Rektöre hücum...

28 Ocak 2000


       TBMM üniversite ile ilgili bir Meclis Araştırması başlattı. Konu öğretimin çağdaşlaştırılması, bilimin geliştirilmesi falan mı?.. Ne gezer... TBMM kararını birlikte okuyalım, konuyu görelim:
     Â"YÖK, Ä°stanbul Ãœniversitesi Rektörü ve Ãœniversite GiriÅŸ Sınavları ile ilgili olarak ileri sürülen yolsuzlukluk ve usulsüzlük iddialarının araÅŸtırılarak üniversitede yaÅŸanan sorunlara çözüm bulunabilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis AraÅŸtırması Komisyonu kurulması..."
       Bu araştırmanın amacını "YÖK Başkanı Kemal Gürüz ile İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun defterlerinin dürülmesi" şeklinde yorumlayanlar var. Onları şimdilik geçelim. Bir noktanın üzerinde duralım...
       Anayasa'nın 98'inci maddesi Meclis Araştırması'nı;
     Â"belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir" ÅŸeklinde tanımlıyor.
       Meclis Araştırması o yüzden kişilere değil kurumlara yönelik bir uygulama.

Yazının Devamı

Tugay'a alkış!

27 Ocak 2000


      HaÅŸmet Babahan, NTV'deki "Kale Arkası" programında küçük ama önemli bir hatırlatma yaptı... Ä°skoçya'nın Glasgow Rangers takımına transfer olan Galatasaraylı Tugay'ın ilk maça çıkışında binlerce Ä°skoç seyirci tarafından ayakta alkışlamasına dikkati çekti. Taraftar yeni bir futbolcuyu bu ÅŸekilde kucaklıyor, ona cesaret ve moral veriyordu. Bizde ise genellikle takımla ilk kez sahaya çıkan yabancı futbolcuya kuÅŸkulu bir sessizlikle bakılır, spor yazarları o daha sahaya çıkmadan kalemlerini biler, eÄŸer futbolcu ilk maçta ayağının tozuyla iyi bir performans gösterememiÅŸse bir kalemde silinir. Sonra kendine gelsin gelebilirse.
       Hayatın diÄŸer alanlardaki tutumumuz da öyledir. Yeni iÅŸe giren bir elemana kuÅŸkuyla bakılır. Aileye yeni katılan bir üye deÄŸil yeni bir rakiptir gelen. Ä°lk günden ona mesafe konur, sert sert bakılır ki şımarıp haddini aÅŸmasın. Kendinden eskilerin önüne geçmeye çalışmasın. GeliÅŸ gibi gidiÅŸ de öyledir. Adam bir kuruma 30 yıl hizmet verir, ayrılırken çalışma arkadaÅŸlarını toplayıp bir küçük çay partisi veya kokteyl vermeyi akıl edemez müessese (hatta arkadaÅŸları)... Ä°stisnalar hariç,

Yazının Devamı

"YeÅŸil Gece.."

26 Ocak 2000


      Metin Erksan deyince aklımıza "Susuz Yaz" gibi filmlere imza atmış bir dönemin ünlü film yönetmeni gelir. Son yıllarda zaman zaman Cumhuriyet'in ikinci sayfasında yayınlanan yazılarını okuyanlar ise sinemadaki kadar baÅŸarılı bir dil ustası, tarih araÅŸtırmacısı ve laiklik savunucusuyla tanışıyorlar. Geçenlerde tarihçi Hammer'la ilgili enfes bir araÅŸtırması yayınlandı. Dünkü yazısında "Bilimsel düşünce" ile "dinsel düşünce" arasında yıllar yılı süren süren savaşı anlatıyor, bu bitmeyen kavgayı "Laik Türkiye için en büyük tehlike" olarak niteliyordu.
       Bizim için daha ilginci... Laik Türkiye'nin kuruluÅŸ, devrim ve uygarlık tarihinin "4 kök kitabı" nı tanıtırken verdiÄŸi bir roman adıydı. Erksan'a göre kök kitapların birincisi Atatarük'ün "Büyük Nutuk" u, ikincisi "Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri" üçüncüsü Atatürk'ün "Uygar Bilgiler" adlı kitabı... Dördüncüsü ise ReÅŸat Nuri Güntekin'in "YeÅŸil Gece" adlı romanıydı.
      - YeÅŸil Gece deÄŸeri ve önemi hiç bilinmemiÅŸ bir romandır. YeÅŸil Gece "Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti" nin kuruluÅŸ devrim ve uygarlık tarihinin

