Başkan Aziz Kocaoğlu: Göreve geldiğimden bu tarafa en çok ilgilendiğimiz ve üzerinde durduğumuz proje İzmir Körfezi’dir... Hedefimiz, körfezi insanların denize girecek konuma gelmesini sağlamak ve bunun da sürdürülebilir kılmaktır
KİMLER neler yazmadı ki?
Bizim körfezin kokusu, İstanbul’a kadar ulaşmış olmalı ki, Vatan’dan Mutlu Tönbekici bile, bir kez geldiği İzmir’de körfezi koklayıp, neredeyse her hafta yazdı -çizdi...
Keza ben de öyle...
İzmir’deki diğer arkadaşlarımı saymıyorum...
Kimi iyi niyetle yazdı, kimi de “tam sırası” diye, “vur abalıya” yüklendi.
Başlarken...
“İZMİR’DE niye işler yürümüyor?”
Çoğu kez aklıma gelip de, fırsatını bulup da bir türlü soramadığım bu soruyu, sohbetimizin en koyu yerinde Aziz Kocaoğlu bana yöneltiyor.
Haklı olarak şaşırıyorum.
Öyle ya; Büyükşehir Belediye Başkanı olan kendisi.
Başkanın bir gazeteciye değil, gazetecinin başkana sorması gereken bir soru bu. Zaten notlarımın arasında da vardı.
İZSU’daki makam odasına girerken, “Şöyle bir güzel sıkıştırayım”, “Siz daha 4 ay önce bu kentte yaşayan seçmenin yüzde 56 oyunu aldınız. Her iki kişiden biri size oy verdi. Ama her şey sorunlu.
BİRŞEYİ çok yapmak ister de, o ya da bu nedenle yapamazsınız, ya da işler istediğiniz gibi olmazsa, yürümezse, içine düşülen bir ruh hali vardır.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile İZSU Genel Müdürlüğü’ndeki makamında karşılıklı koltuklarda otururken, Başkan’da bu ruh halini gözledim.
Rahat olduğunu göstermeye gayret eden, ama beyniyle, ruhuyla tam tersini, yani “rahatsızlığı” yaşayan bir izlenim edindim.
Haksız da değil...
Körfez kokusu, metro, Aliağa-Menderes hattı, planları mahkeme kararıyla durdurulan Alsancak-Turan arasındaki Yeni İzmir Projesi, bir türlü sonuçlandırılamayan İnciraltı, Dünya Ticaret Merkezi...
Buna bir de aksayan günlük rutin işleri ekleyin...
Yazılanlar, çizilenler, konuşulanlar...
“İNSAN devlet için değil, devlet insan için vardır...”
Acaba?
Şayet Foça’da oturuyor ve her gün buraya gidip geliyorsanız, devlet sizin için değil, siz devletin isteklerine boyun eğiyorsunuz demektir.
Çok şikayet aldım.
Mustafa Deniz Somersan’ınki ise işin tuzu-biberi oldu.
Anayoldan Foça’ya saptığınızda, uzun süredir yol çalışmaları yapılıyor.
Tam yazın göbeğinde...
YAKINMA ve feryatlarımız hep aynı...
İzmir son 20 yıldır, pek çok Anadolu kentinin gerisinde kaldı.
Hiç unutmuyorum, İzmir’de “Egeli Sabah” ekini çıkarırken, sık sık İstanbul’a gittiğimde, İzmir’de doğup büyüyen Dinç Bilgin, toplantı sonrası bir köşeye çeker, “Türkiye’nin en büyük köyü İzmir ne alemde?” diye sorardı.
Dışarıdan, İstanbul’dan, Ankara’dan bakıldığında İzmir gerçekten, bir türlü kabuğunu yırtıp sıyrılamayan, günlük hesaplaşmalarla patinaj yapan bir kent görünümünde.
Suçlu; “ekonomik krizler” ya da ağzımızdan bir türlü düşürmediğimiz “beyin göçü” mü?
Belki bu iki eksiğimiz bütünün içinde birer parça.
Ama asıl sorun, “çekemezlik...”
‹ZMİR 3. İdare Mahkemesi, kentin belki de önümüzdeki 50 yılını ilgilendiren çok önemli bir karar aldı.
Mahkeme, Alsancak Liman arkası ile Turan arasındaki 550 hektarlık alanın imar planlarını iptal etti.
Şimdi ne var bunda diyebilirsiniz?
Her plan mahkeme tarafından iptal edilebilir?
Doğrudur.
Elbette hukuk devletinde tüm işler yargı kararlarına açıktır.
Ancak söz konusu alan İzmir’de neredeyse 10 yıldır üzerinde çalışılan ve şehrin önümüzdeki on yıllarda gelişimini sağlayacak bir bölge. Yani bu bölgede inşaatına başlanacak yapılar, belki de İzmir’de çok uzun süreden beri devam eden atıllığı ortadan kaldırılacak.
EGE-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan’ı seversiniz, sevmezsiniz; ama bu kentte yaşama geçirdiği projelere, kurduğu “uydu kentlere” baktığınızda, hakkını teslim etmek gerekir.
Bana göre Menemen Seyrek’te, kooperatif anlayışıyla inşa ettiği Villakent, bir mucizedir.
Seyrek’teki 2 bin bahçeli konuttan oluşan Villakent, muhteşem bir yerleşim alanı.
Oturanlar ve burada yaşayanlar için yok yok!..
Kaldırımları düzenli, yeşil alanları olağanüstü...
Hüseyin Aslan, kanalizasyonunu, yollarını, elektrik direklerini bile kendi yapmış, diktirmiş.
Tek eksikleri var; ulaşım...
BİR stat tartışmasıdır gidiyor. Çok farklı görüş ve öneriler var. Futbol Federasyonu’nun İzmirli Başkanı Mahmut Özgener, Türkiye olarak bu dev organizasyona talip.
Maçların oynanacağı kentlerin içinde İzmir’in olmasını arzu ediyor, daha doğrusu istiyor.
Takip ediyorum; aylardır çaba sarf ediyor.
İstanbul, Ankara, Bursa, Kayseri, Antalya, işin peşinde...
Özgener’e sabah-akşam rahat yüzü göstermiyorlar.
İzmir!..
Yine her zamanki, “nazlı gelin” gibi...