Bar sohbeti...

10 Eylül 2000


      Orhan Vural koyu Fenerbahçeli bir arkadaşımızdır. GeçmiÅŸte bir süre Sabah gazetesinin spor müdürlüğünü yaptı. Geçenlerde bir sohbette o günlerden kalan hoÅŸ anıları, esprileri aktarıyordu. Bir tanesi hayli güldürdü bizi... Hayır mizah deÄŸildi bu... Kara mizah denebilirdi...
       Yıl 1994 olmalı... Ali Åžen, kulübe baÅŸkan seçilmiÅŸ. O yıl takım ÅŸampiyon olmuÅŸ... Olur olmaz da takımın ruhu sayılan iki futbolcuyu; OÄŸuz ve Aykut'u Ä°stanbulspor'a satmış... Aklıbaşında taraftarı ÅŸoka uÄŸratmış. AÄŸlatmış. Aynı günlerde Uche ve Okocha'nın Türk uyruÄŸuna geçmesi söz konusu... Türk uyruÄŸuna geçip Türk adı alacaklar. Bizim Orhan zaman zaman Ali Åžen'le konuÅŸuyor. Bu konuÅŸmalardan birinde söz Uche ve Okocha'nın alacağı Türk isimlerine geliyor. Ali Åžen soruyor:
      - Orhan sence bunlara ne ad verelim?
       Orhan gazeteci deÄŸil soylu bir Fenerbahçe taraftarı olarak konuÅŸuyor:
      - Abi birine OÄŸuz, diÄŸerine Aykut adını verelim...      Telefonun öte ucunda sessizlik...

Yazının Devamı

Gay faturası...

9 Eylül 2000


       ABD ve Kanadalı eÅŸcinsellerin KuÅŸadası'na sokulmaması... Ä°stanbul'da 180 derece dönüşle ayaklarının altına kırmızı halı serilmesine raÄŸmen bize pahalıya patlayacak... Retur Turizm yöneticisi Kemal Suman bilançoyu çıkarmış:
       - Bu olayın bize vereceÄŸi zarar 1 milyar dolardır..
      - Aman yapmayın, o kadar olur mu?
       - Dinleyin, diyor Kemal Bey, eÅŸcinsel tercihlere sahip bu insanlar büyük seyahat acentalarının yönetimlerinde, reklam sektöründe, moda sektöründe ve bilumum ticari sektörlerde önemli rollere sahiptir. Åžimdi uÄŸradıkları bu muamaleden sonra hepsi birden olayı aleyhimize kullanacaktır. Bu olayı bir parça hafifletmenin yolu, sakat kararda sorumluluÄŸu olan sorumsuz yöneticileri derhal görevden almaktır.

Casaba'nın sırrı
       Ä°ÅŸ Bankası ve Koray Åžirketler TopluluÄŸu Ä°stanbul Ömerli'de kurdukları yeni yerleÅŸim merkezine "Casaba" adını verdiler. New York aksanlı (!) "Türkçe" kullanımlarının bu çarpıcı örneÄŸinden dün "dil yaresi" diye söz ettik... Mimarlar Odası BaÅŸkanı Oktay Ekinci,

Yazının Devamı

Dil yaresi...

8 Eylül 2000


       Türkiye Ä°ÅŸ Bankası ile Koray Åžirketler TopluluÄŸu, "Bozulmamış doÄŸanın tam ortasında çaÄŸdaÅŸ bir kasaba projesi" gerçekleÅŸtirdikleri müjdesini veriyorlar. Projenin adı: Casaba!
       Hakkı Devrim sütununda olacağı haber veriyor:
      - Yakında Kadırga Meydanının adı Cadırga Square olursa ÅŸaşırmayın...
       Gözümüz Radikal gazetesinde "Dil polisi iÅŸgale karşı" baÅŸlıklı habere takılıyor. Haberde Polonya Meclisi'nin Lehçe'yi yabancı dillerin - tabii en baÅŸta Ä°ngilizcenin - iÅŸgalinden korumak için geçen ay çıkardığı yasa ve bu yasa gereÄŸince baÅŸlatılan uygulamalar anlatılıyor. Sex shop, supermarket, music clup, plaza gibi günlük hayatta kullanılan kelimeler kesinlikle yasaklanmış... Radyolarda çalınan ÅŸarkıların üçte birinin Lehçe olması zorunluluÄŸu getirilmiÅŸ... Yeni oluÅŸturulan Polonya Dil Konseyi, gerekli denetimi "dil polisi" aracılığıyla yapıyormuÅŸ ve yasaya aykırı hareket edenlere ağır cezalar veriliyormuÅŸ.
       Biliyor muydunuz... Bizim "Milliyetçi hükümet"in programında da "Türkçe'nin

Yazının Devamı

"Sızma" görüşler

7 Eylül 2000


       Adı, "demokrat"a, hatta (!) "sosyal demokrat"a çıktığı için yıllardır aktif görev verilmeyen merkez valisi bir dostumuzla sohbet ediyoruz. Genelkurmay BaÅŸkanı Hüseyin KıvrıkoÄŸlu'nun 30 AÄŸustos resepsiyonunda söylediÄŸi "Ä°rtica kritik noktalara sızdı. Memleketin altına dinamit koyanlar tebrik ediliyor" sözlerine takılmış, diyor ki;
       - Ortada kesinlikle bir sızma yok. 12 Eylül darbesiyle birlikte yürürlüğe konulan Türk - Ä°slam sentezi politikası doÄŸrultusunda, irticacıların devlet kadrolarına, demokratlar, laikler dışlanarak özellikle yerleÅŸtirilmeleri, daha önceden yerleÅŸtirilmiÅŸlerin de hızla terfi ettirilmeleri var. Sayın KıvrıkoÄŸlu'nun bugün haklı olarak ÅŸikayet ettiÄŸi dinci kadrolaÅŸmanın temelleri 12 Eylül yönetimince atıldı, daha sonra iÅŸbaşına gelen saÄŸcı iktidarlar da bu politikayı sürdürdü. Bugün de deÄŸiÅŸen fazla bir ÅŸey yok. Merkezde laik, demokrat valiler dururken dinci valilerin ataması yapılmakta ve bir kara mizah örneÄŸi olarak, onlardan irticacı kaymakamları tesbit ederek merkeze rapor etmeleri istenmektedir...

İrtica tanımı!
       - Denetlemek için

Yazının Devamı

Haliç'e 3. köprü

6 Eylül 2000


       İstanbul metrosunun 16 Eylül'de açılışı yapılacak Taksim - Levent etabının basın tanıtımı dün yapılırken gazetecilere Taksim - Yenikapı hattı hakkında da bilgi verildi. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Adem Baştürk, mevcut Galata Köprüsü ile Unkapanı Köprüsü arasına "yeni bir köprü" inşa edileceğini duyurdu. Metro Haliç'i bu köprüyle aşarak (Vezneciler'in altından) Aksaray'a ulaşacak...
       ***
       Arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, köprü konusunda uzman bir isim olan Yüksek Mühendis Sancar Özalp'le konuştu:
     Â- Haliç üzerine bir köprü daha.. Nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?
       - Projesini inceleme imkanı buldum. Çelik konstrüksiyon, son derece hantal, Haliç silüetini tümüyle karartacak bir köprü... Unkapanı Gazi Köprüsü'nün omuzuna bir heyula gibi çökecek. O Gazi Köprüsü ki, Avrupa'nın en iyi dubalı köprü uygulamalarından biridir, maketi Deutche Museum'da sergilenir. Yeni köprü, onu ve camiler de dahil Haliç panoramasını tümüyle örtüyor. Kent estetiği fikrinden yoksun ellerden çıkma yeni bir mimari felaket...
     Â- Peki Taksim - Aksaray 2. etap metro güzergahının kent içi ulaşıma katkısı?

Yazının Devamı

Tüccar devlet!

