<#comment>#comment>Dün düzenlediği basın toplantısında bir meslektaşımız İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’e sordu:
- Hayali ihracat ve naylon fatura yolsuzluğundan sanık Erol Maks Kohen’le parasal ilişkiye girdikleri kendi itiraflarıyla da kesinlik kazanan İstanbul Emniyeti’nde görevli polis müdürleri Adil Serdar Saçan ve Ayhan Mimaroğlu hâlâ görevlerinin başında tutuluyor ve haklarında açılan soruşturma 6 - 7 aydır bir türlü sonuçlanamıyor. İddia edildiği gibi bu iki müdürü koruyan birtakım siyasi güçler mi var?
Yücelen, soruya, "Emniyet Teşkilatımızda hiç kimseye ayrıcalık tanınmaz ve hiç kimse korunmaz" yanıtını verince, gazeteci tekrar sordu:
- Polis müdürlerinin aranmakta olan hayali ihracat sanıklarıyla ilişki kurması görevden alınma nedeni sayılmıyorsa, sizce bir polisin derhal görevden uzaklaştırılması için ne gibi bir ilişkiye girmesi lazımdır?
Yücelen’in soruya yanıtı şu oldu:
-Sözünü ettiğiniz olayı biliyorum. Yaptığımız değerlendirmeler neticesinde bu olayda görevden alınmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
***Arkadaşımız Örsan Öymen bundan 15 yıl önce Bodrumda kalp krizi geçirmiş, bir gece orada yatırıldıktan sonra karayoluyla İzmire taşınmış, sağlık imkânlarının yetersizliğinden kurtarılamamıştı. Bodrum artık Muğlanın hastane yönünden en donanımlı ilçesi. Biz oradayken özel "Üniversal Hastanesi"nin birinci kuruluş yıldönümü kutlanıyordu. Hastaneler Kralı Azmi Ofluoğlu 20 milyon dolar yatırımla kurmuştu hastaneyi. Birkaç hafta içinde anjiyo ve kalp merkezi de faaliyete geçecekti. Yoğun bakıma "Örsan Öymen"in adı verilmişti. Türk Tabipler Birliğinin verdiği fiyatlar uygulanıyor, hastanede her türlü tedavi yapılıyordu. Ayrıca biri devlet diğeri özel, iki hastane daha vardı Bodrumda. Karada ölüm yoktu artık. Yarım yüzyıl önce küçük bir köy olan Bodruma şimdilerde Bodrum Cumhuriyeti adı verilmesi pek de sebepsiz değil. Artık öyle her elini kolunu sallayan Bodruma giremiyor. Girmek için hem yürek hem cüzdan lazım. Örneğin havaalanından Bodrumun merkezine 35 kilometrelik mesafenin taksi ücreti 45 milyon lira... Taksimetre İstanbulun tam iki katı hızla çalışıyor. Bir kutu diyet kola İstanbulda 750, Bodrumda 1 milyon TL... Fiyatlar astronomik. Ne var ki esnaf yine de mutsuz... Turist
<#comment>#comment>Yarım yüzyıl önce küçük bir köy olan Bodrum’a şimdilerde Bodrum Cumhuriyeti adı verilmesi pek de sebepsiz değil. Artık öyle her elini kolunu sallayan Bodrum’a giremiyor. Girmek için hem yürek hem cüzdan lazım. Örneğin havaalanından Bodrum’un merkezine 35 kilometrelik mesafenin taksi ücreti 45 milyon lira... Taksimetre İstanbul’un tam iki katı hızla çalışıyor. Bir kutu diyet kola İstanbul’da 750, Bodrum’da 1 milyon TL... Fiyatlar astronomik. Ne var ki esnaf yine de mutsuz... Turist sayısı artarken esnafın geliri sürekli azalıyormuş. Sebep malum... Şu meşhur "Her şey dahil" sistemi...
***
Arkadaşımız Örsan Öymen bundan 15 yıl önce Bodrum’da kalp krizi geçirmiş, bir gece orada yatırıldıktan sonra karayoluyla İzmir’e taşınmış, sağlık imkânlarının yetersizliğinden kurtarılamamıştı. Bodrum artık Muğla’nın hastane yönünden en donanımlı ilçesi. Biz oradayken özel "Üniversal Hastanesi"nin birinci kuruluş yıldönümü kutlanıyordu. Hastaneler Kralı Azmi Ofluoğlu 20 milyon dolar yatırımla kurmuştu hastaneyi. Birkaç hafta içinde anjiyo ve kalp merkezi de faaliyete geçecekti. Yoğun bakıma "Örsan Öymen"in adı verilmişti. Türk Tabipler Birliği’nin verdiği fiyatlar uygulanıyor,
<#comment>#comment>Dr. Kent Keith’in, "Kendi içinde çelişen emirler" adlı tablosu...
1. İnsanlar mantıksızdır, nedensiz hareket eder ve bencildir.
Yine de onları sevin.
