ÇOCUK CİNSEL İSTİSMARI

23 Şubat 2018

Klinik psikoloji bilimi çocuk cinsel istismarını “bir yetişkin veya bir ergenin psikolojik/fizyolojik/sosyolojik gelişimini tamamlamamış olan, yaşı küçük olan bir çocuğu kendi cinsel uyarım ve doyumu için kullanması” olarak tanımlıyor.

Çocukların çeşitli şekillerdeki istismarları, onların içinde bulundukları gelişim evrelerine göre, duygusal, zihinsel ve/veya fiziksel olarak derin ve kalıcı hasarlar bırakıyor. İstismar tipleri arasında (duygusal, fiziksel, bakım ihmali vs.) çocuk için en travmatik olanı, en kalıcı hasar bırakıp onun ileride bir yetişkin olarak ilişkilerini, hayata bakış açısını, kısaca tüm yaşamını etkileyecek olanı cinsel istismardır.

Genel olarak toplumda hangi davranışların cinsel istismar sayılacağı konusunda çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bilgi eksiklikleri bulunuyor. Bilimsel anlamda kesin olarak cinsel istismar alanına giren davranış örnekleri şunlar: cinsel davranışlar içine girmesi için bir çocuğa baskı yapmak veya açıkça ondan istekte bulunmak (gerçekleşsin veya gerçekleşmesin); çocuğa uygunsuz teşhirde bulunmak (genital bölgeler, kadın göğsü vs.); çocuğu ürkütmek; duygusal bağ kurmak amacıyla ona yakınlık göstererek kandırmaya çalışmak; cinsel organla,

Yazının Devamı

AB ile ilişkilerimiz 2018’de düzelecek mi?

18 Şubat 2018

2016-2017 yıllarında Türkiye AB ilişkileri dip yaptı. Karşılıklı suçlamalar sürece damga vurdu. 2018 yılının başında ilişkilerde kıpırdanma var. Kıpırdanma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa ziyareti ile başladı. Daha sonra Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı Gabriel ile görüşme yaptı.

Bulgar Başbakanı, Demir Kilise’nin açılışı için geldi. Türkiye’ye karşı en saldırgan ülke konumunda olan Avusturya yeni Dışişleri Bakanı ilk ziyaretlerinden birini İstanbul’a yaptı.

Bulgaristan’ın dönem başkanlığı

Juncker, Türkiye ve AB arasında zirve yapılması için Bulgaristan’a çağrıda bulundu ve büyük olasılıkla yakında Varna’da Türkiye ve AB arasında zirve gerçekleşecek. Uzun bir aradan sonra Cumhurbaşkanı böyle bir zirveye Varna’da katılacak.

2018’in ilk yarısında dönem başkanlığını sürdüren Bulgaristan, Türkiye-AB ilişkilerini pekiştirmek istiyor. Bu konuda Angela Merkel Bulgaristan’ı destekliyor. Bulgaristan’ın Türkiye’den gelecek mültecilere karşı sınırı iyi koruduğunu belirten Merkel Türkiye-AB ilişkilerine olumlu bakıyor.

Merkel, Başbakan Binali Yıldırım’ı Münih’te 15-16 Şubat’ta yapılacak güvenlik konferansı öncesi Berlin’de ağırlayarak Türkiye-Almanya ilişkileri konusunda adım

Yazının Devamı

Göçmen/Mülteci Uyum Strateji Belgesi’nde neler olmalı? - 2

16 Şubat 2018

Uyum Strateji belgesinde kapsanacak alanlar ve temalar olabildiğince geniş tutulmalıdır. Şu temaları önerebiliriz: Bilgilendirme; eğitim; sağlık; toplumsal katılım; sosyal yardımlar ve istihdam; uluslararası korumaya erişim; kayıt; hukuki haklar, adil yargılanma, mahkemelerde eşit muamele; barınma (Kampların 5 yıl içindeki hedeflenen statüsü, konut-kira yardımı); aile birleşmesi; serbest dolaşım (kısıtlamalar kalkacak mı? Uydu kent uygulaması gelecekte sürecek mi?); İkamet politikaları (Orta, uzun vadeli ikamet izinleri); Vatandaşlık; Fikri mülkiyet hakları; Sosyal güvenceler ve onlardan eşit yada positiveayrımcılıklı bir biçimde yararlanma; İnanç ve inanç eğitimi özgürlüğü.