5 Eylül 2000


      Pınar Çınar, Ziraat Fakültesi mezunu ve bu fakültelerden mezun olanların çoÄŸu gibi iÅŸsiz... Gelecekte de olsa mesleÄŸini icra etme ÅŸansı bulunmadığını görünce, öğretmen olurum düşüncesiyle kursa gitti, pedagojik formasyon sertifikası aldı.
       Mayıs ayında Milli EÄŸitim Bakanlığı'nın öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere sınav açacağını duydu. Ankara Ä°l Milli EÄŸitim Müdürlüğü'ne gitti, 3 milyon lira vererek sınav kılavuzu aldı. Ardından 1.5 milyon lira evrak ücreti, 12 milyon lira da sınav parası ödeyerek baÅŸvurusunu yaptı. Devlet Personel BaÅŸkanlığı'nın 16 Temmuz'da ÖSYM'ye yaptırdığı sınavı kazandığımı öğrenir öğrenmez de atanması için Milli EÄŸitim Bakanlığı'nın yolunu tuttu. Gerisini kendisinden dinliyoruz:
       - Bana, mezun olduÄŸum bölümden öğretmen kabul edilmediÄŸi, bu nedenle de atamamın yapılamayacağı söylendi. Oysa böyle bir ÅŸey baÅŸtan yoktu. MeÄŸer Bakanlık Talim Terbiye Kurulu bizler sınava girme hazırlıkları yaparken bu yönde bir karar almış. Tabii karardan benim gibi pek çok arkadaşımın haberi olmamıştı. EÄŸer öğretmenlik yaptırılmayacaksa o zaman bizi

Yazının Devamı

Notlar, potlar

3 Eylül 2000


       Nokta dergisince "Milenyum lideri" seçilen Atatürk'ün ödülü Meclis BaÅŸkanı Yıldırım Akbulut'a verildi. Akbulut bir sonraki hafta kameralar önünde dualar ederek yeÅŸil sermaye YÄ°MPAÅž'ın Almanya'daki maÄŸazasını açtı. Vedat ÖzdemiroÄŸlu soruyor:
      - Atatürk yaÅŸasaydı aynı ÅŸeyi yapar mıydı?
       ***
       Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi Erbakan'ın hapis cezasının ertelenmesi talebini reddedince FP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Bahri Zengin ateÅŸ püskürdü:
      "Emperyalist suistimali..."
       EÄŸer Mahkeme lehte karar verseydi bu "Hukukun zaferi" olacaktı.

Yazının Devamı

Hırsız kamerada

2 Eylül 2000


      Hüseyin Günkaya ve ailesi Alanya'da yaptıkları tatilden dönerken 15 Temmuz akÅŸamı mola için durdukları Afyon - Özdilek Tesislerinde soyuluyor.. Restoran bölümünde yemek yedikleri sırada eÅŸi Müjgan Hanım sandalye arkasına astığı, içinde döviz, TL ve ziynet eÅŸyası bulunan çantanın "götürülmüş" olduÄŸunu farkediyor...
       Derhal tesis yönetimine baÅŸvuruyorlar. Güvenlik kameraları soygunu net olarak saptamış... Üç küçük kız çocuÄŸu çantayı usulca "götürürken" kaydedilmiÅŸ... Bu çocukları, tesis yönetimine baÅŸvurmadan az önce dışarda park etmiÅŸ Palio marka lüks bir otomobile binerken gördüğünü anımsıyor Hüseyin Bey...
       Afyon Emniyeti'ne durumu bildiriyorlar. Polis çocukları hemen tanıyor. Daha önce benzer olaylarda yakalanıp serbest kalmışlar. "Palio" otomobilin plakası da biliniyor.. Bu otomobil çocukları hırsızlıkta kullanan kadın elebaşıya ait... Elebaşı kadının 3 otomobilinin daha olduÄŸunu söylüyor polis... Çocukların bir de avukatı varmış, polisin verdiÄŸi bilgiye göre... Yakalandıklarında reÅŸit olmadıkları için serbest kalmalarını saÄŸlıyormuÅŸ...
   &n

Yazının Devamı