Hazır evdeyken kendi gıdamı üreteyim deneyim olsun, diyenler için, “Ek Biç Ye İç”in genel koordinatörü Aycan Tüylüoğlu’nun dikkat çekici önerileri varKovid-19 vakalarındaki artış nedeniyle bir süre daha evlere kapanacağız. Bu süreçte, biraz soğuk da olsa balkon ve teraslar kış bahçesine dönüşebilir. “Hazır evdeyken, hem elim toprağa değsin hem de ufaktan kendi gıdamı üreteyim, deneyim olsun” diyenler için bu hafta sözü Ek Biç Ye İç’in genel koordinatörü Aycan Tüylüoğlu’na bırakalım.
Ek Biç Ye İç, İstanbul’un doğayla ilişkisini kaybetmesinden bunalan bir grup kentlinin, iç ve dış mekânlarda tarım tasarımı yapmak için kurduğu bir oluşum. Taksim’de ya da AVM çatılarında dahi sağlıklı ve sürdürülebilir yöntemlerle ekip biçmenin mümkün olduğunu gösterdiler. Tabii sadece göstermekle kalmayıp, bunu öğretiyorlar da. Ekipteki permakültür tasarımcıları, edindikleri bilgi ve deneyimlerini
İnsanın hoyrat eli, kelebeklerin narin kanatlarına kadar uzanmış durumda; rengârenk kanatlar, kolyelere malzeme yapılıyor ve kelebeklerin yerini soracak kadar aymazlaşanlara karşı kelebek gözlemcileri, konum bile paylaşmıyorlar
İnsan hoyratlığının sınırı gerçekten yok! Eti, sütü, yünü, tüyü için hayvanları kafeslere kapattığımız yetmiyormuş gibi şimdi de kolye için kelebek avcılığı başlamış. Çünkü kelebeklerin eşsiz güzellikteki kanatlarından kolye yapıp satıyorlar. İnternette örnekleri mevcut. Ürün bilgisine de “Gerçek kelebek kanadından yapılmıştır” yazmışlar. Kelebek gözlemcilerini arayıp, kelebeklerin yerini soracak kadar aymazlaşanlar bile var. Endemik kelebekleriyle ünlü Van’da fotoğrafçılık yapan ve aynı zamanda kelebek gözlemcisi olan Muhammed Polater’in de başına gelmiş bu durum. Çektiği kelebek fotoğraflarını gören bazı kişiler, sosyal medyadan ulaşıp kelebeklerin yerini sormuşlar: “Açık açık kanatlarından takı yapacaklarını söylüyorlar. Elbette yer bilgisi vermiyorum.”
En
Kütahya’da öldürülen kızıl geyiğin “yasal av” sayılmasının ardında, sürüdeki yaşlı erkek kızıl geyiklerin popülasyondan çıkarılma hedefi yatıyor. Bolu İdare Mahkemesi kararında ise “nesli tükenme tehlikesi altındaki kızıl geyiklerin öldürülmesinin paraya çevrilmesi kamu düzenine aykırıdır” deniliyor
Kütahya’da avlanan kızıl geyiğin görüntüsü, bu haftanın en dramatik fotoğrafıydı. Gözleri açık, yerde cansız yatıyordu ve onu öldüren Güzelbağ’ın eski belediye başkanı Mehmet Kula, eserinin (!) önünde “zafer pozu” (!) vermişti.
Aslında öldürdüğü kızıl geyik, nesli tehlike altında olan hayvan türleri arasındaydı. Ama olsun, onun attığı kurşun yasaldı! İhaleye girmiş, bölgedeki kızıl geyiklerden birini öldürme hakkını satın almıştı ya! O yüzden hayvanın boynuzlarını tutarak poz vermekte beis görmedi. O fotoğrafı da gururla Facebook hesabından paylaştı. Ancak bir canı av uğruna sona erdirmenin haksız gururu çok da fazla taşınamazdı. Tepkiler
Mersin’de avokadoya ilgi yoğun. Şehirde 3 bin dönüm avokado bahçesi var. Üreticilere son dönemde avokado tarımına girişen inşaatçı ve sanayiciler de eklenmiş
Herhalde son yıllarda popülaritesi avokado kadar artan bir başka meyve yoktur. Hem besleyici bileşenleri hem de kötü kolesterolü uzaklaştıran yağ içeriği sayesinde metropollerin gözde meyvesi oldu avokado. Süpermarket raflarından semt pazarlarına uzanan yolculuğu sırasında da fiyatı hemen hiç ucuzlamadı. Uzun süredir pazarda tanesi 8 liradan satılıyor. Tabii haliyle bu durum üretime; yani çiftçiye de yansımış.
