Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Klinik psikoloji bilimi çocuk cinsel istismarını “bir yetişkin veya bir ergenin psikolojik/fizyolojik/sosyolojik gelişimini tamamlamamış olan, yaşı küçük olan bir çocuğu kendi cinsel uyarım ve doyumu için kullanması” olarak tanımlıyor.

Çocukların çeşitli şekillerdeki istismarları, onların içinde bulundukları gelişim evrelerine göre, duygusal, zihinsel ve/veya fiziksel olarak derin ve kalıcı hasarlar bırakıyor. İstismar tipleri arasında (duygusal, fiziksel, bakım ihmali vs.) çocuk için en travmatik olanı, en kalıcı hasar bırakıp onun ileride bir yetişkin olarak ilişkilerini, hayata bakış açısını, kısaca tüm yaşamını etkileyecek olanı cinsel istismardır.

Haberin Devamı

Genel olarak toplumda hangi davranışların cinsel istismar sayılacağı konusunda çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bilgi eksiklikleri bulunuyor. Bilimsel anlamda kesin olarak cinsel istismar alanına giren davranış örnekleri şunlar: cinsel davranışlar içine girmesi için bir çocuğa baskı yapmak veya açıkça ondan istekte bulunmak (gerçekleşsin veya gerçekleşmesin); çocuğa uygunsuz teşhirde bulunmak (genital bölgeler, kadın göğsü vs.); çocuğu ürkütmek; duygusal bağ kurmak amacıyla ona yakınlık göstererek kandırmaya çalışmak; cinsel organla, elle veya parmakla cinsel temasta bulunmak; oral, genital, anal temas kurmak; çocuğu çocuk pornosu üretmekte kullanmak.

Cinsel istismarın hasar ve kalıcılığını etkileyen bazı önemli faktörler bulunuyor. Özet olarak, istismarcının çocuğun tanıyıp güvendiği bir yakını veya aile üyesi olması; çocuğun yaşının küçük olması, istismar hareket veya hareketlerinin devamlı olması hasarları artırıyor ve kalıcılıklarında rol oynuyor.

İstismar belirtileri

Cinsel istismara maruz kalmış çocukların ana babalarına son derece önemli görevler düşüyor. Öyle ki bu safhada söylenecek bir söz, takınılan tutum ve gösterilen davranış örneği çocuğun geçirmekte olduğu travmanın ya katlanarak artmasına ya da bir nebze olsun hafifletilmesine yol açar. Anne-babaların çocuklarının cinsel istismara maruz kaldığından şüphelenmelerine yol açacak değişiklikler şöyle sıralanabilir:

Haberin Devamı

Çocukta görülebilecek farklı davranışlar: bunlar, seks ve cinsellik içeren davranışlar, daha önce severek yaptığı aktivitelerden uzaklaşma, saldırganlık, okulda sorunlar, gerileme (örneğin; parmak emme, eskiden yanından ayırmadığı bebek veya battaniyeye vs. yeniden başlama, yatak ıslatma), uyku bozuklukları, yalnız yatamamaya başlamak, depresyon ve yeme alışkanlıklarında görülen değişiklikler.

Bunların içinde özellikle çocuğun sık sık cinsel içerikli davranışlar sergilemesi akla hemen muhtemel bir cinsel istismarı getirmelidir.

Anüs ve genital bölgelerde problemler (kızarıklık, kanama, akıntı, tahriş, yırtık, idrarı tutamama, idrar yolları enfeksiyonu, dışkıyı kaçırmak) veya diğer medikal problemler.

Sık karın ve mide ağrıları, baş ağrıları gibi psikolojik stres sonucu oluşan psikosomatik şikayetler.

Çocuğun maruz kaldığı istismarın süresi ve içeriği ne olursa olsun, çocuğun küçük olması dolayısıyla unutacağı, hatırlamayacağı hem yanlış hem de çocuk açısından zaten verilmiş olan hasarı daha da büyütüp kalıcı hale getirecek olan bir tutumdur. Bu konuda ilk kural (1) her zaman çocuğa inanmak olmalı. Çünkü çok istisnai durumlar hariç, hemen hiçbir küçük çocuk bu (bilmediği ve de kavrayamayacağı) konuda gerçek olmayan bir deneyimden bahsetmez. Çocuğun, zaten yaşadığı deneyimlerle kafası karıştığı ve utanç ve suçluluk gibi taşınması çok ağır olan duyguları içinde barındırdığı için, derdini açtığı büyüğün ona inandığını görmesi onu rahatlatacak olan ilk adım. Kendisine açılan çocuğu dinleyen büyüğün çocuğa vermesi gereken ilk mesaj “bu olayda çocuğun hiçbir suçu olmadığını” söylemek; (2) çocuğun eğer biliniyorsa istismarcı ile her tür temasını kesmek; (3) kendisine rağmen yaşadığı travmatik deneyimi, çocuğun bilincinde ve duygu dünyasında düzenli bir yere oturtabilmesine yardımcı olmak üzere bir klinik psikologdan destek istenmeli. Böylece çocuk yaşadıklarını güvenli, anlayışlı ve empatik bir ortamda çeşitli yöntemlerle anlatıp tarif edebilme olanağına kavuşur.

