PARKiNSON RiSKi

29 Eylül 2010

Son zamanlarda sıkça çevremizde duyduğumuz Parkinson hastalığında ilaç desteği dışında hastalara uygulanması gereken rehabilitasyon programlarından bahsetmek istiyorum.
Altında yatan nedenler
Parkinson hastalığı, istirahat halindeyken kasların karakteristik titremeleri, hareketlerin yavaşlamasıyla görülen merkezi sinir sisteminin kronik bir hastalığıdır. Çeşitli sebeplerle meydana gelebilir. Beyindeki sorunlarla oluşabildiği gibi, damar kireçlenmeleri de bu hastalığa yol açar. Bazen de hiçbir neden olmadan gelişebilir.
Pek çok hastada hastalığı hazırlayan sebepler kesinlikle anlaşılamaz. Örneğin genetik, yorgunluk, aşırı heyecanlar, vücutta bazı maddelerin eksikliği ve fazlalığı, çeşitli teskin edici ilaçların uzun süre kullanımı hastalığa zemin hazırlar.

Hastalığın belirtileri
Parkinson hastalığının çoğunlukla 50-60 yaşlarında başlamış olması göz önüne alınacak olursa hastalık sebepleri arasında damar kireçlenmesi ve beyinde hareket sistemini etkileyen bölümlerdeki bozulmaların sorumlu tutulması gerekir. Hastalık, sinsi bir şekilde başlar. Eğer tedavi edilemezse gittikçe ağırlaşır. Hastalığın ilk belirtileri bazı tekrarlanan işlerin yapılmasında,

Yazının Devamı

AKCiĞER HASTALARINDA REHABiLiTASYON UYGULAMALARI

22 Eylül 2010

Bu hastaların solunum sistemlerini güçlendirmek yani yaşam standartlarını yükseltmek bir grup uygulamayla mümkün olur. Diyaframın kullanıldığı karın solunumuyla ağır ve derin nefesler almak önemlidir


Kronik akciğer hastalarında rehabilitasyonun amaçları şöyle sıralanabilir:
1- Öksürmeyi kolaylaştırmak, göğüs kafesi üzerine hafif vurmalar ve yer çekiminden yararlanarak hava yollarındaki fazla salgıları dışarı atmak,
2- Solunum egzersizleriyle az soluk alıp verme şekillerini düzeltmek,
3- Solunum kaslarını güçlendirmek,

Yazının Devamı

REHABiLiTASYON HAYAT KURTARIR

15 Eylül 2010

Hastalıkları ‘kestirmeden’ tedavi etme yollarının başında cerrahi müdahale geliyor. Oysaki hasta, rehabilitasyonla ekonomik yoldan sağlığına kavuşabilir

Rehabilitasyon, hasta ve sakatların tüm sorunlarıyla ilgilenmeyi gerektiren, onlara bedensel, ruhsal, ekonomik destek sağlayan bir bilim dalıdır. Günümüzde sağlığa ve sağlık hizmetlerine uzun zaman ayırmama ve hastalıklarla ilgili sorunları kestirmeden bitirmeye yönelik telaş, sağlık sistemini etkiliyor. Halbuki birçok hastalığın tedavisinde sabır gerekmektedir. Nasıl ki romatizmal rahatsızlıklarda hastaya “Al şu ilaçları kullan” deyip eve göndermemek gerekiyorsa, aynı işlem akciğer, kalp, felç ve ortopedik ameliyatlardan çıkmış hastalarda da geçerli. Çünkü tüm bu hastalar için özel geliştirilmiş rehabilitasyon programları ve bilimsel destekler oluşturulmuştur.
Hasta tüm bunları bilmeyebilir. Bu konuda onları aydınlatmak ve programları uygulatmak rehabilitasyon hekimlerinin, diğer yetkililerin görevidir. Örneğin romatizmal hastalık tedavisi sadece romatizmal hastalıklarla uğraşan bir hekimin vereceği ilaçlarla mümkün olmaz. Bunun içine fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları başta olmak üzere psikiyatristler, nörologlar,