Bugün Mersin-Antalya hattında avokado fidesi bulmak neredeyse imkânsız. Art arda yeni avokado bahçeleri kurulduğu için fideler adeta kapış kapış satılıyor. Mersin’deki Erdemli Fidancılık, 2022 yılının nisan ayına kadar yetişecek bütün fidanları şimdiden satmış. Bitkiyi Orta Amerika’dan Türkiye’ye getirmekte kilit rol oynayan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü ise yoğun talep nedeniyle 1 yıl önceden sıraya giren çiftçilere
Bizzat Atatürk’ün direktifiyle 1926 yılında kurulan Sakarya’daki Mısır Araştırma Enstitüsü, geliştirdiği yerli ve kaliteli tohumlarla hem mısır hem de buğdayda dışa bağımlılığı azaltma adına stratejik bir rol oynuyorSakarya yemyeşil bir tarım kenti. Şehrin yarısı tarım alanı. Her iki çalışandan biri tarım işkolunda istihdam ediliyor. 5 büyük ovada ayvadan kiviye, mısırdan enginara farklı iklimlere uygun çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirilebiliyor. Verimli ovalarda sulamaya gerek olmadan bir sezonda ikinci ürünün yetiştirilebilmesi de cabası. Kentin başlıca tarım ürünleri ise fındık, ayva ve mısır. Ayva üretiminde Geyve ilçesi, coğrafi tescilli ayvasıyla artık bir marka olmuş. Pamukova’da ayva üretimi oldukça yaygın. Pazardaki her iki ayvadan biri Sakarya’dan geliyor. Yazın habercisi ayva çiçeklerinin açması, kentin siluetini de değiştiriyor. Sakarya Nehri’nin içinden geçtiği Pamukova ve Geyve ovalarının bulunduğu havzanın mikroklima özelliği, narenciye dışındaki tüm ürünlerin
Kahramanmaraş’ın sembolleri dondurma ile kırmızıbiber. Maraş dondurması cephesinde salep bitkisi için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın eylem planı hazır, Maraş biberinde ise standardı sağlamak için kurulacak laboratuvar oldukça önemliKahramanmaraş denildiğinde, hemen herkesin aklına ilk olarak “Maraş dondurması” gelecektir. Gerçekten de Maraş dondurması, hem kıvamı hem de tadıyla sınırları aşan bir üne sahip. Kent için önemli bir gelir kaynağı aynı zamanda. Geçimini dondurmacılıktan sağlayan hatta dondurma ustalığı sayesinde büyükşehirlerde iş bulan yüzlerce Kahramanmaraşlı var.
Maraş dondurmasını özel kılan yönü, tamamen keçi sütünden ve bölgeye has yabani orkide türlerinden elde edilen saleple yapılması. Aslında varlığı da coğrafi bir lütuf. Kentin sırtını dayadığı Ahir Dağı’nın karlı iklimi, yöre halkını keçi beslemeye iten engebeli mera yapısı ve elbette saleplerin elde edildiği endemik orkideler sayesinde biz bugün Maraş dondurmasını yiyebiliyoruz.
Salep için eylem planı
Ancak salep bitkisi orkidelerin geleceği ko
Sanayileşmeden önce tam bir tarım ve hayvancılık cenneti olarak bilinen Kocaeli, tarımda atağa kalkmış durumda
Sanayi kenti” olarak bilinen Kocaeli, tarımda atağa kalkmış durumda. Ekili tarım alanları her geçen yıl artan kentte, hayvan varlığı da 1960’lı yılların rakamlarına yaklaştı. Neden ‘60’lı yılları baz aldığımı Kocaeli’nin eskileri muhakkak bilecektir. Zira sanayileşmeden önce kent aslında tam bir tarım ve hayvancılık cennetiymiş. 60’lı yıllarda Kocaeli nüfusu geçimini metropolleşen İstanbul’a ulaştırdığı gıda ürünleriyle sağlıyormuş. Bugün tekrar o yıllara doğru bir gidiş söz konusu. Bunda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin payı oldukça büyük.
Belediyenin verdiği fide destekleriyle son 10 yılda kentte ekili arazi oranı ikiye katlanmış. Özellikle yem bitkilerine yönelik ciddi bir tarımsal üretim söz konusu. Bunun en önemli nedeni de Kocaeli’de hayvancılığa yönelik ilginin artması. 2010 yılında kentte 65 bin olan küçükbaş-büyükbaş hayvan sayısı şu an 125 bini aşmış. Manda yetiştiriciliği,
İklim krizinin önüne geçemezsek gelecekte yaz tatili hayal olacak. Uzmanlara göre, Antalya ve çevresi 2070 yılı sonrası 48 derece sıcaklık ortalamasıyla kavrulacakBu yıl yaz adeta bitmedi. Bu gidişle de hiç bitmeyecek. Bütün yıla yayılacak. Zaten mevsimler birbirine karıştı, daha da karışacak. Mesela 50 yıl sonra tatil sezonu eylül-ekim ya da nisan-mayıs olacak. Çünkü temmuz ve ağustosta Antalya’ya tatile gitmek, ölümcül sonuçlar doğuracak. Bu elbette bir tahmin değil. Türk iklim bilimcilerin yaptığı araştırmadan (1) çıkan sonuç.
İklim krizinin gelecekte tatil bölgelerini nasıl etkileyeceğine yönelik araştırmaya göre, Antalya’da 2070 sonrası temmuz-ağustos ayları gün içi hissedilen en yüksek sıcaklık ortalaması 48 dereceye ulaşacak. Bu da ısı çarpmalarının artacağı anlamına geliyor. Özellikle gündüz saatlerinde bırakın denize girmeyi, klimasız ortamdan çıkmak dahi yürek ister.
Diğer yandan yaz tatilinin bahar tatiline dönüp dönmeyeceği de meçhul. Öyle pırıl pırıl