Ne olacak bu futbolumuz?

30 Mayıs 2021

Mustafa Kemal Ulusu

Bodrum Gündoğan beldemizde bakımsız da olsa, harika bir yürüyüş parkuru vardır, ben ve değerli dostlarım burada sabahları devamlı yürürüz.

Geçen cuma sabahı da yürüdük, hem de tam bir futbol ekibiyle.

Şampiyon Beşiktaş’ımızın sevgili Başkanı A. Nur Çebi, Sözcü gazetesinin duayen köşe yazarı, ama ilk işi spor yazarlığı olan Rahmi Turan ağabeyimiz, eski milletvekilimiz ve eski TFF Yönetim Kurulu Üyesi Rasim Zaimoğlu, BJK camiasının renkli siması Güven Kulabaş ve de bilmeyenler için eski BJK Yönetim Kurulu Üyesi,  genel kaptanı ve eski TFF Başkanı ben M. Kemal Ulusu.

Gündem tabiki futbol ve Beşiktaş’ın şampiyonluğu, tabi Altay’ın Süper Lig’e geçmesi, ayrıca son gündemdeki siyasi olaylar falan filan derken yürüyüş bitiyor ve herkes evlerine...

Evime geliyorum, hemen sabah gazetelerini alıyorum, tabi yanında çayım ve hemen arka spor sayfası ve de bir bakıyorum ki, dün Azerbaycan Milli Maçı oynamışız ve zar zor 2-1 galip gelmişiz. Aynı anda bir futbol adamı olarak bu maçı

Yazının Devamı

Azerbaycan-Ermenistan sınırında provokasyonların nedenleri -1-

30 Mayıs 2021

Dr. Cavid Veliyev - (Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi)

44 günlük savaş sonucunda Azerbaycan ordusu Karabağ’ı işgalden kurtardıktan sonra taraflar arasında çekişmeler 30 yıldır Ermenistan işgali altında olan uluslararası alanda tanınmış Azerbaycan-Ermenistan sınırına kaydı. 27 Mayıs’ta Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan Kelbecer bölgesinde sızma yaparak sınır karakolunun arkasına mayın döşemeye çalışan Ermeni askerlerinden altısı Azerbaycan sınır birlikleri tarafından tutuklandı. Aslında uzun zamandır taraflar arasında sınırlar noktalarının belirlenmesi açısından çekişmeler yaşanmaktadır. Meselenin bir çekişme ve sorun haline dönüşmesinin ise birden fazla nedeni bulunmaktadır.

Birincisi uzun yıllar uluslararası alanda tanınmış Azerbaycan-Ermenistan sınırları işgal altında olduğu için Ermenistan tarafı köyleri ve kasabalarını bu bölgelere doğru yasadışı yollarla genişleterek Azerbaycan sınırlarına girmiş veya sınırdaki Ermeni köylüleri işgal altındaki Azerbaycan topraklarını tarım ve hayvancılık için kullanmıştır. 30 yıl bu bölgede yaşayıp, buraları

Yazının Devamı

‘Yargı Reformu Paketi’nin getirdikleri

29 Mayıs 2021

Avukat Zafer İşeri

 

Yeni Yargı Reformu Paketinin öngördüğü değişiklileri kısaca incelemek gerekirse ilk olarak en önemli değişikliğin katalog suçlardaki tutuklamalarda ‘somut delile’ dayandırma zorunluluğunun gelecek olduğunu söyleyebiliriz. Halihazırdaki düzenlemeye baktığımızda öncelikle Ceza Muhakemesi Kanu’nun genel uygulamasına göre “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir.” Görüldüğü üzere tutuklama kararı verilebilmesi için iki şart vardır. Bunlardan ilki kuvvetli suç şüphesine sebebiyet verecek somut deliller; ikinci ise bir tutuklama nedenidir. Tutuklama nedenleri de kanunda sayılmış olup bunlar şüphelinin delilleri yok etme, kaçma gibi suçun soruşturulmasını engelleyecek türden davranışlar içerinde olma ihtimalidir. Ancak Kanunun devamında bazı suçlar bakımından tutuklama nedeninin varsayılması öngörülmüştür. Kasten öldürme,

Yazının Devamı

Kıbrıs’ta çözüm yolu KKTC’nin tanınmasından geçer

29 Mayıs 2021

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çağrısıyla Güney Kıbrıs Yönetimi  Başkanı Nikos Anastasiadis, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, garantör devletler olarak Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın  katılımıyla 5+1 formatında 27-28 Nisan 2021 günleri Cenevre’de gayriresmî olarak toplanan Kıbrıs Konferansı’nın bir sonuca varmadan dağıldı.

1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, uluslararası plânda bu adla tanınmaya devam eden devlet olmakla birlikte; 1964’te başlayan olaylar sonucunda 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin kurulmasından sonra Türkiye ve KKTC açısından fiilen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’ne dönüşmüştür. O zamandan beri  Ada’da fiilen iki bağımsız devlet bulunmakla birlikte; KKTC, şimdiye değin Türkiye’den başka hiçbir devlet tarafından tanınmamıştır. O nedenle KKTC, hâlâ başta Birleşmiş

Yazının Devamı

Paydaşlar kapitalizmine doğru yolculuk ...