Haberin Devamı

Çocuktaki etkileri

Çocuğun kontrolü dışında gelişen, onun kavrayamayacağı bir travma olan cinsel istismarın pek çok alanda kalıcı hasarları oluyor. Bunlar şöyle sıralanabilir: yaşamdan zevk alma kaybı, duygusal dumura uğrama, karamsar bir gelecek duygusu, fiziksel şikayetler, endişe, evham, içe dönme, sık sık tekrarlanan kâbuslar, sürekli tetikte olma hali, zihinsel performansta düşüş. Dahası, utanç ve başlarına gelen olaya kendilerinin sebebiyet verdiklerine inanmaları sonucunda oluşan suçluluk, cinsel tacize uğrayan çocukların hemen tümünde görülen ve taşınmaları çok ağır olan iki duygu.

Çocuğun cinsiyeti de yaşanan travmanın semptomlarını farklı kılabiliyor. Yaşadığı deneyimden utanç duyan ve buna kendisinin sebep olduğunu düşünüp suçluluk duyan ve böylece daha da korkan çocuk eğer kız ise, içine kapanma, daha önce severek yaptığı aktivitelerden uzaklaşma, yalnız uyumak istememe, yatak ıslatma, iştahsızlık görülebiliyor. Çocuk erkek ise, bunlara ek olarak saldırgan ve tutarsız davranışlar sergileme görülen sonuçlardan.

Travma - cinsel istismar ve ilerdeki sonuçları

Çocuklar istismar (cinsel, duygusal, sözel), ciddi ihmal, evde veya çevrelerinde şiddete şahit olmak, doğal veya insan eliyle oluşan felaketler, araba kazaları, anne babanın ayrılması, anne babada alkolizm ve/veya uyuşturucu kullanımı, akıl hastası anne veya baba, ölümcül hastalık, tıbbi prosedürler vs. gibi olaylarda travma yaşamış olurlar.

Daha önce de belirtildiği gibi, cinsel istismar çocuğun gelişiminde çeşitli fiziksel ve psikolojik gecikmelerle sonuçlanır. İstismara maruz kalmış çocuklar kendilerini aşırı derecede karmaşık, güvensiz, belirsiz, ürkütücü ve tehlikeli bir dünyada yaşıyor olarak algılarlar. Bu da büyüme sürecinde özgüvenlerini baltalayıp çevreleriyle başa çıkabilmelerini ve adapte olabilmelerini engeller. Cinsel istismar mağduru çocuklar kendilerini çaresiz, ihanete uğramış ve tuzağa düşürülmüş gibi hissederler.

Cinsel istismarın sonuçlarını hangi faktörlerin belirlediği sorusuna gelince, bu faktörleri şöyle sıralayabiliriz: a) çocuğun istismar zamanındaki yaşı ve içinde bulunduğu gelişim devresi b) çocuk ve istismarcı arasındaki ilişkinin derecesi. Kişi çocuğun ne denli yakınıysa, yani çocuğun ne denli güvendiği biriyse, istismarın etkisi de o denli kalıcı ve geniş oluyor c) istismarın sıklığı ve niteliği. Yani ne denli sıksa, tekrarlanansa ve dokunmalardan öte cinsel duhul içeriyorsa zararlar da o denli derin ve kalıcı oluyor.

Cinsel istismarın küçük kurban üzerindeki zararları çocukluk devresiyle sınırlı kalmayıp, kişinin ilerdeki tüm yaşamını etkiliyor. Çocuk büyüdükçe ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklar arasında travma sonrası stres bozukluğu (PTSD), alkol ve madde bağımlılığı, kendine zarar veren/yok edici davranışlar, depresyon, çeşitli Anksiyete hastalıkları, panikler, yeme bozukluğu hastalıkları, sık cinsel partner değiştirme veya tam tersi cinsellikten kaçınma, intihar fikirleri ve intihar girişimleri sıralanabilir.

NİLGÜN ÖCAL

27 yıl Amerika Virginia’da yaşayıp, eğitimini tamamlayıp, mesleğinde ilerledikten sonra 2013’de İstanbul’a dönerek muayenehanesinde hastalarını görmeye başladı. Ergen ve yetişkinlere psikoterapi; 5 ve yukarı yaştaki çocuklara ise oyun terapisi uygulamaktadır. Profesyonel ilgi alanları arasında kaygı rahatsızlıkları, duygusal bozukluklar, bağlanma şekilleri, psikolojik gelişim süreçleri ve travma bulunuyor. Dr. Nilgün Öcal’ın terapi stili psikodinamik ile bilişsel davranış terapisi bileşiminden oluşup, her hastanın özel gereksinimlerine göre belirlenmektedir.