Borsayı boş verin, büyük resme odaklanın

23 Kasım 2008

Dr. Hasan İnsel, Cafe Milliyet’teki köşesinde ilginç bir noktaya parmak bastı geçen gün. Halen bütün şiddetiyle yaşanmakta olan küresel krizin ve özellikle de borsalardaki akıl durdurucu iniş - çıkışların, bu gelişmeleri izleyen insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini ele alan Dr. Hasan İnsel, “İyilik halinizi borsaya ve döviz kurlarına endekslemeye son verin, mutluluğunuzu borsaya bağlamayın” diyordu. Dr. İnsel, psikoterapi uzmanlarının “Büyük resme odaklanın” tavsiyesine de yer vermişti yazısında. Hayatımızda bizim için gerçekten önemli olan şeylerin ve değerlerin neler olduğunu düşünüp onlara odaklanmamızı öneriyordu.
“Borsayı boş ver, büyük resme odaklan” tavsiyesini bir başka boyutuyla da vurgulamak mümkün ve gerekli şu ortamda. Başta New York borsası olmak üzere dünyanın önde gelen borsalarında benzeri görülmemiş iniş - çıkışlar yaşanıyor şu son dönemde. Küresel finansal sistemi temelinden sarsan kriz, borsaları şu an için anlamlı bir gösterge olmaktan çıkartmış durumda.
Borsalardaki günlük hatta anlık hareketlere odaklanarak ekonominin genel gidişi hakkında fikir sahibi olmak da pek mümkün değil. Aslında finansal sistemde yaşanmakta olan krizin temeline inildiğinde de,

Yazının Devamı

Rüzgâr durdu, yakıt bitti, çakılabiliriz...

16 Kasım 2008

Türkiye ekonomisinin küresel krizden fazla etkilenmeyeceğini ileri sürenler hâlâ bu görüşte mi bilmiyorum ama ekonomimiz hızla irtifa kaybediyor. Sanayi üretimindeki düşüş giderek hızlanıyor ve yaygınlaşıyor. Hemen her kuruluşta küçülme hesapları yapılıyor, eleman çıkartma ve maliyetleri düşürme seçenekleri tartışılıyor. Bazı kuruluşlarda kredi kartı borcunu kapatmak için emekliye ayrılmak isteyenlerin taleplerinin hemen karşılandığı belirtiliyor. Hane halkı tüketimini kısma ve borç kapatma telaşında.
Bu koşullarda iç pazarda bir canlanma beklemek gerçekçi değil. Dış pazara, yani ihracata umut bağlamak da olanaksız. Dünya Bankası’nın son tahminine göre 2007’de % 7.4, 2008’de % 5.8 büyüyen dünya ticaret hacmi 2009 yılında % 2.5 küçülecek ve dünya ekonomisi yalnızca % 1 büyüyecek. Bizim en büyük pazarımız olan Avrupa resmen resesyona girdi. OECD’ye göre 2009’da da küçülmeye devam edecek Avrupa ekonomisi.

Dış kaynak sorunu
Ekonomimizi finanse eden dış kaynak girişindeki yavaşlamanın süreceği de belli. Bunun banka sistemindeki ve döviz kuru üzerindeki etkisinin yaratacağı tedirginliğin de ekonomideki yavaşlamaya katkı yapacağı ortada.
Bütün bunlar Türkiye ekonomisindeki irtifa

