ile bina, tesis ve devriyelere yönelik istihbarat faaliyetine hızla devam ettiği bilgisine ulaşmıştım.

Yazının Devamı

Bingöl saldırısının düşündürdükleri

13 Ekim 2014

Kobani’deki olayların protesto edildiği yurt genelindeki sokak eylemlerinin ‘çözüm süreci’nde yarattığı yıpranma, İmralı’dan örgüt kadrolarına gelen “tansiyonu düşürün” mesajına karşın Bingöl’deki “hesapsız” eylemle daha da tırmandı.
Bingöl’de İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ile koruması Uğur Atlı’nın yaralanması ve Ürker’in yardımcısı Atıf Şahin ile Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit olmasıyla sonuçlanan silahlı saldırı, çözüm sürecinin son dönemdeki en önemli kırılma noktası oldu.

Kentin şifreleri
Bingöl eylemini analiz ederken, kentle ilgili bazı “şifreleri” bilmekte yarar var:
1- Tunceli-Elazığ-Diyarbakır-Muş-Erzurum’un arasına sıkışan dağlık bir kent olan Bingöl, PKK’nın kuruluşundan itibaren en çok önem verdiği bölgeler arasında yer aldı. Zira; halen Bingöl, Kandil’deki Ana Karargah’ın gözünde, sözde Dersim, Erzurum ve Amed eyaletlerinin “kavşak noktası”. PKK’ya göre, Kuzey Batı’dan sözde Dersim eyaletinin, güneyde sözde Amed eyaletinin, kuzey doğuda ise sözde Erzurum eyaletinin karakteristik özelliklerini taşıyan Bingöl, büyük öneme sahip. Sözde Erzurum eyaletinin faaliyet alanı içinde kalan kentin örgütün gözündeki bu yapısı, polis,

Yazının Devamı

IŞİD’in yeni hedefi Resulayn ve Kamışlı mı?

6 Ekim 2014

Koalisyon güçlerinin, Suriye’de faaliyetlerini sürdüren IŞİD’e karşı hava harekatı devam ediyor.
Buna karşın; IŞİD’ın, PYD’nin bölgede en kuvvetle olduğu alanların başında gelen Kobani’ye yönelik kuşatması da sürüyor.
IŞİD’in katliamların kaçarak Türkiye’ye sığınan Kobanililerin sayısı 170 bini bulurken, radikal İslami terör örgütünün bölgedeki hakimiyetinin azalması bir yana her geçen gün artması, kuzey Suriye’deki dengelerin Türkiye’nin aleyhine değişmesine neden oluyor.
Örgütün, daha önce Afrin, Munbuç, Carablus ve Telabyad’ın kontrolünü elinde tutmasıyla birlikte Kobani’yi kuşatması, örgütün yeni hedefleri hakkında bilgi vermesi açısından önemli.
Kobani’ye girdiği ifade edilen IŞİD’in, kısa süre içinde yeni hedefinin PYD’nin kontrolündeki Resulayn ve Kamışlı olduğu belirtiliyor.
Daha önce IŞİD, hedefini Kobani olarak açıkladığında, bu durumun gerçekleşmesi pek mümkün görülmemişti.
Ancak, silahlı kuvveti 30 bini bulan IŞİD’in Kobani kuşatması iki haftayı buldu.

Yazının Devamı