Komplo hazırlığı

29 Eylül 2000


       Arkadaşımız Fikret Bila'nın dünkü manÅŸet haberine göre KHK krizi sonrası DSP kurmayları (malum bunlar iki kiÅŸi, biri erkek biri diÅŸi) ÅŸu deÄŸerlendirmede bulunmuÅŸ:
       "Demirel formülü tıkanınca Sezer tercihi hataydı. Bu tercihte MHP'nin Çankaya'ya talip olması etkin rol oynadı..."
      Sezer tercihi Ecevit'lere göre hataydı gerçekten. Dolayısıyla Ecevit'leri seçmekle hata ettiklerini düşünen milyonlar açısından çok isabetli oldu.
       Kurmaylar (iki kiÅŸi) ayrıca demiÅŸ ki:
      - Sezer'in Çankaya'daki çevresinin CHP'li olduÄŸu anlaşılıyor. CHP bu sayede Çankaya'da muhalefet yapma olanağına kavuÅŸmuÅŸ görünüyor...
       Bu sözler "kurmaylar"ın aynı zamanda ne kadar tehlikeli olabildiklerini gösteriyor. Çankaya'ya Anayasa'ya açıkça aykırı kararname gönderiyorlar. DoÄŸal olarak geri çevrilince CumhurbaÅŸkanı hakkında dedikodu üretiyorlar:

Yazının Devamı

Kaça satıldık?

28 Eylül 2000


       Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO), iki yıldır uluslararası bir "Tütün Kontrolü Çerçeve AnlaÅŸması" üzerinde çalışıyor. Bu anlaÅŸma dünyanın ilk uluslararası halk saÄŸlığı yasası olacak... Amaç, uluslararası planda sigara reklamları ve kaçakçılığını çözmek...
       Tabii, sigara tekelleri de bu anlaÅŸmanın suya düşürülmesi için yoÄŸun lobi yapıyor. Türkiye sigara reklamlarını yasaklayarak bu alanda örnek olmuÅŸ ülkelerden.. O yüzden sigara tekelleri Türkiye üzerinde özellikle çalışıyor. Geçen Mart ayında Cenevre'deki görüşmelerde Türk delegasyonunun RJ Reynolds firması tarafından markaja alındığını duyurmuÅŸtuk.
      RJ Reynolds yaz aylarında bizden kimi gazetecileri gruplar halinde Cenevre ve Japonya'ya geziye götürdü. Onlara tütün ve sigaranın faydalarını anlattı!.. Lobi faaliyetleri elbette bizlerin görmediÄŸi alanlarda da sürüyor. Saman altından duman yürüyor...
       Ve ABD'de yayımlanan "Legal Times"ın 11 Eylül sayısında göze ilginç satırlar çarpıyor...
       Cenevre'de 12 - 21 Ekim tarihlerinde Tütün Kontrolü

Yazının Devamı

Kasaba oyunları...

27 Eylül 2000


       Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, enerji tasarrufu amacıyla Bakanlar Kurulu'nda bir dizi öneri sıralıyor... İçlerinden biri de...
      "Büyük oranda elektrik tüketen zarardaki kamu kuruluÅŸlarını; mesela Ä°skenderun Demir Çelik'i, SeydiÅŸehir Alüminyum'u kapatalım veya üretimlerine ara verelim..."
       Adı geçen iki iÅŸletmede de Özçelik Ä°ÅŸ Sendikası örgütlü... Sendika baÅŸkanı Recai BaÅŸkan'a Ersümer'in önerisi hakkında düşüncelerini soruyoruz... Ä°lginç bilgiler aktarıyor:
       - SeydiÅŸehir, yılda 1.1 milyar kwsaat ile "fazla" enerji tüketen kuruluÅŸlar arasında, orası doÄŸru.. Ancak zararda deÄŸil karda olan bir kuruluÅŸ... Yılda 7 trilyon kar ediyor ve ülkede alüminyum piyasasının can damarı.. 1000 dolayında küçük ve orta iÅŸletme hammadde ihtiyacını oradan karşılıyor. Hal böyleyken "enerji tasarrufu" gerekçesiyle devre dışı bırakılması akıl ve mantıkla izah edilemez...
      - Peki Ä°skenderun Demir Çelik.. Onun durumu nedir?
       - Ä°sdemir bu yıl içinde 676 milyon kwsaat

