Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'la "Valiler Kararnamesi" üzerine sohbet ediyoruz... Gazete haberlerini anımsatıyoruz kendisine... Gazeteler "Bakanlara boş kararnamelere imza attırıldı, atamalar üç parti arasında pazarlıkla belirlendi" diye yazmışlardı. Sadettin Tantan:
       - Böyle olmadı, diyor, tam tersine hiçbir liderin veya bakanın atamalara müdahalesi olmadı. Biz atamaları liyakat ve hizmet performansını gözönüne alarak yaptık...
     Â- Peki söylentiler nereden kaynaklandı?
       - O söylentiler sırtlarını partilere dayamış olup bizim müdahalesiz atama sistemimizden rahatsız olan kişilerce çıkarıldı...
     Â- Deprem sonrası çalışmaları bir ay süreyle yürüten ve deney kazanan Sakarya ve Kocaeli valilerinin görevden alınmasına neden gerek görüldü?
     Â- Bu valiler deprem geçirdiler. Yoruldular ve yıprandılar. O nedenle yenilenmelerine ihtiyaç duyuldu...
       - Erzincan Valisi neden görevden alındı? Çok konuştuğu için mi?
     Â- Hayır... Kendisinin görev yaptığı illerdeki para hareketlerine bakarsanız neden alındığını anlayacaksınız...
     Â- Bir yolsuzluÄŸu varsa neden soruÅŸturma açılmadı?
       - Yolsuzluk değil... Ama daha önce görev yaptığı Aydın ve Tokat'da il özel idareleri hala borç ödüyor. Erzincan depreminde de bugün yazıldığı kadar başarılı değildi...
       Daha sonra İçişleri Bakanlığı içinde güvendiğimiz bir isimle konuştuk. Bize söylediği:
       - Yıllardır hiçbir partiye angaje olmadıkları için bakanlık içinde kalmış çok değerli bürokratlar vardı. Bunlar ilk kez valiliğe atandı. Yıllardır ilk kez dışarının etkisinden uzak bir atama yapıldı.
       Keyfiyet duyurulur...

Ne talihsiz ülkeyiz...

       Yakalayıp hapishanelere attığımız suçluları bile yakalayamıyoruz. Teslim olun diyoruz teslim olmuyorlar. Aksine devletin gardiyanlarını teslim alıp bırakmıyorlar. Yani onlar Devleti teslim alıyorlar. Teslim aldığı suçluya teslim olan tek ülkeyiz. Dünyada bir taneyiz...

Ecevit Parkinson mu?

       Bir yandan mizahı yapılıyor ama... Bir yandan da ciddi bir durum var ortada... Bülent Ecevit'in sağlık sorunu Cüneyt Arcayürek'in dün yazdığı gibi, artık bir "devlet sorunu" halini almış görünüyor. Bir liderin Eylül sonunda 30 Ağustos bayramını tebrik etmesi, önceki potlar da eklenince, Akbulut veya Çiller'vari gafların ötesine geçiyor... Hastalık sinyali veriyor. Ecevit'in bedensel hareketlerindeki yavaşlamayı izleyen hekimler kendisinde "Parkinson" hastalığının izlerini görüyor. Hastalığın beyinsel faaliyetleri de etkilediği sezinleniyor.
       Bu durumda ne olacak?
       Kendilerinin dönüşte bir tıbbi muayeneden geçmesi... Eğer geçici bir yorgunluk söz konusu değilse.. Eğer kalıcı bir hastalık başlamışsa görevden affını istemesi en mantıklı çözüm... "Devlet organlarının düzenli işleyişi"nden sorumlu Cumhurbaşkanı, Ecevit'in alacağı tavrı beklemeden harekete geçebilir, kendisine görevi bırakmasını tavsiye edebilir. Aksi takdirde komedi trajediye dönüşme eğilimine girecektir.

       *Cihan Demirci'den LAFORİZMA
     ÂEÄŸer henüz gerçekleÅŸmemiÅŸ bir facia biliyorsanız onu söyleyin, ülkemiz hemen gerçekleÅŸtirecektir!..

Amerika notları (2)

       Tek başına 8 gazeteciye bedel arkadaşımız Fahrettin Fidan, Başbakan Bülent Ecevit'in ABD seyahatini Washington'dan notlamaya devam ediyor:
       * Uçağımız 12 saatlik bir yolculuktan sonra Andrews Askeri Havaalanı'na indi. Ecevit merdivenlerden iner inmez birden yere kapaklanarak önce toprağı öptü, sonra da "Aman efendim, ne yapıyorsunuz, öptüğünüz toprak Türkiye toprağı değil, Amerikan toprağı..." diyerek kendisini uyaran bendenizi öptü.
       * Başbakan ve eşi, kendilerine tahsis edilen özel helikopterle ABD ziyaretleri boyunca ikamet edecekleri Blair House'a geçtiler. Kapıdaki teşrifatçıya "Tony Blair evde mi? Ona misafir geldik" diyen Başbakan'ın eteğinden çeken Rahşan Hanım, daha sonra yanında getirdiği iki kutu Tamek konserveyle akşam yemeğini hazırlamak üzere mutfağa geçti.
       * Bizler, Ecevit çiftini uğurlarken Ahmet Özal'ın usul usul arkama geçtiğini gördüm, ani bir vücut hareketi yaparak ben onun arkasına geçtim. Cüzdanı da arka cepten iç cebe aldım. Aldığım güvenlik önlemlerini gören Ahmet benden umudu kesti, bir başkasının arkasına geçti.
       * Başbakan Bülent Ecevit, Arlington Mezarlığı'nı ziyaret etti. Meçhul Asker Anıtı'na tek bir karanfil koydu. Başbakanın çelenk yerine daha ucuzdur diye tek bir karanfil koyması Amerikalılara fena halde koydu. Anı defterine "Aziz Atam, bir kez daha huzurunda olmakla onur duyuyoruz" diye yazan Ecevit'e burasının Anıtkabir olmadığı hatırlatıldı. Ecevit mesajın ilk iki kelimesini "Aziz Arlington" şeklinde değiştirerek durumu kurtardı.
       * Başbakan Ecevit, Beyaz Saray'a geldi, ABD Başkanı Bill Clinton, yardımcısı Al Gore ile Oval Salon'da biraraya geldi. Ecevit, Türkiye'nin Amerika'dan isteklerini bir bir sıralamaya başlayınca Başkan Clinton yanındaki Al'a dönerek, "Al, bütün bunları birer birer not al" dedi. Al, isteklerimizi sigara paketine not aldı.
       * Görüşme bitiminde Başbakan, bana ve öteki Türk gazetecilere görüşmeyle ilgili bilgi verdi, "Görüşme çok olumlu geçmiştir, zira Al, bütün isteklerimizi bir bir not almıştır" dedi.
       * Başbakanın bizimle yaptığı toplantıda bütün söylediklerini kelime sektirmeden bir bir not aldım, şimdi soluğu Amerikan barda alıyorum.
     ÂFahrettin Fidan, Washington Restoran - Amerikan Bar, Ankara.


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr