Memurlara zam yapmanın yöntemi

14 Aralık 2007

Gösterge Şaşırmamak elde değil. Madem ücretler yüksek o zaman memurlara neden ek zam geliyor? Kaldı ki, pek yakında yeni milli gelir hesapları açıklanacak. Düşen kurla birlikte belki de gelecek yıl sonunda kişi başına milli gelir 10 bin doları aşacak. O zaman ülkedeki ortalama ücretler milli gelire göre belki de çok düşük kalacak.Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, temmuz-kasım döneminde tüketici fiyatlarında yüzde 4.12 artış kaydedildi. Buna bir de aralık enflasyonu eklendiğinde önceden yapılan zammın epeyce üstünde bir enflasyon oluşmuş olacak. Böylece memurların reel gelirleri yahut da hayat standartları düşmüş olacak. Daha doğrusu, daha da düşmüş olacak! Bu nedenle enflasyonun telafisi için yapılacak zammın büyük önemi bulunuyor. Enflasyonun bu ay yüzde 0.5 olması halinde memur maaşlarına ocak ayı başında yüzde 0.62, enflasyonun yüzde 1 olması durumunda ise yüzde 1.12 ek zam gerekecek. Önceki gün basında memurlara yapılabilecek olan ek zamdan söz ediliyordu. Oysa tam bir hafta önce Devlet Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye'de ücretlerin milli gelire oranla yüksek olduğunu ifade ediyordu. Hemen profesör maaşına gelecek zamma baktık. Aralık ayı enflasyonu yüzde 1 olursa zam da

Yazının Devamı

Küresel etkiler sonucu büyümenin motorları yavaşlıyor

13 Aralık 2007

Gösterge Büyüme için ya tüketim artmalı, ya yatırım ya da ihracat. Üçünü de değerlendirelim. Örneğin yatırımlar. Elimizdeki en uygun göstergelerden biri yatırım malları ithalatı. Geçen yıl ilk 9 ayda bu tür malların ithalatında yüzde 10'a yakın bir artış vardı. Oysa bu yıl 10 ayda bu artış yüzde 13'e yaklaştı. Fakat daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, yatırım malları ithalatının bir kısmı euro olarak yapılıyor. Ödemeler dengesi ise dolar bazında olduğundan euro yükseldikçe ithalat da artmış sanılıyor. Yani ciddi bir yatırım artışından söz edilemez. Üstelik bu düzeyler yüksek sayılamaz.Ara malları ithalatı da Ocak-Eylül 2006 döneminde yüzde 20'ye yakın artarken, bu yılın ilk 10 ayında yüzde 24 büyümüş. Fakat bunun da nedeni parite değil fiyat artışları. Petrol ve doğalgaz fiyatlarının farklarını koyduğumuzda değil artışın azalması, belki de ortaya bir ithalat durgunluğu çıkabilir. TÜİK verilerinde oldukça şaşırtıcı bir durum ise, tüketim verilerinin geçen yılla aynı düzeyde artması: Yüzde 21. Euro-dolar paritesinden kaynaklanan artış da yine burada geçerli. Oysa tüketime ilişkin, elimizdeki CNBC-e'nin derlediği tüketici güven endekslerine göre, 2006 yılının başından

Yazının Devamı

Hem yatırımlar azalıyor, hem de tüketim

12 Aralık 2007

Gösterge Aslına bakılırsa, aşağıdaki tablo hemen her şeyi tüm çıplaklığıyla sergiliyor. Milli gelirin yüzde 70'ini oluşturan özel tüketim harcamaları bu yıl farklı bir yapıya girmiş. Özel tüketim harcamaları geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 6.2 artarken, bu yıl aynı dönemde yüzde 1.8 artabilmiş. Bu elbette son derece düşük bir büyüme hızı. Bunun özellikle dayanıklı tüketim mallarından kaynaklandığını biliyoruz. Zaten CNBC-e'nin derlediği tüketim endekslerinde 2006 yılı ortasından bu yana dayanıklı tüketim malları satışlarda, özellikle otomobil ve beyaz eşyada bir durgunluk gözleniyordu. Dün bu yıl düşmekte olan büyümenin hangi üretim dallarından kaynaklandığını ortaya koyduk. Bugün de harcama bileşenlerine göre büyümeyi değerlendireceğiz. I. Dön. II. Dön. III. Dön. 9 AylıkÖzel Tüketim 2006 8.1 11.5 2.3 6.2Özel Tüketim 2007 2.1 -0.7 3.6 1.8Yatırımlar 2006 32.1 18.4 15.0 15.7Yatırımlar 2007 3.0 9.6 5.7 6.3İhracat 2006 10.1 18.3 14.8 4.1İhracat 2007 14.7 12.3 7.5 11.2 Milli gelirin yüzde 20'ye yakın bir oranını oluşturan yatırımlarda bu yıl çok keskin bir yavaşlama gözleniyor. Bu da hemen her çeyrek artarak sürüyor. Çünkü baz etkisi çıkarıldığında yılın ikinci ve üçüncü çeyreğindeki