Yazının Devamı

Türkiye’nin zayıf halkası döviz likiditesi

9 Kasım 2008

Türkiye’nin daha önceki yaşadığı krizlerde belirleyici rol oynayan döviz sorunu şimdi bir kez daha belirleyici olacak gibi görünüyor. Türkiye ekonomisinin 2003-2007 dönemindeki büyümesini büyük ölçüde dış kaynakla finanse ettiği, küresel likidite bolluğundan yararlanarak kolayca borçlandığı ve cari açığını finanse ettiği, bazı bankalarını ve diğer bazı kuruluşlarını, varlık fiyatlarındaki yükselişten yararlanarak çok iyi fiyatlara yabancılara sattığı biliniyor.
Şimdi ise küresel boyutta bir kredi krizi yaşanıyor, kimse kimseye kredi açmak istemiyor, şirket fiyatları yerlerde sürünüyor ve küresel sermaye en güvenli saydığı limanlara doğru kaçıyor.
Bu arada Türkiye’de banka satın almış olanlar dahil Avrupa’nın önde gelen bankalarının da küresel krizden darbe alarak yeni birleşmelere zorlandığı, sermaye enjeksiyonuna ya da devlet desteğine ihtiyaç duyduğu görülüyor. Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancı bankaların bu ortamda kaynak sıkıntısı çekmeye başlaması doğal.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, önümüzdeki aylarda 4 milyar dolar dolayında sendikasyon kredisini yenilemek zorunda olan bankalarımızın % 60 oranında bir yenileme sağlaması halinde bunun başarı

Yazının Devamı

Bush kâbusu biterken, dünya umutlanabilir mi?

2 Kasım 2008

ABD tarihinin en çapsız ve başarısız başkanlarından biri olan George W. Bush, ülkesini her anlamda iflasın eşiğine getirmekle kalmadı, küresel düzeni de temellerinden sarstı. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle yeşeren küresel barış umutları söndü, işgalci Amerikan askerlerinin Irak’ta gerçekleştirdikleri işkence partileri kazındı belleğimize.
Güç kullanarak küresel düzenin tek hâkimi olmaya kalkışan ABD, Bush yönetimi sayesinde dünyanın en sevilmeyen ülkelerinden biri haline geldi. ABD’deki konut balonunun patlamasıyla tetiklenen finansal kriz küresel finans sistemini iflasın eşiğine getirdi.
Küresel ekonomi şimdi resesyon, yani küçülme tehdidi altında, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan işini kaybedecek. Başkan Bush ve ona akıl hocalığı yapan maceraperest “Neo-Con”ların dünyaya ve insanlığa ödettiği bedel çok ağır.

İflastan umuda
ABD’nin çok boyutlu bir iflasın eşiğine gelmiş olması herkes için çok önemli çünkü ABD dünyanın en büyük ekonomisine ve en gelişmiş finans sistemine sahip. Küresel ticarette ve uluslararası finans sisteminde açık farkla en yaygın kullanılan para birimi ABD doları. ABD’nin askeri harcamaları ABD dışındaki askeri harcamaların toplamına eşit.
ABD’de

Yazının Devamı

Güney Kore’ye, Brezilya’ya, Rusya’ya bakalım, halimize yanalım

26 Ekim 2008

Küresel finansal sistemi çöküşün eşiğine getiren kasırganın ‘Yükselen Pazar’ (YP) ülkelerini nasıl vurduğunu daha iyi anlayabilmek için önce tabloda yer alan rakamlara bir göz atalım. Bu tabloda yer alan veriler, kısaca “BRIC” ülkeleri diye anılan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ile Güney Kore’ye ait.
Çin, büyük cari işlemler fazlasıyla, dış yükümlülüklerinin dört katına yaklaşan dış varlıklarıyla ve dolara karşı değerlenen parasıyla diğerlerinden farklı bir konumda. Güney Kore ve Brezilya’da ise cari işlem açığı çok büyük değil, döviz rezervleri hayli güçlü ama buna karşın bu ülkelerin paraları dolara karşı ciddi boyutlarda değer kaybına uğramış. Ciddi boyutta cari işlemler fazlası veren ve döviz rezervi 540 milyar doları bulan Rusya’nın da hisse senedi borsasında büyük bir düşüş yaşadığını ve parasının değer kaybına uğradığını biliyoruz.

