Melih Aşık

       CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer, BirleÅŸmiÅŸ Milletler toplantıları için New York'a özel uçak yerine... Tarifeli THY uçağı ile gidecekmiÅŸ...
       Bizim sonradan görme takımı bunu da eleÅŸtirir...
       Dii mi efendim... Onca özel uçak boÅŸ dururken; eski cumhurbaÅŸkanının yeÄŸeni bile havada bir özel uçak - helikopter köprüsü oluÅŸturmuÅŸken, sen kalk Türkiye'yi temsilen ABD'ye yolcu uçağı ile git... Mesut Bey'in lig maçlarına dahi özel uçakla giderek ülkeyi zengin gösterme çabalarını bir kalemde berbat et... Söz açılmışken... Bir dostumuzun ABD'de "National Business Aviation Association"dan aldığı kimi bilgileri aktaralım...
       Almanya'da resmi kuruluÅŸların elinde 14 özel uçak, Kanada'da 17 özel uçak varmış... Resmi kuruluÅŸların elindeki uçak sayısına kimi baÅŸka örnekler: Pakistan 7, Portekiz 4, Norveç 3, Yunanistan 1, Hollanda 1 vb...
       Türkiye'de ise resmi kuruluÅŸların elinde 19 özel uçak görünüyor...
       Resmi kuruluÅŸlarımızın uçak zenginliÄŸi Kanada'yı,

       Kelkit Kaymakamı Mustafa Çiçek'in yanına gelen ciddi ve asık yüzlü bir ihtiyar, el yazısıyla yazılmış bir dilekçe uzatmış:
       - Bir derdim var, hele ÅŸuna çare buluver...
       Kaymakam Mustafa Çiçek'in eline tutuÅŸturulan dilekçede aynen ÅŸunlar yazılıymış:
       "TC hükümeti, Kelkit kaymakamlığına,
       Ailem AyÅŸe senelerden beri benden ayrı odada yaÅŸamakta benim yanıma gelmemektedir. Geçenlerde canıma çok dokundu ve yanına gidip benim yanıma gelmesini söyledimse de, ben senin yanında kalanlardan deÄŸilim, dedi. Ben de yatağını yorganını gücmele benim odama götürmeye kalktığımda balta çekerek mani oldu ve bu acıklı olayda dahi insafa gelmedi. Åžimdi bu vahÅŸinin benim yanıma gelmesi için ya iki ÇİZÄ°M resmi yazı yahut HEYBETLÄ° Ä°KÄ° TÃœRK JANDARMASI, verilmesi. Gayri bu vahÅŸiliÄŸi yetti sanırım.
      Mehmet...." Kaymakam Mustafa Çiçek, geçtiÄŸi notta "Bir iki tatlı sözle ihtiyarı gönderdim ama uzun süre gülmekten de

       ANKA Ajansı'nın dünkü haberi:
      "Ä°stanbul'da sokak çocuklarından mendil alana hapis cezası..."
       Bu da nereden çıktı derseniz?.. Efendim, Ä°stanbul ValiliÄŸi kimsesiz sokak çocuklarının "korunması" amacıyla bir yönerge hazırlamış...
       Adı:
      "Sokakta YaÅŸayan veya Çalıştırılan Çocukların Korunması Suretiyle Kamu EsenliÄŸinin SaÄŸlanmasıyla Ä°lgili Güvenlik Kararı..."
       Karar gereÄŸince... Bundan böyle.... Sokak ve caddelerde, bankamatiklerde, köprüaltlarında (vs.) sokak çocuÄŸu barındırılmayacak... Bu çocukların saÄŸda - solda, kaldırımda, caddede selpak mendil, çiçek (vs.) satması, vatandaÅŸların da bu çocuklardan herhangi bir mal satın alması önlenecek... Sokakta satış yapan çocuklar "okula", onlardan alışveriÅŸi sürdürdüğü anlaşılan vatandaÅŸlar ise (TCK 526'ıncı madde gereÄŸince) 6 aya kadar hapis istemiyle "mahkemeye" sevk edilecek...

       BaÅŸkanlığını DSP'li Gönül Saray Alphan'ın yaptığı, beÅŸ milletvekilinden oluÅŸan Türkiye - Libya Parlamentolararası Dostluk Grubu, Libya seyahatini birkaç skandalla tamamladı, yurda döndü. Kimi münafıkların, "Yahu Libya'da doÄŸru düzgün bir parlamento mu var ki, bu ülkeyle aramızda Parlamentolararası Dostluk Grubu olsun..." ÅŸeklindeki tezviratına kulak asmıyor, TBMM'deki bir bürokrata sayıları 30'a yaklaÅŸan bu dostluk gruplarının faydalarını soruyoruz:
       - Bir - iki istisnası dışında bol bol turistik seyahat yaparlar. Karşı ülkenin parlamenterleriyle anlaşırlar, birbirlerini ülkelerine davet ederler, genellikle yer - içer, gezer - tozarlar.
      - Para kimden çıkar?
       - Tabii ki vatandaşın cebinden... Bir dostluk grubu davet üzerine giderse otel ve yemek masraflarını davet eden ülkenin Meclis'i karşılar, yol parasını ise bizim meclis... PeÅŸinden bizimkiler onları davet eder, karşı gurubun otel ve yemek masrafları bizim Meclis tarafından karşılanır. Al gülüm ver gülüm.
      - Son Libya gezisinin

       Hayali ihracatçı Mehmet Niyazoğlu'ndan para aldığı ortaya çıktığında Köksal Toptan kendisini;
     Â- Ne var bunda?.. Herkes alıyor... sözleriyle savunmuÅŸtu.
     ÂCan Ataklı bu evlere ÅŸenlik savunmaya dün köşesinde ÅŸu yanıtı vermiÅŸ:
     Â- Herkes alıyor da siz yakalandınız...
       ***
       Posta'dan arkadaşımız İdris Akyüz, dünkü yazısında Türkiye'de siyasetin finansmanında sadece nakdi yardım olmadığını, bunun yanında olanak tahsisatları da bulunduğu belirttikten sonra bunları şöyle anlatmış:

      Ecevit'in Çankaya'ya dayattığı KHK, irticacı ve bölücü memurları tasfiye edecekmiÅŸ de CumhurbaÅŸkanı imzalamayarak onlara kol kanat geriyormuÅŸ, havasını yayıyor kimileri. Peki memur örgütleri neden ayakta... KESK gibi ortanın solunda yer alan, irticaya karşı olduÄŸunu açıkça söyleyen bir memur örgütü neden hemen her gün eylem yapıyor? KESK BaÅŸkanı Siyami Erdem dün telefonda sorduÄŸumuz bu soruya bakın ne yanıt veriyor:
       - KHK'nin, hukukun en temel kavramlarına aykırı olması bir yana... Bu kararnamede, iÅŸyerinde huzuru bozan, eylem yapan memurların da iÅŸten atılmasını öngörüyor. Bunun anlamı ise açık; kararname yürürlüğe girerse, devlet içindeki demokrat, ilerici, ekonomik ve demokratik haklar için mücadele veren memurlar da iÅŸten atılabilecek. Belki çok fazla deÅŸifre olmuÅŸ birkaç irticacı memurun iÅŸine göstermelik olarak son verilecek ama asıl yukarıda sözünü ettiÄŸim memurlar iÅŸten atılacak. Bunu, bugünkü hükümet yapmasa bile, gelecek bir baÅŸka hükümetin yapmayacağı garantisini hiç kimse veremez.
      - BaÅŸbakan, irticai ve bölücü faaliyette bulunan, hatta cinayet

       1998 başında, aylar süren titiz bir çalışmayla 77 trilyon liralık vergi kaçağını ortaya çıkarmış; zamanın Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in manÅŸetlere geçen "Elimde 100 tane Süreyya olsa Türkiye'nin sorunu kalmazdı!" iltifatına mazhar olmuÅŸtu.
       Kısa süre sonra bu kez de kredi kartları yoluyla yapılan birkaç yüz trilyonluk vergi kaçağını tesbit etmiÅŸ, yine gündeme gelmiÅŸti. Maliye müfettiÅŸi Süreyya Turgut'tu adı... Kendisine tesadüfen oluÅŸan ayaküstü sohbette soruyoruz:
      - Yakın zamanda ortaya çıkardığınız bir kaçak var mı?
       - Efendim bu ülkede kaçak biter mi? Elbette var. Hem de çok ilginç bir olay. Ä°stanbullu bir müteahhit, deprem bölgesinde hafriyat iÅŸi almış ve devlet kendisine tam 1 trilyon TL ödemiÅŸ. Ne kadar vergi ödedi acaba, diye merak ettim, defterlerini incelemeye aldım.
      - Ne kadar ödemiÅŸ peki?
       - Sadece 1 milyar lira! Yani binde bir...

       Milli EÄŸitim eski Bakanı Köksal Toptan' ın, hayali ihracat suçlamasıyla gözaltında bulunan iÅŸadamı Mehmet NiyazoÄŸlu' dan milyarlara varan "seçim yardımı" aldığı tesadüfen ortaya çıktı. Toptan, olayın ortaya çıkması üzerine yaptığı açıklamada, "Türkiye'de serveti olmayan milletvekilleri, masraflarını eÅŸ dost yardımları ile karşılıyorlar. Ben de seçim masraflarımı hep böyle eÅŸimden dostumdan karşıladım" itirafında bulundu.
      Toptan kabul ettiÄŸi paranın "15 milyar lira" dolayında olduÄŸunu söylüyor...
       Günümüzün parasıyla herhalde 40 - 50 milyar liradan söz edilebilir.
       Önemli mi? Hayır...
       Türkiye'de hemen tüm milletvekilleri ve siyasi partiler seçim dönemlerinde kiÅŸi ve kuruluÅŸlardan para alıyorlar. Ama bunu gizliyorlar.
       Amerika'da da partiler ve milletvekilleri seçimlerde teberru kabul eder.