Türkiye İş Bankası ile Koray Şirketler Topluluğu, "Bozulmamış doğanın tam ortasında çağdaş bir kasaba projesi" gerçekleştirdikleri müjdesini veriyorlar. Projenin adı:
Casaba!      Hakkı Devrim sütununda olacağı haber veriyor:
     Â
- Yakında Kadırga Meydanının adı Cadırga Square olursa şaşırmayın...      Gözümüz Radikal gazetesinde "Dil polisi işgale karşı" başlıklı habere takılıyor. Haberde Polonya Meclisi'nin Lehçe'yi yabancı dillerin - tabii en başta İngilizcenin - işgalinden korumak için geçen ay çıkardığı yasa ve bu yasa gereğince başlatılan uygulamalar anlatılıyor.
Sex shop, supermarket, music clup, plaza gibi günlük hayatta kullanılan kelimeler kesinlikle yasaklanmış... Radyolarda çalınan şarkıların üçte birinin Lehçe olması zorunluluğu getirilmiş... Yeni oluşturulan Polonya Dil Konseyi, gerekli denetimi "dil polisi" aracılığıyla yapıyormuş ve yasaya aykırı hareket edenlere ağır cezalar veriliyormuş.
      Biliyor muydunuz... Bizim "Milliyetçi hükümet"in programında da "Türkçe'nin zenginleştirilmesi, doğru kullanılması ve yabancı sözcüklere karşı korunması için gereken önlemler alınacaktır" şeklinde bir vaat yer alıyor.
      Ne var ki, diğer vaatler gibi bu vaat de unutulmuş durumda...
Cinsiyet tartışması
     Â
Kadınlar diyor ki:      Bilgisayar erkektir. Çünkü bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler. Daha da önemlisi bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz.
     Â
Erkekler diyor ki:      Bilgisayar dişidir. Çünkü onun mantığını yaratıcısından başka kimsenin anlaması mümkün değildir. Yaptığınız en ufak hatayı bile hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar. Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra farkedersiniz ki, asıl parayı ona gereken aksesuarlar için harcamak zorundasınız.
Kelepçe
      Polisiye filmleri izleye izleye biz de bazı şeyleri öğrendik... Batı ülkelerinde polisin en önemli gereçlerinden biri
"kelepçe..." Taşkınlık yapan birisini yakalar yakalamaz yatırıp kelepçeyi takıyorlar. Etkisiz hale getirdikten sonra doğru karakola.
      Bizim haber filmlerini izliyoruz... Gece yarısı acil serviste... Trafikte... Orda burda... Bir bıçkın elinde küçücük bir bıçakla ortalığı birbirine katıyor... Polisler seyrediyor. Bizim poliste kelepçe neden yok? Varsa neden kullanmıyor? Meraktayız...
'Oldu bitti' olmasın
      İstanbul Belediyesi, Taksim - Aksaray metro hattı kapsamında Haliç'e "yeni bir köprü" yapılacağını açıkladı. Projeyi inceleme olanağı bulan uzmanlar, köprünün tam bir mimari felaket olduğunu, Haliç panoramasını tümüyle karartacağını söylüyorlar. Yüksek Mühendis
Rasin Etiman diyor ki:
      - Bu tür projeleri gelişigüzel idari kararlarla sonuca bağlaya bağlaya İstanbul'u bu hale getirdik. Şehre yeni bir leke daha eklememek için köprünün tip ve görünüşü tartışmaya açılmalı. Şehircilik, çevre ve köprü uzmanlarından oluşan bir kurul projeyi incelesin; oldu bittiye gelmeyelim...
      Bu arada.. Öğrendiğimize göre, köprü projesi (belediye yönetiminin söylediğinin aksine) Anıtlar Kurulu'ndan onay almış değil. Dosya, 1 No'lu Kurul'da incelemede, kesinleşmiş bir onay yok...
      Yani.. Geri dönüşü olmayan bir noktada değiliz... Bu da bir şans..
Haber hattı
     Â
Reha Muhtar akşam haberlerinde irtica konusunu ele almış, kendisine bağlanan telefona soruyor:
      - Sızma var mı efendim sızma?
      - Var efendim...
      - Ne gibi mesela?
      - Kırlangıç var, Komili var, Köylü var..
      - Onlar da ne efendim?
      - Sızma zeytinyağı aramadınız mı?
      - Yok efendim tarikatçı arıyorum tarikatçı...
      - Ondan bizde yok efendim..
      - Neresi orası?
      - Süper market....
      ***
      - Efenim şimdi de telefon hattımızda Sayın
Bülent Ecevit... Sayın
Ecevit iyi akÅŸamlar efendim...
      - Ak günler efendim.. Ak saygılar...
      - Sayın Ecevit sizi rahatsız ediyoruz...
      - İrtica ederim Reha Bey...
      - Anlamadım efendim...
      - Yani rica ederim, buyrun...
      - Efendim sızma var mı sızma?
      - Var efendim.
Fethullah Gülen Hocaefendiyle aramıza sızmaya çalışıyorlar.
      - Kimler efendim?
      - Aramızdaki fevkalade uyumu çekemeyenler efendim...
      - Onlar hakkında bir KHK çıkartsanız efendim?
      - Düşünüyoruz Reha Bey...
      - Efendim bir emriniz var mıydı?
      - Ancak irticamız pardon ricamız olabilir Reha Bey...
      - Sağolun efendim...
     Â
Feminist      Bir feminist, koca seçerken neyi düşünür?..
      “Boşandıktan sonra hafta sonları çocuğumu bu adama bırakabilir miyim?.."
     Â
Demokratik sözler      Demokrasi, azınlıkların çoğunluk olmaya gereksinme duymadıkları bir yönetim biçimidir.
      ***
      Kendini kul gibi hissediyorsan, devlet, bu fırsatı hiç kaçırmayacaktır.
      ***
      Demokrasi bir toplumun aynı duyguları paylaşması değil ayrı duyguları paylaşabilmesedir.
     Â
Mustafa Güngör’denYazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr