İki büyük ülke tekrar barışmalı

21 Ocak 2018

Prof. Dr. Faruk Şen



Faruk Şen 1948’de Ankara’da doğdu. Ortaöğrenimine İstanbul Alman Lisesi’nde devam eden Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktorasını yaptı. 1980’de Bannberg Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1981-85 arasında Duisburg Üniversitesi’nde çalışan Şen, 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten ve 180 araştırmaya imza atan Şen 2009’da Türkiye -Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti.

Ortadoğu’nun lider ülkesi Türkiye ile Avrupa Birliği’ne yön veren Almanya artık çekişmeleri bırakıp, barışma yolunda adım atmalı. Ortadoğu’daki önemi son Birleşmiş Milletler oylamasında da ortaya çıkan 79 milyonluk Türkiye ile 82 milyonluk nüfusu ile Avrupa Birliği’nin 2018 bütçesi olan 144 milyar euro’nun yüzde 39’unu ödeyen Almanya’nın artık barışma zamanı geldi.

Yazının Devamı

Bir dramın yıl dönümü

19 Ocak 2018

Dr. Akkan Suver(Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı)



Yarın Azerbaycan tarihinde kara bir gündür.
Ermenistan’ın 20 Ocak 1990 günü Azerbaycan’da işlediği büyük insanlık suçunun üzerinden yirmi sekiz yıl geçti.
“Bakü Katliamı” veya “Qara Janvar - Kara Ocak” gibi isimlerle de anılan bu büyük acı katliam sonrası Azerbaycan sokaklarındaki kanların üzerine karanfillerin atılmasından dolayı “Karanfillerin Ağladığı Gece” olarak da bilinir.

Yazının Devamı

Toplumsal şiddet ve hoşgörüsüzlük

12 Ocak 2018

İnsanlar toplumsal yaşamın gereği olan kurallara uymak zorundadırlar. Uymamanın sonucu kamu düzenin bozulmasıdır. Toplumsal yaşam düzenini sağlayan kurallar hukuk, örf, adet, din ve ahlak kuralları olarak sayılabilir. Bu kurallara uyum, toplumsal yaşamın sorunsuz yaşanmasını daim kıldığı gibi kamu düzeninin sağlıklı işlerliğini temin eder. Kurallara uyumsuzluğun sonucu insanlar birtakım cezalarla veya ceza yerine geçen yaptırımlarla karşılaşırlar. Toplumsal yaşamda insanlardan davranış ve hareketlerini; doğru, yerinde, kontrollü, kurallara uygun, birbirlerine karşı nezaketli ve ortak insani değerlere saygılı kullanmaları beklenir. Ancak, günümüzde bu değerlere uyumsuzluğun arttığı, davranış ve hareket olarak ‘şiddet’ ve ‘hoşgörüsüzlüğün’ ön plana çıktığı görülmektedir. Günlük yaşamda şiddetin “bu ne zorbalık”, “24 saat şiddet”, “sokaklara kurşunlar yağdı” ve benzeri adlarla yazılı ve görsel basında yer alan bu haber ve görüntülerin insanların moral değerlerini bozduğu ve günlük yaşamlarını olumsuz etkilediği anlaşılır. Böylesi önemli bir konunun iyi algılanmasında ve bilinmesinde sosyal yaşam için fayda görülmektedir.

İnsanın kendisine veya başkasına karşı zor kullanması yahut

Yazının Devamı

‘Hukukun üstünlüğü’ ilkesi içselleştirilmeli

10 Ocak 2018



Doç. Dr. Selami Demirkol(Danıştay Üyesi)

Ülkemizde, başta Anayasamız olmak üzere, hukuk sisteminde, son zamanlarda çok önemli değişiklikler yapılarak, hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
Türk hukuk yapılanmasına, bu değişiklikler ile yeni bir yön verilerek AİHS hukuku ile entegre edilme arayışına girilmiş ve hukukumuz şekillendirilmiştir.
2000 yılı sonrasında bu şekillendirmede ‘Yasama Erki’nin gayret ve çabalarında yoğunluk ve sistematik bir ağırlık belirginleşmiştir.

Yazının Devamı

‘Kumar ve ölüm’ yahut ABD’de hukuk ve adalet

24 Aralık 2017

Günlerce söz konusu davadaki deliller gündeme geldi ve tartışıldı. Delilleri satır başları ile hatırlatıp bir yerde değerlendirmesini öncelikli hukukçulara ve okuyucuya bırakacağız. Öne sürülen deliller kısaca aşağıda açıklanmaktadır.