Yazının Devamı

Yeniden doÄŸuÅŸ

25 Ocak 2000


       Kanal E çok güzel filmler getiriyor ekrana... DiÄŸer kanallarda sıkça gözümüze çarpan vurdulu, kırdılı, kanlı, robotlu, uzaylı, enayi tuzağı filmlerden farklı.. Ä°nsancıl filmler... Önceki gece saat 21:00'de gösterilen "Yeniden DoÄŸuÅŸ" adlı filmde, yeni emekli olmuÅŸ, ABD'nin gözden uzak ama doÄŸa harikası bir köşesine çekilmiÅŸ yargıcın öyküsü vardı... YeÅŸil aÄŸaçlar arasında sakin ırmakta balığını tutuyor. Yıllarca süren gerilimli bir hayatın sonrasında bir parça nefesleniyor. Çevrede hukuk sorunu olan bir iki kiÅŸi var. Ama yargıç son birkaç yılını olsun kendisi için yaÅŸamakta kararlı. Sandalıyla balığa çıkarken bir sabah... Evin iÅŸlerini gören yaÅŸlı, zenci kadın sahilden bir hatırlatma yapıyor:
      - DoÄŸanın sana verdiÄŸi güzelliklerin bedelini çevrendeki insanlara yardımcı olarak ödemelisin...
       Emekli yargıç için emekliliÄŸin tatlı günleri orada bitiyor... Yeniden sorunlu insanların arasına karışıyor. Yeryüzünde mutsuz insanlar varoldukça sorunlardan kaçış yok. Dünyanın en zengin ülkesinin en ücra köşesinde olsanız dahi... Tek başına mutluluk çok geçmeden bir

Yazının Devamı

Rüya tabiri...

23 Ocak 2000


       IÄŸdır'dan Ä°smail...
       ...Rüyamda kırlarda koyun güdüyorum... Yüzlerce, binlerce koyun... Gütme iÅŸlemi vukuatsız bir ÅŸekilde sürerken uzaklardan siyah bir arabanın yaklaÅŸtığını görüyor ve deÄŸneÄŸimle hazırol vaziyetine geçiyorum... Koyunlar arasından süzülerek gelen araba... Ve karşımda CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel...      Kapı açılıyor, Demirel araçtan çıkıp elimi sıkıyor... "Merhaba Ä°smail!" diyerek beni yanaklarımdan öpüyor... Merakla soruyorum:
      - Hayrola CumhurbaÅŸkanım, hangi rüzgar attı sizi buralara?..
       - Veda rüyaları Ä°smail, diyor Süleyman Bey, "Biliyorsun dört ay sonra görev sürem bitiyor, bu nedenle memleketi karış karış dolaşıp herkese veda ediyorum...
       Nedendir bilmem, Demirel'in sözleri üzerine hüzünlü bir sevinç kaplıyor içimi... Yine de iÅŸi ÅŸakaya vurarak:
      - Böyle birÅŸeyi düşünmek bile imkansız Sayın CumhurbaÅŸkanım, diyorum, siz sakın kendinize yeni bir gezi bahanesi yaratmak

