Baba Tahir'den bugüne...

7 Ekim 1999


       Devir Addülhamid devri... Ä°stanbul'a hizmet götüren tesisler imtiyazlı yabancı iÅŸletmecilerin elinde... Terkos Gölü'nden ÅŸehre su taşıma iÅŸi de Fransızlara kalmış... Bir gün ÅŸirketin genel müdürü deÄŸiÅŸiyor... Yeni müdür Fransa'dan gelir gelmez ayağının tozuyla ÅŸirket kayıtlarını incelemeye giriÅŸiyor. Sıra maaÅŸ bordrolarına gelince, diÄŸer personele göre hayli yüksek maaÅŸ alan "Baba Tahir" adında biri dikkatini çekiyor... Bordrosunda "1 altın" yazıyor Tahir'in...
      - Kimdir bu?
       - Efendim, küçük bir gazetenin sahibi. Arada bir bizi metheden haberler yazıyor.
      - MaaÅŸa baÄŸladınız yani?
       - Evet efendim, çok iÅŸimize yarıyor...
      - Olmaz efendim, diye gürlüyor Genel Müdür, israftır, kesin maaşını!..       Tahir'in haracını o an kesiyorlar.. Bizimkinin haberi yok tabii, aybaşında parasını almak üzre vezneye dikiliyor...        - Maalesef yok,

Yazının Devamı

Kız mı desem, oğlan mı?

6 Ekim 1999


       Bir dostumuzun gelini hamile... Karnı burnunda gün sayıyor... Geçenlerde eşiyle birlikte doktora gitmişler... Son kontroller... O vesileyle epeydir soralım mı - sormayalım mı diye kendi aralarında tartıştıkları bir konuyu da iki lafın arasına sıkıştırıvermişler:
     Â- Doktor Bey, kız mı olacak, oÄŸlan mı?.. Öğrensek fena mı olur!..
       Doktor Bey, renk vermemeye çalışmış ama açıkçası bozulmuş... Bebeğin cinsiyetinin doğum öncesinde açıklanmasını prensip olarak doğru bulmadığını söylemekle yetinmiş kibarca.... Hikayeyi duyunca biz de meraklandık tabii... Merakımızı Jinekolog Dr. Erdinç Köksal giderdi:
       - Evet, hekimler arasında bu konuda yaygın bir tartışma var. Ama hekimlerin yüzde 50'den fazlası bebeğin cinsiyetinin önceden söylenmemesinden yana...
     Â- Ne sakıncası var?..
       - Bakın, bebeğin cinsiyetini ultrasonla yüzde 100 saptamak olası değil. Buna rağmen yüzde 100 kesinmiş gibi bildirildiğinde, eğer tersi çıkarsa eşler için yıkım olabiliyor. Çünkü çoğu durumda eşler, tüm hazırlıkları söylenen cinsiyete göre yapıyorlar. Bebeğin adı konuyor, giysileri hazırlanıyor vs.. Ters bir durum olursa, ki bu da ihtimal

Yazının Devamı

Müsteşar enflasyonu!..

5 Ekim 1999


       Meslektaşımız, geçen hafta Washington'da yapılan IMF - Dünya Bankası yıllık toplantısını izledi. "Çok ilginç, o ölçüde düşündürücüydü" dediği olayı kendisinden dinliyoruz:
       - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal'ın başkanlığındaki heyetimizde Hazine'yi, Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp temsil ediyordu. Banka sahibi pek çok holding de en seçkin elemanlarını bu toplantıyı izlemekle görevlendirmişti. Örneğin... Doğuş Grubu'nu Mahfi Eğilmez, Toprak Holding'i Yener Dinçmen, İktisat Bankası'nı da Cüneyt Sel temsil ediyordu. Bilindiği gibi bu isimlerin ilk ikisi eski Hazine Müsteşarıydılar, üçüncü isim Cüneyt Sel de bir süre bu müsteşarlığı vekaletle yürütmüştü.
       Toplantılardan birinde çay - kahve molası için ara verilmişti ve ben toplantının yapıldığı Marriot Wardman otelinin lobisinde oturuyordum. Gözüm birara zaman zaman Türkiye'ye gelen üst düzey bir IMF bürokratına ilişti. Adam az ilerisinde Mahfi Eğilmez'i görünce önce başıyla selam verdi, sonra yanına giderek;
     Â"HoÅŸgeldiniz sayın MüsteÅŸar!" dedi.
       Ancak bilemediği birşey vardı, Mahfi Bey artık Hazine Müsteşarı değildi. Mahfi Bey bunu söyleyince adam özür

Yazının Devamı

Rüya tabiri...

3 Ekim 1999


       Kısırdede köyünden Sabit:
       Rüyamda bizim köyün Ä°htiyarlar Meclis'i toplanıyor. Toplantının gündeminde tek madde var: Köyün içinde bulunduÄŸu ekonomik sıkıntı...
       Ä°lk konuÅŸmayı Meclis'in en kıdemli üyesi Sülo AÄŸa yapıyor:
      - Beyler, güzel köyümüzün son zamanlardaki en büyük derdi ekonomi oldu, diyor, geçenlerde yeÄŸenler söyledi; köyün öküzleri ve inekleri iyi beslenmedikleri için tezek üretiminde düşüş baÅŸlamış. Bu kış yakıt sorunuyla karşılaÅŸacağımızdan korkuyorlar...       Sülo AÄŸa'nın bu konuÅŸması üzerine Eco Efendi söz alıyor:
      - Ä°nekleri, öküzleri bırakın, köyün ahalisi bile doÄŸru düzgün beslenemiyor. Hükümetin gübreye yaptığı aşırı zamlar nedeniyle fazla ürün kaldıramayan köylünün cebinde para kalmadı... Ben dün ÅŸahsen kasabaya inip Kaymakam'dan yardım istedim... Kaymakam'ın dediÄŸine göre Vali Ankara'ya, Ankara da ABD'ye baÅŸvurmuÅŸ... Hep beraber sonucu beklemek zorundaymışız...
       Eco

Yazının Devamı

Ecevit'e mektup!...

2 Ekim 1999


       BaÅŸbakan Bülent Ecevit, dış politikamız açısından son derece önemli ABD gezisini tamamlayarak yurda döndü. Yarın BaÅŸbakanlık'taki makam odasına gelip koltuÄŸuna oturduÄŸunda masasında bir mektup bulacak. TBMM DışiÅŸleri Komisyonu BaÅŸkanı Kamran Ä°nan'ın imzasını taşıyan mektupta ÅŸu satırlar okunacak:
       "...Ãœlkemiz ve dış politikamız açısından son derece önem taşıyan ABD seyahatinize, TBMM DışiÅŸleri Komisyonu'ndan hiçbir üyenin davet edilmemiÅŸ olmasını üzüntüyle karşıladığımı ve içime sindiremediÄŸimi belirtir, bilvesile selam ve saygılarımı sunarım..."
       Çok önem verilen bir gezi düşünün ki, davet edilenler arasında sıfatı sadece bağımsız milletvekili olan Ahmet Özal var ama geçmiÅŸteki sıfatları bir yana ÅŸu anki "TBMM DışiÅŸleri Komisyonu BaÅŸkanı" sıfatı dahi yeterli olan Kamran Ä°nan yok...
       Ne seçim, ne tercih...

Kan ve kansızlık
       YeÅŸil karta sahip ama hiçbir geliri olmayan Selahattin BaÅŸaran evinde mide kanaması geçiriyor. Mahallede eczane sahibi olan Benin Büyükservi ve

Yazının Devamı

EÅŸcinsel durum...

