Gösterge 1980 sonrası daha çok Ortadoğu ülkelerinde alt işleri iş yapan Türk firmaları, daha sonra Türki cumhuriyetlerde doğrudan iş almaya başladı. Ortadoğu'da yaprak dökümü misali birçok firma battıktan sonra geri kalanlar bayağı bilgi ve deneyim sahibi oldu. Çoğu ülkede inşaat sektörü yerli kuruluşlardan oluşur. Ancak bu daha çok konut ve küçük inşaatlar için geçerlidir. Büyük altyapı inşaatları ise daha çok uluslararası ihalelerle ve büyük firmalar tarafından gerçekleştirilir. Türk inşaat firmaları ise bugüne değin bu projelerde alt işleri alarak para kazandı. Ancak son yıllarda bu da değişiyor. Türk firmaları doğrudan proje kazanmaya başladı. Öteden beri yazarız. Türkiye'de yabancıların yaptığı inşaat projeleri çok azdır. Boğaz köprülerinden öte pek bir örnek bulunamaz. Oysa Türklerin yabancılarla rekabet ettiği bu sektör son derece önemli. Hem katma değer bakımından, hem de istihdam bakımından. Üstelik öylesine sürükleyici ki. Pek çok sektör inşaat sayesinde ayakta duruyor. Türk firmalarının en çok iş yaptığı ülke Rusya. Yurtdışında kazanılan her 4 dolardan 1'i Rusya'dan geliyor. Kazakistan'da da süregelen 3.4 milyar dolarlık proje var. Bu da hemen hemen yurtdışı işlerin yüzde 10'u. Benzer bir proje büyüklüğü Katar'da, Irak'ta ve yine benzer boyutta Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunuyor. Özetle, bu sayılan ülkelerde 21 milyar dolarlık proje var. Ancak toplamda Türk firmalarının süregelen 40 milyar dolarlık işi var. Bunun yarısı da son 5 yılda elde edilmiş. Dünyada ilk 100 inşaat şirketine giren 6 Türk firması var. İlk 200'e ise 20 firma giriyor. Ve hızla da yükseliyorlar. Bu bakımdan gelişme sevindirici. Ancak Türk firmalarının iş almada sorunları da bulunuyor. Bunun başına sermaye yeterlilikleri ya da finansal yapıları geliyor. Nedense bu firmalar kendi içlerinde birleşmeye yanaşmıyorlar. Oysa Batı'da çok yoğun görülen evlenmeler çok ciddi sinerji yaratıyor. Türkiye'yi Türkler imar ediyor Öte yandan, bu şirketlerin mali tabloları çok bozuk. Daha doğrusu şeffaf değil. Bu da çok geleneksel şirket olmalarından ve yeterince kurumlaşamamalarından kaynaklanıyor. Yurtdışı işlerde teminat bulamamaları ya da çok pahalıya bulmalarının da temel nedeni bu.Türkiye'de inşaat sektörü deyince akla İTÜ İnşaat Fakültesi mezunu olup Anadolu'da tozun toprağın içinde inşaat yapmış mühendisler gelir. Bugünkü büyük şirketlerin de özünde bu patronlar vardır. Ancak bu artık sürdürülemez bir durumdur. İşler büyümüş, kurumlaşma gereği artmıştır. İnşaat sektörü net döviz gelirleri (milyon $) Güçbirliği şart 1993-1998 döneminde inşaat kesiminin yurtdışı gelirleri her yıl ortalama 2.1 milyar dolar olmuştur. Ancak bu altın dönem hâlâ yakalanamamış, 1998 sonrası ortalama döviz geliri 700-800 milyon dolarda kalmıştır. Şimdi kriz sonrası bu toplanan 40 milyar dolarlık iş hacmi elbette bir süre sonra ciddi döviz gelirleri sağlayacaktır. Ve bir süre sonra, tıpkı turizm gibi, inşaata da altın yumurtlayan tavuk gözüyle bakılabilecek. Ancak tabii birleşme ve güçbirliği şart. hgunes@milliyet.com.tr