23 Mayıs 2021

Prof. Dr. Yavuz Odabaşı

Dünya Sağlık Örgütü, küresel adaletsizlik sorununun çözümü için aşıların küresel erişimine izin verilmesi  önerisi yanında, yoksul Afrika ülkelerinde gıda sorunu ile karşı karşıya olunduğunu açıkladı. Oxfam, “eşitsizlik virüsü” konusunu dikkatlere sundu. Şirketlerin ve yoksullardan daha fazla dünyayı kirleten zenginlerin kamuya destek verebilmeleri arzulanıyor ve bu kesimlerden bir uygulama olarak “servet vergisi” alınmasının uzun dönemli refah için gerekli görülüyor. Cambridge Sürdürülebilirlik Komisyonu, iklim sorununu çözmek için önce zengin ülkeler ve zenginlerin yaşam biçimi olan “kirletici elitin aşırı tüketimi”nden başlamak gerekir diye uyardı.  Davos’da yapılan son Dünya Ekonomik Forumu’nun iş dünyasından katılımcılarını temsil eden Uluslararası İş Konseyi, ‘Paydaş Kapitalizmi Göstergeleri’ni geliştirdi. Göstergelerde izlenmesi gereken ve başarının ölçüleceği dört alan

Yazının Devamı

Yunan zırvaları

23 Mayıs 2021

Bülent AKARCALI - Turizm ve Sağlık eski bakanı Devlet olmak gerçekten zordur; en azından köklü bir tarih, asırların getirdiği bilgi, beceri ve deneyime dayalı bir yönetim ve idari yapı ile bu şuura sahip bir millet gerektirir. Hele ciddi devlet olabilmek daha da zordur.

Yunanistan, bir yandan bu zorluğu hala aşamamış ham bir devletçik öte yandan bağnaz, Türk düşmanı bir kilisenin tamamen esiri olmuş cüce bir toplum olarak varlığını sürdürmektedir.

Daha birkaç ay önce ABD’den gelen kullanılmış askeri yardımı beğenmeyen bu ülkeye, bir ABD generali hak ettiği cevabı vermişti “dilencinin beğenip beğenmeme hakkı yoktur” diye.

Bu devletten ziyade devletçik olan yapının sivil ve askeri yöneticileri, siyasetçileri yıllar önce 19 Mayıs’ı Pontus Soykırımı ilan etmişlerdi. 15 Mayıs 1919’da İzmir’i önce işgal sonra yağmalayıp daha sonra da Ankara-Polatlı yakınlarına kadar, onlarca şehir, yüzlerce kasabayı ve binlerce köyü yakıp yıkan ve sonunda denize dökülürken İzmir’i yakan sanki bunlar değildi!

Uşak’ta

Yazının Devamı

Eğitim sistemimiz

23 Mayıs 2021

Mustafa Kemal Ulusu

Değerli okurlarım, eğitim sistemi deyince, tabiki ilk akla , bu konunun duayen yazarı sevgili kardeşim sayın Abbas Güçlü gelir. Benim yazacaklarım ise, 81 yıllık hayatımın 74 yılında bizzat  yaşayıp, gördüğüm bazı tecrübelerimden olacaktır.

İlk örneğim ünlü hocamız Prof. Kurthan Fişek’ten. Ünlü hocamızın yüksek okulda ilk durağı Orta Doğu Üniversitesi, fakat orada bir türlü istediği sonuca ulaşamıyor, bu konu üzerinde çok hoş bir anısını var. Kurthan hoca ODTÜ’de mühendislik fakültesinde, ama kafası hiç basmadığı için derslerle baş etmeye çalışıyor, fakat ne yapsa nafile, notlar hep kötü. Erdal İnönü de Fizik hocası. Bir gün hocasına gidiyor ve “Hocam üniversiteden kovulacağım, lütfen bana yardımcı olun, şu notlarımı biraz yükseltin” deyince, Erdal hoca ona, “Gel şöyle karşıma otur bakayım” diyerek Kurthan Fişek’i karşısına oturtuyor ve önüne de imtihan kağıtlarını çıkarıp masanın üzerine koyarak şöyle diyor: 

Yazının Devamı

Karadeniz’deki trajedi 21 Mayıs 1864 (2)

22 Mayıs 2021

Prof. Dr Cengiz Kuday - Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı

21 Mayıs 1864’te başlayan Çerkes göçü çok güç şartlar altında yapıldı. Binlercesi, yollarda ve denizde öldü. Osmanlı’ya gelenler onlara vaat edilen şartları bulamadılar. Pek çoğu asker oldu kadın ve kızları saraylara ve konaklara satıldı. Çok az kısmı ülkenin değişik yerlerine iskân edildi. O zaman Osmanlı’nın gücü bu kadar idi.

Meşhur Rus yazarı Lev Tolstoy’un (Harp ve Sulh kitabının yazarı ve aynı zamanda Şeyh Şamil’in naibi ve sonra rakibi olan meşhur Hacı Murat’ın yazarı) Kafkas trajedisi için yazdığı (kendisi o zamanlar çarlık ordusunda bizzat olaylar içindedir) sahneler o kadar korkunçtur ki köylere gece karanlığında dalıvermek Ruslar için âdet haline gelmişti. Rus askerlerinin ikişer üçer evlere girmesini izleyen dehşet sahneleri öylesineydi ki bunların hiçbirini rapor görevlisi aktarmaya devam edemezdi. Yollarda zorla bindirildikleri gemilerde yolcuların büyük bir kısmı, gemilerin Karadeniz’in hırçın

Yazının Devamı