1 Ekim 1999


       Strasbourg'daki Ä°nsan Hakları Mahkemesi'nde Ä°ngiltere aleyhine dava açan biri kadın 4 eÅŸcinsel davayı kazanmış... Bu gençler eÅŸcinsel oldukları için Ä°ngiliz ordusundan ihraç edilmiÅŸler. Açılan davada konuyu inceleyen Ä°nsan Hakları Mahkemesi Ä°ngiliz ordusunun bu iÅŸlemini insan haklarına aykırı bulmuÅŸ. Åžimdi Ä°ngiltere bu gençleri ya yeniden orduya alacak... Ya da kararı uygulamayıp yüklü bir tazminat ödeyecek.
       Bir parantez açalım... AskerliÄŸimizi 1975 yılında Tuzla Piyade Okulu'nda yaparken komÅŸu bölükte iki eÅŸcinsel delikanlı vardı. Gizli eÅŸcinsel deÄŸildiler. 500 metreden görünce salına salına hatta kırıta kırıta yürüyüşerinden eÅŸcinsel oldukları şıp diye anlaşılıyordu. Bizimle birlikte yedeksubay çıktılar. Kurada birisi Kayseri Komando Taburu'nu diÄŸeri Kıbrıs'ı çekti. Kıbrıs savaşına katıldı. Sonraki aylarda Kıbrıs'a gidip dönen bir yarbay, o eÅŸcinsel gencin çatışmalarda büyük baÅŸarı gösterdiÄŸini ve madalya aldığını söylemiÅŸti. Bu yönden Ä°ngiltere'den ilerde sayılırız.
       Gelelim sadede... Yani fıkramıza...
      

Yazının Devamı

Marş kavgası!..

30 Eylül 1999


       Ä°lginç, ilginç olduÄŸu kadar da düşündürücü olay, 11 Temmuz Pazar günü Samsun'un Elmaçukuru köyünde yaÅŸandı... Köyün Dayanışma ve GüzelleÅŸtirme DerneÄŸi, geleneksel "Kadırga Åženlikleri"ne Samsun CHP örgütünü de davet etmiÅŸti. CHP'liler oluÅŸturdukları bir heyetle partinin otobüsüne atlayarak ÅŸenliÄŸin yapılmakta olduÄŸu köye geldiler. Gün boyu köylülerle birlikte eÄŸlendiler... AkÅŸam olup geri dönme vakti geldiÄŸinde astsubay komutasındaki bir jandarma grubu, otobüsün önünü kesti. Sebep;
      - Hoparlörlerinizden yükselen ses halkı rahatsız ediyor, sesi derhal kesin!
       Halkı rahatsız ettiÄŸi söylenen ses, son yılların popüler ezgisi, 10'uncu Yıl Marşı'ydı.
       Keseceksin - kesmem tartışması büyüdü ve sonuçta ufak çapta bir itiÅŸ - kakış yaÅŸandı. Ardından karşılıklı tutanaklar tutuldu ve her iki taraf birbirinden ÅŸikayetçi oldu.
       Olay ÅŸimdi Samsun Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'nın önünde... BaÅŸsavcı dava açılmasına gerek duyarsa taraflar yargı önüne çıkacak, kozlarını paylaÅŸacaklar... Duymazsa,

Yazının Devamı

Valiler sohbeti

29 Eylül 1999


       İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'la "Valiler Kararnamesi" üzerine sohbet ediyoruz... Gazete haberlerini anımsatıyoruz kendisine... Gazeteler "Bakanlara boş kararnamelere imza attırıldı, atamalar üç parti arasında pazarlıkla belirlendi" diye yazmışlardı. Sadettin Tantan:       - Böyle olmadı, diyor, tam tersine hiçbir liderin veya bakanın atamalara müdahalesi olmadı. Biz atamaları liyakat ve hizmet performansını gözönüne alarak yaptık...       - Peki söylentiler nereden kaynaklandı?       - O söylentiler sırtlarını partilere dayamış olup bizim müdahalesiz atama sistemimizden rahatsız olan kişilerce çıkarıldı...       - Deprem sonrası çalışmaları bir ay süreyle yürüten ve deney kazanan Sakarya ve Kocaeli valilerinin görevden alınmasına neden gerek görüldü?       - Bu valiler deprem geçirdiler. Yoruldular ve yıprandılar. O nedenle yenilenmelerine ihtiyaç duyuldu...       - Erzincan Valisi neden görevden alındı? Çok konuştuğu için mi?       - Hayır... Kendisinin görev yaptığı illerdeki para hareketlerine bakarsanız neden alındığını anlayacaksınız...       - Bir yolsuzluğu varsa neden soruşturma açılmadı?       -

Yazının Devamı