Güney Kore örneği
Söz konusu ülkelerden Güney Kore, 970 milyar dolarlık, hayli gelişmiş bir ekonomiye sahip. 1997’deki Asya krizi sırasında IMF’den destek alarak toparlanan Güney Kore banka sistemini geliştirdi ve ekonomisini yeniden büyüme rayına oturttu. Ancak küresel finansal krizin şimdi gelinen aşamasında, para çıkışı

Yazının Devamı

Güven bunalımı nasıl yaratılır? Türkiye örneği

19 Ekim 2008

ABD’de başlayan finansal krizin yaygın bir paniğe dönüşerek küresel finansal sistemi uçurumun kenarına getirmesinde, yaratılan güven bunalımının büyük rolü oldu. ABD yönetimi önce krizi hafife alarak ve etkilerinin sınırlı olacağını söyleyerek durumu kurtarmaya çalıştı ve alınması gereken önlemleri geciktirdi. Bu yüzden olayın kontrolünü elinden kaçırdı.
ABD’de yaşananların gösterdiği gibi, olayı hafife alarak moralleri bozmamaya çalışmak ve gelişmelerin gerisinde kalmak hiçbir yarar sağlamıyor, tersine güven kaybına yol açıyor. Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yönetiminin şu ana kadar sergilemiş olduğu davranış biçimi bu gerçeğin pek farkında olunmadığını düşündürüyor.

Türkiye’nin gerçekleri
Bu noktada sağlıklı bir yaklaşım sergilemek için önce şu gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor:
- Türkiye ekonomisindeki yavaşlama ivme kazanmış görünüyor. Goldman Sachs 2009 için büyüme hızı tahminini % 3’ten % 1.7’ye çekmiş durumda.
- Son günlerde yoğunlaşan Hedge Fon satışlarının da etkisiyle Türkiye’den sermaye çıkışlarının arttığı ve kur üzerinde baskı yarattığı görülüyor.

Yazının Devamı

Çıldıran piyasalar ve ABD’de resesyon tahmini

12 Ekim 2008

Cuma akşamı Bloomberg TV’ye takılıp New York borsasındaki işlemlerin son bir saatlik bölümünü göz ucuyla izledim. Size garanti ediyorum, hiçbir kumar oyununda, at yarışında, futbol maçında böyle bir heyecan yaşayamazsınız. Son bir saat içinde Dow Jones endeksi eksi 400 puan dolaylarından artı 400 puan dolaylarına kadar yükseldi ve seansın sonunda eksi 128 puandan kapandı. Bloomberg yorumcularına göre bu son bir saat içinde endeks tam 16 kez yön değiştirmiş, eksi ve artı değerler arasında gidip gelmişti. Seansın açılışında 700 puanlık bir düşüş kaydeden endeksin gün içindeki en düşük değeri ile en yüksek değeri arasındaki fark ise 1150 puanı (% 13.5) bulmuştu.
Böyle bir çılgınlığın yaşanabildiği borsalarda ve piyasalarda her an her şey olabilir. Büyük çöküşe yol açan güven bunalımının nasıl aşılacağını kestirmek de olanaksız. Cuma akşamı ben bu satırları yazarken G-7 ülkeleri finans yetkililerinin Washington’daki toplantılarının sonucu bekleniyordu ama ben Batı ülkelerinin bu krizi kendi

Yazının Devamı

Finansal çöküş reel ekonomiye sıçrarken AKP’nin sınavı

5 Ekim 2008

ABD’de finansal kesimdeki çöküşü durdurmak amacıyla hazırlanan “kurtarma paketi”nin sonunda Kongre’den geçmesi kimilerini umutlandırdı ama bu paketin ABD’nin resesyona girmesini önlemesi zor görünüyor. “Kriz bitti-bitiyor” aldatmacasıyla avunanları bir kez daha kızdırmayı göze alarak yineleyeyim, kriz bitmiyor, geniş kesimi belki de daha olumsuz etkileyecek yeni bir aşamaya giriyor.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) önceki gün açıkladığı raporda ABD ekonomisinin keskin bir düşüş yaşama olasılığının yüksek göründüğü belirtildi. Geçmişteki finansal krizleri ve sonuçlarını mercek altına alan rapora göre, finansal kesimin ağır stres altında kaldığı dönemleri izleyen resesyonlar daha derin oluyor. ABD finans kesiminin tarihinin en ağır stresini yaşamakta olduğu dönemi izleyecek olan bir resesyonun büyük üretim ve gelir kaybına yol açması olası.

Avrupa’da ne olacak?
Avrupa’da finans kesiminin yaşayacağı şokun boyutları konusunda farklı tahminler yapılıyor ve AB’nin

Yazının Devamı