Yazının Devamı

Büyüme daha büyük darbe yiyebilir

11 Aralık 2007

Gösterge İşte dün gelen rakamlar da bunu gösterdi. Bugünkü yazımızda üretim yöntemiyle hesaplanan milli gelir rakamlarını irdeleyeceğiz. Tarım geçen yıl ilk 9 ayda yüzde 1.2 küçülmüştü. Bu yıl ise yüzde 5.6 küçülmüş. Bu, aslında beklenen bir veri. Küresel ısınma ya da kuraklığın belli bir tarımsal küçülme yarattığı gözleniyordu.Fakat en büyük performans düşmesi sanayi kesiminde gözleniyor. Her ne kadar ekim ayına ait, dün açıklanan sanayi üretim endeksi geçen yılın (yüzde 3.2) çok üstünde (yüzde 7.9) gelse de, sanayi yılın ilk 9 ayında yüzde 5 büyümüş. Bu da geçen yılın aynı dönemine göre 2.3 puan daha düşük.Konut kesiminde geçen yıla göre bir değişiklik yok denebilir. Durgunluk sürüyor. Ancak iki sektörde ise gelişme var. Bunlardan ilki ulaştırma ve haberleşme. Geçen yıl bu sektör ilk 9 ayda yüzde 3 büyümüş. Bu yıl ise yüzde 4.4. Tabii olağanüstü değil. Ancak olağanüstü büyüyen sektör ise mali kesim. Geçen yıl mali kesim ilk 9 ayda yüzde 0.7 büyürken, bu yıl yüzde 7.4 büyümüş. Elbette olağanüstü bir değişim. Bununla beraber biz mali kesimdeki hızlı büyümenin 2008 yılında sürmeyeceği kanısındayız. Ne zamandır yazıyoruz. Büyüme 2006 yılından sonra başka bir yapıya dönüşmeye

Yazının Devamı

Sabah-atv'nin alınmasındaki ekonomik hesap

7 Aralık 2007

Gösterge Malum ülkemizde medya hakkında rahatsız olan kimi kesimler gazete sahiplerinin başka bir iş yapmamasını, bağımsız gazeteciliğin ancak böyle sağlanabileceğini söylüyor. Ancak Sabah grubu bir gazeteci patronuna satılmadı. Satın alan Çalık grubu inşaatta, enerjide ve tekstilde faaliyet gösteriyor. İşin doğrusu, artık dünyada medya sektörü çok büyük. Öylesine ki, her önüne gelen işadamı medya sektörüne giremiyor. Nihayet Sabah medya grubunun satılması gerçekleşmiş görünüyor. Bu büyük basın kuruluşunun devlet elinden çıkması gerçekten bir gereklilikti. Şimdi doğal bir yasal süreç başlıyor. Önce Rekabet Kurulu'na gidilecek ve onay alınacak. Burada tiraj ya da reklam pastasına bakılarak hâkim bir durumun olup olmadığına bakılacak. Olmadığı ortada. Ancak büyük sermaye grupları bu sektöre ilgi duyabiliyor. Hatta medya yabancı sermayenin bir ülkeye girdiğinde ilk tercihleri arasında oluyor. Üstelik giderek daha gelişmiş teknoloji kullanılıyor ve çeşitleniyor. Eskiden yalnızca gazeteden oluşan medya, şimdi televizyon, radyo, internet, hatta cep telefonlarından haber ya da bilgi almayı içeriyor. Unutmayalım, teknoloji geliştikçe iletişim gelişiyor, iletişim geliştikçe de medya