- “Gülenist” (FETÖ) yasadışı örgütün önde gelenlerinin (bunlar yargı, emniyet, idari veya askeri vb. mensupları) yurt dışına, bu bağlamda ABD’ye kaçırdığı, yasadışı bilgi ve belgeler.(Ki bu belge ve bilgilerin hemen tamamı 17/25 Aralık 2013 meşru hükümeti devirmeye teşebbüs soruşturmasının kesinleşmiş “kovuşturmaya yer olmadığına (takipsizlik) dosyası içerisindekilerdir) çoğu yasadışı yollardan elde edilen, bir bölümü montaj suretiyle oluşturulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkili makamlarınca tasdik edilmeyen kanuna aykırı delillerden oluşmaktadır.

- “Gülenist” tanık komiser muavini Hüseyin Korkmaz, belgeleri çalarak ve yasadışı yollardan FBI-CIA işbirliği ve “örtülü operasyon” ile ABD’ye götürüp, ABD’de ikamet izni (birçok göçmen bu hak için milyon dolarlar ödemeye hazırdır), FBI’dan elli bin dolar para, tanık koruma kanunu kapsamında savcılık tarafından karşılanan ev kirası karşılığı yaptığı tanıklık?!

- Reza Zarrab’ın tanıklığı!

- Kişisel veri

Yazının Devamı

‘Kumar ve ölüm’ yahut ABD’de hukuk ve adalet

23 Aralık 2017

Pierre Calamanderi “Hiç kimse onu bulandırmadığı ve ihlal etmediği sürece hukuk, teneffüs ettiğimiz hava gibi görünmez ve tutulmaz bir şekilde etrafımızı kaplar…” der. Ünlü hukukçu bu sözünün devamında “…Hukuk ancak kaybettiğimizi anladığımız zaman değerinin farkına vardığımız sağlık gibi sezilmez bir şeydir” gerçeğine işaret eder.

ABD ve Mehmet Hakan Atilla (M. H. Atilla) davası çok yazıldı ve konuşuldu. Farklı bir açıdan konuyu yaklaşmak ve açıklamak mümkün mü? Biz ona çalışacağız.

Adalet, insanlığın çok eski tarihlerinden bu yana aranan ve tartışılan kutsal bir kavramdır. Kutsal kitaplar ve metinlerde de sık sık bahsedilir. Yazının amaçlarından en önemlisi bu kutsal kavrama dikkat çekmektir.

1. ABD Adalet Teşkilatı ve Sistemi

“Kumar ve Ölüm” 1968 yapımı ABD Western filmi. Özetle, bir masada kumar oynanırken bir oyuncu hile yapar. Masadaki oyun oynayan kişiler tarafından götürülüp bir ağaçta asılarak öldürülür. Kasabada kısa zaman içinde asma girişiminde bulunan kişiler birer birer ölmeye başlar. Kimi boğulur, kimi asılır, acaba katil kimdir?

Filmin vermek istediği mesaj makalenin sonunda okuyucu tarafından anlaşılacaktır.

a) ABD Adalet Teşkilatı

ABD adalet teşkilatını kesin çi

Yazının Devamı

Çocuk Hakları

14 Aralık 2017

20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları günü. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1989 yılında, Birleşmiş Milletler Çocuk sağlığı ve haklarına yönelik çalışmalar sonuncunda hazırlanmış ve kabul edilmiştir. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 1995 yılında bakanlar kurulu kararı ile kabul etmiş, imzalamış, yürürlüğe koymuştur. Sözleşme 44 madde içermektedir.

1.madde: Bu sözleşme uyarınca, çocuğa uygulanabilecek olan yasalara göre, daha erken yaşta reşit olanlar dışında, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.

2. madde: Taraf devletler, bu sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa ana, babalarının, yasal vasilerinin sahip olduğu etnik köken, cinsiyet, renk, dil, inanç, siyasal politik durum, mülkiyet, hastalık, sakatlık, doğal ve toplumsal durum nedeniyle ayırım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.

Sözleşmenin diğer maddeleri bu sözleşmede tanınan hakların uygulaması için gereken yasal, idari girişimleri, önlemleri içerir.

Ülkemiz yıllardır başta terör olmak üzere, ekonomik, toplumsal sorunlar nedeniyle, kavram ve değer çatışmasının yarattığı karmaşa ortamlarının sorunlarını yaşamaktadır. Bu ortamdan kurtulmanın yollarını aramaktadır. Bu

Yazının Devamı

Adil bir yargılamada hakkaniyet ayrıntılardadır

13 Aralık 2017



Doç. Dr. Selami DEMİRKOL

AİHM yargıçlarının önemsedikleri ayrıntılar, Türk yargı aktörlerince referans alınmalı
İnsan hak ve özgürlüklerinin tanınması ve korunması, şüphesiz uluslararası bir meseledir.
Bu meselenin asıl önemli kısmı ise, olması gereken bir tablonun çizimini hedef almasıdır.

Yazının Devamı