2. Eğer iyilik yaparsanız insanlar sizi açığa vurmadığınız bencilce güdülere sahip olmakla suçlayacaktır. Siz yine de iyilik yapın.
3. Eğer başarılıysanız, sahte arkadaşlar ve gerçek düşmanlar edinirsiniz. Siz yine de başarı kazanın.
4. Bugün yaptığınız iyilik yarın unutulacaktır. Siz yine de iyilik yapın.
<#comment>#comment>İstanbul hoş bir spor ve kardeşlik gösterisine sahne oldu... Türkiye ve Yunanistan’dan 50’ye yakın genç basketbolcu, Stojkoviç, Hidayet, İbrahim Kutluay, Mirsad Türkcan gibi yıldızların hocalığında şenlikli bir basketbol kampı yaptılar. Bu arada uyuşturucuya karşı ders ve nasihatler de aldılar.
Geçen yıl İtalya’da yapılan kampın bu yıl İstanbul’da düzenlenmesine Birleşmiş Milletler Viyana Uyuşturucuyla Mücadele Ofisi Başkan Yardımcısı Büyükelçi Sumru Noyan önayak olmuştu. Konuyla ilgili haberlerde Sumru Noyan’ın adı hep ıskalandı.
Kendisine o hakkını teslim edelim...
*Hayatın trajedisi şudur; çok çabuk yaşlanır, çok geç akıllanırız. B. Franklin Ateşli silahlar yasasında değişiklik yapıldı... Silah taşıma izni şu mesleklere de verildi:
"... Devlet Denetleme Kurulu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rekabet Kurulu, Türk Telekomünikasyon Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Kamu İhale Kurulu, Tütün Mamülleri ve Alkollü İçecekler Piyasası Düzenleme Kurulu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun başkan ve üyeleri."
<#comment>#comment>TÜSİAD’ın Genelkurmay’a verdiği söylenen seçim tahminlerine ilişkin rapor çeşitli alternatifleri ele alarak öngörülerde bulunuyor.
SAM adlı araştırma şirketinin yaptığı değerlendirmelere göre:
Seçimde mutlak olarak en çok oyu AKP alıyor...
CHP yüzde 12,3 oranında oy şansına sahip görünüyor...
DSP (yüzde 6,1) her durumda barajın altında kalıyor...
Yüzde 10 barajını 5 parti (AKP, DYP, ANAP, CHP, MHP) geçebiliyor, ancak MHP ve ANAP’ın oy oranları baraja çok yakın çıkıyor...
<#comment>#comment>İsmail Cem’in kuracağı partiyi "sosyal demokrat" diye açıklaması kimi destekçileri kızdırdı... İsmail Cem bu eleştiriler üzerine türbancılar ve tüm kesimlere kucaklama mesajları gönderdi.
Yetmemiş.. Taha Akyol’un yazdığına göre, Yeni Oluşum kurmayları partiye "Sol", "Sosyal Demokrat" ve "Çağdaş" kavramlarını isim olarak koymama kararı almışlar.
Sosyal Demokrasi nedir? Vahşi kapitalizmin "sosyal güvenlik" tedbirleriyle insancıllaştırılmış modeli... 21’inci yüzyılda bu kavramdan korkanların çağdaş dünyada nasıl bir yeri olabilir? Gelirin topluma hakça dağıtılmasından hangi çağdaş insan rahatsızlık duyabilir?
Hoş... Zaten "Çağdaş" kavramı da sakıncalıymış.
İnsan kulaklarına inanamıyor...
Bir ülkede toplumun bir kesimi olsun "çağdaş" kavramına alerji duyuyorsa... Sosyal demokrat olma iddiasıyla yola çıkan bir siyasi hareket bu alerjiye prim ve taviz veriyorsa...
<#comment>#comment>TRT’de ekonomi programları da yapan Ajans - K’nın sahiplerinden Nazmi Kal dostumuz, reytingcilerin sanata ve sanatçıya ilgisizliğinin yeni bir örneğini dün telefonda şöyle anlattı.
- 20’şer dakikalık belgeselini yaptığımız 30 kadar sanat, kültür ve düşün adamımızdan biri de geçen gün kaybettiğimiz şair Ece Ayhan’dı. Kendisini kaybettiğimizi duyar duymaz televizyon kanallarını aradım. Yayınlamaları için elimizdeki Ece Ayhan belgesellerini kendilerine hiçbir ücret talep etmeden verebileceğimizi söyledim. TV - 8 dışında maalesef hiçbiri ilgilenmedi. Ece Ayhan’ın değil de herhangi bir arabesk şarkıcısının veya mankenin belgeselini teklif etseydik, eminim kapışırlardı...
Yavuz kardeşim kız arkadaşını yanına almış, onunla birlikte Galata Kulesi’ne çıkıp İstanbul’u kuşbakışı seyretmeye niyetlenmiş. Kulenin kapısına varmışlar:
- Giriş ücreti ne kadar?
- 5 milyon lira