Yazının Devamı

İnşaatta Türklerin küresel rekabeti

6 Aralık 2007

Gösterge 1980 sonrası daha çok Ortadoğu ülkelerinde alt işleri iş yapan Türk firmaları, daha sonra Türki cumhuriyetlerde doğrudan iş almaya başladı. Ortadoğu'da yaprak dökümü misali birçok firma battıktan sonra geri kalanlar bayağı bilgi ve deneyim sahibi oldu. Çoğu ülkede inşaat sektörü yerli kuruluşlardan oluşur. Ancak bu daha çok konut ve küçük inşaatlar için geçerlidir. Büyük altyapı inşaatları ise daha çok uluslararası ihalelerle ve büyük firmalar tarafından gerçekleştirilir. Türk inşaat firmaları ise bugüne değin bu projelerde alt işleri alarak para kazandı. Ancak son yıllarda bu da değişiyor. Türk firmaları doğrudan proje kazanmaya başladı. Öteden beri yazarız. Türkiye'de yabancıların yaptığı inşaat projeleri çok azdır. Boğaz köprülerinden öte pek bir örnek bulunamaz. Oysa Türklerin yabancılarla rekabet ettiği bu sektör son derece önemli. Hem katma değer bakımından, hem de istihdam bakımından. Üstelik öylesine sürükleyici ki. Pek çok sektör inşaat sayesinde ayakta duruyor. Türk firmalarının en çok iş yaptığı ülke Rusya. Yurtdışında kazanılan her 4 dolardan 1'i Rusya'dan geliyor. Kazakistan'da da süregelen 3.4 milyar dolarlık proje var. Bu da hemen hemen yurtdışı işlerin

Yazının Devamı

Enflasyonda tırmanış mı var?

5 Aralık 2007

Gösterge Mal fiyatları uygulanan para ve maliye politikalarına tepki verse de, hizmet kesiminde fiyat gelişmeleri daha uzun süre direnç gösterdi. Bu direnç 2007 yılının başına dek sürdü. Bu yıl hizmet fiyatlarında da bir yavaşlama var. Ancak bu arada mal fiyatları, özellikle seçimlerle birlikte, yükselmeye başladı. Sıkıntının kaynağı da belki burada. Önceki gün TÜİK kasım ayı enflasyon rakamlarını yayımladı. Bu verilerde piyasaları ve kamuoyunu rahatsız eden nokta üç aydır tüketici fiyatlarının yüksek çıkması. Kasım ayında TÜFE yüzde 1.95 olarak açıklanınca, son 3 ayın ortalaması da 1.6 oldu. Bu rakamlar geçen yılın aynı aylarından daha yüksek. Hizmetler kesimine daha yakından baktığımızda, gördüğümüz manzara kira fiyatlarındaki artışların Merkez Bankası'nın hedeflerine uyum göstermekte zorlandığıdır. Bu yılın başına dek kiralardaki artışlar sürekli yüzde 20'ye yakın düzeyde gerçekleşmiştir. Şu anda bile yüzde 11 kadardır. Öte yandan yine benzer bir oranda artış gösteren lokanta ve otellerdir. Ancak kiranın TÜFE içindeki ağırlığı lokanta ve otellerin üçte biri kadardır. Her ikisinin toplamı da TÜFE'nin yüzde 25'i kadardır. Kısacası, bu kalemler etkili oluyor. Mal fiyatlarına

Yazının Devamı

İhracattaki artışın çoğu bizden kaynaklanmıyor

4 Aralık 2007

Gösterge En büyük ihracat kalemi otomotiv. İhracatın neredeyse yüzde 15'i otomotivden geliyor. İkinci kalem ise artık makine ve teçhizat. Bu kalemdeki artış ilk 10 ayda geçen yılın aynı dönemi göre yüzde 38'i buluyor. Daha önce ihracatın lokomotifi olan fakat şimdi kıl payıyla da olsa üçüncülüğe düşmüş bulunan örme giyim eşyasında da artış sadece yüzde 17. Keza örülmemiş giyim eşyasında da benzer bir artış söz konusu. Ama her iki sektör bir arada ele alındığında otomotivle yarışabilir hale geliyor.Kuşkusuz net hesapta Türkiye enerji ithal eden bir ülke. Üstelik enerji ithalat faturası içinde en büyük yük. Ancak son zamanlarda Türkiye işlenmiş enerji ihraç ediyor. Geçen yıldan bu yıla bu alanda ihracatı 1 milyar dolardan fazla gelir artışı kaydedilmiş. Öte yandan gerek demir-çelik fiyatlarındaki artışa bağlı olarak, gerekse dünyada demir talebinin artması sonucu yuvarlak demiri ihracatıyla önemli bir döviz geliri artışı sağlamıştır. Bu kalemdeki artış oranı yüzde 40'tır ve yıl sonunda 2.5 milyar dolara yakın bir gelir artışı sağlanmış olacaktır.Bu tablodan açıkça görülmektedir ki, ihracatın artış göstermesinin bilinen nedenlerden farklı etmenleri bulunuyor. En başta dünyada emtia

Yazının Devamı