Yazının Devamı

HAREKET ETMEK FITIKTAN KORUYOR

25 Ağustos 2010

Gün içindeki hareketleriniz ‘fıtık’ olmanıza zemin hazırlayabilir. Özellikle bilgisayar başındakiler risk altında. İşte hayatınızı kolaylaştıracak birkaç ipucu


Tarlada çalışan kişide bel fıtığı neredeyse hiç çıkmıyor. Çünkü bu kişilerin adale sistemi çok iyi gelişmiş oluyor. Bel fıtığını tanımayan Anadolu kadını ne zaman ki büyük kentlere geliyor, hareketsiz kalıyor ve bir anda bel fıtığıyla tanışıyor. Sonuç olarak ağır işlerde çalışanlarda bel fıtığı görülme sıklığı çok az oluyor. Bu insanlar için hareketsizlik büyük bir düşman. Kişi lavaboda elini ayağını yıkarken birden kasılıp kalabiliyor. Fıtık vücudun bir anlık boş durması sonucu ortaya çıkıyor. 20 yıl önce bel fıtığı olup fark etmeyen insanlar var.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon
Bu yöntemlerde ileri teknoloji ürünü cihazlar kullanılarak sorunlu bölgenin kanlanması sağlanır. Kanlanma artınca sinirlerde tekrar bir canlanma elde edilir. Bununla birlikte aynı bölgede bazı kimyasal değişiklikler meydana gelir. Adalelerdeki spazmlar çözülür. Sonuç olarak kaybedilen duyular yerine getirilir. Rehabilitasyonsa hastaya uygulanan bazı hareketlerden oluşur. Yani bir egzersiz programıdır. Her ikisi için de üzerinde

Yazının Devamı

FITIK MASA BAŞI iŞLERi SEVER

18 Ağustos 2010

Bel ve boyun fıtığı riskini artıran sebepler, aşırı kilo, yaşlanma, hamilelik, hareketsiz yaşam ve işini sevmemek. Masa başında çalışanlarda bel fıtığı riski, ağır işlerde çalışanlardan daha yüksek

Kadınlar, erkeklere oranla daha riskli bir grubu oluşturuyor. Çünkü kadınların kemik yapısı farklı, kas güçleri az ve hamilelik süreci var. Hamilelik döneminde kas sisteminde büyük değişimler oluyor. Eğer kişiye iyi bir hamilelik rehabilitasyonu uygulanmadıysa, ani kilo alıp verme döneminde önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu zorlanmalara bağlı bel ve kalça kaslarının yapışma yerlerinde ağrılar meydana gelir. Hamilelikte rehabilitasyon programları dünyada yaygın şekilde uygulanmaktadır. Ama ne yazık ki Türkiye’de bu programlar çok gelişmiş değil. Anne adayı, belirli egzersizleri yaparak hem bel fıtığını önler, hem de rahat doğum için ön hazırlık yapmış olur. Bazen hamilelikte bu tür ağrılar bel fıtığıyla karışabilir.

Bel fıtığı oluşumunda yaşın önemi
Yaşın önemi büyük ama 15 yaşında bel fıtığı olmuş hastalara da rastladım. Genç yaşlarda disklerin yüzde 78’i sıvıdır. Daha sonra yaşın ilerlemesine bağlı olarak tüm vücutta sıvı kaybı oluştuğu gibi disklerde de oluşur. Bu sıvı

Yazının Devamı

KEMiK ERiMESİ (OSTEOPOROZ)

11 Ağustos 2010

Orta yaşı geçince kadın erkek ayırt etmeden herkeste kemik kütlesi azalır. Bu hale genelde osteopeni denir. Amaç ömür boyu bu safhayı geçmemektir. Kemik kaybının aşırı ilerlemesi kemiklerin kolayca kırılabilir hale gelmesi demektir. Çocuklar ve gençlerde de görülmektedir. Kadınlarda ise menopoz döneminde kemik kaybı çok hızlanır. Erken tedaviye başlanmazsa ileri yaşlarda küçük bir kaza veya düşme sonucu kemikler kırılabilir.Ayrıca omurgada kemik erimesine bağlı çökmelerde de boy kısalması ve sırtta kamburluk olur Tüm bunlar oluşuncaya kadar herhangi bir belirti ve ağrı olmaz. Osteoporoz sebebiyle kalça kırığı geçiren her beş kişiden biri, uzun süre yatağa bağlı kaldığından yaşamını erken kaybetmektedir.

