HAYALLERİ olan insanları severim. Hele bu kişilerin bir de “iddialı” yapıları varsa, “Şam’da kayısı” derim..
Hayal etmek, başarmak adına çıkılan yolu yarılamaktır.
Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm bu yapıda bir belediye başkanı...
AKP’nin kalesi, CHP’nin “nal toplayacağı” bir ilçe denilen Karabağlar’ı, “hayalleri” ve “iddiası” ile kazandı.
Sıradan bir Belediye Başkanı olmayacağının ilk sinyallerini, seçilmeden ve seçildikten hemen sonra verdiği “söylemlerle” gösterdi.
Karabağlar, bir Buca, bir Karşıyaka, bir Güzelbahçe olmayacaktı.
Buraları kötü yerleşim bölgeleri olduğu için yazmıyorum.
YOLDA karşılaştığım arkadaşım sordu:
“Bizim fuar bu yıl kaçında açılacak?”
Durdum... Yutkundum, dilin ucuyla, 26 ya da 28 derken, ağzımın payını aldım.
“Birader, sen bilmeyeceksin de kim bilecek!...”
Haklı...
Her gün bu köşeden yazıp çizen bir insan olarak, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın Ağustos’un hangi günü açılacağını bilmiyorsam, ya da böyle bir soru ile karşılaştığımda, karşımdakine “28 Ağustos Cuma günü, saat 18.00’de” diyemiyorsam, “yuh olsun(!)” bana...
Ayrıldıktan sonra aldı beni bir düşünce...
İZMİR’İN önünde, kenti, Bursa üzerinden İstanbul’a bağlayacak olan 380 kilometrelik yeni bir otoyol projesi var.
Yaklaşık 6 milyar dolarlık dev bir proje bu..
Rüya gibi ama gerçek.
İnsana heyecan veriyor.
Projeye göre, İstanbul-Ankara arasındaki Anadolu Otoyolu’nun Gebze bağlantısından itibaren, İstanbul-Bursa-Balıkesir-İzmir Otoyolu başlayacak.
Projenin en can alıcı tarafı, Gebze’nin Dilovası mevkiinden başlayıp Karamürsel’in Hersek Burnu’nda biten 1500 metre (bir buçuk kilometre) uzunluğundaki asma bir köprü ile İzmit Körfezi deniz üzerinden geçiliyor olması.
İzmir-İstanbul Otoyolu, Yalova’yı tamamen devre dışı bıraktığı gibi, Karamürsel’den tepeleri aşaşarak ilerleyecek, İznik Gölü’nün batısından, mevcut yolun da doğusundan ilerleyecek.
SİZİ bilmem ama ben sıkıldım..
Hem de çok sıkıldım..
Bir İzmir kavgasıdır başladı, “yılan” hikayesine döndü.
En kötüsü de, eski belediye başkanlarının da bu süreçte bu kavgaya katkı koymaları.
Oysa insan “iğne”yi önce kendine batırmalı ki, başkasına “çuvaldız” kalsın...
Son günlerin “gündemine” oturan eski Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur...
Gökdelenler yapılacak diye, Alsancak Liman arkası ile Turan arasındaki bölgede planlanan Yeni İzmir Projesi’ni mahkemeye giderek durdurdu.
ESKİ bakan ve İzmir milletvekillerinden Rifat Serdaroğlu, siyasetten koptuktan sonra, “acaba ne yapıyor?” diye hep merak etmişimdir.
İzmir’de oturduğunu, yaşadığını da biliyorum, ama...
Doğrusu, ne yaptığını, siyasetten niçin bu kadar “erken” ve “sessizce” koptuğunun nedenlerini bilmiyorum.
Bu merakım, Serdaroğlu’nun, bugünün Maliye Bakanı, dünün, Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e yazdığı bir “açık mektup”la biraz olsun giderildi.
Gördüm ki, Serdaroğlu, siyasi formundan ve güldürürken öldüren esprilerinden hiç bir şey kaybetmemiş.
İzmir’de, Demirel’in prensi olarak DYP İl başkanlığı yaptığı günlerde, belediye başkanı olan Dr. Burhan Özfatura’ya yakıştırdığı “Takunyalı” lakabı, çok ama çok uzun yıllar hafızalardan silinmemişti.
Ne Serdaroğlu “takunyalı” demekten vazgeçti, ne de Özfatura, üzerine sanki 404 ile yapışan bu “lakaptan” kurtulabildi.
BU tarihi; Dokuz Eylül İki Bin Dokuz’u bir köşeye not edin ya da aklınızın bir köşenize yazın...
Çünkü böyle; gün, ay ve yıl eşleşmesi tam bin yılda bir peş peşe sıralabiliniyor.
Ne siz, ne ben, ne çocuklarımız, ne torunlarımız, ne onların çocukları, ne de onların çocuklarının çocukları...
Böyle bir tarihi; rakamların böylesine sıralandığı bir günü yaşamaları mümkün değil.
09.09.2009’un benim için iki büyük önemi ve özelliği var.
Daha doğrusu bütün Dokuz Eylül’lerin...
İlki, Dokuz Eylül benim doğum günüm...
Bakın, seçimlerde yüzde 56 oy almış bir belediye başkanıyım. Biz son stratejik planlama için bir araştırma yaptırdık.Şu anda Başkana, yani ben Aziz Kocaoğlu’na ve çalıştığımız birimlere güven, 29 Mart’ta aldığımız oyun çok çok üstünde...
SÖZ nereden nereye geldi? Teypte kayıtlı konuşmaya bakıyorum, İnciraltı’nı detaylı bir şekilde didiklerken, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bir cümlesi dikkatimi çekiyor.
Aynen şöyle:
Metroda temel sorun yeraltından çıkan su. Ekiplerimiz duruma el koydu. Güvenlik önlemlerini aldık. Ana hedefimiz, son betonların atılmasıdır. Metronun 2010 yılı sonunda bitmesini öngörüyoruz
İZMİR Metrosu... Daha doğrusu metro inşaatının Üçyol-Üçkuyular arasındaki güzergahı.
Başladı, bitmedi, bitirilemedi...
Ne zaman biteceği belli mi?
Bana göre kesin bir tarih yok. Verilemiyor da...