Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Katar’ın başkenti Doha’da eşine az rastlanır bir sergi açıldı. Ünlü koleksiyoner ve İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı Başkanı Mehmet Çebi’nin koleksiyonundan seçmelerin yer aldığı sergi 17 Haziran’a kadar açık kalacak. Sergilenen eserler kadar serginin yapıldığı mekan da son derece önemli.

Son olarak Iraklı, dünya çapında tanınan Dia Al Azzawi sergisine ev sahipliği yapan Al Riwaq Galerisi sadece Körfez ülkelerinin değil, dünyanın önemli sanat galerilerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Takashi Murkami, Damien Hirst, Luc Tuymans, Richard Serra ve Mal Lawal daha önce galeride sergileri düzenlenen sanatçılardan bazıları. Belki de en çok bu galeride bu sergiyi açmayı başardığı için Mehmet Çebi’yi tebrik etmek gerekiyor.

Haberin Devamı

Sergideki eserler de hayli önemli. Malumunuz, geleneksel sanatlar ya da bazılarının şimdilerde hayli yaygınlaştırdığı adıyla gelenekli sanatlar son yıllarda hayli yaygınlaştı. Bunun çeşitli nedenleri var. Bu nedenleri sosyologların da araştırması gerekiyor. Sıklıkla söylüyorum, burada da tekrar edeceğim, geleneksel sanatlar artık miadını doldurdu. Sanattan çıkıp zanaat haline geldi. Örneğin Osmanlı dönemi hat sanatının en usta isimlerinin eserlerinden daha “düzgün”, daha “hata”sız eserleri bugün birçok hattat yapabiliyor. Bunun nedenlerinden biri de kendisinden önceki ustaların yaptığı eserlere ulaşmaktaki kolaylıklar. İnternetin olduğu bir dünyada daha önceki eserlere ulaşmak artık çok daha kolay.

Sanat ve yenilik

Zoru başarmak

Az önce kullandığım “miadını doldurmak” ifadesine şiddetli itirazlar olacaktır, buna eminim. Geçmişi taklit ederek ortaya eserler koymak artık sanattan sayılmıyor. Sanat yenilik barındırmalı, bugünün görsel algısına uygun olmalı, bunu yaparken de gelenekle, bulunduğu coğrafyayla bağını kopartmadan yapmalı. Aksi halde ortaya çıkan eserler zanaat olmaktan öteye gidemez.

Mehmet Çebi’nin takdir edilmesi gereken bir yönü de bu. Bir Türk sanatı olan hilyeyi çağdaş sanatla, günümüz görselliğiyle buluşturması.

Hazreti Peygamberin fiziksel ve ahlaki özelliklerinin hat ve tezhip sanatıyla ele alınmasına hilye adı veriliyor. Hafız Osman’ın başlattığı hilye Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından en önemli ve en klasik biçimine kavuştu. Bu formun modernize edilmesinde Çebi’nin hattatlara sunduğu imkanın rolü büyük. Sergide yer alan eserlerin büyük çoğunluğu işte bu çabanın ürünü olarak ortaya çıkmış.

Haberin Devamı

Sergi Çebi’nin sadece
hat koleksiyonundan değil, tespih kolesiyonundan da parçalar barındırıyor. Günlük hayatın bir parçası olan tespih de Osmanlı’dan günümüze kadar devam eden bir geleneğe sahip son derece önemli bir obje.

Malzemeler zengin

Zoru başarmak

Türk tespihçiliğine dair bilgilerimiz 17. yüzyıldan geriye gitmiyor. Sonraki iki asırda zanaatten sanata evrilen tespihçilikte çeşitli malzemeler kullanılıyor. Günümüzde malzeme çeşitliği son derece farklılık gösteriyor.

Tespihçilikte kullanılan maddeler arasında kehribar, zümrüt, yakut, necef, firuze (turkuvaz), şahmaksut, akik, yeşim, fildişi, mamut dişi, mors balığı dişi, balina dişi, kaplumbağa kabuğu profesyonel adıyla bağa, gergedan boynuzu, buffalo boynuzu, boğa boynuzu, geyik boynuzu, deve kemiği, ak ve kara amber, kaplan tırnağı, inci, mercan, sedef, oltu taşı, abanoz, yılan ağacı, sandal ağacı, öd ağacı, kan ağacı, pelesenk, tespih ağacı, demir ağacı, gül ağacı, demirhindi ve diğerleri sayılabilir. Kullanılan hayvansal malzemelerin hayvanlar öldükten sonra elde edildiğini belirtmekte fayda var.

Haberin Devamı

Yolunuz Doha’ya düşerse İslam Sanatları Müzesi’nin (Museum of Islamic Arts) hemen yanında bulunan Al Riwaq Galeri’deki bu sergiyi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. İslam Sanatları Müzesi de koleksiyonunun zayıflığına rağmen binanın büyüleyiciliği ve sergileme yönteminin güzelliğinden dolayı görülmesi gereken önemli bir müze.