Yusuf İslam ya da daha çok bilinen adıyla Cat Stevens’ın son kitabı “Neden Hâlâ Gitar Taşıyorum” geçtiğimiz günlerde Asır Ajans tarafından neşredildi. Müslüman olduğu dönemde büyük tartışmalara neden olan sanatçının hayat hikayesini kendi ağzından dinliyoruz. Kitabın alt başlığı “Cat Stevens’ın Yusuf’a Ruhani Yolculuğu” da bunun ipuçlarını veriyor.
Öncelikle nasıl Müslüman olduğunun hikayesini anlatıyor Yusuf İslam. Medyanın, özellikle Batı medyasının bu olayı nasıl karşıladığı, Müslümanların nasıl karşılık verdiği, yaşadığı zorluklar vs. hepsi tüm çıplaklığıyla kitapta yerini alıyor. Kitapta en önemli kısım, bence, müziği bırakması ve tekrar başlaması.
Şarkıların önemi
Malum müziğe tekrar başladığında bir kesim tarafından çokça eleştirilmişti. Acaba inaçlarından vaz mı geçmişti? Hayır! Bakın Yusuf İslam hangi sözlerle ve gerekçelerle müziğe tekrar başlıyor:
“Bu konuda İslam âlimlerinin verdiği kesin bir karar yok. Seks, uyuşturucu ve rock&roll denen hayata kesinlikle dönmeyecektim. İslamiyet sayesinde hayatım, artık müzik işinin temel cazibelerine veya yozlaştırıcı etkilerine esir değildi. Amacım müziği istihsan yoluyla olumlu amaçlar, iyi haberler ve davet için kullanmaktı.
Avrupa’nın kalbinde Bosnalı Müslümanlara yapılan o korkunç soykırımdan beri, büyük felaketlerin yaşandığı dönemlerde insanların moralini yüksek tutmada motivasyon sağlayan şarkıların ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Bu, Peygamberi (s.a.v.) de örnek alan bir tavır. Bir seferdeyken şiir dinledikten sonra itiraz eden Ömer bin el-Hattab’ı susturduğu ve Abdullah bin Ravaha’nın şiirlerinin ‘yüz oktan daha güçlü’ olduğunu söylediği anlatılır.
Son olarak da müziğin her yerde çaldığı bir gerçektir. Mescid-i Haram’ın (Mekke’de Allah’ın Evi) çevresindeki bölgede bile müzik yayını yapan, televizyon programları açan ve cep telefonu melodileri satan otel ve mağazalar var ve hepsi de ibadet eden mübarek insanların duyabileceği mesafede. Eğer müzik gerçekten Kuran, hadisler ve mutlak ‘ittifak’a (icma) göre yasak olsaydı, o da alkol gibi, Mukaddes Mekke şehrinde, katı dini yetkililerin dikkatli takibi altında asla bulunamazdı; cep telefonlarının toplatılması, televizyon ve hoparlörlerin de bira ve şarap şişeleri gibi kırılması gerekirdi.”
Hayatın bir parçası
Müzik zaten doğanın da gündelik hayatın olağan akışının da bir parçası. Yağmurun sesi, dalgaların kıyıya vuruşu, kuşların ötüşü, rüzgarın uğultusu da müziğin temelini oluşturuyor.
Endülüs gibi önemli bir medeniyetin en dikkat çeken şahıslarından biri olan Ziryab’a da değiniyor Yusuf İslam. Ziryab udun mucidi, ud da gitarın atası kabul ediliyor. Flamenko, rock&roll, hatta blues Ziryab’a çok şey borçlu. Peki müzik İslamiyet’te gerçekten kati bir şekilde yasaklanmış olsaydı Ziryab olabilir miydi?
Evet, din söz konusu olduğunda bazı konular tartışılmaz görünüyor, özellikle 21. yüzyılda. Sosyologlar bunun nedeni üzerine çalışmalar yapmalı bence. Mesela Mevlana Celaleddin Rumi’nin meşhur eseri “Mesnevi”nin bazı bölümlerini bugün televizyonda okumaya çalışsanız, içerdiği cinsellikten ötürü, o kanala RTÜK gayet ciddi bir ceza verir. Mevlana ahlaksız olmadığına göre ahlak anlayışımızda değişen ne?
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024