Uyum strateji belgesinin göz ardı etmemesi gereken bir yönü, stratejik hedeflerin mümkün olduğunca ölçülebilir hedefler halinde belirlenmesidir. Başta yazılan senaryolara göre örneğin kaç öğrencinin okullara erişebileceği, kaç hastaya tedavi sağlanacağı, ölçülebilir hedefler olarak konmalıdır.

Uyum Strateji Belgesi, kalıcı çözümler konusundaki hedefleri çok net koymalıdır. Senaryoların ışığı altında, Türkiye’nin önümüzdeki 5 yıl içinde gönüllü geri dönüş, uyum (entegrasyon) ve/veya üçüncü ülkeye yerleştirme

Yazının Devamı

Göçmen/Mülteci Uyum Strateji Belgesi’nde neler olmalı? – 1

15 Şubat 2018

“Uyum” kavramı Türkiye’nin hukuki mevzuatına ilk kez 2013 yılında TBMM tarafından kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma yasasıyla girdi. Aynı yasa ile kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, yasanın öngördüğü birinci 5 yıllık Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planını’nın hazırlık çalışmalarını Şubat 2016’dan yana ilgili Bakanlıklarla koordine ediyor. Bu çalışmalarda ortaya çıkmaya başlayan taslak belge büyük bir olasılıkla bugün (15 Şubat 2018) Göç Politikaları Yüksek Kurulu toplantısında görüşülerek nihai şeklini almaya başlayacak. Belge henüz taslak halinde olduğu gerekçesiyle, Göç İdaresi tarafından kamuoyu ile paylaşılmadı. Buna karşılık Göç İdaresi Genel Müdürlüğü akademisyenler ve STK temsilcileriyle 7 ve 8 Şubat tarihlerinde iki istişare toplantısı düzenleyerek bilgilendirmede bulundu. İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi olarak taslak üzerindeki bilgilerimizin çok dar sınırları içinde, önümüzdeki beş yılın uyum politikalarını şekillendirecek Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planında görmek istediklerimizi aşağıda paylaşıyoruz.

Türkiye’de farklı hukuki statülerde bulunan ve farklı uyruklardan yaklaşık 4.3 milyon yabancı yaşıyor. Türkiye 1951 tarihli

Yazının Devamı

Anayasa Mahkemesi yetki aşımında bulundu

12 Şubat 2018

Türkiye’nin ilk baş ombudsmanı ve Yargıtay Onursal Üyesi M. Nihat Ömeroğlu’nun Anayasa Mahkemesi’ne ilişkin düşüncelerini ele aldığıve ilk bölümü dün bu köşede yayımlanan yazısının devamı şöyle:

AYM’nin verdiği ihlal kararına uyma zorunluluğu var mı?

Anayasa 148/3,4,5. fıkraları, 6216 sayılı kanun 47, 49. maddesi ile 50.maddesi özetle:

(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.

(2) …Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.

AYM, Anayasa ve 6216
sayılı kanun hükümlerine uyarak verdiği ihlal kararına, yargılamayı yapan mahkemenin uyması gerekir. Ancak anılan kararlar bazında “bölümlerce” verilmesi gereken bireysel başvuru kararı, Anayasa ve yasaya açıkça aykırı verildiğinden

Yazının Devamı

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN DEĞİŞMEZ SÖYLEMİ: GÜÇ BENDE!

11 Şubat 2018

Türkiye’nin ilk baş ombudsmanı ve Yargıtay Onursal Üyesi M. Nihat Ömeroğlu, 27 Nisan 1947’de Antakya’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1971’de mezun olduktan sonra askerliğini Bilecik’te yedek subay olarak yaptı. Antakya hakim adayı olarak mesleğe başlayan Ömeroğlu sırasıyla Lice, Azdavay, Ulukışla, Enez, Pınarhisar, Gaziantep Hakimliği, Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı ile Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri (2003-2004) ve Ceza İşleri (2004-2005) Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. 25 Temmuz 2005’te Yargıtay üyeliğine seçilen M. Nihat Ömeroğlu, Yargıtay 5. Ceza Dairesi üyesiyken 27 Nisan 2012’de yaş haddinden emekli olduktan sonra TBMM Genel Kurulunca Kamu Başdenetçisi olarak seçildi.