Yazının Devamı

CHP'nin profili

26 Eylül 2000


      Altan Öymen'in genel baÅŸkanlığı sırasında CHP'de üye kayıtları yenilendi. Genel baÅŸkan adaylarından Profesör HurÅŸit GüneÅŸ yeni üyelerin açıklanan yaÅŸ üzelliklerini deÄŸerlendirmiÅŸ. Okuyalım:
       "CHP üyelerinin sadece yüzde 2.9'u 18 - 25 yaÅŸ grubunda... Oysa bu yaÅŸ grubunda ülke nüfusunun yüzde 25'e yakını bulunuyor. Ãœyelerin yüzde 19'u 35 yaşının altındaymış. Oysa bu yaÅŸ grubunda seçmen nüfusun 37'ye yakını bulunuyor. Yani tam iki katı!.. Ãœyelerin yüzde 12'si 61 yaşının üstündeymiÅŸ. Oysa bu yaÅŸ gurubunda nüfusun sadece yüzde 7'si bulunuyor. Ãœyelerin yüzde 31.5'u da 51 yaşının üstündeymiÅŸ. Oysa bu yaÅŸ gurubunda nüfusun sadece yüzde 25'i bulunuyor. Sonuç... Ãœlkenin en ilerici, en dinamik partisi olduÄŸunu iddia eden CHP yaÅŸlı bir parti haline gelmiÅŸ. Nitekim üyelerin en yaygın meslek gurubu (yüzde 16.8'le) emekliler!.. Ãœyeler arasında serbest meslek sahibi olanlar yüzde 12.4, işçiler ise sadece yüzde 11.7... Partide öğrenci kadar bakkal var: Her ikisi de yüzde 0.2'ÅŸer..."
       Sonuç... CHP yaÅŸlanmış.. GençleÅŸtirilmesi gerekiyor...

Gezelim, görelim (2)
  &nb

Yazının Devamı

Notlar, potlar

24 Eylül 2000


       Haftanın flaÅŸ olayı Ermeni Soykırım Tasarısı'nın ABD Temsilciler Meclisi Alt Komitesi'nde kabulüydü... Tasarının durdurulması için Türkiye'nin güçlü bir tepki ortaya koyması gerekiyor. Dünkü Milliyet'in baÅŸ sayfasında gördünüz. Ermeni yurttaÅŸlarımız ABD Kongresi'ne karşı net ve kesin tavır koyuyorlar. Patrik üç ayrı mesaj yayınladı. Bizim çok milliyetçi, çok vatansever parti ve devlet adamlarından ne bir ses ne bir nefes... MilliyetçiliÄŸin de bir sınırı var tabii.. Neresi mi? ABD sınırının baÅŸladığı yer...
       ***
       Marmara fayı tek parça halinde kırılacakmış. Kaderimizde 7 ile 7.6 arasında sallanmak varmış.. 8.6 da olsa farketmez. Biz rahatız. Geçenlerde apartman toplantısı yaptık. Kimse bina kontrolü için daire başı 70 milyon lira vermeye yanaÅŸmadı. (Çatı tamiri için veriyorlar...) Hükümet de insanları kurtarmak için önlem almıyor. Bize de paÅŸa paÅŸa Azrail'i beklemekten baÅŸka çare kalmıyor.
       ***
       CHP Genel BaÅŸkan