NASIL TEŞHiS EDiLiR?
Bütün hastalıklarda olduğu gibi osteoporozda da erken teşhis önemlidir. Kemiklerde ne kadar kayıp olduğunu görebilmek için sadece kemik dansitometre cihazı ile tüm kemiklerin yoğunluk ölçümü yapılır.

NASIL ÖNLENiR?
Son nokta olan osteoporoz oluşma- ması için çocukluk dönemlerinden itibaren gıdalarla kalsiyum ve D vitaminleri alınmalı,düzenli beslenip, süt içerek, güneşten yararlanmalıdır. Kemik erimesine neden olan maddelerden de (kahve, sigara, alkol)

Yazının Devamı

BOYUN FITIĞI GERÇEKLERİ

28 Temmuz 2010

Boyun omurları arasında diskler vardır. Yastıkçık olarak adlandırdığımız bu disklerde meydana gelen taşmalar sinirlere bası yaparak boyun fıtığını ortaya çıkarır. Boyun fıtığının yansımaları boyun, sırt ve kollarda görülür. Yani bel fıtığında bacaklarda görülen ağrı, kasılma ve hissizlikler boyun fıtığında kollarda görülür. Mesela hastanın elinde bulunan sinirdeki baskıya bağlı kas gücü kayıpları olabilir. Kişinin tutma yeteneğinde azalma olur. Ayrıca yine sinirdeki baskıya bağlı olarak kolda incelme meydana gelebilir. Bu incelme boyun fıtığının ilerlemesi durumunda gözle görülür hale gelir.

Tedavisi nasıl yapılıyor?
Tedavi sırasında hastaya boyun hareketlerinde kısıtlama getiriyoruz. Öncelikle psikolojik olarak rahatlaması için hastanın ağrısını belirli bir ölçüde hafifletiyoruz. Çünkü bu ağrılar çok şiddetlidir. Bu tedavide de tıpkı bel fıtığında olduğu gibi öncelikle hastada ne gibi kayıplar oluştuğu belirlenir, bu kayıpların yerine konması için rehabilitasyon dediğimiz programın uygulanmasına başlanır. Rehabilitasyonla birlikte fizikoterapi de tedavi aşamasında çok önemli bir yer tutar.
20-25 seanslık tedavi sonrasında hastanın ağrılarına son vermek büyük ölçüde mümkündür.

Yazının Devamı

BEL FITIĞIYLA iLGiLi MERAK EDiLENLER

21 Temmuz 2010

Birçok kişi bel fıtığı olduğunu bilmeden ağrılarıyla yaşıyor, kimi de bir uzmana gitmeden teşhisini kendisi koyuyor. Peki bel fıtığının belirtileri nedir, nasıl teşhis edilir? Konuyu iyice araştırmakta fayda var

Bel fıtığının teşhisinde en büyük görev doktora düşüyor. Konusunda uzman bir doktor, fiziki muayeneyle ilk bakışta teşhisi koyabilir. Ancak bazı vakalarda MR'a gerek duyulabilir. Doktorun görevi burada sinirlerle kaslar arasındaki bağlantıyı belirleyerek, hangi sinirin hangi kası etkilediğini teşhis etmektir. Sadece MR'a bakarak teşhis koymak mümkün değildir. Hangi sinirin nereye ne kadar baskı yaptığını belirlemek için elle muayene etmek şarttır.
Doktorun diğer bir tanı aracı da hastaya yönelteceği sorulardır. Doktor hastanın kas gücü, kemik yapısı, kilosuyla ilgili bir takım sorular sorar ve hastanın durumuyla ilgili ipuçları elde eder.

Kişi kendisine bel fıtığı tehşisi koyabilir mi?
Araştırmalara göre birçok insan bel fıtığı olduğunu bilmeden ağrılarıyla yaşıyor. Ağrılar zamanla hastanın hayatının bir parçası oluyor.
ABD'de hayatı boyunca hiç bel sorunu yaşamamış iki bin kadavra üzerinde bir araştırma yapılmış. Araştırma sonunda bunların yüzde 40’ının bel fıtığı

Yazının Devamı