**************************************************************************

Türkiye’nin Ortadoğu’da coğrafi konumunun özelliği bilinen bir gerçektir.Bu gerçekliğe ek olarak Ortadoğu coğrafyasının yeraltı zenginliklerinin varlığı (petrol-doğalgaz-kıymetli madenler)ve devletlerinin yönetici insan unsurunun mantalitesi sonucu emperyalist güçlerce kan gölüne çevrildiği, halkların sömürüldüğü de bir gerçektir. İşte bu coğrafyanın tek demokratik, çoğulcu ve barış içinde yaşamaya çalışan

Yazının Devamı

YAŞANIR KENTLER İÇİN BEŞ ÖNERİ

8 Şubat 2018

Şehrinizi dünyanın en yaşanır yerlerinden biri yapmak ister misiniz?

Bunu başarabilirsiniz ancak, bunun için oldukça çok çalışmak ve afetlerin nasıl önlenebileceğini bilmek ve planlama hatası yapmamak gerekiyor.

Eğer Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilerlerken kimseyi geride bırakmayacaksak, 2050 yılına kadar dünya genelinde kent nüfusunun 6.4 milyara ulaşacağı ve iklim değişikliğinin kent yaşamı üzerinde çok daha fazla etki yapacağı belirsiz bir geleceğe karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Son 20 yıl içinde aşırı iklim hareketleri iki kat arttı ve büyük afetlerin yüzde 90’ının nedeni olarak kayıtlara geçti. Depremler ve tsunamiler daha fazla can kaybına yol açarken, aşırı iklim hareketleri kaynaklı olaylar her yıl 20 milyondan fazla kişiyi evlerinden eder hal aldı. Afetler küresel ekonomide de 500 milyar ABD Dolarının üzerinde bir kayba mal oluyor, her yıl 26 milyon kişiyi yoksulluğa itiyor.

İklim değişikliğinin sonuçlarından etkilenmeyecek ülke ve şehir olmayacak. Yaşadığınız şehrin afet risklerine karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu anlamak için bazı temel hususları bilmeniz gerekiyor. Bu hafta Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da başlayan Dünya Kent Formu ile birlikte 5 öneri ön

Yazının Devamı

Kabak tadında deniz eğitimi

25 Ocak 2018

Alp Kırıkkanat

Başlığı okuyan herkes, eminim ki, ‘Bu da nasıl bir başlık’ diyecektir. Bu başlığı ilk anda, ancak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı deniz okullarında yetişmiş asker kişiler anlayacaklardır. Kabak ifadesi, sivil liselerden Deniz Harp Okulu’na giriş yapan deniz öğrencileri için söylenir. Bu anlamda ben de bir kabağım. Deniz Harp Okulu’na sivil liseden geldim. İlk zamanlar yadırgadığım bu ifadeyi şimdilerde mesleki anılarda kalan hoş bir nükte olarak görüyorum. 18 Kasım 2017’de, Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi’nin kuruluşunun 244’üncü yıl dönümü kutlama töreni Heybeliada’daki eski okul binasında yapıldı. Deniz Lisesi’nin kapalı oluşunun, birçok eski ve yeni meslektaşımda bir burukluk yarattığını biliyorum. Bir kısmınız bir ‘kabak’ olarak sevineceğimi düşünseniz de, asla böyle düşünmediğimi bilmenizi isterim. Neden mi? Anlatayım.

Deniz eğitimi, mükemmeliyet çizgisine yaklaşmayı amaç edinen dinç, sportmen, ahlaklı ve fenni donanıma sahip, ülkesini seven ve aynı zamanda nazik ve kibar genç denizci insanlar yetiştirmeyi hedef alır. Denizde yaşam karadakine göre çok zordur. Sevdiklerinizden uzak, aylarca bir platformda 24 saat farklı kişilerle beraber bir görev

Yazının Devamı