Yazının Devamı

YaÅŸam beklemiyor

23 Eylül 2000


       Dünkü fıkramız, yaşlı bir çiftin yıllardır uzak kaldıkları çocuklarını görebilmek için başvurduğu hinliğe dairdi... Başka şehirlerde yaşayan çocuklara "Ayrılıyoruz!" diye mektup yazıyorlar...
     Â"Aman ha! Hemen geliyoruz, biz gelmeden karar vermeyin!" yanıtıyla "plan" baÅŸarıya ulaşıyor...
       Benzer bir başka hikayeyi; Marcello Mastroanni'nin o enfes "Herkesin Keyfi Yerinde" filmini de dün anımsadık...
       Yaşlı Marcello, yıllardır görmediği çocuklarına sürpriz yapmaya karar verir günün birinde.. Trene atlar; her biri ayrı şehirde yaşayan çocukları ziyaret için yola koyulur.. Sürpriz olacak ya.. Yola çıktığını önceden hiçbirine bildirmez...
       Sonra ne mi olur... Biri manken, biri politikacı, biri davulcu, biri santral memuru, biri mühendis; beş koca "bebek", babalarını yıllar sonra karşılarında bulunca ne yapacaklarını şaşırır... Aslında her birinin hazin öyküleri vardır.. Ama belli etmemeye çalışır; "keyifler yerindeymiş" gibi yaparlar.. Bu oyun çok sürmeden yaşlı Marcello acı gerçeği görür.. Çocuklar babalarını üzmemek için kendi mutsuzluklarını gizlemeye çalışmış, becerememişlerdir...
       Yaşlı Marcello yıkılır.. Sicilya'ya

Yazının Devamı

Özürlü icraat...

22 Eylül 2000


       BeÅŸiktaÅŸ Belediyesi Fulya Parkı'nda saÄŸa sola tabelalar asmış... Yoldan gelip geçen yayaları ve araçları uyarıyor: "Dikkat! Özürlü çıkabilir!"
       Sanırsınız ki... Parkta yoÄŸun özürlü trafiÄŸi mevcut ve saniye başı bir özürlü vatandaÅŸ tekerlekli sandalyeyle parktan aÅŸağı kaptırmış geliyor!..
       Oysa ne mümkün!.. Özürlü vatandaÅŸ bunu istese de yapamaz... "Uyarıcı" tabelaların yanıbaşındaki merdivenlere bakıyoruz... Tekerlekli sandalye iniÅŸini kolaylaÅŸtıracak türde merdivene hiç benzemiyorlar! Basamak yükseklikleri en az 25 santim... Ãœstelik caddeye deÄŸil, yaya kaldırımına iniyorlar. Yaya kaldırımı da caddeden 2 karış yükseklikte.. Yani öyle bir yer ki, özürlü vatandaşın tekerlekli sandalyeyle gezinmesi zaten mümkün deÄŸil..
       Eeee, o zaman bu "uyarı"nın anlamı?..
       Hiiiç... Dostlar alışveriÅŸte görsün; "Özürlüler için ne gibi çalışmalar yaptınız?" diye soran olursa da gösterecek bir "icraat" olsun...

Yazının Devamı

Kaleiçi'nden not...

21 Eylül 2000


       Antalya'ya panele gelen bir yabancının "Burada kilise var mı?" sorusuna bir gazeteci arkadaşımızın evet yanıtı veremediÄŸini yazmıştık.
       Antalya Aziz Pavlus Kültür Merkezi Müdür Vekili Nimet Yıldırım geçtiÄŸi notta "Antalya'da yalnızca yabancılar için deÄŸil aynı zamanda Hıristiyan Türkler için de kilise mevcut" diyor ve ekliyor:
       "Antalya Uluslararası Kilisesi toplantılarını genellikle Ä°ngilizce yapar, ağırlıklı olarak yabancılara hitap eder. Antalya Ä°ncil Kilisesi ise Türkçe toplantılarıyla yerel inanlılara hizmet veriyor. Her iki kilise de Kaleiçi'nde, Aziz Pavlus Kültür Merkezi'nde yer almaktadır..."

Saray'da temizlik
       Topkapı Sarayı'nda 2,5 yıldır "temizlik" vardı, bitti... TemizliÄŸi yapan Cif firması, Kültür Bakanlığı Restorasyon Laboratuarı uzmanları denetiminde Saray'ın tozunu aldı, etrafı ak pak etti.
       Bu arada sürpriz buluntularla da karşılaşıldı...

Yazının Devamı