Yazının Devamı

Hizb - ül cinayet

22 Ocak 2000


       Faili meçhul siyasi cinayetleri araÅŸtırmak üzere TBMM'nin 5 yıl önce kurduÄŸu komisyonun baÅŸkanı, eski DYP milletvekili Sadık AvundukluoÄŸlu, adı fazla hatırlanmayan bir isimdi. Son Hizbullah operasyonlarından sonra gazete ve televizyonların en çok aradığı isim oldu. Biz de bulduk ve sorduk:
      - Son Hizbullah operasyonunda ortaya çıkan gerçekler sizi ÅŸaşırttı mı?
       - Hayır. Çünkü, ekleriyle birlikte 10 bin sayfayı bulan o raporumuzun yaklaşık dörtte biri Hizbullah'a aitti. Raporumuzda özellikle Ä°stanbul'da, hangi semtlerde yuvalandığını semt semt, neredeyse ev adreslerine varıncaya kadar açıklamıştık. Devlet, bizim verdiÄŸimiz adreslere baskınları o zaman yapsaydı bugün yüzlerce insan hayatta olacaktı.
      - Sizce devlet bugün Hizbullah'ın üzerine yeterince gidiyor mu?
       - İçiÅŸleri Bakanı bu konuda ciddi ve samimi... Ancak bu yetmez. Devlet olarak topyekun üzerine gitmek gerekir. Polise, orduya, bürokrasiye sızmış Hizbullahçılar, ancak böylesi bir çalışmayla temizlenebilir ki, ben ÅŸimdilik

Yazının Devamı

Time skandalı (2)

21 Ocak 2000


       TIME dergisi Türkiye’nin tarihi eser varlığını kapak yapmış, ertesi gün bu kapağı taşıyan derginin sadece Türkiye’de dağıtıldığı ortaya çıkınca bir aldatılmışlık duygusu içimize oturmuÅŸtu. TIME’ın Avrupa Merkezi bu konu sorulduÄŸunda şöyle demiÅŸti:
       - Zaman zaman TIME’ın bir ülkedeki dağıtımcısı bir kapak ısmarlar, o ülke için özel kapak yaparız. Muhtemelen bu kapak TIME’ın Türkiye Temsilcisi DÃœNYA Dağıtım’ın giriÅŸimiyle yapılmıştır.
       Bu konudaki yazımız üzerine dün DÃœNYA Grubu’nun Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Nezih Demirkent aradı:
       - Bu konudan bizim de haberimiz yok, dedi, TIME Türkiye’de topu topu 6 bin satıyor. Böyle özel bir kapak ısmarlamanın bir mantığı olabilir mi?
       - Peki soruÅŸturdunuz mu, konu neymiÅŸ?
       - Sorduk... Bize verdikleri yanıtta bu konuyu haftanın kapağı yaptıklarını ancak AOL ile TIME Warner’in birleÅŸmesi üzerine kapağı deÄŸiÅŸtirdiklerini söylediler. Basılmış olan dergiler de Türkiye’ye gönderilmiÅŸ.

Yazının Devamı

Aya bakmadan!

20 Ocak 2000


       Ä°stanbul Azizi Çelik Gülersoy'la telefonda bir ÅŸehir gezintisi yapıyoruz... Söz Sepetçiler Kasrı'na geliyor. Kanal 6'daki tarihi (!) ağız dalaşı sırasında sandalyesine sıkışmış gibi oturan ve söz kendisine geldiÄŸi zaman da ne dediÄŸi anlaşılmayan 1 No'lu Koruma Kurulu üyesi Sayın Profesör'den açılıyor söz... Sayın Profesör, Sepetçiler Kasrı'nda tarihi eserin dokusuna uymayan yapılanmalar olduÄŸunu, bunu inÅŸaat bittikten sonra keÅŸfettiklerini (!) ve suç duyurusunda bulunduklarını pes perdeden söylüyor. Peki Eminönü'nün orta yerindeki bir inÅŸaatı hiç denetlememiÅŸler mi? Şöyle merak edip orada ne yapılıyor diye bir göz atmamışlar mı?
       Geçiyoruz... Kentin neresine göz atsanız bir baÅŸka cinayet iÅŸleniyor. Åžaka yollu diyoruz ki:
       - Çelik Bey en iyisi bu kentte saÄŸa sola bakmadan dolaÅŸmak. HerÅŸeyi görmezden gelmek. Yoksa insan kahrolur...
      - DoÄŸru ama dostum, mümkün mü? diyor Çelik Bey.. Ve bir BektaÅŸi fıkrası anlatıyor...
       BektaÅŸi, Ramazan ayında gökteki aya hiç bakmadan

Yazının Devamı